ÝNSAN SICAKLIÐI

13 Þubat 2010 03:05 / 1772 kez okundu!

 


Gözlerimi uzak noktalara diktiðimde hep þu soru gelir aklýma: ‘Acaba þu an neleri kaçýrýyorum?’ Ýnsan, yaþam telaþý içinde güzellikleri ýskaladýðýnýn farkýna varamýyor. Mesela Türk kahvesini ve rakýyý bilmeyen toplumlar neler kaybettiðinin farkýnda mý acaba?

Peki ya bizler hangi tatlarý, hangi filmleri, hangi kitaplarý kaçýrýyoruz? Sanýrým bunu hiçbir zaman bilmeyeceðiz. Ertelediklerimi, unuttuklarýmý geri dönüp yaþayamayacak olmak beni korkutuyor. Bunlarý düþündükçe kendimi boþlukta hissediyorum. Kýzýyor, eleþtiriyor sonra dönüp yeniden kýzýyorum kendime. Benim gibi farkýna varmadan hayatý erteleyen insanlarýn ne kadar çok olabileceði geliyor aklýma. Ýþte o zaman baþlýyorum yazmaya.

Yýl 2004 olabilir, tam olarak hatýrlamýyorum. Kýþ aylarý. Dýþarýda korkunç bir yaðmur ve fýrtýna var, adeta gök yarýlmýþ. Alsancak Kýbrýs Þehitleri Caddesi sular altýnda, dizlerimize kadar suyun içindeyiz. Ýletiþim Kitabevi’nden, Sevinç Pastanesi’ne gitmek imkânsýz. Ulaþým, zabýta arabalarý ile saðlanýyor. Arkadaþlarýmla, ‘Ne yapsak, nasýl yapsak, dükkân gece su alýr mý?’ diye düþünürken aramýzdan birini nöbetçi olarak býrakmaya karar veriyoruz. Bu sýrada kitabevinden içeriye soluk soluða bir arkadaþým girdi. Sýrýlsýklam bir halde çat pat konuþtuðu Türkçesiyle bir þeyler anlatmaya çalýþýyor. Alsancak Gül Sokak'ta oturuyor o zaman, kitabeviyle arasý yaklaþýk beþ dakika. Onun bu halinden korkup telaþlanýyoruz. Mutlaka bir sýkýntýsý var diye geçiriyoruz içimizden (öyle ya bu havada kim kitap almaya gelir ki!). Paltosunun altýndan çýkardýðý DVD filmi göstererek yarý Türkçe yarý Ýngilizce, “Bunun kitabýný istiyorum,” dedi. Hayretler içinde ona bakakaldýk. Önce bir ohhhhh çekip sonra da, “Deli misin? Gel otur soluklan biraz,” dedikten sonra, aslýnda yanaklarýndan aþaðýya dökülenlerin su deðil, gözyaþý olduðunu fark ettik...

Yazar Eric- Emmanuel Schmitt’i böylece tanýmýþ oldum/olduk. Filmin adý, “Mösyö Ýbrahim”di. Baþrolünü Ömer Þerif oynamýþ film birçok dalda ödül kazanmýþ. Kitap yetmiþ-seksen sayfa, incecik bir romandý, bulup hemen verdik. Ýçeride soluklanýrken sevgilisi geldi, telaþ içinde kitabý göstererek, “Bana bu gece bu kitabý okur musun?” dedi yarý Türkçe yarý Ýngilizce, adam baþýný salladý. Sonra yaðmurun içinde kayboldular...

Birkaç yýl sonra ben o kitabý da, filmi de unutmuþtum ki, bir arkadaþýmýn kitaplýðýnda “Mösyö Ýbrahim/Bilge Kültür Yayýnlarý” kitabýný gördüm. Bir anda fýrtýnanýn koptuðu o akþama geri döndüm, tüylerim diken diken oldu. Arkadaþým, “Çok güzel bir kitap, kesin okumalýsýn,” dedi. O gece “Mösyö Ýbrahim” bitti. Saat çok geç olmuþtu, bu saatte DVD satan açýk bir dükkân bulabilir miyim, diye geçirdim içimden, bulamazdým. Çünkü saat gece üçü gösteriyordu. Ertesi sabah elimde kitapla bildiðim ne kadar DVD satan dükkân varsa hepsini dolaþtým. O filmi bulup izlemeliydim. Fýrtýna ile gelip yaðmurla kaybolan arkadaþýmýzý þimdi daha iyi anlýyordum. Ne bulmuþtum/bulmuþtuk o filmde, romanda.

Kitabýn konusuna gelince: Roman 1960'lý yýllarda Paris'in, çeþitli etnik ve dini gruplara mensup alt sýnýf çalýþanlarýnýn yaþadýklarý karýþýk bir mahallesinde geçer. "Mösyö Ýbrahim ve Kuran'ýn Çiçekleri" romaný, içinde genelevlerin bile bulunduðu bu kozmopolit semtte yaþayan iki insan üzerine odaklanmýþtýr. Bunlardan ilki on iki yaþlarýnda yoksul, Yahudi bir yeniyetme olan Musa'dýr. Annesi ve erkek kardeþi evi terk ettiði için babasý ile yaþamaktadýr. Ancak babasýnýn da psikolojik sorunlarý vardýr ve onunla pek ilgilenmemektedir. Romanýn diðer kahramaný ise; mahallenin yaþlý Müslüman bakkalý Mösyö Ýbrahim'dir. O da en az Musa kadar yalnýz bir insandýr, kimi kimsesi yoktur ve dükkânýný gecenin geç saatlerine kadar açýk tutar. Fransa'da Müslüman ve Arap kelimeleri ayný anlamda kullanýldýðý için herkes tarafýndan Arap zannedilen ve 'Arap bakkal' olarak çaðrýlan Ýbrahim Bey aslýnda Türk'tür... Kitap, bu iki insanýn yollarýnýn baba-oðul olarak birleþmesi ile baþlar Türkiye’ye gelmesi ile devam eder ve hiç beklenmedik bir þekilde son bulur.

Eric Emmanuel Schmitt’in beni en etkileyen diðer romaný ise, “Oscar ve Pembeli Meleði”. Ýnanýyorum ki, bu kitabý bitirdikten sonra gözyaþlarýnýzý tutamayacaksýnýz. Bu yazarý tanýmanýzý, kitaplarýný okumanýzý isterim.

Samih Rýfat bir çevirisinin ön sözünü þöyle bitiriyordu. “Bu kitabý ilk defa okuyacaklarý kýskanýyorum.”

Ne bulmuþtum bu kitaplarda sorusuna þimdi daha net cevap verebiliyorum: Ýnsan sýcaklýðý…


Not: Sanýrým kaybetmiþiz…

Ýyi okumalar,


Murat Þahin
03.02.2010






 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.