Ýkinci yaþam ve "3 B" - Yalçýn Ergündoðan

10 Mart 2008 11:18 / 1683 kez okundu!

 

Teoman’ýn kendine özgü duygulu sesiyle dillendirdiði “Paramparça” adlý þarkýsýnýn müziði belleðimden kulaklarýma akarken, müziðin ritmi ile þarkýnýn sözlerini mýrýldanýyorum: “Saatim yok tam olarak bilemem / Biraz bira, biraz þar

Aslýnda doðum günüm olsa idi bu gün, belki bu denli bir duygu çaðrýþýmý yaratmazdý bende. Çok yýllar geçti o günden bu yana. Oturup üzerine bir yazý yazmak da, aklýma gelmedi hiç. Ama söz konusu olan ‘ikinci bir doðum günü’ ise; ister istemez bir heyecan yaratýyor ki; bu satýrlar dökülüverdi kalemimden. Þarký sözünde dendiði gibi yýllar, hayatlar ne çabuk geçiyor. Aslýnda genç yaþýnda ölen, babamýn öldüðü yaþý da geçtim...



* * *



Þimdi profesör olan, o zaman doçentliðinin son demlerindeki beyin cerrahý Dr.Tayfun Dalbastý ve dünyaca tanýnan, alanýnda otorite kabul edilen Prof. Dr.Nurcan Özdamar gibi bilim insanlarý ve çalýþma ekibinin gayretleri ile 6 Mart 2007’de geçirdiðim beyin ameliyatý sonrasý yeniden doðmuþ ‘gibi’ oldum. “Gibi” deme diyorlar bana... “Yeniden doðdun, ikinci yaþamýndasýn!..”



Yaþama dönüp kendime geldiðimde teþekkürüme karþýlýk Ege Üniversitesi Týp Fakültesi’nin bu deðerli hocalarý “biz bir þeyler yaptýk, ama tesadüfler zinciri yaþamda kalmaný saðladý. Unutma ki; ‘ikinci yaþamýndasýn’, deðerini bil” demiþlerdi. Ýlk kez 2 aylýk bir zorunlu aradan sonra 5 Mayýs 2007 tarihinde yazdýðým “Yaþam, saat ve takvim” baþlýklý sizlere ve yaþama “yeniden merhaba” diyen yazýmla baþýma gelenleri ve baþýmdan geçenleri anlatmýþ, “yaþamak, her þeye raðmen güzel” demiþtim. Yaþama tutunmama neden olan, ameliyat, rastlantýlar, doktorlarýn mahareti... ise de, çok önemli bir diðeri de doðrudan ziyaret, telefon ve çok sayýda sýcak okur ve dost mektuplarý idi tabii ki. Beni çok duygulandýran mektuplardan biri de “Yaþam, saat ve takvim” baþlýklý dönüþ yazýmdan sonra deðerli yazar, sanatçý, sevgili dost Bilgesu Erenus’tan gelendi. Saklamýþtým. Þimdi sizlerle paylaþýyorum:



“Sizi geçen yýlýn temmuzunda (2006) tuttuðum bir notla selamlamak istiyorum: "Az önce Birgün Gazetesi'nden Yalçýn Ergündoðan'ýn ‘11 Numara ve Tecrit’ yazýsýný okudum. Ne güzel duyup, duyurmuþ! Yazý, 'Kara kaplý kitaplarýnýzdaki hiçbir "suçun" karþýlýðý bu olmamalý, kaldýrýn þu tecriti!' diye bitiyor. Harika bir anlatým!



O gün ben tecritte deðil, yönetim masasýndaydým ve soluk soluða notlar alýyor ‘Yaþananlarý, gözlemlerimi mutlaka yazýya geçirmem gerek!’ diyordum. Sanatýn, tiyatronun dili, yaþanan acýmasýz sansürü sonunda kýrdý; sanat ve tiyatro toplumsal görevini yerine getirdi iþte! Önlenebilir trajedi, tecrit artýk kitlelerce bilinecek. Yalçýn Ergündoðan, 11 numara yazmýþ, ben yazmasam da olur!"



Saðlýðýnýza kavuþmanýzýn sevinciyle yazýyorum.



Halkýn, “soluðu bile faydalý”, diye bir tanýmý vardýr; onlardansýnýz, takvimlerden hiç eksik olmayýn. Sevgilerimle. Bilgesu”



* * *



“Askeri çözüm” yanlýsý “3 B” birbirine girdi. Büyükanýt, Baykal ve Bahçeli'nin son günlere damgasýný vuran sert tartýþmalarýndaki maksat; “siyaset” yerine “sertliðin” nasýl daha iyi uygulanabileceði üzerine... Ama, yaþamýn cilvesi mi desek, yoksa ‘paradoks’ mu? Tartýþma aslýnda maksadý ‘o’ olmasa da; ‘demokrasinin önünü açýcý’ bir iþlev de gördü. Eleþtirilemez sanýlan eleþtirildi, bir tabu daha yýkýldý...



Bugün, benim ‘doðum günüm’...



Yalçýn Ergündoðan

10 Mart 2008

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.