'HÝTLERÝN FÝLOZOFLARI' YAZISI ÜZERÝNE BÝR ELEÞTÝRÝ

08 Mart 2019 13:50 / 2171 kez okundu!

 

 

Aristoteles “insan doðal olarak bilmek ister” der. Felsefe bir anlama disiplinidir. Felsefe, Yunanca phileosophia kelimesinden türetilmiþ bir kavramdýr. Yani bilgi sevgisi anlamýndadýr. Ýnsan, merak ve hayret ile olmakta olaný mantýksal akýl yürütmeler ile sorgulamaya baþladýðýnda felsefe yapmaya baþlar. Bu alanda kavramlar kullanarak düþünce alanýna önemli katkýlar yapan kiþilere de filozof diyoruz. Dolayýsý ile hakikati soyutluk alanýnda arayan dillerden birisi felsefe, diðeri de sanattýr ve bu iki dil de çok önemlidir. Din de felsefenin kompartmanlarýndan birisidir.

 

****

 

“HÝTLERÝN FÝLOZOFLARI” YAZISI ÜZERÝNE BÝR ELEÞTÝRÝ

 

Aristoteles “insan doðal olarak bilmek ister” der. Felsefe bir anlama disiplinidir. Felsefe, Yunanca phileosophia kelimesinden türetilmiþ bir kavramdýr. Yani bilgi sevgisi anlamýndadýr. Ýnsan, merak ve hayret ile olmakta olaný mantýksal akýl yürütmeler ile sorgulamaya baþladýðýnda felsefe yapmaya baþlar. Bu alanda kavramlar kullanarak düþünce alanýna önemli katkýlar yapan kiþilere de filozof diyoruz. Dolayýsý ile hakikati soyutluk alanýnda arayan dillerden birisi felsefe, diðeri de sanattýr ve bu iki dil de çok önemlidir. Din de felsefenin kompartmanlarýndan birisidir.

 

Sn. Atilla Yayla “Filozof kelimesi Türkçede genellikle müspet çaðrýþýmlar yapar. Filozoflarýn üstün kavrama ve akýl yürütme kabiliyetine sahip olduðu varsayýlýr. Bu vasfýn onlara otomatikman bir taraftan çeliþkilerden ve havanda su dövmekten uzak mükemmel bir düþünce sistemi geliþtirme gücü verdiðine diðer taraftan insanî ve ahlâkî deðerlere derinden baðlý ve hoþgörülü olma niteliði kazandýrdýðýna inanýlýr. Gerçekten böyle midir? Her filozof hem geniþ bilgiye, derin bir kavrama ve tahlil kabiliyetine malik hem de, ilâveten, temel insanî, ahlâkî deðerlere de kuvvetli bir baðlýlýk gösteren bir insan mýdýr?” diye sormuþ ve olmadýðýný örneklerle anlatmaya gayret göstermiþ. Her filozof geniþ bilgiye, birbirlerinden farklý derinliklerde kavrama ve tahlil kabiliyetine sahiptir, çünkü filozoftur. Ama her filozofun mutlak gördüðünüz bir ahlaki deðerde ve mutlak bilgilere haiz birisi olmasý zaten beklenen bir þey olmasa gerek. Ayrýca filozoftan olaðanüstü açýklamalar ve ona uygun davranýþlar beklemek sorunlu bir yaklaþýmdýr. Filozof ile peygamber arasýndaki fark da budur. Filozofun her fikrine katýlmamýz da gerekmez. Tabiidir ki filozof kelimesi müspet çaðrýþýmlar yapar ve yapmalýdýr. Çünkü filozof savunmuþ olduðu fikri, kavramlarýyla en iyi þekilde savunup düþünce dünyasýný zenginleþtirdiði için filozof unvaný almýþtýr. Sokrates bunu anlatmýþtýr. Dolayýsý ile bizlerin vurgu yapmasý gereken þey bu yanken “onlar da ahlaksýz olabilmekte ve yanlýþ þeyleri de savuna bilmektedirler” meselesini ana konu yaparsak düþünce alaný ile insanlar arasýna mesafe koymaya çalýþmýþ olabiliriz. Çünkü bu zaten doðal olarak bilinen, hatýrlatýlmasýna da gerek olmayan insani bir durumdur. Ayrýca felsefenin ürettiði bilgiler ayný zamanda insanlýðýn düþünce tarihinden tecrübelerdir ve gerek muhafazakârlar gerekse liberaller bu tecrübelerden yararlanma meselesinde daha çok gayret gösterenlerdir. Mesele sadece basit bir hatýrlatma ise felsefenin öneminden bahsettikten sonra bu alana girmeyi daha hakikatli bulurum. Çünkü din felsefesi, dil felsefesi, hukuk felsefesi, tarih felsefesi vs.gibi alanlar oldukça önemlidir. Mesela, bizler tarih felsefesi ile ilgili olarak 19. yüzyýldan beri filozoflarýn tartýþmalarýný iyi bilseydik bu kadar kolay Marksist olamazdýk. Bugün hukuk felsefesini iyi bilmeden Batý’da avukat, savcý ya da hâkim olmak mümkün deðildir. Türkiye’de ise bu ders sadece göstermelik ele alýnýr ama Türkiye’deki hâkim ve savcýyla Batý’da yetiþenin farký da açýk görülmektedir.  Felsefe bu açýdan önemli bir düþünce kaynaðýmýzdýr.

 

Genellikle filozoflardan alýntýlar yaparak bir fikri daha derinliðine anlatmaya çabalayan McIntayre’e “neden böyle yazýyorsun, senin fikrin yok mu?” diye soran bir eleþtirmene o, þöyle cevap veriyor: “Borcumu ödüyorum. Siz birçok fikrinizi söylerken ‘bana göre’ diyerek borcunuzu ödemiyorsunuz. Çünkü bu güneþ altýnda söylenecek olan her þey doðru kavramlarý kullanýlarak daha önce zaten anlatýlmýþtýr. Dolayýsýyla bana göre diye bir þey yoktur. Siz ‘bana göre’ diyerek o fikirleri hem de kavramsýz olarak en kötü haliyle tekrarlamaktan ve taklit etmekten baþka bir þey yapmýyorsunuz aslýnda.”

 

Birçok filozof birçok filozofun tam tersini söyleyerek, ya da diðerini eleþtirerek düþünce tarihine önemli katkýlarda bulunmuþlardýr. Mesela, Voltaire J.J Rousseau’nun, Spinoza Descartes’ýn, Ýbni Rüþd ise Gazali’nin fikirlerini eleþtirir. Bu da doðal bir þeydir ve biliyoruz ki her düþünce diðer düþünceyi sýnýrlar ama ayný zamanda da geliþtirir. Dolayýsý ile filozoflarý ve fikirlerini anlamaya çalýþmak fikir dünyamýzý zenginleþtirir. Ve dolayýsý ile bilimlerin ilk kaynaðý da felsefedir.

 

Bazý insanlar ise filozoflarýn bazýlarýnýn büyük katliamlara neden olan süreçleri baþlattýðýna inanýr ama bu da insaný ve trajedisini tanýmamaktýr. Filozofun görüþü yüzünden milyonlarca insan öldürülmemiþtir. Ýnsanýn yapýsý yüzünden insanlar ezelden beri öldürülmekteydi ve bazý filozoflarýn düþüncesi siyaset alanýna aktarýlarak insanýn iktidar kavgasýnýn gerekçesi yapýlmýþtýr. Mesela, 1400’lü yýllarda 116 yýl süren Ýngiltere-Fransa savaþý bunun göstergesidir. Ya da Cengiz Han’ýn girdiði þehirlerde çoluk çocuk ve hayvanlar dâhil bütün canlýlarý katletmiþ olmasý, Mesela Sabancý ve 3 kiþiyi katleden Fehriye Erdal’ý (hem de görüntü kayýtlarýna raðmen) Belçika gibi geliþmiþ, medenileþmiþ bir devletin hem de hukuk yoluyla serbest býrakmasýnýn anlamý nedir? Günümüzde modern ve bilimsel insan neredeyse felsefeyle hiç ilgilenmemektedir ama terör ve katliam tehlikesi azalmamýþ, tersine artmýþtýr. Günümüz modern hayatý insanlýðýn yok edilme olasýlýðýný çok daha arttýrmýþtýr. ABD orta menzilli füzeler anlaþmasýndan çekilerek rakibinin gözünü korkutma içgüdülerine geri dönmüþtür.

 

Felsefe daha çok insaný ve insan iliþkilerini anlamlandýrmaya çalýþtýðý için önemli filozoflarýn çoðu doðal olarak bu alanda gelecek açýsýndan bilim insanlarý kadar iyimser deðildirler. Çünkü felsefenin doðduðu dönemlerdeki Yunan hekimi Hippoctares’ten þimdi týp (bilim) alanýnda çok ileride bir yerde durduðumuzdan eminiz. Ama düþünce üretme açýsýndan Aristoteles’ten daha ileride olduðumuzu söyleyemeyiz. Çünkü uygarlýk geliþir ama insan düþüncesi, tutkularý, egolarý çok zor deðiþir. Bu yüzden filozoflarýn bir kýsmýnýn karamsar fikirler üretmesi aslýnda yanlýþ bir þey de deðildir. Liberaller (kendimi de sayýyorum) ve sosyalistler gelecek açýsýndan daha iyimser olduklarýndan bazý filozoflar onlarý bu iyimser bilinçaltlarý dolayýsýyla irrite ediyor da olabilir. Hegel “insanlýk tarihi, halklarýn mutluluðunun, devletlerin bilgeliðinin ve bireylerin erdemlerinin kurban edildiði kanlý bir sunaktýr. Mutluluk dönemleri ise boþ sayfalardýr” demektedir. Tüm bu geliþmelere ve olumsuzluklara raðmen ben liberal düþüncenin galip geleceðini ve meselenin sadece aðýr iþleyen zaman olduðunu düþünüyorum. Çünkü liberalizm fikri, sentetik bir teori deðildir ve daha çok olmakta olandýr. Kapitalizme meydan okuyup onu alaþaðý edemeyeceðimiz bir dönemden geçiyorsak, bu demektir ki kapitalizm de yoktur aslýnda. O halde mesele, daha iyi yaþam kurabilmek için insaný daha iyi kavrayarak hayatý reformlarla düzeltme olmalýdýr. Bu alanda felsefenin bilimden daha çok iþ göreceði kanaatindeyim.

 

Felsefenin en zayýf alaný ise siyasettir. Bir düþünür þöyle der: “Filozof siyaset alanýnda bir þey söylemiþse o bir sarhoþluk zamanýdýr.” Yani, filozof olmak da olanla ilgilidir. Olmasý gerekenle pek ilgilenmez (hiç ilgilenmez deðil). Siyaset ise daha çok olmasý gerekeni iþler. Hegel “Minerva’nýn Baykuþu” yazýsýnda buna deðinir.

 

Bir baþka konu: Filozoflar yanlýþ mantýklar (bize göre) yürütebilirler ama iyi eleþtiri filozofun güçlü fikirleri üzerinden, temel anlatýsý üzerinden yapýlmalýdýr. Hele onun ahlaksal zaaflarý üzerinden bir eleþtiri getirdiðinizde bu çok saðlam bir eleþtiri olmaz. Ýyi bir Marx eleþtirisi yapýlacaksa, temel referans noktalarý üzerinden, mesela, “Kapital” üzerinden eleþtirilmelidir ki bunu Avusturya iktisat okulu ve birçok liberal düþünür, ekonomist gayet güzel yapmýþtýr. Çünkü iyi düþünceler ya da sanat yapýtlarý üretmiþ birisi ahlaken zayýflýk da göstermiþ olabilir. Bu onun insani yanýdýr ama tarih felsefesi ya da dil felsefesi vb. konusunda fikirleri çok deðerli de olabilir. Mesela, Adarno’nun Nazi döneminde yakýn arkadaþý W. Benjamin’in Almanya’dan kaçýp Amerika’ya gelmesi için (kýskançlýðý yüzünden) yeterli çaba harcamayýp iþi uzattýðý ve onun sonunda intiharýna neden olduðu düþünülmektedir. Ancak bu konu doðruysa bile onun “tarih felsefesi” konusundaki ana tezlerini deðersizleþtirmez. Mesela, Fikret Mualla bana göre Türk modern resminin en önemli temsilcilerinden birisidir ama 1940’lý yýllarda Almanya’da Yahudi ev sahibini ihbar ederek o aile için büyük bir yýkýma neden olmuþtur. Ondan nefret de edebiliriz ama sanatýný deðerlendirmek farklý bir kategoridir, karakterin müphemliði ise çok daha farklý bir þeydir.

 

Yazýdaki Nietzsche eleþtirisi de oldukça yetersizdir. Biraz da magazinsel. Nietzsche Antik Yunan tragedyalarýný uzun bir aradan sonra tekrar yorumlayarak düþünce alanýna sunmuþtur. Bu asýl fikriyatý deðerlidir. Ona göre trajedi düþünselliði ile felsefe çatýþan iki ayrý daldýr. Felsefe trajedi anlayýþýndan farklý olarak ne kadar küçültürsek küçültelim sonuçta bir þekilde hayatýn düzenlenebileceðini yansýtýr. Nietzsche þöyle demektedir: ”Teorik kafalý Sokrates ile birlikte düþünce nedensellik ilkesi aracýlýðýyla varoluþun en derin temellerine ulaþýlabileceðine ve hatta onu düzeltebileceðine dair yüce bir metafizik kuruntuya saplanmýþtýr.” Nietzsche temelde teorik insan profiline karþý bir filozoftur (her ne kadar kendisini filozof olarak tanýmlamasa da). Bu yüzden Nietzsche Marx gibi sistematik bir öðretide bulunmuþ deðildir ve sadece aforizmalar yazmýþtýr. Nietzsche insanlýðý kendi yapýsýndan dolayý sarmalayan trajedilerin önemini kavramýþ ve insanýn ancak sanat yoluyla hayatýn trajedisini telafi edebileceði üzerine fikirler geliþtirmiþtir. Ona göre, felsefe ile trajediler arasýnda bu nedenle önemli bir karþýtlýk vardýr ve tragedyaya ilk darbeyi zaten felsefe vurmuþtur. Hatta bir tragedya yazarý olan Euripides ilk darbeyi vurmuþtur. Tragedyada Gordion düðümü çözülemez bir olguyken Euripides yazdýðý tragedyada Sokrates’in etkisi ile tanrýyý devreye sokarak Gordion’un düðümünü tanrýnýn kýlýcý ile çözmüþtür. Oysa trajedi anlatýsýnda Gordion’un düðümü hiçbir zaman çözülemezdi. Sonuçta felsefe tragedyalar dönemini sona erdirip teoriler çaðýný açmýþtý. Ona göre Hýristiyan düþüncesi de bu yarýktan içeri sýzmýþtý ve Marksizm de Hýristiyan felsefesinin kýlýk deðiþtirmiþ halinden baþka bir þey deðildir. Dolayýsý ile siyasi görüþümüzle farklý fikirde olduðumuz bir filozofun hayatýn baþka bir alanýnda ortaya attýðý fikri hemen karalama geleneðinden de kendimizi sýyýrmanýn önemli olduðunu düþünüyorum.

 

Nietzsche’nin “üstinsaný” kendini bilen, kendini geliþtirmiþ, hayvani yanýný aþmýþ, güçlü insandýr. Güç iradesi insaný insan yapan gücün iradesidir. Onun anlatýmý ile “bu güç insanýn doðal içgüdüleri, tutkularý, bir kelime ile doðamýzýn iç tepilerini karþýlama iradesidir.” (Zerdüþt Böyle Diyordu. s.18) Onun ölümünden sonra kýz kardeþi yapýtlarýna bazý saçma ilaveler yaparak Hitler’in gözüne girmek istemiþse de (Hitler de onu çarpýtarak kendi teorilerine alet etmiþtir) Nietzsche hiçbir zaman ýrkçý olmamýþtýr. Tam tersine Alman ýrkýnýn üstünlüðünden bahsedenleri iðrenç bulmuþtur. Wagner’den ilk dönemler etkilenmiþtir ama onun Yahudi karþýtlýðýný doðru bulmamýþtýr ve sonunda onunla arasý bozulmuþtur ki Wagner bir filozof deðil, alanýnda önemli bir müzik adamýdýr.

 

Ben Nietzsche’nin bütün fikirleri doðrudur demiyorum. Zaten böyle bir bütünlük taþýyan iddia doðru olamaz. Bence de oldukça sivri yanlarý da olan bir düþünür. Çünkü o da binlerce aforizma yazmýþtýr. Ben onun felsefesini bütünüyle dýþlayamayýz, filozoflarý üstünkörü eleþtirmeyelim diyorum. Bu Hegel ve bütün filozoflar (liberal olanlar dahil) için de geçerlidir. Her filozof ve felsefesi ayrý bir dünyadýr ve onlar tek tek ele alýnmalý, bütün eserleri ve geniþ yorumlarý okunduktan sonra yapýlacak eleþtiriler daha deðerli olacaktýr. Filozoflarýn her birinde bugünkü hayatýmýzý daha anlamlý kýlabilecek kýsmi bilgiler ve düþünsel tatlar vardýr.

 

Yukarýda yazdýðým nedenlerden dolayý Yvonne Sherratt’ýn Hitler’in Filozoflarý adlý çalýþmasýný derinliksiz buluyorum.

 

Nihat ÜSTÜN

07.03.2019

 

 

Son Güncelleme Tarihi: 08 Mart 2019 14:03

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.