'Kedi giren eve veteriner hekim dışında doktor girmez'

11 Mayıs 2009 22:43 / 2488 kez okundu!

 


Veteriner Hekimimiz sevgili Sertan Büte bu yazısında bizlere "kedi giren eve doktorun girmediğinden" ve sadece insanlarda değil kedilerde de dikkat edilmesi gereken bir sorun olan "obezite"den söz ediyor. İyi okumalar…


KEDİ GİREN EVE DOKTOR GİRMEZ!

Kedileri okşamanın stresi azalttığı bilinen bir gerçek. Minnesota Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, bunu destekler nitelikte. Buna göre, kedi sahiplerinin kalp krizinden ölme olasılıkları kedi sahibi olmayanlara göre önemli ölçüde daha düşük.

Yaklaşık 4500 yetişkin üzerinde yapılan araştırmaya göre, kedi sahiplerinin ölümcül bir kalp kriziyle karşılaşma olasılıkları hiç de küçümsenmeyecek kadar, yaklaşık %40 daha düşük. Hatta bir zamanlar kedi sahibi olmuş insanlar bile hiç olmayanlara göre avantajlı durumdalar.

Araştırma süresince bir kediyle evlerini paylaşanların %3,4’ü kalp krizinden yaşamını kaybetmiş. Bu oran, kedisi olmayanlar için %5,8. Araştırma yapılırken, diğer kalp ve damar hastalıkları için risk oluşturan yüksek tansiyon, şeker hastalığı, sigara ve alkol tüketimi de göz önünde bulundurulmuş. Ayrıca, yine bu araştırma sonucunda kedi sahiplerinin diğer insanlara göre doktora daha az gittikleri ortaya çıkmış.

ABD’nin Hayvan Sağlığı Kurumu’na göre, bu konuda yapılan araştırmaların sayısı gün geçtikçe artıyor ve hepsi de hayvanlarla temasın insanlara fizyolojik ve psikolojik olarak kazanç sağladığını gösteriyor. Bunlar arasında öne çıkan, kalp ve damar hastalıklarında önemli risk faktörü olan stresin önemli ölçüde azalması.

Bunun yanı sıra alerjik hastalıkların azalması, kan basıncının düşmesi, zindelik kazandırması ve genel olarak hastalıklarda iyileşme sürecinin hızlanması hayvanlarla temas sonucu gözlenen etkiler arasında.

Kaynak: BBC News

OBEZİTE KEDİLERİN DE SORUNU!

Obezite, günümüzde insanlarda sağlık sorunlarına neden olan en önemli etkenlerden biri. Başlıca nedenleriyse düşük fiziksel etkinlik ve yüksek kalori içeren yiyecekler. Bunun yanı sıra genetik etkenler de fazla kiloların nedenleri arasında yer almaktadır. Obezitenin kendisi doğrudan bir hastalık sayılmasa da, beraberinde birçok sağlık sorununu getiriyor.

Bu sorun yalnızca bize özgü değil. Yaşam biçimiz dolaylı yoldan dostlarımız köpekleri ve kedileri de etkiliyor. ABD’de yapılan güncel bir araştırma, evcil köpeklerin üçtebirinin obez olduğunu gösteriyor. Kedilerde de durum çok benzer. Hareketsiz yaşam biçimi ister istemez onları da etkiliyor. Hazır, lezzetli ve çok kalori içeren mamalar ve onlara yeterince zaman ayıramıyor olmamız da cabası.

Aşırı kilolu köpek ve kedilerin şeker hastalığına yakalanma olasılıkları önemli ölçüde yükseliyor. Bunun yanı sıra kalp hastalıkları, bağışıklığın düşmesi, ortopedik sorunlar gibi çeşitli hastalıklara yakalanma olasılıkları yüksektir.

Uzmanlar, tıpkı insanlarda olduğu gibi, daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürebilmeleri için köpek ve kedilerin kilolarının özellikle yedikleri mamaların miktarının ve kalori içeriğinin kontrol altında tutulması gerektiğini vurguluyorlar. Yanlızca mama kısıtlaması değil, egzersizin de en az onun kadar önemli olduğunu belirtiyorlar.

Kaynak: Science Daily




NOT:
Sertan Büte'nin bazı kene türleri tarafından taşınan ve tehlikeli bir hastalık olan Lyme hastalığı ile ilgili bir önceki yazısını mutlaka okuyun.

Yakın Tehlike: Lyme Hastalığı


http://www.izmirizmir.net/bilesenler/koseyazilari/yazi.php?yazi_no=882



 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
12 Mayıs 2009 00:17

hurkus

Kedi giren eve psikolog da girmezmiş...  


Kedi giren eve psikolog girmez

İnsanların yaşamları boyunca karşılaştıkları sıkıntılı, bunalımlı dönemleri atlatmalarında, kedi ve köpeklerin büyük ölçüde yardımcı olduklarını artık bilim dünyası da kabul ediyor.

Ev hayvanları, büyük aileleri yok eden batı tipi kentleşmenin yarattığı yalnızlık ve mutsuzluk hastalığının bir numaralı ilacı haline geliyor. Gelişmiş ülkelerde, yaşlıları hayata bağlamak için huzur evlerinde kedi ve köpek beslenmesine izin veriliyor. Hatta teşvik ediliyor. 

ABD'de aileler doktor tavsiyesine uyarak sınavlardan bir gün önce çocuklarına ders çalıştırmıyorlar. Sadece akvaryum seyrettirerek dinlendiriyorlar. 

Yapılan tüm bilimsel araştırmalar, hayvanların, çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığında çok önemli rol oynadığına işaret ediyor. Hayvanların çocuklara sağladığı yararlar, sevgi ve bağlılık kavramının oluşumu, pekiştirilmesi, duygusal ve sözsüz öğrenmeyi sağlama, sorumluluk ve yeteneklerin gelişimi, yaşam ve ölüm kavramlarının öğrenilmesi, fiziksel ve ruhsal sağlığı olumlu etkileme, ekolojinin farkına varılmasını sağlama olarak sıralanıyor. 

Son yıllarda yapılan çalışmalar, hayvanların çocuğa iyi bir oyun arkadaşı olduğu, dolayısıyla çocuğun bu yolla sözsüz iletişime girerek onların ihtiyaçlarına cevap verdiği ve onlarla dostluk bağı kurduğu, hatta iletişim çeken çocukların dış dünyaya açılımının bu yolla sağlandığını ortaya koyuyor. 

Almanya'nın Sesi Radyosu'na göre, bu ülkede halen evlerde 5.5 milyon köpek, aynı sayıda kedi besleniyor. Haberde, kedi sayısının köpek sayısını biraz geçtiği kaydediliyor. Kedi besleyenlerin bu hayvanları kucaklarına alıp, oturmanın kendilerine güzel, sıcak duygu verdiğini, bir çok sorunlarında teselli olduklarını belirtikleri vurgulanıyor. 

Almanya'da yapılan bir başka araştırmanın sonuçlarına göre, kedi beslemeyenler, kedi sahibi olan kişilere göre, psikiyatristlerin kapılarını daha çok aşındırıyorlar. 

Hürriyet /  Bülent Ovacık
e-mail: bovacik@hurriyet.com.tr
http://webarsiv.hurriyet.com.tr/1999/10/30/153512.asp 

Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.