Korkunun sesi, cinselliðin sessizliði

04 Mayýs 2013 01:02 / 2334 kez okundu!

 


“Vuramadýn ki, vuramadýn ki, ÇAAAATTTTTT... Bir an sessizlik... Düþünüyorsun, beyin algýlamaya çalýþýyor... Beni ýskalayarak geçmiþ olmasý gerekiyordu, çünkü atiktim ve reflekslerim çok iyiydi. Kadýn sen nasýl bir ustasýn diye geçiriyorum içimden. Sanýrým böyle bir falsoyu topa, Roberto Carlos, terliðe de ancak bir anne verebilir.

Biz hani hep okul kitaplarýnda geçen o çekirdek aileydik. Ama Kabak çekirdeði… Yani normal çekirdeðe nazaran daha büyüktük. Bir çatý altýnda amca, duymayan bir Büyükbaba, onun yüzünden yüksek sesle konuþan Babaanne vardý. Ev, sürekli bir þenlik havasýndaydý.

Annemin fýrlattýðý terlikleri saymazsak çocukluðum güzel ve mutlu geçti...

Annem terliði fýrlatýrken arkadan da küçük harflerle minik minik küfürler gelirdi. Büyükbabam o küfürleri her nasýlsa duyardý. Hemen ardýndan “Edep ya hû” derdi... Aradan yýllar geçti. Büyükbabamýn ölümünden sonra bu cümleyi bir daha ne duymuþ ne de bir yerde okumuþtum. Ta ki Mehmet Anýl'ýn “Edep Ya Hû” isimli kitabýný görünceye kadar. Kitabý elime alýnca gözlerim doldu, büyükbabam ve o eski günler geldi aklýma...

Mehmet Anýl'ý 2008 Yunus Nadi Roman ödülü aldýðý Pembe Otobüs adlý kitabýyla tanýmýþtým. Bunca sansürlü günler içinde kitabý hedef göstermek istemem ama umarým bu esere de sansür uygulanmaz ya da ona dair böyle bir durum söz konusu olmaz. Çünkü bu roman, konusu Osmanlý imparatorluðu zamanýnda geçen, Anadolu’da kendi halinde bir ailenin çocuðu iken Ýstanbul’ a getirilen ilk önce bir paþanýn daha sonra da bir Yeniçeri aðasýnýn kapatmasý olan, askerlere ikram edilen, Kýz Ferhad adlý hayali bir karakterin romaný.

Hikâye edildiði dönemin Tarihî gerçekliklerini çevresine alarak fuhuþ, entrika ve ihanet içinde, eþcinsel Ferhad’ýn hüzünle sona eren hikâyesini okuyacaksýnýz bu kitapta. Ferhad’ýn Allah ile olan diyaloglarý zaman zaman sizi güldürüp düþündürtebilir.

Bu tarihî roman ders kitaplarýnda ve birçok baþka kitapta anlatýlan, býyýklarý kavisli ‘’börk’’ adlý keçe þapkalý, yaklaþýk 500 yýl boyunca ordunun gözbebeði olan Yeniçeri askerlerinin dünyasýna da dikkat çekiyor. Kitabý bitirdikten sonra, güzel kurgulanmýþ tarihi bir romanýn içerisinde Ferhad'ýn Allah ile diyaloglarýna tanýk olunca ve o dönemi farklý bir uslüp ile okuyunca, yüzümde hýnzýr bir gülümsemeyle, “Edep Ya Hû Mehmet Anýl” dedim.

Bizim çokbilmiþ, kraldan kralcý, kendi gölgesinden korkan okurlarýmýz var. Ben ne zaman çocuðuma yasak koymaya baþladým. Ýþte dedim kendi kendime, sen büyüdün ve içindeki çocuðu öldürdün. Ýþte bunu anladýðým günden sonra, aslýnda içimizde yaþatmamýz gerekenin yalnýzca sevgi olmamasý gerektiðine karar verdim. Bizi tüm yasaklara karþý koruyan büyümemizi ve yasakçý olmamýzý engelleyen o çocuk ruhumuzu kaybetmemeliyiz.

Þimdi düþünüyorum; bizim anne ve babalarýmýz o kadar yasakçý deðildi. 1980'ler… Video; Beta/VHS kaset furyasýnýn olduðu yýllar. Ýzmir'in Gültepe semtinde yaþýyorum. Koca mahallede sadece bir kiþinin evinde video var; o kiþi de Ali Rýza Karakurt… Bazen üç bazen beþ arkadaþ bir araya gelip harçlýklarýmýzla Video kaset kiralayarak Ali’lerde izliyoruz. Ali'nin babasý gece çalýþýyor, gündüzleri de televizyonun olduðu odanýn bitiþiðinde uyuyor. Annesi her zamanki gibi komþuya giderken bize tembihliyor; “Çocuklar, Ramazan abiniz uyuyor, sesini çok açmayýn”. Hepimiz birden kafayý sallýyoruz... O gün üç kiþiyiz; Ferdi, ben, Ali… Almayý istediðimiz filmi bulamamýþ ve Ali’nin ýsrarý üzerine, ilk kez bir korku filmi almýþtýk ve bekleþiyorduk. Ali’nin annesi kapýdan çýktý. Mutfaða koþup, aldýðýmýz cincibir gazozlarýný ve çiðdemleri odaya getirdik. Ali filmi açtý ve hep berabercene izlemeye baþladýk. Birkaç dakika sonra ekranda seviþme sahnesi baþladý. Ýþte o an yan odanýn kapýsý açýldý ve Ali'nin babasý içeriye girdi.

“Ne yapýyonuz keratalar”

Üçümüz birden ayný anda: “Film izliyoruz”

Televizyona baktý.

“Nasýl film lan bu”

Yine hep bir aðýzdan: “Korku filmi”

Bu arada seviþme sahnesi devam ediyor. Ramazan abi videonun üzerinde duran kasetin kutusunu alýp saðýný solunu çevirdi, yüksek sesle ismini okudu, bize döndü.

“Keratalar çok gürültü yapmayýn” dedi. Odadan çýktý. Hepimiz derin bir oh çekip, filmi izlemeye devam ettik.

Eskiden beri nedense, korku-gerilim kitaplarýndan ya da filmlerinden uzak dururum. Geçtiðimiz Ýstanbul Kitap Fuarý’nda bir arkadaþýmýn tavsiyesi ile aldýðým Mahzen adlý korku-gerilim kitabýný elime aldým. Okurken en keyif aldýðým þey þaþýrtmacanýn bol olduðu kurgular okumaktýr. Mahzen’de kendimi, ortaçaðdan kalma bir binada buldum...

Kitaplarý eskisi gibi çok satmayan Ýpek, kocasýndan ayrýldýktan sonra, yeni romanýný yazmak için ortaçað meraklýsý bir mimar olan, daha önce eþi bir gölde ölü bulunmuþ, ev sahibi Alper beyin alt katýna taþýnýr. Ýpek'in dairesinin altýnda Alper Bey’e ait bir Mahzen vardýr. Bu mahzenden bazý geceler kadýn çýðlýklarý duyulmaktadýr. Ýpek kýsa bir süre sonra bu dairede daha önce Esra adlý bir kadýnýn yaþadýðýný ve Alper Bey’in eþinin öldürüldüðü gölde, bu kadýnýn bileklerini keserek intihar ettiðini öðrenir. Ýpek Bu durumu avukatý ve arkadaþý Meral’le paylaþýr. Ýpek, evi kiralarken Alper Bey’in ricasý üzerine, kilitli dolaplarýn içindeki eþyalarýn kalmasýnda bir sorun görmemiþti. Her odasý aynalarla dolu bu ev artýk onu rahatsýz ediyordu. Ýpek gizli bir bölmede Esra'nýn günlüklerini bulup okumaya baþlar. Apartmanda þüpheli olaylar olurken alt kattaki ‘’Mahzen’’ hâlâ gizemini korumaktadýr...

Bu tür kitaplar ya da filmler izlenirken hep aklýmýzdan þu geçer: Katil uþak... Yazarýn Alper'i katil olarak gözümüzün içine sokmasý bizi, öyle deðildir diyerek baþka ihtimaller düþünmeye itiyor. Oysa kitap bittikten sonra yazar öyle bir oyun oynamýþ oluyor ki, akýldaki tüm ihtimaller suya düþüyor. Sonunda istemeyerek de olsa aðzýmdan þöyle bir kelime çýkýyor. Ha sssktirrrr... ‘’Minval Yayýnlarý’’ndan çýkan, Tolga Aydoðan'ýn yazdýðý bu kitap hiç beklenmedik bir kurgu ve final ile çok þaþýrtacak.

Bir þarkýnýn dizeleri geldi þimdi aklýma “Biz ne zaman büyüdük, en son ne zaman? Çocuklara yasaklar koyduk iþte o zaman”.


Ýyi okumalar.


Murat ÞAHÝN

04.05.2013


Son Güncelleme Tarihi: 04 Mayýs 2013 11:09

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.