'Kara propaganda', Ergenekon ve sendikal haklara müdahale...

29 Ocak 2009 02:01 / 1648 kez okundu!

 

1970’li yýllarýn son çeyreðiydi. 20’li yaþlarda idim. O yýllarda baþýma gelen bir olayla Türk Metal Sendikasý ile somut olarak tanýþtým. Daha doðrusu ‘Türk Metal gerçeði’ ile...

Geçtiðimiz günlerde ‘Ergenekon Terör Örgütü’ (ETÖ) soruþturmasý kapsamýnda sendika aranýp, yöneticileri gözaltýna alýnýp, sonrasýnda da genel baþkaný Mustafa Özbek tutuklanýnca belleðim beni birden o yýllara götürdü.

* * *

12 Mart faþist darbesini yemiþ Dev-Genç kökenli geniþ bir çevre ile birlikte Ýzmir’de Türkiye Sosyalist Ýþçi Partisi (TSÝP)’nde örgütlenmiþtik. Kiþisel tarihimi oluþturan politik serüvenimde henüz “Öncü Hareketi” adýyla baðýmsýz grup olduðumuzu ilan edip, ayný adlý gazetemizi de çýkarýp TSÝP’ten ayrýlmamýþtýk. Tarihi Türkiye Komünist Partisi(TKP)’ne de henüz katýlmamýþ, hatta epeyce de mesafeli idik. Kemal Türkler Türkiye Maden-Ýþ Sendikasý’nýn ve DÝSK’in Genel Baþkaný idi. Türk-Ýþ’in devlet destekli ve güdümlü “sarý” sendikacýlýðýna karþý, DÝSK’in demokratik sýnýf ve kitle sendikacýlýðýnýn bayraðýnýn yükselmeye baþladýðý yýllardý. Biz de iliþkide olduðumuz iþçilerin, DÝSK’e baðlý sendikalarda örgütlenmesine katký yapmaya çalýþýyorduk. Dev-Genç kökenli TSÝP’li yakýn arkadaþým Aybey Takan, büyük bir özveriyle, özellikle maden iþçilerinin örgütlenmesiyle uðraþýyor, epey de mesafe alýyorduk. ‘Korku’ ve ‘yýlgýnlýk’ nedir bilmeyen kendi çapýnda ‘kahramanlar’ gibiydik adeta. Derken çalýþmalar ilk ürünlerini vermeye baþlamýþtý. Ve ardýndan da ‘direniþ’ patlamýþtý... 

Evet, Ýzmir’in o yýllardaki en büyük fabrikasý BMC’de iþçiler, DÝSK’e baðlý T. Maden-Ýþ Sendikasý’na geçmek üzere direniþe baþlamýþlardý. Politize olmuþ büyükçe bir grup öncü iþçi, demir kapýlarý içerden kaynaklayarak kendilerini iþletmenin içine hapsetmiþti. (Gerçi bu anlamda deðiþen pek fazla bir þey olmadý Türkiye’de ama, özellikle o yýllarda sendikalaþmak hele de DÝSK’e baðlý sendikalara geçmek büyük direniþleri gerektiriyordu.) Yani gönül rýzasý ile sendikaya üye olmak yetmiyordu. Ýþte o geliþme ve olay üzerine, oturduk güzel bir bildiri hazýrladýk TSÝP Ýzmir Ýl Örgütü imzalý ve atladýk gittik Bornova Pýnarbaþý’nda kurulu BMC fabrikasýnýn önüne. 

Zor yoluyla ya da çeþitli baskýlarla kandýrýlýp çalýþtýrýlan iþçilerin daðýlma saatinde, iþçiler servis otobüslerine binerken biz de bildirileri daðýtýp iþçilere ‘gerçeði’ gösterecek, direnen iþçi arkadaþlarýna katýlmaya çaðýracaktýk. 

Fakat o da ne? Aybey’le ben, elimizdeki bildirileri iþçilere daðýtmaya yeni baþlamýþtýk ki, yanýmýzda beliren kabadayý kýlýklý adamlarýn emir kipindeki “uzaklaþýn lan”, “kaybolun” uyarýlarýyla irkildik. Kendi çapýnda birer “kahraman”dýk ya. Ýki kiþi olmamýza raðmen diklendik tabi... 

Elimizdeki bildiri tomarýný almaya çalýþtýlar. Biz de ani bir refleksle, servis otobüsünün birine Aybey diðerine de ben atlayarak elimizdeki bildirilerin ziyan olmasýna izin vermeyerek iþçilerin üzerlerine fýrlattýk. 

Tabi bir yandan da, “direnen sýnýf kardeþlerinize katýlýn” þeklinde baðýrmayý ihmal etmedik. Ýþçilerden biri, bir eliyle bildiriyi alýr, korkarak cebine koyarken, fýsýldayan bir sesle bizi de; “dikkat edin, Türk Metal’in adamlarý bunlar, bellerinde silah var!” þeklinde uyardý. Gerçekten silahlýydýlar. Bizimse, elimizdeki bildirilerimiz ve güçlülüðünü haklýlýðýndan alan direngen ruhumuzdan baþkaca üzerimizde herhangi bir savunma aletimiz yoktu... Dakikalar içinde yaþanan bu hareketlilikte elimizdeki bildirileri, iþçilere savurmamýz üzerine önce ‘havaya ateþ’ baþladý. Aybey’le ben kaçýþtýk tabii. Ama bir türlü eylem yerimizi terk etmek de istemiyorduk. Fabrikanýn hemen önündeki ormanlýk araziye daldýk. Üzerimize doðru yönelen ateþ ve kurþun yaðmuru altýnda, iþçilere oradan da sesleniþimizi sürdürüyorduk: “Sýnýf kardeþlerinizin direniþine katýlýn, içerdeki kardeþlerinize yiyecek yemek, ekmek götürün!...” Bizim haykýrýþlarýmýz ve peþimizdeki “azgýn silahlý çetenin” kovalamacasý týrmandýðýmýz daðlarda bir köy kahvesine sýðýnmamýza dek sürdü...

* * *

Devlet destekli ve güdümlü ‘sendikacýlýðýn’ militan örneðinin ve ‘serveti dudak uçuklatan’ baþýndaki kiþinin iliþkiler aðýný, Ergenekon davasý sürecinde daha yakýndan göreceðiz umarým. Türk Metal Sendikasý Genel Baþkaný Mustafa Özbek’in tutuklanmasý sonrasý televizyonlarda "kara propaganda" yapmakla kendini görevli sayan çevrelerin ve Özbek'in iþbirlikçilerinin “sendikalara karþý operasyon”, “sendikacýlýða aðýr darbe” gibi laflar edenlerin maskesini düþürmeye yetmez elbette ama, benim Türk Metal’le tanýþmam iþte böyle oldu. Ýlerdeki yýllarda yaþadýðým, kamuoyunun gözleri önünde gerçekleþen tanýklýklar ise oldukça kabarýk...

Kökleri, 'karanlýk ve derin bir cinayet'e kurban giden DÝSK Genel Baþkaný Kemal Türkler'in kurucusu olduðu ve 12 Eylül faþist rejimi tarafýndan kapatýlan T. Maden Ýþ Sendikasý'na uzanan bir sendika var bugün faaliyette. Uðradýðý baskýlar, kapatýlma serüvenleri ile yok edilip adeta yeniden dirilen ve sonunda Birleþik Metal Ýþ’e dönüþen (T. Maden Ýþ Sendikasý) sendikanýn; onca ‘gürültü’ arasýnda duyulmayan “Özbek ve hanedanýnýn çöküþü metal iþçilerinin kurtuluþu olacaktýr...” baþlýklý 22 Ocak 2009 tarihli açýklamasýndan bir bölümü, ‘ibret belgesi’ olarak buraya alýyorum. Olan bitenle ilgili kaleme alýnan bildirinin üzerine, bilmem fazla söze ve yoruma gerek var mý?

“Sendikalar iþçilerin sermayeye karþý haklarýný almak ve geliþtirmek için kurduklarý yasal örgütlerdir. Bir baþka deyiþle sendikalarý emekçilerin kalesidir. Bu anlamda sendika kavramýnýn özellikle 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi sonrasýnda maksatlý ve sistemli bir biçimde kirletilmeye çalýþýldýðý, bazý sendika ve sendikacýlarýn da buna alet edildiði çok iyi bilinmektedir. Türk Metal- Ýþ Genel Baþkaný Mustafa Özbek ve bazý yöneticilere yönelik yapýlan operasyonlarýn, 'bir sendikaya yapýlan bir saldýrý' olarak algýlanmasý bu ülkede gerçekten de tüm zorluklara raðmen iþçilerin ekmekleri, haklarý ve insanca yaþamalarý için mücadele eden bizim gibi sendikalar ve sendikacýlar için büyük bir ayýp olacaktýr. (...) Ýþverenlerin, iþçileri iþten çýkartmasýna göz yuman, örgütlenmesini iþçilerin talepleri üzerine deðil, iþverenlerin beklentileri ve çaðrýlarý üzerine kuran, iþçi aidatlarýný adýna kurduðu vakýf üzerinden kullanan, bazý iddialara göre ise, sahibi olduðu Avrasya televizyonu için aldýðý reklamlar karþýlýðý on binlerce iþçinin hakkýný iþverenlere peþkeþ çeken böyle bir anlayýþýn sendikacýlýkla ve sendika adýyla anýlmamasý gerekir. (...) Söz konusu operasyonlar sonucu ortaya çýkan tabloda bizi üzen, bu kiþilerin gözaltýna alýnmalarý deðil, tam tersine bu kiþilerin bir sendikacý olarak anýlarak sendika ve sendikacý kavramalarýnýn kirletilmesidir. (...)Özbek hanedanlýðýnýn yýllardan beri uyguladýðý baskýlarla iþverenlere teslim ettiði on binlerce metal iþçisinin kesemediði cezayý, bugün yargý kesecektir...” 

29.01.2009

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
29 Ocak 2009 12:07

nuhungemisi

Ellerine saðlýk Yalçýn... 

Eski kimi arkadaþlarýmýzýn, günümüz Türkiye'sini kavramak için -aslýnda kavramamak belki de- kullandýklarý tek ölçü olan "AKP karþýtlýðý" yanlýþ argümanýyla kendilerini yaraladýklarý ve bu nedenle de neredeyse Ergenekon'u deþifre yolunda atýlmýþ devasa adýmlarý örtmeye çabaladýklarý bir sýrada; sen çýkýp yaþadýðýmýz gerçekliðe çarpýcý yeni bir bakýþ getiriyorsun. Onlar bu iþi yapanýn AKP olduðunu düþünüyor, hatta düþündürtmeye çalýþýyorlar ama sen "kral çýplak" diyerek harika biçimde yol gösteriyorsun. keþke o eski arkadaþlarýmýz senin bu yazdýklarýný azýcýk sakince okuyabilmiþ olsalardý... 

Beynine saðlýk diyorum... Lütfen devam et!

En içten teþekkürlerimle...
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.