ÖZGÜRLÜÐE BÝR BAÞKA BAKIÞ

26 Eylül 2018 10:02 / 2182 kez okundu!

 

 

J.P.Sarter þöyle der: “Ýnsan özgürdür çünkü kendi deðildir, kendine karþý bulunmadýr. Olduðu þey olan varlýk, özgür olamaz” Burada anlatýlmak istenen þey bir hakikatin dillendirilmesidir. Ýnsan hayvanlýktan (doða alanýndan) kurtulmak ister ve kendi doðasýnýn dýþýnda bir deðerler alaný yaratmak ister. Ancak doða alaný bu konuda ayný fikirde deðildir. Bir içsel çatýþma ortaya çýkar. Bu doða alaný ve deðerler alanýnýn çatýþmasýdýr. Ýnsan kendisi için sentetik bir alan yaratarak doða alanýný aþmaya çabalar. Bu insanlaþma çabasýdýr ve biraz abartarak þöyle diyebiliriz “insan ancak düþünürken insandýr.”

 

****

 

ÖZGÜRLÜÐE BÝR BAÞKA BAKIÞ

 

Siyaset alanýnýn temelinde varlýðýn ne olup ne olmadýðý yatar. Bunu kurcalarsanýz tragedyaya ulaþýrsýnýz. Bu da solun yabancý olduðu bir þeydir. Solun bu taraklarda bezi olmadýðý için ham kalmaya mahkûmdur.

 

J.P.Sarter þöyle der: “Ýnsan özgürdür çünkü kendi deðildir, kendine karþý bulunmadýr. Olduðu þey olan varlýk, özgür olamaz.” Burada anlatýlmak istenen þey bir hakikatin dillendirilmesidir. Ýnsan hayvanlýktan (doða alanýndan) kurtulmak ister ve kendi doðasýnýn dýþýnda bir deðerler alaný yaratmak ister. Ancak doða alaný bu konuda ayný fikirde deðildir. Bir içsel çatýþma ortaya çýkar. Bu doða alaný ve deðerler alanýnýn çatýþmasýdýr. Ýnsan kendisi için sentetik bir alan yaratarak doða alanýný aþmaya çabalar. Bu insanlaþma çabasýdýr ve biraz abartarak þöyle diyebiliriz; “insan ancak düþünürken insandýr."

 

Ýnsanýn en önemli ve hakiki özgürlük çabasý kendinden özgür olma çabasýdýr. Ancak özgür olmanýn da o kadar deðerli bir þey olmadýðýný Descartes den öðreniyoruz. Çünkü zorunlu olan özgürlüðümüz bizi her zaman seçim yapma mecburiyeti ile karþý karþýya býrakýr dolayýsý ile özgürlüðümüzle sýnar. Bu durumda sorumluluk duygusunu sürekli olarak karþýmýza çýkardýðý için özgür irademizden yoruluruz. Yani Ýnsanoðlu özgürlüðe yazgýlýdýr; çünkü bir kere dünyaya atýldýktan sonra yaptýðý her þeyden sorumludur. Yani özgürlüðümüz sorumluluðumuz haline dönüþür ve yorar. Dolayýsý ile kendi seçimlerimizin sonunda bir þey oluruz. Ama bu olduðumuz þey hayatýn içerisinde  trajediyle kesiþir. Sürekli düzen bozan trajedi bu yüzden hayatý görkemli hale getirir. Sonunda doðanýn muazzam gücü insaný yorar ve daðýtýr gözündeki pýrýltýyý da söndürür. Ve böylece hayat içerisinde ontolojinin epistemolojiden güçlü olduðunu anlarýz. Bunu bize ilk defa antik Yunan tragedyalarý anlatmýþtýr. Antik Yunan tanrýlarýnýn her biri aslýnda insanýn doðal karakterlerinin görüntüleridir. Mesela Apollon düzenlilik ve müzik tanrýsýyken Dionysos serkeþliðin, düzensizliðin tutkularýn tanrýsýdýr. Her ikisi de insan karakterlerindendir ve olmadan hayat görkemli bir maceraya dönüþemez.

 

Diðer taraftan özgürlük meselesini Spinoza farklý bir açýdan ele alýr. Yaþam ona göre zorunluluklar alanýdýr. Yaþamýn temelinde sebep sonuç iliþkileri vardýr. Dolayýsý ile olan zorunluluk gereði, bir nedene dayanýr ve özgürlük diye bir þey yoktur. Spinoza’nýn ahlak öðretisinin temel taþý özgürlük sorunudur. Ona göre varlýk neden ve sonuç zincirinden kurtulamaz. Dolayýsý ile bütün yapýp ettiklerimiz ve evrende olan her þey ön nedenlerle belirlenir ve hiçbir zaman kararlarýmýz kendiliðinden bir anda ortaya çýkmamýþtýr, öyle hissedilse bile. Sadece Tanrýnýn kararlarýnýn ön nedenleri olmadýðý için Tanrý özgür olabilir. Bu nedenle Ýnsanýn hiçbir zaman özgür olma (doðadan) umudu yoktur. Tutkularýmýz bizi çeþitli yollara iterek çaresiz kurbanlar haline getirir. Buna raðmen Spinoza’ya göre tutkulara kölelikten kendimizi kurtarabiliriz. Ýþte insan bu tür tutkularýn taþýyýcýsý olma pasifliðinden kendisini kurtarabildiði oranda eylemlerini anlama durumuna da gelir ve o ölçüde özgürleþebilir. Bir heyecanýmýzýn nedenini tanýmaya baþladýðýmýzda tutku bizi pençesinden býrakmaya baþlar. Ve özgür kararlar verebiliriz ama bu verdiðimiz özgür kararlarýn bir neden sonuç iliþkisine baðlý olmadýðýný göstermez ve dolayýsý ile tam anlamda bir özgürlükten bahsedemeyiz. Çünkü neden sonuç iliþkileri bizi tekrar doðanýn belirleyiciliðine taþýr. Spinoza’ya göre sadece özgür irademizle herhangi bir doðasal nedene dayanmayan nedensiz tercihler yaptýðýmýza dair görüþümüz sadece hüsnükuruntumuzdur.

 

J. P. Sarter bu konuda þöyle bir örnek verir: “Aþk; iki insanýn bilinçlerini birleþtirme çabasýdýr. Boþuna bir çaba, çünkü insan kendi bilincine mahkûmdur.”

 

Nihat ÜSTÜN

26.09.2018

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.