ÝSTÝKAMET KIZIL ELMA

02 Ekim 2018 16:15 / 2063 kez okundu!

 

 

Sevgili Okuyucularbazý dizilerle son yýllarda tarihimize duyulan özlem ve açlýðýn iyice artmasý ve 15 Temmuz Ýþgal ve Darbe giriþiminin bastýrýlmasýyla sonucunda yeniden dillere düþen Kýzýl Elma konusuna deðinmek istiyorum.

 

****

 

ÝSTÝKAMET KIZIL ELMA

 

Sevgili Okuyucular, bazý dizilerle son yýllarda tarihimize duyulan özlem ve açlýðýn iyice artmasý ve 15 Temmuz Ýþgal ve Darbe giriþiminin bastýrýlmasýyla sonucunda yeniden dillere düþen Kýzýl Elma konusuna deðinmek istiyorum.

Kýzýl Elma bir ülküdür. Yaklaþýk iki bin yýllýk Devlet Kurma Geleneðimizin dayanaðýdýr. Ýslam öncesinde Türk Devletlerinde bu ülkünün çýkýþ noktasý Bilge Kaðan idi ve izlerine Ergenekon Destaný’nda rastlanýyordu. Özetle Batý’ya yayýlmayý iþaret ediyordu. Ýslam’ý kabulden sonra Kýzýl Elma dinimizin fütühat geleneðini aldý. Bu, Türklüðün yapýsýyla ve kodlarýyla tamamen örtüþtü. Kýzýl Elma neresidir sorusu, belli bir yerle açýklanamaz ve sýnýrlarý belirsizdir. Çelebi Mehmet döneminde Kýzýl Elma fetret dönemi sonunda Anadolu Türk Birliðinin yeniden kurulmasýdýr. Fatih Sultan Mehmed Han döneminde Kýzýl Elma, Roma’dýr. Yavuz Sultan Selim için ise bu hedef Doðu idi ve amacý halifeliði Devlete kazandýrmaktý. Kanuni Sultan Süleyman devrinde ise Viyana’dýr. Varýlacak en son noktanýn belirlenip fetih için uygun strateji ve taktiklerle oraya doðru çýkýlan büyük bir yolculuktur. Ziya Gökalp, Türkçülük ideolojisi içinde Kýzýl Elma’yý deforme edip Turan Birliði’ne yani tüm Türk Devletleri’ni ayný çatý altýna toplamaya dönüþtürmüþtü ve bu ýrkçýlýða dayanýyordu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kýzýl Elmasý ise Devleti ilelebet payidar kýlmak ve Misak-ý Milli sýnýrlarýna gelecekte þartlar müsait oluþunca kavuþmaktýr.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, birçoðumuz kabul etmese de Ýkinci Meþrutiyetin ilanýndan beri Ýstiklal Harbi vermektedir. Yaklaþýk 120 yýllýk bu süreçte Baþkomutanlýk Meydan Muharebesini kazanýp Cumhuriyetin ilanýyla yalnýz ilk aþamasýný kazandýk. Çok partili sisteme geçtiðimiz ve NATO’ya girdiðimiz tarihten bu yana verdiðimiz ikinci Ýstiklal Harbi’nin en þiddetli dönemini ise geçtiðimiz on yýlda yaþadýk. Giriþte de belirttiðim gibi en çetin sýnavý 15 Temmuz iþgal ve darbe giriþiminde yaþadýk. Ve milletimiz unuttuðu kolektif þuuraltý kanalýna girmesiyle tek vücut olmayý baþarýp düþman unsurlara gereken dersi verdi. Türkiye, ayný zamanda Küresel Harpte çatýþan bloklarýnýn en þiddetli hesaplaþmamalarýnýn yaþandýðý bir cephe olmasýnýn bedelini de ödedi. Ülkemiz konjonktürün ve kaderin cilvesi sonucunda Küresel Harbin oluþturduðu dalgalarý büyüme ve ilerleme yönünde kullanma fýrsatý etti. Bu doðrultuda oyun kurucu devletlere taviz vermez politikalar uygulamaya baþladý. Ve taktiksel olarak bazen çatýþan bloklarýn bir kanadýna, bazen ise diðer kanadýna yaklaþarak tahterevallide denge saðlama rolü üstlendi.

Günümüzde çok yönlü bir savaþýn içindeyiz. Baþkanlýk Sistemine geçiþ böyle bir ortamda bir zorunluluk gereði öne alýndý. Bu savaþta terörizmden, biyolojik, kimyasal, psikolojik harpten faydalanýyor ve sonuçlarýnýn aðýr olmasý için üzerine finansal terör ekleniyor. Ayný zamanda millet içinde birlik ve beraberliðin azalmasý, Devlete olan güvenin sarsýlmasý için algý yönetiminden faydalanarak gerginlik ve kutuplaþma oluþturacak olaylar oluþturuluyor ve manipüle ediliyor. FETÖ, PKK-PYD, DAEÞ gibi çok yönlü ve tek merkezden idare edilen taþeron terör örgütleri aracýlýðýyla içeride ve sýnýr dýþýnda yapýlan kuþatmalara Devletimiz Kýzýl Elma düsturuyla cevap verdi. Henüz FETÖ görünümlü NATO-CENTKOM ambalajlý darbe yeni püskürtülmüþtü. Türk Silahlý Kuvvetleri tasfiyeler yüzünden zayýf düþmüþ zannediliyordu. Tehdidin sýnýr dýþýnda etkisiz hale getirilmesi Milli Güvenlik politikamýz haline getirilmesiyle Fýrat Kalkaný ile taþeron örgütü kullanan Küresel Baronlara ilk darbeyi vurduk. Ardýndan Zeytin Dalý ile ikinci darbeyi vurarak güney sýnýrýmýzýn önemli bir bölümünü temizledik. Özellikle Zeytin Dalý ve Baþkanlýk Sistemi’ne geçiþle birlikte “Ýstikamet Kýzýl Elma’yý” çok duyar olduk. Devlet olarak büyük bir beka mücadelesi verdiðimiz dönemde Kýzýl Elma’yý nasýl anlamalý ve bu büyük sýnavý millet olarak hep birlikte atlatmakta nasýl kullanmalýyýz?

Kýzýl Elma konusunda herkesin þunu bilmesini isterim. Bazýlarýnýn kafasýnda oluþacak þüphenin aksine ýrkçýlýk temeline dayanmaz. Büyümek ancak tüm insanlýðý kucaklamak, Küresel Sömürüye karþý alternatif bir sistem kurmak, bunu hak ve adalet üzerine oturtmakla gerçekleþtirilebilir. Cumhurbaþkanýmýz aracýlýðýyla tüm Dünya’ya ilan ettiðimiz “Dünya Beþten Büyüktür” ve “Dünya Birden Büyüktür,” ilkesinin tüm insanlýða umut olmasý için soyut bir kavram olan Kýzýl Elmayý somuta indirgemek zorundayýz. Ortadoðu’da baþta Suriye, Irak ve Filistin olmak üzere etnik ve mezhep temelli çatýþma alanlarýna, Kuzey Afrika ve Sahraalatý Afrika’da terörizm ve açlýða, Balkanlar’da ileride tetiklenebilecek çatýþmalara, Avrasya coðrafyasýnda enerji ve su kaynaklarýna hakimiyet için çýkabilecek çatýþmalara Kýzýl Elma ile son verebiliriz. Bunun havada kalmamasý için þunlarý eklemek isterim. Devletimizin yeniden ele aldýðýný bir stratejiye dönüþtürmeye çalýþtýðýný tahmin ettiðim Kýzýl Elma’da istikamet zulmün altýnda inleyen tüm bölgeler olacaktýr. Kýzýl Elma adeta insanlýk için yeniden yazýlan bir ayaða kalkýþ manifestosu olmalýdýr. Emperyalizmin panzehiri olacaktýr. Günümüzde Kýzýl Elmanýn yeni istikameti, etnik ve mezhep görünümü verilmiþ çatýþmalarýn olduðu bölgeler, büyük bir insanlýk trajedisi olan savaþ ve terörle yurtlarýndan edilmiþ mülteci sorunu, açlýkla ve iç savaþ yaþatýlarak parçalanmak ve ele geçirilmek istenen ülkelerdir. Hedef yer altý kaynaklarýný, enerji kaynaklarýný ele geçirip kandan beslenen, imparatorluðunu para ve altýn üzerine kuran, sapkýn neo paganizmi dinlere sýzdýrýp içini boþaltan Küresel Vampiri güçten düþürmektir. Kýzýl Elma ile Devletimiz, soy sop, din, mezhep ve dil ayrýmý yapmadan tüm ezilen insanlarýn gönüllerini fethetmeyi esas alacaktýr. Zaten Kýzýl Elma ülküsünün temeli, dinimizin en temel ögesi olan zulme son vermek ve huzuru tesis etmek amacýyla önce gönlü fethetmektir. Bu yüzden, Küresel Baronun zulüm araçlarýyla mücadele etmek için yurdun ve Dünya’nýn her köþesine Kýzýl Elma meþalesi taþýnmalýdýr. Bir yerde çatýþma varsa, Devletimiz gerek ittifaklar kurarak diplomasiyle, gerek orduyla tahkimat yapýp müdahale ederek, gerek tüm Dünya’ya seslenebileceði BM gibi platformlarý kullanarak son verme potansiyeline sahiptir ve bunu defalarca kanýtlamýþtýr. Türkiye yardým elini uzattýðý her ülkede, çatýþmalarý sona erdirdiði her bölgede, yatýrým yaptýðý her ülkede sömürüyü deðil birlikte kazanmayý amaçlar. Böylece fethettiðimiz her gönül, gönül kapýlarýný açtýðýmýz her ülke, þimdi ve gelecekte Küresel Harbi yürüten karanlýk odaklara karþý doðal müttefikimiz olacaktýr. Orta ve uzak vadede dünya ölçeðinde tetiklenme ihtimali olan bölgesel çatýþmalarý engelleyebilecek tek ülke bu Kýzýl Elma düsturuyla Türkiye’dir. Gelecekte Dünya’nýn hýzla sürüklendiði girdapta ülke sýnýrlarý daha da belirsiz olacaðý için güçlü ittifaklar ayakta kalacaktýr. Bunu göz önünde bulundurursak istikametimiz Küresel Baron tarafýndan talan edilen bazý Ortadoðu ülkeleri, bazý Balkan ülkeleri ve Afrika’da açlýða mahkûm edilen ülkeleriyle bir ekonomik ve askeri birlik oluþturmak olmalýdýr.

Kýzýl Elma ülkümüz, 2023’e kadar þiddetlenme eðilimi gösterebilecek beka mücadelemizin bir teminatý olacaktýr. Sýnýrlarýmýzýn dýþýnda gönüllerini fethettiðimiz ve yardým elini uzattýðýmýz ezilen her halk, kavim, bölge ve ülke, kendi ülkemiz içinde de birlik ve beraberliði saðlamamýza katký saðlayacaktýr. Dýþarýda kazanýlan her zafer, içte faaliyet gösteren, huzur ve kardeþliðimizi bozan kripto hücrelerin zayýflama eðilimine giren Küresel Güç odaklarýyla baðlarýný zayýflatýp tasfiyelerini hýzlandýracaktýr. Son olarak þunu söyleyerek bitirmek isterim. Kýzýl Elma ülküsü, sadece Devletle gerçekleþtirilemeyecek kadar büyüktür. Tüm þirketlerimizin, STK’larýmýzýn, üniversitelerimizin, Devlet destekli kuruluþlarýn – TÝKA, AFAD, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfý vb- yurt dýþýnda faaliyet gösteren birimleri Devletimizin koordinasyonunda gönül elçileri olarak zulmün altýnda inleyen tüm insanlarýn dertlerine çare olacak biçimde programlanmalýdýr.

Devletimiz, Yeni Dünya Düzeni’nin oluþumunda üsteleneceði insanlýk deðerlerini Dünya’nýn her yerine yayma rolünde çýtayý yükseltmiþtir. Kendimize þu soruyu sormakla iþe baþlayabiliriz. “Ýyi de ben nasýl gönül fethedeceðim. Cevabý basit görünür ama baþarmaya bir ömür yetmeyebilir. “Ancak kendi gönlümü fethedebilirsem gönlüme girebilirsem, baþkasýnýn gönlünü kazanabilirim.” Bunun bireysel olarak nasýl olabileceðini inþallah bir baþka yazýmda ele alýrým.

 

Murat ÞAÞZADE

02.10.2018

 

Son Güncelleme Tarihi: 02 Ekim 2018 17:13

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.