'O taş atan çocuklarla ben top oynuyorum'

05 Mayıs 2009 02:21  

 

'O taş atan çocuklarla ben top oynuyorum'

Hakkâri'nin Oxfordlu rektörü Belenli'nin çocuklarla ilişkisi olayların çözümü için ipucu veriyor: 'O taş atan çocuklarla ben gidip top oynuyorum. Aracımı görünce barikatı kaldırıyorlar. Önemli olan insanları sevmek... 

Hakkâri’nin Oxford doktoralı rektörü Prof. Dr. İbrahim Belenli’nin, Güneydoğu’da gösterilere katılarak polise taş atan çocuklara gösterdiği yaklaşım, polisin ve mahkemelerin yaklaşımından çok daha olumlu sonuçlar vermiş. Oxford doktoralı Belenli, “O taş atan çocuklarla ben gidip top oynuyorum. Çocuklar barikat kuruyor, benim aracımı görünce barikatı kaldırıyorlar. Önemli olan insanları sevmek. Beni sahiplendiler” diyor.
Hakkâri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Belenli, rektörlüğünün yedinci ayında şehre yönelik gözlemlerini ve çiçeği burnunda yeni üniversitesini Radikal’e anlattı. Türkiye’nin en ücra ve gerilimli şehirlerinden biri olan Hakkâri’yi Türkiye’nin sorunlarının çözümü için ‘anahtar’ olarak gören Belenli, Hakkâri’de bulunduğu sürecin iyi geçtiğini, ‘olayın zevkini çıkardığını’ söyledi. Belenli, şunları anlattı:

İKİ YIL GEREKİYOR: Şu anda 600 kadar öğrencimiz var, her bölüme öğrenci alamadık. Mühendislikte beş bölüm var, bu öğrenciler İTÜ’de okuyacak, sonra bize gelecekler. Eğitim Fakültesi öğrencileri Çukurova Üniversitesi’nde, iktisat öğrencileri de İstanbul Üniversitesi’nde okuyacak. Ankara Üniversitesi ise kardeş üniversitemiz zaten. Ankara Üniversitesi, ne zaman telefonu kaldırsak sağ olsunlar hemen destek oluyorlar. Benim öğrencim kadar onların hocası var. İki yıl içinde sosyal tesisleri binaları yaparsam, tam olarak faaliyete başlamış oluruz. Öğrencilerimiz iki yıl diğer üniversitelerde eğitim görüp, son iki yılını da burada okuyarak Hakkâri Üniversitesi diplomasına kavuşur.

ZAYIFLIĞIMIZ GÜCÜMÜZ OLUYOR: (‘Birçok büyük üniversite size destek oluyor, bu ilgi alaka neden?’ sorusu üzerine) Hakkâri’nin zayıflığı, güçlü tarafı oluyor. Nereye gitseniz kapılar açılıyor. Hem medyadan, hem üniversitelerden çok destek görüyoruz. Hakkâri bir yerde Türkiye’nin birçok probleminin çözümünün de anahtarı. O açıdan önemli.

TAŞ ATAN ÇOCUKLAR: Hakkâri’de bir değişim için henüz çok erken. Ben gidip çocuklarla top oynuyorum, o taş atan çocuklarla... Çocukların durumları, davranışları çok iyi. Mesela çocuklar barikat kuruyorlar. Benim aracımı gördükleri zaman barikatları kaldırıyorlar. Beni sahiplendiler

PROBLEM İLETİŞİM EKSİKLİĞİ: Hakkâri gibi bölgeleri geliştirmek, oradaki çocukları kazanmak için devletimiz de elinden geleni yapıyor. Bir takım faaliyetler, projeler yürütülüyor. Biz de kadromuz genişledikçe, mekânlarımız oldukça bunların hepsine ineceğiz tabi. Bu insanları anlamak lazım. İletişim eksikliği her zaman problem oluyor.

SPORCU TARAMA MERKEZİ: Çocuklar için sporcu tarama merkezi kurmayı düşünüyoruz. Bunun için Ankara Üniversitesi de yardım edecek. Ankara’dan hocalar gelecek, çocukların hangi spor dallarına daha uygun olduğunu tek tek tespit edilecek. Arkasından da o çocuklar arasında üstün yetenekli olanlar yönlendirilecek. Milli Eğitim Bakanlığı, İl Gençlik Spor Müdürlüğü de bize destek verecek. Tarama merkezi için eleman da gerekiyor. Önümüzdeki dönem merkezi açmaya çalışacağız.

BELEDİYE İLE ARAM GAYET İYİ: Hakkâri’de görev yaparken yerel anlamda hiçbir problem yaşamıyorum. Belediye ile aram da gayet iyi, yerel anlamda hiçbir problem yaşamıyorum. Önemli olan insanları sevmek. İnsanları sevme bariyerini aştığınız da gerisi kendinden geliyor. Belediye başkanı da her türlü desteği veriyor. Ben sözü empatiye getiriyorum hep, başkan da benden önce getiriyor empatiye konuyu.

ÇOCUKLARIM HAKKÂRI İÇİN PROJE YAPIYOR: Dört tane çocuğum var. Üç kız bir oğlan. Hakkâri’de yaşamıyorlar ama buraya sık sık geliyorlar. Birisi geçenlerde yanımdaydı mesela. Onlara ben kopya verdim, Hakkâri için proje geliştiriyorlar. Sosyal proje olarak Hakkâri’deki öğrencilerle bir arada olmak için projeler hazırlıyorlar. Hakkâri’ye destek olmak için arkadaşları arasında kitap topluyorlar, Hakkâri’ye getirmek için yardım topluyorlar. Çocuklarımın en büyüğü 1990 doğumlu, en küçüğü de 1997 doğumlu...

Radikal.com.tr



 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0