ÝÇ SAVAÞ, POLÝTÝK BÝRLÝK, VENEZUELA

07 Þubat 2019 14:19 / 1985 kez okundu!

 

 

Hobbes önemli bir Ýngiliz filozoftur. Bilgi birikiminin temellerini Ýngiltere'de F. Bacon ile tanýþmasýna borçludur. Bir dönem onun sekreterliðini de yapmýþtýr. Kara Avrupasý seyahatleri dönemlerinde Galileo ve Descartes ile de tanýþmýþ ve bu deðerli iliþkiler onun düþünce dünyasýný zenginleþtirmiþtir.

O, neden ülkenin birliði meselesine çok önem veriyordu? Neden “Ýnsan insanýn kurdudur” sözünü söylemiþti?

 

****

 

ÝÇ SAVAÞ, POLÝTÝK BÝRLÝK, VENEZUELA

John Locke ile Thomas Hobbes Arasýndaki Fark

(Thomas Hobbes) 

 

Hobbes önemli bir Ýngiliz filozoftur. Bilgi birikiminin temellerini Ýngiltere'de F. Bacon ile tanýþmasýna borçludur. Bir dönem onun sekreterliðini de yapmýþtýr. Kara Avrupasý seyahatleri dönemlerinde Galileo ve Descartes ile de tanýþmýþ ve bu deðerli iliþkiler onun düþünce dünyasýný zenginleþtirmiþtir.

O, neden ülkenin birliði meselesine çok önem veriyordu? Neden “Ýnsan insanýn kurdudur” sözünü söylemiþti? Çünkü doðumu sýrasýnda Ýngiltere, Ýspanya’nýn saldýrý ve tehdidi altýndaydý. Bu korku döneminde erken doðmuþtu ve çocukluðu bu korkuyla geçmekteydi. Ancak, asýl büyük meselenin bundan öte bir þey olduðunu daha sonraki olgunluk döneminde görecek ve felsefesinin temelini bu yeni pratik üzerine oturtacak, sonunda ünlü “insan insanýn kurdudur” sözünü söyleyecekti. Çünkü 1637 yýlýnda Ýngiltere giderek bir iç savaþa sürüklenmekteydi. Parlamento ile kral arasýnda egemenlik ve güç savaþlarý baþlamýþtý. Ve büyük, kanlý bir dehþet yaþanmaktaydý.

Ayrýca o, yazdýðý bir eserinde kralý desteklemiþti. Ýþte o andan itibaren parlamento ordusunun baskýsý altýnda ülkesini terk etmek zorunda kalmýþ, yani mülteci durumuna düþmüþtü. Bu dönemden sonra o, felsefesinin temellerini ülkesinin istikrarý ve esenliði üzerine kurgulamýþtýr. Yaþamý boyunca  istikrarýn önemine vurgu yapmasýnýn altýnda yatan þey istikrarlý sürecek olan bir hayata duyduðu özlemdir.

Ona göre çatýþma/savaþ durumu insanlýðýn doðal durumudur ve bu yüzden mutsuzluklarla doludur. Onun meselesi tarihte devletlerin nasýl ortaya çýktýðý deðil, devletlerin neden var olmasý gerektiðini veriler üzerinden anlatmaktýr. Þüphesiz beni daha çok etkilemiþ olan J. Lock ise o dönemlerde daha çok devletin baskýsýnýn yaratabileceði sorunlar üzerinde durmuþ, hoþgörüyü temele alýp güçler ayrýlýðýnýn temellerini atmýþ ve sosyal hayata çok deðerli bir katký sunmuþtur ama her iki filozofun yaþamýþ olduklarýndan yola çýktýðýný gözlemliyoruz ve düþünce dünyasýna katkýlarý ayrý ayrý deðerlendirilmelidir.

Nietzsche çöküþ üzerinde durarak Hobbes’un endiþelerine benzer bir endiþe üretmiþtir. Hristiyanlýðýn bireysel kurtuluþ tezine karþý çýkmýþtýr. Hristiyanlýkta kötülük ana meseledir ve kötülük sonunda insanlýðý çöküþe götürecektir. Nietzsche bunun tam tersini söyler. Ona göre asýl olan çöküþtür. Tersine, çöküþ insanlýðý kötülüklere sürükler. Yani bir ülkedeki istikrarýn ve düzenin çöküþü ile kötülükler korkunç boyutlara gelir ve insan tam anlamýyla insanýn kurdu olur. Bu, doða durumudur. Doða durumu herkesin herkesle savaþ durumudur. Ýç savaþ en büyük felakettir ve herkes birbirinin düþmaný olur ve herkesin herkese karþý baþlattýðý savaþ durumu baþlar. Genel bir irade artýk yoksa, yasalar da yoktur ve böylesi bir durumda herkesin herkese yaptýðý mubahtýr. Yani kendini savunmak adýna her þey yapýlabilir. Bu da hiç kimse için güvenlik getirmez. Herkes kendini korumak adýna hiç kimsenin korunmadýðý dönemi yaratýr ve bu iç savaþta en þiddetli þekilde ortaya çýkar.

Bu insanlýk tecrübelerinden yararlanarak Suriye’yi ve görünen Venezuela'yý deðerlendirebiliriz. Bundan korunmanýn tek þartý barýþa, uzlaþmaya, hoþgörüye doðru adým atmaktýr. Türkiye bunu yakýn tarihinde 2015 Haziran seçimlerinde açýkça gösterebilmiþtir. Parlamentoda çoðunluk saðlanamayýnca muhalefete birleþerek yeni bir hükümet kurma çaðrýsý bizzat o günkü hükümet tarafýndan yapýlmýþtýr. Muhalefet birleþmeyince yeni bir erken seçime gidilmiþtir.

Peki, böylesi durumlarda insanýn neden basireti genellikle baðlanýr? Çünkü insan sürekli egosunun kurbanýdýr. Basiret, bir yanýyla çözüm üretirken kiþisel çýkarlardan taviz verebilmektir. Bunu Türkiye genellikle baþarabilmiþ ve halkýn yeni tercihlerine saygý duyabilmiþtir. Sorun halkýn tercihlerine yönelebilmektir. Suriye bunu baþaramayarak felaketlerden felaketlere sürüklenmiþtir. Maduro, yok saydýðý 2015 parlamento seçimlerinden ders alsa siyasal anlamda çözüme yönlenir, enflasyonun % 1.000.000’lara dayandýðý, açlýðýn baþ gösterdiði durumdan ders alsa, yarý-sosyalist korumacýlýktan vazgeçebilir ve sorun tehlikesiz çözülürdü ama insan basiretsizdir ve kolay ders almaz. Türkiye demokrasisinin bu ülkeler ile kýyas kabul etmediðini görerek seviniyoruz.

 

Nihat ÜSTÜN

07.02.2019

 

Son Güncelleme Tarihi: 11 Þubat 2019 12:48

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.