Hayvan özgürleþmesi, insan özgürleþmesidir...

04 Ekim 2012 12:10 / 1825 kez okundu!

 


WikiLeaks, 'Stratfor' (gölge istihbarat örgütü) dosyasýný açtýðýnda, Coca-Cola, ‘Gölge CIA’ diye bilinen Stratfor’a hayvan haklarý örgütü PETA’yý izletmiþ olduðunu da öðrendik. Stratfor’un sayýsýz “büyük” müþterilerinden Coca-Cola, hayvan haklarýný savunan ve dikkat çekici, gündem belirleyen protestolarýyla öne çýkan ABD merkezli 'Hayvanlara Etik Davranýþ Ýçin Mücadele Edenler Birliði' (PETA)'yý izletmiþ ve örgüt hakkýnda istihbarat istemiþ.

2005 yýlýnda da, FBI, ABD'nin en büyük tehlikesinin, çevreciler ve hayvan haklarý savunucularý olduðuna iliþkin bir alarm vermiþti. ABD'nin genel anlamda 'terörist' eylemlerden, El Kaide gibi yabancý yapýlanmalar dýþýnda çevreci ve hayvan haklarý guruplarý gibi sivil toplum kuruluþlarýný sorumlu tutmasý o dönemde, Senato'daki Çevre ve Sosyal Hizmetler Komitesi'nin þaþkýnlýðýna ve tepkisine neden olmuþtu. Suçlamalarý yapan FBI yetkililerinin en çok üzerinde durduðu iki grup, ABD merkezli gruplar olan Hayvan Kurtuluþ Cephesi 'Animal Liberation Front' (ALF) ve 'Dünya Kurtuluþ Cephesi' (Earth Liberation Front (ELF) olmuþtu. Bu guruplarýn yanýsýra, çevreciler ve hayvan haklarý savunucularýndan oluþan listeye, FBI Ýngiltere merkezli Huntingdon'daki "Hayvan Zalimliðine Son Örgütü" (SHAC)'nü de katmýþtý. SHAC, Huntingdon'daki Yaþam Bilimleri Laboratuvarý'nda engelli hayvanlarý iyileþtiren ve dünya çapýnda örgütlendiðini belirten bir kuruluþ. SHAC ise; o tarihte yaptýðý açýklamada dünyanýn hiçbir yerinde illegal eylemlere destek vermediklerini,amaçlarýnýn hayvanlara yönelik zalimliði durdurmak olduðunu belirtmiþti…

Egemen güçler tarafýndan bu denli tedirgin edici bir hareket olarak görülmeye baþlayan hayvan haklarý mücadelesi hangi temeller üzerinde yükseliyor, beraber bakalým.

1871 yýlýnda birçok bilim insaný, Charles Darwin’in ortaya çýkardýðý evrim kuramýný kabul etmeye baþladý. Darwin’in Ýnsanýn Türeyiþi kitabý yayýmlandýktan sonra insanlar ilk kez tanrýnýn kendi suretinde yarattýðý ve diðer hayvanlardan ayrý tuttuðu canlýlar olmadýklarýný, tam tersine diðerleri gibi birer hayvan olduklarýnýn farkýna vardýlar. Darwin’in evrim kuramýnýn ortaya atýldýðý yýllarda insanlar hayvanlarý aþaðý canlýlar olarak görüyorlardý. Darwin’in evrim kuramýyla birlikte insanlarla hayvanlar arasýn­daki farklarýn genellikle varsayýldýðý kadar büyük olmadýðý dikkate deðer bir düþünce olarak geliþmeye baþladý.

Ýnsanlýk tarihinin çeþitli evrelerinde geliþen ve yaþanan geliþmeler, insan türünün bir entelektüel devrim yaþamasýna da vesile oldu. Ne var ki, insan hâlâ diðer türler üzerin­de büyük bir zorbalýk uyguluyor, günümüzde kapitalist üretim iliþkilerinin yol almasý ile insan türü, muhtemelen hayvanlara tarihin bütün dönemlerinden daha fazla acý çektirir hale geldi.

Hayvan haklarý kuramcýlarýnýn önde gelenlerinden Gary L. Francione’a göre, “Hayvanlar sadece meta olarak görülmeye devam ettikleri sürece, onlara karþý uygu­lan muamelelerde anlamlý farklýlýklar gerçekleþmez.” Günümüzde insan türünün ortak aklý, çeþitli zihinsel deðiþimler geçirmiþ olsa da, hayvanlarýn meta olarak görülmesi yaklaþýmýnda maalesef köklü bir deðiþiklik olmamýþtýr…”

Günümüzde, özellikle de Türkiye’de, “hayvan korumacýlýk” ya da “hayvan severlik” diye algýladýðýmýz þey tümüyle hayvan haklarýný kapsamýyor.

Gündelik yaþamda karþý­laþtýðýmýz sokak hayvanlarýna ve onlarý korumaya yönelik bilgileri ve yaklaþýmlarý içe­riyor. Oysa ki, dünyada hayvan haklarý mücadelesinin çok daha geniþ boyutlar aldýðýný, bu mücadelenin týpký insan haklarý mücadelesi gibi, cinsiyet ayrýmcýlýðýna, ýrkçýlýða karþý mücadele ve benzeri hak mücadeleleriyle eklemlendiðinin farkýndayýz artýk.

Hayvan Özgürleþmesi kitabýnýn yazarý felsefeci Peter Singer hayvan haklarý konusuna þöyle yaklaþýyor:

“Siyah Özgürleþmesi, Eþcinsel Özgürleþmesi vb. hareketlere aþinayýz. Kadýn Özgürleþmesi hareketinin de doðmasýnýn ardýndan bazý kiþiler bu yolun sonuna gelindiðini dü­þündüler. Cinsiyet temeline dayalý ayrýmcýlýk, evrensel olarak kabul edilen, gizlemeye gerek duyulmadan uygulanan, eskiden beri ýrksal azýnlýklara karþý hiçbir önyargýlarý olmamasýyla övünen liberal çevrelerde bile geçerli olan son ayrýmcýlýk biçimidir, dendi. Ama ‘son ayrýmcýlýk biçimi’ ifadesini kullanýrken daima dikkatli olmalýyýz.

Daha sonra, insanlar ve insan dýþý hayvanlar arasýndaki bariz farklýlýklara raðmen, acý çekme yetisi açýsýndan onlarla aramýzda bir fark olmadýðýný ve bu durumun onlarýn da týpký bizim gibi çýkarlarý olduðu anlamýna geldiðini belirtmiþtim. Sýrf bizimle ayný türe mensup olmadýklarý gerekçesiyle onlarýn çýkarlarýný göz ardý eder ya da önemsiz görürsek, kaba ýrkçýlarýn ve cinsiyetçilerin mantýðýný benimsemiþ oluruz. Irkçýlar ve cinsiyetçiler de, kendi ýrklarýna ve cinsiyetlerine mensup kiþilerin, diðer tüm özellikle­rinden ve niteliklerinden baðýmsýz olarak, sýrf bu özelliklerinden dolayý daha üstün bir ahlaksal statüye sahip olduklarýný düþünürler. Çoðu insan akýl yürütme yetisi ve diðer zihinsel yetiler açýsýndan insan dýþý hayvanlardan daha üstün olabilir; ama bu, insanlarla hayvanlar arasýnda çizdiðimiz çizgiyi haklý çýkarmaya yetmez…”

Gündelik dilde sýk sýk kullanageldiðimiz “hayvan sever” ya da “hayvan korumacýlar”la, “hayvan haklarý savunucularý”ný birbirinden ayýrmak gerekiyor. Ýlk iki gruptakiler ile “hayvan haklarý savunucularý”ný kalýn çizgilerle ayýrt eden en önemli nokta, hay­van haklarý savunucularýnýn ayrým gözetmeksizin tüm hayvan türlerinin haklarý ve özgürlüklerini savunmasýdýr. Hayvan haklarýný savunanlar, hayvanlarý “yiyecek” ya da “giyim malzemesi”, “eðlence” ya da “deney aracý” olarak kullanmanýn çok yanlýþ olduðuna ve bu davranýþla mücadele edilmesi gerektiðine inanýr.

Hayvan haklarý konusunda, alýþýlmýþ kavrayýþa, karþý çýkýþ yaklaþýmý üzerine konuya kafa yoranlardan Tom Regan þöyle der:

“Bireyler eþit içsel deðere sahipse, onlara gösterilecek muameleyi bir adalet meselesi olarak belirleyen her ilke, onlarýn eþit deðerini göz önüne almalýdýr. Þu ilke (saygý il­kesi) bu koþulu yerine getirir: Ýçsel deðere sahip bireylere, içsel deðerlerine saygýlý bir þekilde davranmalýyýz. Saygý ilkesi, eþitlikçi, mükemmelci olmayan bir biçimsel adalet yorumu ortaya koyar. Bu ilke, içsel deðere sahip bazý bireylere (örneðin sanatsal ya da bilimsel erdemlere sahip olanlara) göstereceðimiz muamele için geçerli olmakla kal­maz, içsel deðere sahip bütün bireylere içsel deðerlerine saygýlý bir þekilde muamele etmemizi emreder, dolayýsýyla bir yaþamýn öznesi olma kriterine uyan bütün bireylerin saygýn muamele görmesini þart koþar. Ahlaken ister etkin ister edilgin olsunlar, biz bu varlýklara eþit içsel deðerlerine saygýlý þekilde muamele etmeliyiz.

Hayvanlara saygý göstermek, bir nezaket meselesi deðildir, bir adalet meselesidir. Çocuklara, zihinsel geliþimini tamamlamamýþ olanlara, demanslý yaþlýlara ya da ahlaken edilgin diðer varlýklara karþý görevlerimizin temelinde, ahlaken etkin varlýklarýn “duygusal ilgileri” yatmaz; onlarýn içsel deðerine saygý duyulmasý yatar. Ahlaken etkin varlýklarýn ahlaken ayrýcalýklý konumda olduklarý anlayýþý, mitten ibarettir.

Hayvan haklarý kuramý için sunduðumuz argümanlar bunlar. Eðer bunlar saðlamsa, hayvanlar da bizim gibi bazý temel haklara sahip demektir.(özellikle de, içsel deðer sahibi varlýklar olarak adalet gereði hak ettikleri saygýlý muameleyi görme hakkýna.)"

TÜRCÜLÜK DE, IRKÇILIK GÝBÝ...

Bir hayvanýn güzel ya da cana yakýn olmasý, sevimliliði gibi ölçütler hayvan haklarý savunucularýnýn mücadelesinde belirleyici deðildir. Hayvanlarý sevmek zorunluluðu yoktur. Ama haklarýna saygý göstermek zorunludur. Hayvan haklarý savunucularý, bütün hayvanlarýn çýkarlarýnýn en iyi þekilde gözetilmesi gerektiðini düþünür ve bir hayvanýn çýkarlarýnýn gözetilmesi için o hayvanýn mutlaka “þirin”, “insanlara yararlý” ya da “soyunun tükenme tehlikesi içinde olmasý”nýn ya da herhangi bir insanýn onlarý sevmesinin gerekmediðini savunur. Bu düþünce ve yaklaþým uyarýnca “sanayi tipi üre­tim” olarak adlandýrýlan ve hayvanlarýn en aðýr iþkenceler altýnda bulunduðu hayvan üreticiliðine karþý çýkar.

HAYVANLARIN DENEYLERDE KULLANILMASI

Hayvanlarýn özgürleþmesinin insanlarýn özgürleþmesiyle diyalektik bir bütünlük taþý­dýðý unutulmamalýdýr.

Hayvanlar da týpký insanlar gibi eþit doðarlar ve ayný var olma hakkýna sahiptirler. Yabani türden olan bütün hayvanlar da, kendi özel doðal çevrelerinde karada, havada ve suda yaþama ve üreme hakkýna sahiptir.

Hayvanlar týpký insanlar gibi, hissetme yetisine sahiptir. Oysa, tüm dünyadaki karþý çýkýþlara raðmen hayvanlar üzerinde onlara fiziki ya da psikolojik acý çektiren deneyler yapýlabiliyor.

PETA’nýn (People For The Ethical Treatment of Animals /Hayvanlara Etik Muamele Ýçin Mücadele Edenler Derneði) yaptýðý kaynak taramalarý ve elde ettiði verilere göre, týp tarihçileri, yaygýn bulaþýcý hastalýklara baðlý ölüm oranlarýnda 1900’lerden bu yana yaþanan düþüþün, beslenme ve hijyen standartlarýnýn yükselmesine baðlý olduðunu, hayvan deneylerinden elde edilen bulgularýn bu geliþmede hiçbir payýnýn olmadýðýný göstermiþtir. Týp alanýndaki önemli geliþmelerin büyük kýsmý hayvan deneylerinden baðýmsýz buluþlar sayesinde gerçekleþmiþtir: Anestezi, stetoskop, morfin, radyum, penisilin, yapay solunum, röntgen ýþýný, antiseptikler, CAT, MRI ve PET taramalarý; bakteriyoloji ve mikrop/bakteri çalýþmalarý; kolesterol ile kalp hastalýðý, sigara ile kanser arasýndaki baðýn keþfi; HIV virüsünün saptanmasý vb. Hayvan deneyleri bu ve benzeri geliþme­lerde hiçbir rol oynamamýþtýr. Deney verileri, iki milyonu aþkýn üyesiyle dünyanýn en büyük hayvan haklarý örgütü olan Hayvanlara Etik Muamele Ýçin Mücadele Edenler Derneði’nin (PETA, People For The Ethical Treatment of Animals) http://peta.org sitesinden edinilmiþtir.

Ýnsan türü, ben merkezci. Kibirli. En “akýllý”, en “zeki” hayvan türü olduðu iddiasýnda. Hatta kendisini bir hayvan türü olarak dahi görmüyor. Tüm dünyada, “en akýllý” olduðunu sanan insan türünün içinden daha akýllý olduðunu iddia edenlerin kurduðu düzenlerin bugün vardýðý nokta, “kâr daha fazla kâr” güdüsüyle varlýðýný ancak sürdü­rebiliyor. Bu durum da her þeyin alýnýp satýlabilir hâle dönüþtürülmesine neden oluyor. Doðaya da, canlý yaþamýna bakýþta da bu yaklaþým etkili. Diðer tüm canlý türleriyle birlikte üzerinde yaþadýðýmýz gezegen, “insan türü”nün açýk tehdidi altýnda. Bu teh­didi durdurmak mümkün elbette.

Doðanýn da hayvanlarýn da ne kendilerini savunacak avukatlarý, ne çýkarlarýný ko­ruyacak sendikalarý, ne de oy haklarý var. Tam da bu nedenle, tüm canlýlarýn yaþam haklarýný savunan, onlarla birlikte, yaþamý eþit ve adilce paylaþabilmek için, türcülüðü reddeden bir noktadan baský ve sömürüye karþý çýkan duyarlý insanlara çok iþ düþüyor. Unutmamak lazým ki; dünya yalnýz bizim deðil...



Yalçýn ERGÜNDOÐAN

4.10.2012

____________________________________________________

Çizim: Firuz Kutal

***

KAYNAKLAR VE ÝLGÝLÝ KÝTAPLAR

- Anna E. Charlton, Sue Coe, Gary L. Francione. 2005. Sol Neden Hayvan Haklarýný Desteklemeli? Birikim 195: 51-55.

- Birikim Dergisi. Say: 195 (2005). Hayvan-Ýnsan: Hak, Þefkat, Sorumluluk.

- Boria Sax. 2006. Toplumun Aynasýnda Karga. Ýstanbul: Kitap Yayýnevi.

- Celal Ülgen ve Coþkun Onan, yayýna hazýrlayanlar. 2010. Türk Hukukunda Hayvan Haklarý Mevzuatý: Yasa-Yönetmelik-Genelge Ve Yararlý Bilgiler. Ýstanbul: Ýstanbul Barosu Yayýnlarý.

- Gary L. Francione. 2008. Hayvan Haklarýna Giriþ: Çocuðunuz mu Köpeðiniz mi? Ýstanbul: Ýletiþim Yayýnlarý.

- Notos 21 (2010). Hayvan Haklarý, Hayvanlar Ýçin Hukuk, Ýnsanlarýn Hayvanlara Ettikleri.

- Ýsmet Sungurbey. 1999. Hayvan Haklarý. Ýstanbul: Maltepe Üniversitesi Yayýnlarý.

- Jeffrey Moussaief Masson. 2003. Köpekler Aþk Hakkýnda Asla Yalan Söylemez. Ýstanbul: Kitap Yayýnevi.

- Konrad Lorenz. 2006. Hz. Süleyman’ýn Yüzüðü. Ýstanbul: Cumhuriyet Kitaplarý.

- Leslie Irvine. 2011. Biz ve Onlar. Ýstanbul: Ýletiþim Yayýnlarý.

- Marc Bekoff. 2002. Düþünen Hayvanlar. Ýstanbul: Kitap Yayýnevi.

- Michael Tobias. 2006. Öfke. Ýstanbul: Versus Yayýnlarý.

- Peter Singer. 2005. Hayvan Özgürleþmesi. Ýstanbul: Ayrýntý Yayýnlarý.

- Peter Singer. 2005. “Hayvan Özgürleþmesinin 30. Yýlý”, Birikim 195: 22-30.

- Tamer Dodurka. 2005. Köpeklerde Davranýþ Sorunlarý: Genel Bir Yaklaþým. Ýstanbul: Remzi Kitabevi.

- Tom Regan. 2007. Kafesler Boþalsýn. Ýstanbul: Ýletiþim Yayýnlarý.

- Tom Regan. 2005. Hayvan Haklarý Ýçin Temel Argümanlar. Birikim 195: 31-36.

- Yalçýn Ergündoðan. 2009. Yaþam Savunusu. Ýstanbul: Belge Yayýnlarý.

- Hazýrlayanlar: Ýrfan Aktan, Serap Öztürk, Zelal Ayman, Ali Fuat Sütlü, Nazmiye Güçlü, Cengiz Çiftçi, Celal Ýnal, Arzu Kayký, Yalçýn Ergündoðan, Þadiye Dönümcü, Ýbrahim Vurgun Kavlak, Cihan Uzunçarþýlý Baysal. 2011 (2. Baský) Türkiye’de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri Sorunlar ve Çözüm Arayýþlarý. Ankara: STGM Yayýnlarý.

* * *



NOT: Yalçýn Ergündoðan'ýn bu yazýsý, Altüst Dergisi'nin Nisan-Mayýs 2012, 6. sayýsýnda yayýnlanan ayný adlý makalenin geniþletilmiþ halidir...


 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.