Çocukluðum yazlýk sinemalarýn hayal perdesidir
03 Ocak 2013 22:05 / 3121 kez okundu!
Uzun zaman önceydi… Þaka þaka daha o kadar yaþlý deðilim. Hatýrlýyorum, iki film birden izlediðimiz günlerin üzerinden sanýrým uzun olmasa da çok zaman geçti. Çocukluðum Gültepe semtindeki Gördüren sinemasýnda geçti. Kopan filmleri almak için makine dairesinin önünde az beklemedim.
Sonra evde kimse yokken tüm perdeleri kapatýp fener ile filmleri duvara yansýtýp izlemek çocukluðumun en güzel anlarýydý. Duvara ne yansýdýðýnýn önemi yoktu. Önemli olan o günün imkânlarýyla sinemaya olan merakýmýzýn ve ilgimizin bize hissettirdiði mutluluk ve keyifti.
Bizler sinemaya gitmeden önce evde bir telaþ baþlardý. Bayram sabahý gibi en temiz kýyafetleri giyer o þekilde sinemaya giderdik. Film afiþleriyle etrafý sarýlmýþ eski model bir araçla gündüz saatlerinde mahallemizden geçerler o akþam oynayacak iki filmin reklamýný yaparlardý. O zamanlarýn son teknolojisi olan megafon sayesinde halka seslenirlerdi. “Bu akþam Gördüren sinemasýnda iki þahane film birden, Dev Kaný… Dev Kaný… Baþrollerde Cüneyt Arkýn… Gördüren iftiharla sunar…” Biz çocuklar mahalleleri dolaþan bu arabanýn peþine takýlýr yorulunca geri eve dönerdik.
Gala geceleri sinemaya girmek imkânsýz denecek kadar zordu. Saatlerce kuyrukta bekleyip içeriye girenler þanslý olurdu. Þimdiki gibi Patlamýþ mýsýrlar, çeþit çeþit içecekler, konforlu koltuklar, harika perdeler, insaný yerinden hoplatan ses sistemi, gösteriþli fuayeler nerdeeeeee…. Elimizde Cincibir gazozlarý, külahta çiðdem, yer varsa tahta sandalye yoksa taþýn üstünde.
Yazlýk sinemalarýn hayal perdesidir benim çocukluðum. Haylazlýk çocukluðun en güzel anlarýdýr. Arkadaþlarla gittiðimiz Gördüren sinemasýnýn en arkadaki sandalyelerine otururduk. Bunun iki nedeni vardý. Birincisi içtiðimiz Cincibir gazozlarýnýn boþ þiþelerini sinemanýn eðiminden yararlanarak en arkadan ön tarafa kadar yuvarlamak ikincisi ise en arka tarafta makinistin olduðu ve filmin oynatýldýðý yere yakýn olup kopan filmleri makinistten istemekti.
Çok olmasa da uzun zaman önceydi. O koskocaman bankalarýn sponsor olduðu sinemalar yoktu. O ihtiþamlý, albenili alýþveriþ merkezleri yani AVM’ler henüz hayatýmýza girmemiþti. Veresiye aldýðýmýz bakkalýmýz, sokak oyunlarýmýz ve vazgeçilmez yazlýk sinema keyfimiz vardý. Tam bilete karþý öðrenci/öðretmen/emekli indirimi vardý. Üstelik tam biletin yarýsýna film izlerdik. Þimdi öðrenci biletleri tam biletin yüzde on indirimli hali…
Yýllar sonra kendimi kýz arkadaþým sayesinde Ýzmir Sinemasý’nýn önünde buldum. Üç gün önce gittiðimiz ve maddi olarak belimi büken demek hafif kalýr, direkt kýran sinema deneyimimden sonra içeri girme konusunda tereddüt ediyordum. Kýz arkadaþým ýsrarla burada bilet fiyatlarýnýn çok uygun olduðunu söylüyor geri geri giden ayaklarýmý engellemek için arkadan beni içeriye doðru itekliyordu. Hýzlý bir hamle ile kendimi içeride buldum. Ýzmir sinemasý yaþlanmýþ ama deðiþmemiþ. En son buraya ne zaman geldiðimi anýmsamaya çalýþtým. Hatýrlayamadým. Ne tarihi ne de hangi filme geldiðimi… Unutamadýðým tek þey vardý. Fuayesi týklým týklýmdý. Sadece o seansta yer vardý. Hatta kalan son iki üç koltuktan birini son anda kapmýþtým. Ýþte gençlerin ve çocuklarýn sesleriyle kulaklarýmýzý dolduran o þatafatlý fuaye yaþlý bir adam gibi boþ ve sessiz öylece duruyordu.
Eski Ýzmir Sinemasý’ndan aklýmda iki þey kalmýþ giþede duran memur abla ve sinemaya girerken elimizden biletleri alýp öðrenci kartýmýza bakan yaþlý amca… Sevgilimle içeriye girdiðimde önce fiyatlara sonra memur ablanýn hâlâ orada olmasýna þaþýrdým. Sinemaya girerken ikinci þok, biletleri alan yaþlý amca da orada üstelik hâlâ yaþlý…
Yýllar sonra ilk defa emekli indirimine rastladým. Bu beni çocukluðuma, o dönemin sinemalarýna götürdü. Yazlýk sinemalarý, arkasýndan koþtuðumuz reklam arabalarýný, Cincibir gazozlarýný, çocukluðumun tatlarýný ve keyiflerini özledim. Sanýrým çocukluðumu özledim.
Ýzmir Sinemasý’nda Tam Bilet: 10 TL, Öðrenci: 8 TL diðer sinemalara göre neredeyse yarý fiyatýna bundan sonra bir filme gideceksem önce orada gösterimde olup olmadýðýna bakacaðým, ancak daha sonra diðer sinemalarý tercih edeceðim. Unutmadan þunu da belirteyim sadece bilet fiyatlarý deðil, fuayeye çýktýðýnýzda ya da filmi izlerken tüketeceðiniz yiyecek ve içeceklerde de fiyatlar diðer sinemalara göre çok daha uygun…
Birçoðumuz gibi fiyatlar dolayýsýyla takip edememekten, sevdiðimiz filmleri kaçýrmaktan yakýnmak yerine artýk etrafýmýza biraz daha dikkatli bakmalýyýz. Ýçeriye girdiðimde salonun da geçmiþimiz, anýlarýmýz gibi yapayalnýz olduðunu gördüm. Çoðu zaman unuttuðumuz, yitirdiðimiz anýlarýmýz bizi izler, göz göze gelmeyi bekler ve anýmsadýðýmýzda eski bir dost gibi bizi kucaklar. Bir mekân neþelenir mi, neþelenir; sizi gördüðünde gülümser mi, gülümser, göreceksiniz.
Film bitip çýktýðýmýzda uzun uzun boþ salona baktým. Ne kadar çabuk kaptýrmýþýz kendimizi bu deðiþime, þaþýrdým ve kendime kýzdým, geçmiþimizi sahipsiz býraktýðýmýza. Bizler görmezsek, görmezden gelirsek gün gelecek hepsi birer birer kapanacak ne yazýk ki.
Sinemadan çýkarken önce yaþlý amca, sonra memure abla ile göz göze geldim. Ýçimden usulca harfler döküldü.
Ýyi ki varsýnýz.
Ýyi okumalar…
Murat ÞAHÝN
03.01.2013