GEÇMÝÞÝNÝZ ÝTÝNAYLA SÝLÝNÝR
27 Aralýk 2010 23:55 / 3375 kez okundu!
Zaman makinesi denen muhterem icat artýk yapýlýp hayata geçirilmeli. Geleceðe dönüþ filmindeki gibi araba ile mi olur, yoksa H. G. Wells’in “Zaman Makinesi” romanýndaki gibi bir kapsül þeklinde mi bilemem. Bildiðim tek þey artýk þu makine icat olsun. Ýnanýn gelecekten bir þey beklediðim yok. Geçmiþime dönmek istiyorum.
Toplumsal hafýzamýzýn yok denecek kadar az olduðunu bilmem hatýrlatmama gerek var mý? Ezber bozan tarihçi Cemil Koçak’ýn Ýletiþim Yayýnlarý’ndan çýkan “Geçmiþiniz Ýtinayla Temizlenir” kitabý aklýma geldi. Ben kendi geçmiþimi ne zaman itinayla silmiþtim. Kendi iç dünyanýza yaptýðýnýz yolculuklardan birinde bu soruyu hiç sordunuz mu? Üzülerek belirtmeliyim ki ben sormamýþým.
Neden bu sorulara cevap aradýðýma gelince; Hepinizin bildiði “Ýstanbul 2010 Avrupa Kültür Baþkenti” kapsamýnda çeþitli projeler yapýldý. Heyamola Yayýnlarý ilk olarak “Kýrk Semt Kýrk Yazar” adý altýnda Ýstanbul’daki kýrk yazara yaþadýðý semti yazdýrdý. Ortaya her yazarýn kendi semtini anlattýðý kýrk kitap çýktý. Bir süre sonra bu sayý seksen oldu.
Bu proje þubat ayýnda Ýzmir’e taþýndý. Kýrk bir yazarýn kýrk semti yazdýðý bu listenin içinde ben de vardým. Ýzmir kitaplarý Mart veya Nisan ayý içerisinde okur ile buluþacak. Çocukluðumun, gençliðimin geçtiði semte yabancýlaþtýðýmý hissettim. Bir anda geçmiþime döndüm. Yalnýz bir þeyler eksikti. Çekilmiþ bitmiþ filmin ben sadece fragmanýný görüyordum. Eksik bir þeyler vardý hayatýmda.
Bu kitap aslýnda geçmiþimi nasýl itinayla sildiðimi fark ettirdi. Çocukluðum, çatýsý akan gecekondular... Bir varoþ semtin her sabah gün doðmadan kalkan fabrika servisleri, kýþýn su almýþ yýrtýk ayakkabýlarýn içindeki çorapsýz soðuk ayaklar. Bisikleti her gece rüyasýnda görüp, sabah gerçeðe uyanan çocuklar. Elleri tütün kokan analar, onurlu dik duran, cebinde parasý olmadýðý içinde bir o kadar ezik gençler. Bütün hafta çalýþýp hafta sonlarý bütün gününü sigara dumanýndan insanlarýn birbirini zar zor gördüðü bir sandalye üzerinde kahvede geçirip, dinlenmeye çalýþan babalar. Peynirsiz, zeytinsiz, yað ve þeker ile yapýlan pazar kahvaltýlarý ve her pazar anne, baba ve kýz kardeþ ile yapýlan güreþ müsabakalarý. Bunlara raðmen mutlu bir çocukluk geçirdim.
Þimdi zaman makinesi olsaydý çocukluðuma dönüp, soluðu sekiz yaþýnda bisiklet almak için planlar yapan iki arkadaþýn yanýnda almak isterdim. Kaybettiðim çabalarýna, coþkularýna, hýrslarýna (kötü anlamda bir hýrs deðil) ortak olmak isterdim.
Hiç okula gitmek istemezdik, þimdi düþündüðümde daha iyi anlýyorum. O zaman sokaklar bizim evimiz gibiydi. Arkadaþlarýmýzdan, oyunlardan ve en önemlisi sokaktan ayrý kalmak bizi korkutuyordu. Ressam için tuval ne ifade ediyorsa, bizim için de sokak o kadar önemliydi, iþin en kýsa yanýtý; sanýrým sokak çocuðuyduk. Gültepe’de oturmamýza raðmen maddi durumu iyi olan bazý komþular bizi böyle fiþlerlerdi. Çocuklarý tembihli olduðu için bizimle oynamazlardý. Yani bizler (sokak çocuklarý) fiþlenmeye altý, bilemediniz yedi yaþýnda baþlamýþtýk.
Sokak çocuðu nedir? Annesi babasý çalýþan, evde yalnýz kalan, sürekli sokakta olan, üstü sürekli toz, kir, pis içinde, kýþýn sürekli burnu akan, sümüðünü koluna silen, deðnekten atý olan, ‘Suratýný köpek yalasa doyar’ sözlerine maruz kalan çocuklar.
Bazý sabahlar gördüðünüz rüyayý hatýrlamaya çalýþýrsýnýz. Kopuk parçalar halinde bir film karesi gibi gözünüzün önüne gelir. Aradaki parçalarý kaybolmuþ bir puzzle misali resmin tam olarak bütününü göremezsiniz. Siz ne kadar benim hafýzam süper, geçmiþimi tam olarak hatýrlýyorum düþüncesinde olsanýz da, geçmiþe her dönüþte yeni ve farklý bir siz ile karþýlaþacaðýnýza inanýyorum.
Geçmiþimi ne zaman itinayla sildiðimi düþündüm. Hatýrlayamadým… Peki ya siz, geçmiþinizi ne zaman itinayla sildiniz.
Ýyi okumalar,
Murat Þahin
27.12.2010