BOÐAZÝÇÝ, OTORÝTE VE DOSTOYEVSKÝ

22 Þubat 2021 10:04 / 2699 kez okundu!

 

 

R. Senet "Otorite" adlý kitabýnda otorite meselesini derinliðine anlatýr. Ancak, bu derinlik solun ontolojiyle uyumlu olan algýsý karþýsýnda etkisiz kalýr. Çünkü ergenlik çaðýndaki üniversiteli genç de en yakýnýnda duran ve o da bir otorite olan ebeveynin de kendini var etme peþindedir. Bu durum sol için oldukça kullanýþlý bir zemini oluþturur. Bu yüzden gençken insan solcu, yaþlanýp tecrübelendiðinde ise hayatýn tedirgin edici yanýný görüp genellikle daha muhafazakar olur. Bizler de bu yoldan geçerek þimdiye geldik.

 

****

 

BOÐAZÝÇÝ, OTORÝTE VE DOSTOYEVSKÝ

 

Yetmiþ bir darbesinden sonra idam edilen, THKO liderlerinden Yusuf Aslan kendini anlatýrken Yozgatlý mütedeyyin bir aileden geldiðini ve antikomünist olarak yetiþtirilmiþ bir ODTÜ öðrencisi olduðunu anlatýr. McNamara'nýn arabasýnýn yakýlmasýndan sonra polisin öðrencileri kovalamasý esnasýnda tesadüfen oradan geçerken uzaklaþamayýp kendisinin de yakalandýðýný ve cezaevinde nasýl devrimci olduðunu (militanlaþtýrýldýðýný) anlatýr. Aný þöyle devam eder: Yusuf içeri düþtüðünde komünistlerin gelip kendisine Rusya'nýn gönderdiði parayý vereceðini ama kendisinin bu paralarý onlarýn yüzüne savuracaðýný hayal eder. Ama olay öyle geliþmez. Bu kesim ona çok sýcak yaklaþýr ve ona süreç içinde otoriteye karþý direnmenin öneminden bahsederek onu kahramanlaþtýrýp çok daha fazla deðerleþtirir ki ergenlik dönemi gençler için bu muazzam bir kiþilik tahkimidir.

 

R. Senet "Otorite" adlý kitabýnda otorite meselesini derinliðine anlatýr. Ancak, bu derinlik solun ontolojiyle uyumlu olan algýsý karþýsýnda etkisiz kalýr. Çünkü ergenlik çaðýndaki üniversiteli genç de en yakýnýnda duran ve o da bir otorite olan ebeveynin de kendini var etme peþindedir. Bu durum sol için oldukça kullanýþlý bir zemini oluþturur. Bu yüzden gençken insan solcu, yaþlanýp tecrübelendiðinde ise hayatýn tedirgin edici yanýný görüp genellikle daha muhafazakar olur. Bizler de bu yoldan geçerek þimdiye geldik.

 

Bizler Marksizmi anlamýþtýk(!) ama anlamaya çalýþmamýþtýk. Oysa, anlamak zihni tembelleþtirir. Bu yüzden önemli olan anlamaya çalýþmaktýr (mesela, otorite üzerine birçok kaynaktan beslenmemiz gerekirdi ama bunu yapmýyorduk). Çünkü her anlama muhtemeldir ki bir yanýyla da yanlýþ anlamadýr. Bunun farkýnda deðildik.

 

Mesela, Dostoyevski’yi okurduk ve onu güya anlardýk. Ama düzgün anlayamazdýk. Türkiye solu otoriteyi de anlamaya çalýþmadý sadece basitçe anladý(!) ve zihni tembelliðini arttýrdý. Dostoyevski’nin eserlerinden otorite, yanýlsama ve özgürlük arasýndaki iliþkinin en radikal çözümlemesine “Karamazov Kardeþler” eserindeki “Büyük Engizitör” bölümünde görürüz. Çünkü anlatýda metafor önemli iþ görmüþtür. Engizitör (Katolik kilisesinin yargýcý) 1500’lü yýllarda Ýspanya’da atýyla giderken bir kalabalýk görür. Yanlarýna yaklaþtýðýnda Ýsa'nýn köylülere bir þeyler anlattýðýný fark eder. Onu biraz dinledikten sonra tutuklar ve idam hükmü vererek hapse atar. Çünkü Ýsa insanlara otoriteyle özgürlüðün birlikte olabileceðini anlatmaktadýr. Engizitör ise otorite ile özgürlüðün bir arada olamayacaðýna bir din anlayýþý içinde inanmaktadýr. Ve bu algýsýný Hristiyanlýðýn temelini atmýþ Hz. Ýsa'ya karþý bile kullanmaktadýr. Anlatý böyle devam eder.

 

Dostoyevski'ye göre de otoriteyi reddetme, insanýn özgür ve cinsel arzu dolu bir hayvan olduðu ilkel doðasýna geri dönüþ çabasýdýr. O, engizitör hikayesinde dünyadaki inançsýzlýk ruhundan duyduðu korkuyu sýrf inanç için inanca inanýþýný somutlaþtýrýr. Ona göre özgürlük için otoriteye inançsýzlýk asla özgürlüðü geri getirmeyecektir; çünkü son tahlilde insanlar özgür olmak istemezler. Özgürlük istemi bir yanýlsamadýr. Ýnsanlar yalnýzca özgür olmak istediklerini tasavvur etmek isterler. Yani, aslýnda otorite ile özgürlük birbirinin rakibi deðildir. Mesela, ailedeki otorite de olumsuzluða evrilmediði sürece çocuklar için olumlu ve olmasý gereken bir þeydir. R. Sennet de otorite adý kitabýnda buna vurgu yapar.

 

Bu alanda sol ancak otoriteye karþý çýkarak özgür olunabileceðini anlatýrken, bizlerin otorite ile özgürlüðün yan yana olabileceðini gençlere anlatmamýz hiç de kolay olmayacaktýr. Çünkü çocuklarýmýz önce kendini ailede var etmek istediðinde olurken çoðunlukla aileler de gerekli fikri tahkimde olamýyor ve sertlikle yanýt veriyor. Oysa, otorite uygun konularda eðilip ergenin üzerinden atlayýp geçmesine de izin vermelidir. Mesela, biliyoruz ki sol, rektör atamasýný faþizmle suçlayacaktýr. Çünkü onun kültürü daha çok inanc ve sloganlarla ilerler. Oysa ABD’deki en önemli üniversitelerde, mesela, bünyesinden Nobel ödülü kazanmýþ on bir bilim insaný çýkartmýþ olan New York City üniversitesinde rektörü belirleyen mütevelli heyetinin (17 kiþiden oluþur) on üyesini vali, beþini belediye baþkaný atar ve sadece ikisi seçimle gelir, ama seçimle gelenlerin oy hakký yoktur. Dolayýsýyla, rektör atamasý ile faþizm oluþmaz. Buna raðmen öðrencilerin protesto gösterilerinde daha yumuþak davranmak belki daha akýlcý olabilirdi. Bunu ailenin eðilerek çocuða yol vermesine benzetebiliriz.

 

Sonuçta nasýl ki solun ve klasik liberallerin yanlýþ yorumladýðý gibi devlet ve birey birbirinin rakibi deðilse, otorite de her koþulda özgürlüðün rakibi deðildir.

 

Bu hakikate raðmen sol, insani yapýdan faydalanmaya çalýþýr ve ilk etapta zaman hakikatin aleyhine, solun lehine çalýþsa da, zaman, sonunda hakikatin hakkýný teslim ederken hayat yoluna devam eder.

 

Nihat ÜSTÜN

20.02.2021

 

Son Güncelleme Tarihi: 22 Þubat 2021 11:32

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.