Belirsizlikler zamaný ve ütopya zamaný

22 Ekim 2012 21:41 / 2043 kez okundu!

 


Modernizmin, pozitivist, deterministik ilerlemeci tasavvuru önce bilim dünyasýnda ve sonra adým adým reel yaþamýn bütün alanlarýnda inandýrýcýlýðýný yitirdi bugün. Ve özellikle mavi-yeþil gezegenimizin bizzat insan eliyle yokolmaya doðru gittiði gerçeðinin görülmesiyle bu afyonlu gelecek tasavvuru tuzla buz oldu. Aksine Dünyamýzýn ve insanlýðýn geleceði konusunda büyük belirsizlikler zamaný içindeyiz.

Bu dediðimi kendi ülkemizden bakarak gözlemlemek de mümkün.

2000'li yýllarýn baþlarýnda tarihten gelen birikmiþ etnik, dinsel ve devletin sivilleþmesi gibi yapýsal sorunlarýn bir günde olmasa bile adým adým çözüleceðine ve bu güzergâh üstünde sivil ve demokratik yeni bir anayasa ile statükoya karþý demokratik mücadelenin taçlanacaðýna yani derin deðiþimlere dair bir inanç, belli belirsiz de olsa bir umut vardý. Ve bu yönde hiç de önemsiz olmayan belirli adýmlar da atýlmýþtý.

Geleceðe dair böylesi iyimser bir beklenti bugün yok maalesef.

Asýl kaygý verici olansa, dün statükoya karþý duran demokrat aydýn çevrelerin içinde bugün savaþ psikozunun girdabýna kapýlanlarýn artýyor olmasýdýr. Dün bu çevreler küreselleþme süreçlerinin ulus-devlet tarihsel modelini artýk sönümlendirme eðilimine soktuðunu statüko yanlýsý milliyetçi/ulusal çevrelere karþý hararetle savunurken çok doðru yapýyorlardý, ama dün bir eðilim olarak kendini duyuran bu gerçeðin bugün gelip bizim, özellikle Güneydoðu sýnýrlarýmýzda kendini somut olarak duyurmasý karþýsýnda bu çevre içindeki kimi liberal ve kendine solcu diyenler dün yazdýklarýný unutup yüz adým gerilediler. Ýkinci Dünya ve hatta Birinci Dünya savaþýndan baþlayarak sömürgeci güçlerin Ortadoðu da çizdikleri yapay sýnýrlarýn bugünkü sorunlarýn yaratýcýsý olduðu tarihsel gerçeðini de unutuverdiler ve yeniden, ulus-devlet mantýðý içinde çözüm aramaya, kýsýr realizme döndüler.

Oysa bugün ulus-devlet paradigmasý dýþýna çýkamayan bir bakýþ açýsýyla, PKK realitesinin belirlediði ve tüm yapýsal sorunlarýmýzýn çözümünde kilit hale gelen Kürt sorununun çözümü artýk mümkün deðildir. Bu aydýn, yazar, çizer çevresinden bu gerçeði cesaretle dillendirerek bu zor sorunun çözümüne ön açýcý fikirsel katký vermeleri beklenirken aksine PKK þiddeti bahanesi arkasýna gizlenerek güvenlikçi çözümlere, KCK adý altýnda yapýlan tutuklamalara açýk veya dolaylý destek verdiler, veriyorlar. Turgut Özal perspektif konusunda bu çevrelerden çok daha cesurdu.

Aydýnlar içinde son zamanlarda ortaya çýkan bu gerilemenin temel nedeni PKK þiddeti falan deðil, "ulus-devlet ötesi" süreçlerin bugün henüz belirsiz oluþudur. Arap devrimleri sonrasýnda gördüðümüz gibi… Belirsizlik üstüne cesaretle gidip yaratýcý çözümler üretmek yerine bildik eski sopalara, devlete sarýlmayý daha saðlam zemin olarak görüyorlar; Bilinmeyen ufuklara, belirsizliðe açýlma entelektüel cesaretini gösteremiyorlar. Tarihte ulusal çapta savaþ hallerinde gördüðümüz "vatan savunmasý" þovenizmi korkarým bizde de yayýlacak. Yarýn ölüm cezasý ceza yasasýna yeniden konsun teklifleriyle karþýlaþýrsak doðrusu hiç þaþýrmam.

Kýsacasý Dünyada ve Türkiye'de belirsizlikler zamanýný yaþýyoruz, belirsizlikten korkmak, kaçmak, bildik eskimiþ sopalara sarýlmak deðil, belirsizlikler üstüne cesaretle düþünüp, deðiþimi, yeniyi yakalayabilmek yapýlmasý gerekendir kanýmca.

Belirsizlik ilkesi:

Belirsizlik aslýnda toplumsal olaylarýn doðasýnýn karakteristiðidir. Ýnsan sonsuz iliþkilerin sonsuz toplamýdýr. Ama nihayetinde bir toplamdýr ki, bu toplam insanda "Ben"i (tikel varlýðý) ortaya çýkarýr. Bu toplam, insana dair olduðu her durumda basit aritmetik toplama iþleminin deðil ancak belirsizliklere iliþkin farklý, çeliþik hareketlerin karþýlýklý iliþkisinin hesabýnýn, diferansiyel hesaplamanýn konusu olabilir.

Ýnsanýn "Benliði" nin oluþumu ise bu sonsuz iliþkiler içinde kendini belirleme çabasýnýn sonucudur. Bu nedenle insan ölümlü varlýk olmaklýðý nedeniyle "bitimli" bir varlýkken, kültürel bir varlýk olmaklýðýyla bitimsizdir. Bu nedenle "insaný kâmil" dediðimiz Benlik kertesi, artýk olmuþ, bitmiþ, dalýnda olgunlaþarak yere düþmüþ bir elma olmak demek deðil, bitimsizliðinin, eksikliliðinin farkýna varmýþ olmak demek. Eksiksiz olmaya çalýþýrken yine de hep eksikli kalacaðýnýn farkýna varabilmektir. Ama yalnýzca farkýna varmakla kalmayýp bu farkýndalýðý yaþam tarzý haline getirebilmektir. Bunun en yalýn belirtisi yaþama/insana karþý alçakgönüllülüktür ki, zor iþtir bu.

Belirsizlik, insan-insan ya da birey-toplum iliþkilerinin ve de zamanýn doðasýný oluþturuyorsa, yazýmýn baþlýðýna aldýðým "belirsizlikler zamaný" diye ayrýmlý bir ifade doðru olur mu?

Yaþamýn kendisi belirsizlikler taþýrken bunu olaðan zamanlarda fark etmeyen insan öyle bir zaman gelir ki, týpký bir depremle maddenin enerjisini fark ettiði gibi belirsizliði fark ediverir. Belirsizlik, yaþanan zamaný belirler hale gelmiþtir zira. Bu zamanlar iyi gelecek umudunun yitimi zamanlarýdýr; Böylesi zamanlarda insan, içinde yaþadýðý zamanýn aþýlamaz olduðunu düþünür ve yanýsýra benlik duygusu da çözülmeye baþlar. Yaþama karþý kendini pasif ve çaresiz hisseder, yaratýcý enerjisini yitirir.

Umutsuzluk zamanlarýnda yine de bir umuda tutunmak ister insanoðlu ama bu umudu artýk gelecekte deðil geçmiþte arar. Geçmiþ deneylere, bildik tasavvurlara tutunur. Bu tür tasavvurlar insanýn aklýna baþvurmasýný, soru sormasýný, eleþtirel düþünmesini gerektirmeyen, insanýn bildik duygularýna seslenen, ucu açýk olmayan tasavvurlar olarak kolay yutulabilir lokmalar, haplardýr. Milliyetçilik, ýrkçýlýk, faþizm gibi… Ýnanç temelli dinsel ya da o da yine inanç temelli sayýlmasý gereken, eleþtirici düþünceyi reddeden laik Ortodoks ideolojik eðilimlerin de bu zamanlarda artýðýný görüyoruz.

Ütopya Zamaný:

Altüst'de çýkan geçen yazýmda belirsizlik nosyonunu bir "ilke" olarak nitelemiþtim. Bu niteliðiyle birbirinden farklý ideolojiler için de yol gösterici olabilecek olan belirsizlik nosyonunun kendisi ideolojik bir yüklem taþýmaz. Bu nedenle belirsizliði, bilinemezcilikten, nihilizmden v.s. ayýrt etmek gerekliliðinin altýný çizmeliyim.

Önemli olmakla birlikte bu noktayý açmayý sonraya býrakarak belirsizlik ilkesini ya da tasavvurunu, "belirtik olan içinde henüz belirtik olmayanýn" yani belirsiz duranýn, varoluþ halinde olup henüz varlýk âleminde tezahür etmiþ, görülür hale gelmiþ olmayan sahici gerçeðin ya da hakikatin aranmasýnýn yolu olarak ifade edebiliriz.

Böyle bir ifade açýk ki bizi "ütopya" alanýna, ütopya tasavvuruna götürür. Zira ütopya tasavvuru bütünüyle bilinemezler üstünde hayal kurmak gibi mistik bir þey deðildir. Gelecek ütopyasýnýn da bir hayal tarafý vardýr ama Merih gezegeninde insan yaþamý hayal etmek gibi gerçeklikle hiçbir iliþkisi olmayan pür hayal deðildir ütopya. Bilinenler üstünden giderek, gerçeðin kendisi sanýlan verili düzenin yabancýlaþtýrýcý mistik halesini eleþtirerek, kýrarak henüz belirsiz olan sahici bir gelecek tasavvuru yaratmaktýr.

Ýnsanýn insaný ve insanýn doðayý sömürmediði, zorunluluklar dünyasýný terk edip özgürlükler dünyasýna kavuþmasý demek olan sýnýfsýz sosyalist/komünist toplum tasavvuru bir ütopyadýr. Eðer insanýn insaný ve doðayý sömürdüðü tarihsel koþullar bir gerçeklik olmasaydý ve ayný zamanda tarih içinde geçmiþte ve bugün sömürüye karþý bir dizi muhalif eylemler yani kurulu düzene muhalefet deneyimleri olmasaydý geleceðin sosyalist/komünist toplum tasavvuru gerçeklikle hiç ilgisi olmayan, Marx'ýn, Engels'in kafasýndan, hayal gücünden türemiþ salt hayal aleminin bir ürünü, düþü olarak görülebilirdi. Ve de artýk bu düþ bitti diyebilirdik.

Demek ki ütopyayý sýradan hayallerden ayýrt eden þey nesnel gerçeklikle ilintili oluþudur. Ne var ki nesnel gerçekliði tarihsel bir zorunluluk, mutlak gerçek olarak anladýðýnýz noktada da (bilimsel sosyalizm savý gibi) ütopya da bir zorunluluk olarak görülür ve böylece ütopya olmaktan çýkar.

Þu da var ki, hayalini kurduðumuz, olmasýný istediðimiz gelecek, kendini gerçekleþtirmeye giriþtiðinde ortaya çýkan tablo bizim hayalimizdekine muhtemelen pek de benzemeyecektir. Zira bu hayali gerçek kýlacak insanlar kapitalizmin "þeyleþtirdiði "insanlar deðil, özgürlük dünyasýnýn insanlarý olacaktýr; o farklý dünyayý nasýl kuracaklarý tümüyle ancak onlarýn bilebileceði bir þey olur. Bu nedenle ütopyayý ucu kapalý tarif etmeye, tanýmlamaya kalkmak kendine sosyalist, komünist de dese bugünün þeyleþmiþ insanlarýnýn bu kez de geleceðin toplum mühendisliðine soyunmasý anlamýna gelir. Oysa özgür toplum ancak özgür insanlarýn kendi eseri olabilir.

O nedenle bugün gelecek sosyalist/komünist sýnýfsýz toplumu dünden farklý olarak programatik anlamda tarif edemiyor oluþumuz (benim gibi düþünenler için söylüyorum) bir eksiklik deðil aksine dünkü yanlýþýmýzýn eleþtirisinin sonucu olarak bugün yakaladýðýmýz determinist olmayan saðlýklý bir düþünce tarzý demektir. En fazla, bu hayalin belirtik, bitimli olmayan açýk uçlu, uçuk bir resmini çizebiliriz, ki bu resim realist deðil ancak empresyonist bir tabloya benzeyebilir. Bu nedenle kendini yepyeni sanarak , "sosyalizm artýk bitti, siz hâlâ sosyalist misiniz?"diyenlerin bizlere sorduklarý "sizin sosyalizminiz nasýl olacak?" sorusu, bana eski ve eskimiþ toplum mühendisliði zihniyetini çaðrýþtýrýyor.

Umut Ýlkesi:

Ütopya üstüne söylenmesi gerekenler yukarýda söylediklerimden ibaret deðil kuþkusuz, bu yazýmda yalnýzca, belirsizlikler zamanýnýn ayný zamanda ütopya zamaný olduðuna iþaret etmek istedim.

Bu konulara epeydir kafa yoruyorum ama geçenlerde Tanýl Bora'nýn çevirmiþ olduðu, Ýletiþim'den çýkan, eleþtirel Marksist Erns Bloch'un baþyapýtý sayýlan Umut Ýlkesi ile tanýþtým. Bu tanýþmayý saðladýðý için Tanýl'a çok teþekkür ederim. Kanýmca böyle bir kitabýn Türkçeye kazandýrýlmasýnýn tam zamanýydý. Kalýnca iki cilt oluþturan bu kitabýn içine susuzlukla daldým ama henüz çýkabilmiþ deðilim. Çevriden dolayý deðil ama Tanýl Bora'nýnda giriþte yazdýðý gibi Bloch'un dili nedeniyle zorlu bir okuma beni bekliyor.

Ütopya ve Marksizm üstüne düþüncelerimi yazmayý sürdüreceðim, umarým ki gelecek yazýmda Umut Ýlkesi'ni okumayý bitirir, esinlenmelerimi de yazarým.



Nabi YAÐCI


22.10.2012

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.