Kente sivil dokunuþ ve bilanço - 2

14 Haziran 2013 10:54 / 2145 kez okundu!

 


15 günlük Taksim gezi Direniþi sona eriyor. Artýk uzatmalar oynanacak; lütfen son dakika gollerine dikkat edelim; sandalyeleri sökmek, sahaya atmak gibi kötü taraftar geleneði var derinlerimizde... Bir bilanço çýkarmak iyi olacak. Daha iþin baþýnda yayýnladýðýmýz deklarasyona uygun bir kapanýþ görünüyor. Söze ilk kendimizi eleþtirerek baþlayalým; "Hükumet Ýstifa!" maksimalistçilerini eleþtirirken, biz bile hafifçe maksimalist kalmýþýz. Ama önerdiðimiz 5 maddenin 3'ü neredeyse aynen gerçekleþti; son ikisini de önümüzdeki günlerin taktikleri ve güç dengeleri belirleyecek.


Rüzgar ekildi!

Ucube heykel, 3 çocuk bastýrmasý, kürtaj kýsýtlamalarý, alkol yasaklarýnýn geniþleyen sýnýrlarý, Muhteþem Yüzyýl dizisine yüklenip Osmanlý ecdadýný yüceltme zorlamalarý, Alevi'lerin Cemevi'ni mabedden görmeme tavýrlarý, Süryanilerin Mor Gabriel Manastýrý'na iþgalci suçlamalarý, Hrant Dink cinayetinin gömülmesine göz yumma adýmlarý, Suriye konusunda aceleci yaklaþýmlar, 28 þubat haricinde aðýrdan almalar, Taksim'deki 1 Mayýs yasaklarýna yeniden dönmeler, metroda öpüþme yasaklarý, "Kadýköy vapurundan inenleri ibretle izlemeler", Ýstanbul'u yeniden ve yeniden fethetmeler, Taksim'i aniden egzsostdan temizleme hevesiyle kazmalar -ki týkanan trafikte alttaki tünellerde insanlarýn egzost gazýna nasýl dayanacaklarý hesaplanmadý-, üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim ismini hesapsýzca dayatmalar, Topçu Kýþlasý fantazisi, Gezi Parký'na ulaþan aðaç kesimi, hükumetin alýþýk olmadýðý barýþçý, sivil bir direniþ ve gazdan baþka çözüm aramayan kibirli politikacýlar, bürokratlar, emir kullarý...




Ve Fýrtýna biçildi!

Ölenler, yaralananlar, vücutlarý ve ruhlarý örselenenler; çöken borsa, kaçan para, etkilenen ekonomi ve devreye giren iç-dýþ "mihraklar"...

Baþbakanýn "çapulcular" damgasý, Bülent Arýnç'ýn özrü, Abdullah Gül'ün "mesajý aldýk" demesi, Gezi'dekilerin "haklýyýz, haklý kalacaðýz" diyerek þiddetle aralarýna sýnýr koyma çabasý, medyatik, romantik, estetik pozlarýyla dünyaya "bizim baharýmýz farklý" mesajýný vermesi; Ergenekoncularýn, Ulusalcýlarýn, CHP'lilerin, radikal solcularýn krizden yanlýþ fýrsatlar ummasý, baþbakanýn bela dediði Twitter'dan valinin gülücükler daðýtmasý...

Türkiye'deki medyanýn haberlerinin "haber" deðerinin ilk kez bu denli açýkça tartýþýlmasý; 7 gazetenin ayný baþlýkla çýkmasý, buna karþý kýrmýzý kadýnýn gaz polisine karþý asil duruþunun simgeleþmesi, polise okunan kitaplar, eylemin doðurduðu þarkýlar, Genç Siviller'in eylemlerine aþina gençlerin mizahýnýn, dalgacýlýðýnýn tavan yapmasý, buna karþý erkek egemen kültürün yaramazlýðý sayýlan küfürlerin duvarlardan feministler tarafýndan silinmesi, yaðmurda kýlýnan namaza bir gencin tuttuðu þemsiye ya da polise taþ atanlara karþý gençlerin el ele duvar yapmasý direniþin unutulmazlarýndan oldu.

Ýzmir'de gençleri coplayýp saçlarýndan çeken 3 polisin görevden alýnmasý dýþýnda "polisin aþýrý þiddetini onaylamýyoruz" diyen hükumetten cesur adýmlar gelmedi; belediye baþkaný, emniyet müdürü, vali durduklarý yerde durdular; gençler kaybolmuþ ütopyalar için parkta kendi küçük deneyimleriyle yeni arayýþlara daldýlar.

Baþbakan ise "bayrak yaktýlar", "baþörtülü kadýnlarý sürüklediler", "camide içki içtiler, ayakkabýyla girdiler" "ortalýðý yakýp yýktýlar" diyerek 28 Þubat'ýn negatifi argümanlarýyla kendi kalabalýðýný motive etmeyi sürdürdü; "tencere tava hep ayný hava" diyerek Erbakan'ýn "glu glu dansý yapýyorlar" yaklaþýmýna epeyi yaklaþtý...


Kim kazandý kim kaybetti?

Gezi'den devrim bekleyenler yanýldý;

Gezi'den Hükumet düþürmek isteyenlerde hüsran;

ama

Kendi "One minüt"üne aþýk olup Gezi'nin "Bi dakka!"sýný anlamayanlar da kaybetti;


Arap baharý'nda yýðýnlarýn isteðini görüp komplo iddialarýna karþý duranlarýn, bu kez kendi ülkesindeki olaylarýn ardýnda komplo aramasý Gezi'yi gülümsetti;

Kürtlerle yan yana olmamak için Gezi'den uzak duran Ülkücüler "sað duyulu" göründü; "biz hapisteyiz ama fikirlerimiz Gezi'de" diyen Silivri ise, kimlerin ekmeðine yað sürüldüðünün göstergesi oldu.

Referandumdan sonra Kürt Barýþý sürecinde saflarýn farklýlaþmasýný, yeniden karýlmasýný anlayamayanlar, Gezi Direniþi'ndeki yeni saflaþmayý hiç kavrayamadýlar...


Dersler

Dersimde 1938'de direnenlere de, 2013'de Gezi'de direnenlere de ÇAPULCU denmesindeki ironiyi, trajediyi ve iþin ardýndaki tek tipçi anlayýþý keþfetmek bugün daha kolay;

Bu süreçte Türkiye'nin kaybýný görüp üzülenlerle; devlet aþký yerine birey özgürlüðünü öne alanlar, direniþte birbirlerine dokundular; bu dokunma derslerin en büyüðü oldu;

Direniþ kendi akillerini doðurdu; hükumet, Kürt barýþýnda yaratýcý olarak denediði Akil Ýnsanlar çözümünü devreye sokmakta gecikti; çünkü kibrini dizginlemekte zorlandý;

"Suni denge"nin bozulduðunu, devrimin baþladýðýný sanan radikaller, Taksim'de barikat deneyimleri yaþarken; Gezi'dekiler istek listelerinde "3. köprüyü de istemiyoruz"dan "köprünün adýný istemiyoruz"a vardýlar; maksimalizm, "Gezi parký böyle kalsýn"a çekilirken ve irrasyonellik ve abartý "Faþist diktatör Tayyip" sloganýnýn gölgesinde tatmin oluyordu.


Çoðunlukçuluktan çoðulculuða giden yolda öðretici bir adým oldu direniþ

Statükolarýn tek tipçiliðinin yara aldýðý bir süreç oldu;

Gençleri küçümsemek ile abartma arasýnda yarýþlara sahne oldu direniþ;

EBOB'larla (En Büyük Ortak Bölen) EKOK'larýn (En Küçük Ortak Kat) yeniden elden geçirildiðine tanýk olduk;

Sýrtýnda sadece süt taþýyanlarýn "aman bozulmasýn, acele edelim"leriyle; sadece yumurta taþýyanlarýn "yavaþ olalým yoksa yumurtalar kýrýlacak" taktikleri uykularýmýzý kaçýrdý;

Oysa yükümüz hem yumurta küfesi hem süttü! Hýzlý gitsen yumurtalar kýrýlacak, yavaþ gitsen süt bozulacaktý; bu dilemmayý fark edenler vardý ama azýnlýktaydý.

www.izmirizmir ve www.istanbulist sitelerinin 4 Haziran'da yaptýðý çaðrý önemliydi. Hem kibiri eleþtiriyor hem de gençlere "haklý kalma"yý, þiddete bulaþmamayý öðütlüyordu. Üstelik daha o zamandan devreye akil insanlarýn girmesini öneriyordu. 5 maddelik istek listesi ise hala güncel, hala yol gösterici.


Özür, insaný küçültmez, büyütür

Baþbakan'dan þöyle bir demeç daha en baþlarda gelseydi, þimdi baþka noktadaydýk: "Gençler özür diliyorum, galiba biz bir þeyleri gözden kaçýrdýk. Birbirimizi karþýlýklý daha iyi anlama süreci baþlatalým. O güne kadar Gezi Parký böyle kalsýn. Polisin gazý ve aþýrý þiddeti için de özür diliyorum. Bundan böyle daha daha az gaz daha çok diyalog olacak. Gençlerimize bu demokratik bilinçleri için teþekkür ediyorum. Evlerine sað salim dönmeleri için gereken her önlemi alacaðýz. Hepimizin nefes almaya ve çýkardýðý dersleri sindirmeye ihtiyacý var. Sürecin ülkemize zararýný en azda tutabiliriz. Muhalefet partilerinin bazý noktalar dýþýnda dikkatli davranýþlarýna da teþekkür ederim. Demokrasimizin, geçtiði bu sýnavdan güçlenerek çýkmasý hepimizin ve ülkemizin yararýna olmuþtur. Türkiye'yi baþkalarýnýn baharlarýyla kýyaslayýp yanlýþ umutlara kapýlanlarý da bu vesileyle görmüþ olduk."

Çözüm için bir bilge sese ihtiyaç vardý, hala var ama yaþam bir büyük kahraman yerine küçük küçük kahramanlýklarýn yüzü suyu hürmetine dönüyor. Hem de her iki saftan anlamlý karýþýmlar yaparak...

Baþbakan bunlarý demedi ama konuþa konuþa zaman içinde kendi rasyonalitesinin sýnýrlarýna vardý. Topçu Kýþlasý'nýn ihyasý, AVM'si, bazý dükkanlar, belki bir müze; evet evet Kent Müzesi'ne çok ihtiyaç var, gerekirse referandum, olmadý plebisit, o da olmadý uygun bir oylama... Karþýlýklý diyalog...

Yanlýþ konuda yanlýþ oylama, aslýnda bir tür oyalama... Ardýndaki %'leri bir tür tapulu malý sayma zihniyeti... Çoðunlukçuluktan çoðulculuða geçememenin sýkýntýlarý... Ama olsun. Topçu Kýþlasýný yapmayý oylamadaki çoðunlukla kazanan için bu zafer ancak ve ancak bir Pirus Zaferi olabilir. Yenenin aslýnda yenilgisinin baþlangýcý olabilir o adým. Bu yüzden akýllý AK Parti destekçilerinin önemli bir kýsmý bu "zafer"e ortak olmak istemeyebilirler...


Kent Müzesi Kurmak isteyenler Tarih Vakfý'ný yok sayamaz!

17 yýl darphane-i Amire binalarýnda bir Kent Müzesi kurmak için uðraþan Tarih Vakfý'ný anýmsamanýn da tam sýrasý... Memur tarihçilik yapmayan Tarih Vakfý'ný, ne eski ne de yeni statüko hiç sevmedi. Bu nedenle elindeki 49 yýllýk sözleþmesine raðmen el birliðiyle Darphane-i Amire'ye el koydular, vakfý zayýflattýlar. Üstelik kent müzesi, kendi yarattýklarý fýrtýnadan kurtulmak isteyenlerin geçici olarak sarýlmak istedikleri basit bir can simidinden daha önemlidir. "Kent Müzesi"nden söz edenlerin, Tarih Vakfý'ný yeniden es geçmelerine bu toplum artýk izin vermemeli.

Ýktidar çevresinin oylama sözü vermesi, diyalog çabalarýna girmesi, AVM deðil Kent Müzesi çýpasýna sarýlmasý bu aþamada yeterli görülüp, akýllý bir geri çekilme yapýlmalýdýr. Belli ki mücadele baþka araçlarla baþka bir zamanlamayla sürecek. Dersleri alma, sindirme, okuma, düþünme ve deðerlendirme zamanýdýr. Akýllý örgütlenmeler ve etkili sanal yapýlanmalar þart!

Kazananýn demokrasi olmasý için bu gerekli. Sivil toplumun, Ýstanbul'un hayatýna bu dokunuþu çok kýymetlidir. Korumasýný bilelim.


Ýlhami MISIRLIOÐLU

13.07.2013





Son Güncelleme Tarihi: 15 Haziran 2013 13:50

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.