MÜESSES NÝZAM ÇÖKERKEN

13 Haziran 2019 13:38 / 1864 kez okundu!

 

 

Sevgili Okuyucular, kýsýr politik gündemin enerji ve boþuna nefes tüketmek olduðunu düþündüðüm için uzun bir zamandýr yazýlarýma ara vermiþtim. Ciddi bir beka sorunuyla karþý karþýya olduðumuz bir dönemde sizlerle Türkiye’nin fosilleþmiþ bir yapýsýyla ilgili görüþlerimi paylaþarak aranýza yeniden dönmenin heyecaný içeresindeyim.

 

****

 

MÜESSES NÝZAM ÇÖKERKEN

 

Sevgili Okuyucular, kýsýr politik gündemin enerji ve boþuna nefes tüketmek olduðunu düþündüðüm için uzun bir zamandýr yazýlarýma ara vermiþtim. Ciddi bir beka sorunuyla karþý karþýya olduðumuz bir dönemde sizlerle Türkiye’nin fosilleþmiþ bir yapýsýyla ilgili görüþlerimi paylaþarak aranýza yeniden dönmenin heyecaný içeresindeyim.

Baþ döndürücü bir gündem yaþýyoruz. Yerel seçimlerden itibaren Ýstanbul seçimi ve seçimin tekrarlanmasý nedeniyle bir politik girdaba girdik. Tam 15 Temmuz NATO- CENTCOM destekli darbe ve iç iþgal giriþimini atlatmýþ ve Türkiye’ye nefes aldýrýp yeni bir yönetim tasarýmýný saðlayacak Cumhurbaþkanlýðý Yönetim Sistemi’ne geçmiþtik ki, yerel seçimlerden doðan bir krizin içinde kendimizi bulduk. Dünya’nýn yeni paylaþým savaþý postmodern bir tarzda cereyan ediyor. Yani Dünya’yý paylaþmak isteyen Küresel Güç Odaklarý ordular aracýlýðýyla savaþmak yerine, kýsmen vekâleten terör örgütlerini, kýsmen belirli ordularýn özel harp birimleriyle enerji kaynaklarý, madenler ve verimli topraklar üzerinde kozlarýný asimetrik savaþ teknikleriyle paylaþýyor. Asya, Avrupa ve Afrika’nýn tam göbeðindeki ülkemiz bu haliyle Dünya’ya hâkim olmanýn anahtarý olduðu için paylaþým savaþýna giren taraflarýn yanýna çekmek istediði bir merkez halini alýyor. Bu amansýz Küresel Harpte Türkiye’yi yanýna alan ittifak savaþý kazanacak güç olacaðý için, ülkemiz paha biçilemez bir deðere sahiptir. Aslýnda Küresel Paylaþým Savaþý’nýn taraflarý aðýzlara sakýz olmuþ bir þekilde Ulus Devletler ile Küresel Sermaye, ya da Amerika içinde Silah, Petrol ve Ýlaç Karteli ile Finans Kapital arasýnda gösterilse de durumun temelde çok farklý olduðu kanaatindeyim. Sonuç itibariyle Dünya kurulduðunda beri Hak ile Batýl veya Aydýnlýk ile Karanlýk arasýnda bir mücadele, çatýþma ve savaþ devam etmektedir. Batý Medeniyeti, tarih boyunca zenginliðini baþka kýtalarý ve ülkeleri sömürü, yaðmalama, doðal zenginliklere el koyma yoluyla talan ederek ve kan dökerek saðlamýþ ve bu vahþeti, eskiden ilkel toplumlara medeniyet götürme, modern zamanlarda, demokrasi ve insan haklarý götürme bahanesiyle perdelemiþtir. Bu bakýmdan Batý sürekli karanlýðýn güdümünde olmuþtur.

Tüm uyuyan ve sömürülen halklarýn, toplumlarýn, milletlerin ve ülkelerin umudu gücünü dinimizden ve Anadolu Ýrfan medeniyetinden alan tarih boyunca kurduðumuz devletlerle devlet geleneðini kökleþtirmiþ Türkiye olmuþtur. Selçuklu, Osmanlý ve Türkiye Cumhuriyeti Devletlerimiz, sömürmeyi deðil, etnik, mezhep ve ideolojik gibi suni ayrýmlar yapmadan zenginliði, refahý tüm insanlarla hakça paylaþmayý hedeflemiþtir. Tüm bozulmalara raðmen bu anlayýþý hâlâ sürdüren Türkiye, Batý Dünyasý’nýn ayakta zor duran ve çökmenin eþiðinde olan vahþi kapitalist sistemi için en büyük tehlikedir. Bu yüzden ülkemizin tarihinden gelen etki alanýnýn geniþliðini ve ayný anda üç kýtadaki halklara etki gücünü göz önünde bulunduran Küresel Güç Odaklarý, büyümemize engel olacak þekilde bir pranga iþlevini gören Müesses Nizam inþa etmiþlerdir. Müesses Nizam, kelime anlamý itibariyle kurulu düzen demektir. Býrakýn her ülkeyi, her kurumda bir kurulu düzen olduðu için “Bunda ne kötülük var?” diye sorulabilir. Osmanlý’yý yýkmak için Devletin içine yerleþtirilen yerli görünümlü ecnebi güdümlü birçok yapý vardý. Bu yapýlar, Osmanlý’nýn çok etnik kökenli, inançlý, milliyetli yapýsýnýn oluþturduðu yönetimsel zafiyeti kullanarak Devletin çöküþ sürecinin içten baþlamasýný saðladýlar. Elbette, Osmanlý’nýn yýkýlýþýnýn sebebi sadece Devletin içine çöreklenmiþ ve içten içe kemiren bu týrtýl benzeri yapýlar deðildi. Ama yýkýlýþýn hýzlanmasýnda dýþtan emir alan deyim yerindeyse bu uyuyan hücrelerin payý büyüktü.             

1.Ýstiklal Harbi’ni kazanýp Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra ülkemizin tüm sömürülen milletlerin umut ýþýðý olduðunu ve eþsiz büyüme potansiyeliyle kabýna sýðmayýp kendini aþacaðýný öngören Küresel Güç Odaklarý temeli Osmanlý’da atýlan bu yapýlarý kullanarak bir Müesses Nizam kurmuþtur. En büyük baþarýsýný da bu Kurulu Düzeni, siyasi kadrolara ve kamuoyuna milletin yararýna göstererek saðlamýþtýr. Basitçe Osmanlý’dan beri bu topraklarda faaliyet gösteren misyoner okullardan mezun olan veya yurt dýþýnda yetiþen gençlerden devþirdikleri vatandaþlarýmýzý kanaat önderi yaparak Kurulu Düzenin kök salmasýnýn zeminini hazýrlamýþtýr. Özellikle iþ dünyasý, bürokrasi, siyaset, akademi, medya ve sanat çevrelerine yerleþtirilen kanaat önderleriyle oluþturulan Kurulu Düzen, ülkemizin eþsiz potansiyelini frenlemek, budamak ve bloke etmek için kullanýlmýþtýr. Soðuk Savaþ Döneminde NATO’ya giriþimizden itibaren ülkemizde her on yýlda bir tekrarlanan darbelerde Kurulu Düzeninin etkilerini fazlasýyla gördük. Ne zaman hükümetler, ülkenin önünü açacak bir hamle yapsa, içinde bulunduðu ittifakýn dýþýnda alternatif bir arayýþa gitse Kurulu Düzenin görünmez hücre, þebeke ve elemanlarý devreye girdi. Anarþi, siyasi ve ekonomik krizlerle hükümeti iþ yapamaz hale getirip halk nezdinde itibarýný yitirmesine sebep oldular ve ordu içindeki cuntalarý manipüle ederek darbeye sevk ettiler. 1950’li yýllardan 2000’li yýllara kadar Müesses Nizam egemenliðinde inleyen halkýmýz, ülkemizin siyasetçi, bürokrat ve teknokrat marifetiyle soyuluþunun ve yaðmalanýþýnýn farkýna varamadý. 5 Nisan 1994 ve 19 Þubat 2001’deki ciddi ekonomik krizlerin yaný sýra 28 Þubat 1997 askeri darbesinden sonra ülkemizin milyarlarca dolarýnýn yurt dýþýna nasýl transfer edildiðine þahit olduk. Özetle Müesses Nizam, verdiði zararlarla ülkemizin içe kapanmasýný ve hedeflerinin küçük kalmasýný saðlamýþ ve istikrarsýz yönetimlerle ekonomik açýdan dýþa baðýmlý olmasýný saðlamýþtýr. Ülke içinde geliri, týpký Batý medeniyetindeki patronlarý gibi halkýmýzý sömürerek kendi aralarýnda toplanmasýný saðlamýþtýr. Özellikle Ýstanbul içindeki bazý sermaye ve medya gruplarýnýn edindikleri servet ve gücün patronlarý olan Küresel Güçlere yakýn tarihimiz boyunca yaptýklarý hizmetin mükâfatýndan ileri geldiðini söyleyebilirim.

Hal böyleyken Devletimiz 15 Temmuz’u milletiyle tek vücûd bir halde 2. Ýstiklal Harbi vererek savuþturmuþtur. Bunun üzerine kendi içindeki –FETÖ/PDY, PKK ve ERGENEKON gibi- kontrgerilla-gladyo örgütlerinin-  aslýnda içimize bir hançer gibi saplanan Müesses Nizamdan ileri geldiðini tespit etmiþtir. Küresel Düzlemdeki tehditler açýk ve yakýn bir hale gelince zamanýndan önce davranarak 24 Haziran 2018’de Cumhurbaþkanlýðý seçimi yaparak yeni Yönetim Sistemine geçmiþtir. Kýsacasý Baþkanlýk Sistemi, Devletin tüm kurumlarýný, özel sektördeki tüm þirketleri ve toplumun her kesimini bir örümcek aðý gibi saran ve kökü Tanzimat fermanýna dayanan Müesses Nizamý daðýtmak ve son vermek için büyük bir umut olmuþtur. Baþkanlýk Sistemi devreye gireli daha bir yýl bile dolmadýðý için istenilen seviyede geliþme elde edilemese de Müesses Nizamýn tasfiyesinde bir hayli yol alýnmýþtýr. Ancak içimizdeki Müesses Nizam hücreleri, güçlerini Küresel patronlarýndan aldýklarý için bulunduklarý yerde kamufle olarak gözlerden uzaklaþma ve saklanma konusunda hünerlerini göstermektedirler. Türkiye sýradan bir yerel seçim yapmamýþtýr. Ýki hafta sonra yenilenecek Ýstanbul seçimlerine ülkemizin bölgesinde etkin bir güç olmasýný istemeyen güç odaklarý tüm yatýrýmlarýný Müesses Nizama yapmakta ve onlara suni olarak hayat enerjisi vermektedir. Türkiye Doðu Akdeniz, Suriye ve Ege Denizi’ndeki tüm sýkýþtýrmalara raðmen dýþ politikada akýlcý yaklaþýmýný sürdürmektedir. En büyük eksiðimiz olan hava savunma sisteminde S-400 ýsrarýmýz ve Rusya ile yapýlan anlaþmanýn ilerlemesiyle bu tutumumuzu devam ettiriyoruz. Türkiye, dengesi sürekli deðiþen ve taraflarýn bir türlü anlaþamadýðý Küresel Paylaþým Harbinde belirli bir ittifaký seçmeyip, hangi taraf güç kazanýyorsa ona yaklaþýr gibi yaparak son derece stratejik davranmaktadýr. Ülkemizin istikrarlý bir yönetim anlayýþýyla durdurulamayacaðýný, çok kutuplu Dünya Düzeninde söz sahibi bir aktör olacaðýný bilen Küresel Güç Odaklarý, kozlarýný Ýstanbul seçimlerine saklamýþtýr. Bu amaçla sýnýrsýz fonlarýný harekete geçirerek ünlü medya kuruluþlarýný bir kartel gibi Ýstanbul seçimleri için birleþtirmeyi bile baþarmýþtýr. Ýstanbul seçimleri için seçilen muhalefet partisinin adayýnýn hiçbir vasfý, bilgi birikimi ve tecrübesi yoktur. Küresel Güç Odaklarýnýn kolay yönetileceði bir profil olarak tam anlamýyla bir kukladýr. Venezüella’da yaþanýlan son darbe giriþiminde görüldüðü gibi artýk darbeyi tezgâhlayan gizli servis de daha düþük maliyetli ve iz býrakmayan operasyon türü olarak kendi atadýðý ve tanýdýðý yerel iþbirlikçisini, yani bir nevi sömürge valisi ya da komiserini seçerek darbeyi sevk ve idare etmektedir.

Müesses Nizam, 15 Temmuz’dan baþlayarak büyük bir zayýflama ve hatta çöküntü dönemine girmiþtir. Kendi tabirimle yedi kollu ahtapot olarak adlandýrdýðým bu kokuþmuþ yapý yabancý derin devletlerin ve daha doðrusu Dünya Derin Devleti’ne sýrtýný yaslamaktadýr. Tanzimat öncesinden beri faaliyetlerini sürdüren ve sonrasýnda iyice palazlanan Müesses Nizam, Türkiye’nin potansiyelini kavuþmasýný yüz yýldan fazladýr engellemiþtir. Ancak 15 Temmuz’dan sonra Dünya üzerindeki Paylaþým Savaþý’nda deðiþen roller ve dengelerin tersiyle her þeyin ters yüz olmasýndan istifade etmemizin ve aziz Milletimizin üstün azmini ortaya koymasýnýn tesiriyle Müesses Nizam’ýn artýk gerileme dönemi baþlamýþtýr. Küresel Harpte birbiriyle Dünya’nýn çeþitli bölgelerinde görünmez cephelerde savaþan taraflar, en þiddetli savaþlarýný Türkiye üzerinde vermektedir. Bu yüzden ülkemizde AB, ABD, Ýngiltere ve Rusya Derin Devletlerinin sözde yerli iþbirlikçileri ile Küreselci Güçlerin yerli devþirme elemanlarý her alanda siyasi, bürokrasi, askeri, iþ dünyasý, akademi, medya, kültür ve sanat ve dernek ile STK’lardaki klik, hizip, cuntalarý ile birbirleriyle þiddetli bir çatýþma içindedir. Ýþte bu yüzden iki bin yýllýk Devlet geleneðimizin oluþmasýnda en büyük pay sahibi olan demir çekirdeðimiz –Devletimizin yerli ve mili kanadý- 15 Temmuz’dan sonra kuvvetlerini tahkim ederek Müesses Nizam’a etkili darbeler vurmaya baþlamýþtýr. Elbette alýnacak yolumuz çok fazladýr. Türkiye’nin önündeki tehdit ve tehlikeler hiçbir zaman bitmeyecektir. Üzerinde “Türkiye Türklerindir” diye yazan sözde amiral gemisi diye anýlan gazeteye atýfta bulunarak bir þey ifade etmek istiyorum. Dönemin konjonktürüne uygun olarak atýlan örtülü nifak tohumlarý saçan bu sloganýn aksine Müesses Nizam yüzünden Türkiye geçmiþte hiçbir zaman halkýna ait bir ülke olamamýþtýr. Devletin içine çöreklenmiþ bir yapý ve diðer alanlarý da parsellemiþ hücreler ile iþbirliði içinde yoðun bir psikolojik harp yürütmüþtür. Devlet içindeki çeteler hizipleri birbirine rakip olarak kullanmýþ ve tabanda halkýmýzý da ideolojik, etnik köken ve mezhep ayrýmýna tabi tutarak sürekli çatýþtýrmýþtýr. Halkýn bir kýsmýný kasýtlý olarak düþman ilan etmiþ ve takibatlara maruz býrakmýþtýr.

Türkiye halen büyük bir çatýþma ve tehditlerin tam ortasýnda bulunmaktadýr. Son zamanlarda yaþanýlan tüm olaylarý deðerlendirin. Yeni Zelanda’daki korkunç katliamda yabancý gizli servisler tarafýnda kaleme alýnan bildiride geçen Ayasofya vurgusu; Türklere Ýstanbul’un Anadolu tarafýnýn býrakýlmasý, Avrupa yakasýndan kovulacaðý iddiasýnda bulunulmasý; –bunu lütfen 15 Temmuz darbe ve iþgal giriþiminde köprünün Anadolu’dan Avrupa’ya geçiþinin kesilmesiyle irtibatlandýrýn- hava savunma sistemimiz için S-400 alýmýmýz etrafýnda koparýlan fýrtýna, Doðu Akdeniz’de enerji kaynaklarý sondajý bahanesiyle bize karþý oluþturulan koalisyon; buna karþý verdiðimiz tarihimizin en büyük Deniz Kuvvetleri tatbikatlarý – Mavi Vatan ile Deniz Kurdu- Kýbrýs’ta Güney Kýbrýs’a verilen destek ile sýkýþtýrýlmamýz; Ýstanbul’daki kukla aday üzerinden yürütülen Psikolojik Harpte öne çýkarýlan Pontus ve Bizans vurgusu; PKK/YPG denilen bölücü terör örgütünün son günlerde yaptýðý münferit eylemlerin Müesses Nizam kontrolündeki medya tarafýndan ön plana çýkarýlarak halkta yýlgýnlýk yaratma çabalarý; Küresel Çete ve ekonomi bürokrasindeki ve iþ dünyasýndaki yerli hücrelerin iþbirliðiyle dövizdeki dalgalanma ataklarý, piyasada fiyatlarýn kasýtlý olarak týrmandýrýlmasý… Þunu demek istiyorum, tüm bu olaylar birbiriyle irtibatlýdýr. Ýstanbul’daki proje ve kukla adayýn girdiði seçimlerin hiçbir önemi yoktur. Yerel seçimden çok, kukla aday 2023 gibi çok kritik bir tarihte yani Cumhuriyetimizin yüzüncü yýlý gibi sembolik açýdan çok önemli bir tarihte yapýlacak Cumhurbaþkanlýðý Seçimleri’nde Millet Ýttifakýnýn adayý olarak Cumhurbaþkanýmýzýn karþýna çýkarýlacaktýr. Küresel Güç Odaklarýnýn emrindeki Müesses Nizamýn yaþamasý ve gücünü korumasý için son çare 2023 Baþkanlýk Seçimleridir. Bu yüzden son kozlarýný oynamaktadýr. Paralel hücreleri tasfiye etmeye devam eden ve gücünü artýran Devletimizin tüm bunlara raðmen uzun vadeli, çoklu plan, senaryo ve stratejileri vardýr. Kukla þahýs Ýstanbul kazansa bile, Devletin etrafýný demirden bir aðla çevrelemesiyle adým atamayacak Küresel Patronlarýnýn tabiriyle topal ördek haline gelecektir. Þunu söylemek isterim ki, enerjimizi kýsýr politik gündeme vermeyelim, gücümüzü iþimizi en iyi þekilde yapmaya verelim. Birbirimizle dayanýþma içinde gaflet uykusunda uyuyan dostlarýmýza toplumdan tecrit edilme pahasýna bile olsa hakikatleri söyleyelim. Þunu bilelim ki; Devletin Kuzey Irak’ta Hakkurk’a inmeye baþlayan ve oradan Kandil ve Sincar’a bile yayýlacak olan demir pençesi, yeri gelince Fýrat’ýn doðusuna da inecek, Doðu Akdeniz’de pençesiyle önleme faaliyeti yapacaktýr. Devletin vurduðu her pençe Pensilvanya’dan da ses getirirken Müesses Nizam’ýn köhne binasýna son darbeleri vurarak kullanýlmaz hale getirecektir. Ýnþallah 2023’ten itibaren yeni ve gerçek, yalnýz bu millete ait bir Müesses Nizamýn kuruluþuna milletin tüm unsurlarýyla hep birlikte katýlýrýz.

 

Murat ÞAÞZADE

12.06.2019

 

Son Güncelleme Tarihi: 13 Haziran 2019 14:42

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.