Alçaklýðýn Evrensel Tarihi

28 Ocak 2017 13:45 / 1285 kez okundu!

 

 

… Babam önce Neriman Teyze’ye sonra bana baktý. Kulaðýmý çekip okkalý bir Osmanlý tokatý attýktan sonra “Yarýn camcý Rüstem’e söylerim deðiþtirir” dedi. Babamýn ýsrarlarýna raðmen içeriye girmeyen kapýnýn önünde duran nam-ý deðer gudubet Neriman yetmiþ beþ yaþýnýn verdiði çeviklikle ikinci tokatýn önüne attý kendini. Kýzarmýþ ateþ gibi yanan sol yanaðýmý tutarken “Alçak” dedim kýsýk sesle, babam duymuþ olacak “Ne dedin sen?” diye bir hýþýmla üzerime yürüdü, olaylardan habersiz annem geldi olaya el koydu…

O gün arkadaþlarla toplanmýþ mahallede elimizde plastik mavi topla maç yapacak yer arýyorduk. Herkes “Gidin kapýnýzýn önünde oynayýn” diyordu. Dördüncü yer deðiþtiriþimizde nam-ý diðer gudubet Neriman Teyze’nin kapýsýnýn önünde bulduk kendimizi, Ahmet “Neriman Teyze evde yok burada oynayalým” dedi. Altý kiþi plastik mavi topun peþinden koþturmaya baþladýk. Top iki kere bahçeye kaçtý. Ahmet girip aldý. Neriman Teyzeden ses soluk çýkmýyordu. Ahmet’in topu pencerenin küçük camý ile buluþturmasýyla önce þangýr þungur, sonra çýðlýk sesi yükseldi. Neriman Teyze soluðu yanýmýzda, Ahmet ve ben hariç diðer tüm çocuklar evlerinde aldý. O zamanlar bizim için çýðlýk çýðlýða kendini sokaða atan yaþlý teyzeden daha tehlikeli bir þey yoktu…

Neriman teyze direkt yan komþusu olan Ahmet’e daldý. Çocuðun kulaðý koptu kopacak, “Söyle camý kim kýrdý?” Neriman teyzenin baðýrýþlarýna Ahmet’in çýðlýðý eþlik ediyordu. Parmaðýyla beni gösterdiði yetmiyormuþ gibi “Camý o kýrdý” dedi. Avcýsýna av olmayý bekleyen ve kaçacak yeri olmayan, köþeye sýkýþmýþ küçük bir tavþan gibi öylece sessizce bekledim. Üzerime bir þahin edasýyla gelen Neriman Teyze iþaret parmaðýný gözümün içine kadar sokup, “Akþam hesabý babana verirsin” dedi. Gitti…

Ahmet ile göz göze geldik. Koþarak evin yolunu tuttu. Sanýrým ilk defa o zaman akþam yiyeceðim dayaðý bile bile arkadaþýmý satmamýþtým. O gün þunu öðrendim, alçaklýk sonradan öðrenilen bir þey deðilmiþ. Belki de bu yüzden Borges’in “Alçaklýðýn Evrensel Tarihi” kitabýný çok seviyorum. Ýlk defa Borges okuyacaklara önerim ise “Yollarý Çatallanan Bahçe” Onun kitaplarýný okurken sürekli not alýrsýnýz, yeni yazarlar ve þairlerle karþýlaþýrsýnýz. Benim en çok sevdiðim sözü “Bana öyle geliyor ki, iyi okurlar, iyi yazarlardan daha az.” Kendinizi farklý bir dünyanýn farklý yazarlarýn izinde bulursunuz.

Borges bir hikâyesinde Ana Britannica’nýn bir maddesini anlatýyordu. Buna göre milattan yýllar önce Anadolu’nun Erzurum yakýnlarýnda kurulmuþ, þimdi adýný unuttuðum bir medeniyet varmýþ. Kendilerine ait bir matematik anlayýþýna sahiplermiþ, mesela ikiyi dört gibi yazarlarmýþ. Borges uzun uzun bu uygarlýðý anlatýyor. Sonra bir gün bir okuyucusu kapýsýna dayanýyor. “Ben Ana Britannica'yý baþtan sona inceledim. Öyle bir madde yok” diyor. Borges umursamaz bir tavýrla cevap veriyor. “Hayret benim evdeki Ana Britannica’da bu madde var”

Ahmet ile yýllar sonra karþýlaþtýk. Bir þirkette yönetici olmuþ. Konuþmalarýndan anladýðým kadarýyla hâlâ suçu baþkalarýn üstüne atýp, camý kýran topunu dahi alacak cesareti olmayan biri…

Neriman teyzenin kapýsýný çaldým. “Ne var, ne istiyorsun?” dedi. Utana sýkýla “Þey…” lafý aðzýma týktý. “Hiç aðlayýp sýzlayýp yalvarma, akþam babana söyleyeceðim” dedi. “Yok bir faraþ ile süpürge verirseniz camlarý temizleyeyim”, kapýyý açtý ortalýðý temizledim, topu alýp çýktým. Ertesi sabah Ahmet’e vermek için…

Ýyi okumalar.

 

Murat ÞAHÝN

28.01.2017

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.