PKK'nin silahlý ve ideolojik çýkmazlarý

01 Haziran 2016 08:34 / 2011 kez okundu!

 

 

Asimetrik savaþta TSK çok avantajlýydý. Sur, Silopi, Yüksekova gibi Kürt halkýnýn yaþadýðý þehirleri yýka yýka ele geçirdi. “Çözüm deðil savaþ” isteyen cephe zafer kazandý.  “AKP’yi ne olursa olsun yýkmalýyýz”, “Erdoðan'ý devirene kadar savaþacaðýz” diyen PKK, barýþ görüþmelerinde muhatap olmaktan çýktý, hendeklerde baþlattýðý silahlý mücadeleyi de kaybetti.

PKK’nýn Rojova’daki silahlý kazanýmlarý yanlýþ okuyarak Türkiye’de uygulamaya kalkýþmasýnýn faturasý aðýr oldu. Son yýllarda seçenekleri tükenmiþti, silahlý ve ideolojik bir çýkmazýn içine girmiþti. ‘Bu çýkmaza nasýl girdi?’ sorusuna cevap bulmak ise sanýldýðý gibi kolay deðil.

PKK’nýn silahlý mücadele çýkmazý

PKK, Kürtlerin ikinci vataný olan Rojova’yý ÝÞÝD’in terörüne ve Suriye savaþýna karþý olan dünya kamuoyunu arkasýna alarak PYD aracýlýðýyla kuruluþuna öncülük etti. Rojova uzun vadeli silahlý veya demokratik mücadeleler sonucunda kurulmadý tam tersine Suriye’deki iç savaþýn yarattýðý kaostan çýktý ve varlýðý sürekli tehdit altýnda.

Türkiye baþýndan beri Rojova’nýn kuruluþuna karþýydý. 2014 yýlýndan sonra yüzlerce kez Kürt savaþçýlarýnýn mevzilerini bombalarken ÝÞÝD’e sadece üç defa saldýrdý. Türkiye güneyin’ de Kürt devletini kabul etmeyeceðini defalarca açýkladý.

Türkiye’nin düþmanca tutumu PKK tarafýndan cevaplandý, þiddet hýzla týrmandýrýldý. Fakat PKK bununla sýnýrlý kalmadý.  ‘Öz yönetim’ politikasýyla silahlý savunma yaparak Rojova deneyimini Türkiye’de tekrar etmek istedi hem de politik koþullarý hesaplamadan.   Suriye’de doðru olan politikalar Türkiye’de yanlýþ çýktý. Koþullar olgunlaþmadan silahlý mücadelenin baþarýya götürmediði bir kez daha görüldü.  

Kandil’deki PKK liderlerinin Türkiye ve Suriye’deki silahlý mücadele politikalarý, partilerinin program felsefesiyle temelden çeliþiyor. Ortadoðu halklarýna ve insanlýða güzel bir dünya umudu aþýlayan yeni ideolojileri baþlattýklarý þiddet dalgasýyla anlamsýzlaþtýrýldý. Her ne kadar AKP’nin tek adam sultasýný yýkmayý hedeflediklerini söyleseler de politik süreç artýk tehlikeli boyutlar aldý. Daha da önemlisi AKP’yi Kürt karþýtý gerici ulusalcýlarla yakýnlaþtýrdý ve sonuçta tek uluslu devlet söylemine yeniden güç kazandýrýldý.

PKK, programýnda belirtilen “silahlý ve ideolojik öncülük rolünü” KCK*, DBP*, HDP* ve öteki sosyal örgütlenmeler tarafýndan tartýþmasýz kabul edilmesini istedi. Real politika yapmaya çalýþan bu örgütlerin alternatif geliþtirmelerine engel oldu. Bu nedenle terör politikasýný reddeden kitlenin yýðýnsal çýkýþý devreye sokulamadý. Savaþýn barbarlýðý karþýsýnda aydýnlarýn tartýþma yaratan bildirisi dýþýnda bir ses çýkmadý. PKK hendeklerle, silahla deðil ancak güçlü kitle baðlarýyla ve yýðýnsal dirençle iktidarý kökünden sarsabilirdi fakat bu yolu tercih etmedi.  

Yýðýnlarla beraber demokratik alternatifi oluþturabilecek solun bazý gruplarýnýn, PKK’nýn gölgesinde olduklarýndan, politikada fazla etkili olmadýklarý biliniyor. Kürt sorununa gerçekçi çözümler arayan diðer liberal sol guruplar ise “Kürt sorunu çözülmeden demokrasi gelmez” politikasýyla devleti olmayan bir devlete dönüþen PKK’nýn sivil bir muhatap olmasýný istedi. Aydýnlarýn istediði oldu, görüþmeler baþladý ancak demokrasi bir tarafa itildi, barýþ ve demokrasi birbirinden ayrýþtýrýldý, Türkiye bir felaketin içine itildi.

Tüm sosyal ve politik hareketleri içine çeken barýþ ve demokrasi alternatifinin yokluðu saraydaki diktatörün Kürtlere savaþ açmasýna fýrsat verdi. PKK ise barýþ ve demokrasiyi söylemde amaç belirlediðinden uyguladýðý þiddetle demokrasi karþýtý konumlara düþtü.

PKK varlýðýyla Kürt halkýnýn haklý davasýnýn garantisi sayýyordu kendisini, ancak yolun sonuna gelindi. Silahlarýn sustuðu yeni politika arama sürecindeyken bile, silahlý mücadele hedefinden vazgeçmedi ve hiçbir sivil alternatife izin vermedi. KSH’nin (Kürt Siyasi Hareketi) diðer bileþenleri kendisi için var olma savaþý veren bir gücün vesayetini dýþlamak onlar için de riskliydi, göze alamadýlar. Öyle bir momente gelindi ki PKK kendi kendini bitirirken çevresindeki ilerici Kürt Türk örgütlerini de zayýflattý.   

Kürt sorununu tanýmayan gerici egemen elit, zamaný iyi ayarladý, durumu da eksiksiz okudu. KSH’nin PKK vesayetinden kurtulmasýna fýrsat vermeden vuracaðý yeri iyi vurdu. Stratejisini “PKK yoksa Kürt sorunu da yoktur” denklemi üstüne kurdu. Kürt kimliðinin PKK ile özdeþleþtirilmesi anti-demokratik militarist elitin örgütü bitirerek sorunu bitirme politikasý yeniden gündeme geldi.  PKK’nýn silahlý hegemonyasý kendini vurdu.  PKK her terör eylemiyle kendini vuruyor, kan kaybetmeye devam ediyor.

 21. yüzyýlda Kürt sorununu çözme yöntemleri PKK’nýn yöntemleriyle taban tabana zýttýr. Hepsinden önemlisi Kandil’de yaþayarak, silahla sonuç almak hemen hemen imkansýzdýr. Halkýn arasýndaki kahraman öncüler yüzbinlerin direnciyle bütünleþmezse, sosyal alanýn her zemininde insani yöntemler titizlikle izlenmezse, insan haklarý yüceltilmezse, sorunlar çözülmez, tersine katmerleþerek devam eder.  PKK’nýn öncü silahlý gücü milyonlar adýna kimlik ve dil sorununu zorlayarak çözme planlarý Kürt halký tarafýndan kabul görmüyor. Bu nedenle PKK zamanýný doldurdu, silahlý mücadelesi ve örgütlenme yapýsý geçen yüzyýlda kaldý. Apo’nun çabalarýyla artýk politikada yaptýðý açýlýmlarý geliþtirmesi, kendini yeniden yapýlandýrmasý gerekiyor. Veya geri çekilerek öncülüðü KSH’nin diðer bileþenlerine terk etmekten baþka çýkýþ yolu kalmadý, çýkmaz yolda kalmakta ýsrar ettikçe demokrasi kan kaybediyor, Kürt halkýnýn özgürlük hareketi zayýflýyor.

PKK’nýn ideolojik çýkmazý 

90’larýn ikinci yarýsýndan sonra PKK’nýn yöneticileri silahlý mücadelenin çýkmazda olduðunu gördü. Þiddet ve terörle ilerleme saðlanamayacaðýn anlamýþlardý. Kürt halkýnýn yaþadýðý topraklarý silahlý mücadele ile ayýrýp koparmayý, baðýmsýz devlet kurmayý amaçlamadýðýný tüzüðünün giriþ bölümünde nihai amacýný formüle ederken belirtiyor. “Demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü toplum paradigmasý ve bilimsel-demokratik sosyalizm çizgisi temelinde demokratik konfedere yapýlanmayla Kürt ulusunun öz demokratik yönetimini ve birliðini geliþtirmek…” (PKK program) Bölünme, parçalanma programýn hiçbir yerinde yazýlý deðildir. Ýlerici sol politik paradigmalardan oluþan yeni politik strateji silahlý mücadeleyi amaç olmaktan çýkartýyor, demokratik mücadelenin yapýlamayacaðý çok sýnýrlý koþullara indirgiyor.  

PKK içinden silah zoruyla ayrýlma politikalarýnýn Kürt halkýna zarar verdiðini ilk dile getirenlerden biri Abdullah Öcalan’dý. 2005 yýlýnda “konfederasyon” hedefini PKK’nýn önüne koymuþtu. Altý yýl sonra, 14 Temmuz 2011, parti “demokratik özerkliði” ilan etmiþti. Aradan on yýl geçmiþ olmasýna raðmen bu yönde hiçbir ilerleme olmadýðý gibi, belirtilen iki uzun vadeli hedef, hendek savaþlarýyla özünden uzaklaþtýrýldý.

Sosyalizm ve Konfederasyon arasýnda programda kurulmaya çalýþýlan iliþkiler de inandýrýcý olmaktan uzak. “Bu anlamda temsilini PKK’da bulan Önder Apo’nun geliþtirdiði demokratik sosyalizm, halklarýn ideolojik kimliði olarak geliþmektedir. Bunun pratik-siyasal ifadesi ise Demokratik Konfederalizm olmaktadýr...” (PKK program).

 “Demokratik konfederalizm” de “demokratik sosyalizm” de silahla ve terörle gerçekleþemez. Demokrasiyi hedef belirleyebilirsiniz ancak amacýnýza anti demokratik yöntemlerle varmak isterseniz demokratik amaç anti demokratik sonuçlar doðurur. Amaçlar ve izlenen metotlar uyum içinde olmak zorundadýr.  

PKK programýnda sözü edilen “demokratik konfederalizm” politikasý söylemden öteye gitmese de 80 ve 90’lý yýllarýn PKK’sýndan uzaklaþma ve köklü bir kopma giriþimidir.  Anarþist ve liberal sosyalist söylemler o yýllarda rehber olmadýðý gibi bu yöndeki düþüncelere gerilla savaþlarýna endeksli partide kuþkuyla bakýlýrdý. Yýllar hýzla akýp geçti,  koþullar deðiþti, Apo’nun öncülüðü ile PKK, politikasýnda deðiþimi tercih etti. Fakat yeni politika ile partinin kendisi arasýnda derin bir uçurum açýldýðýný Kandil görmüþ olmalýdýr ki bunca yýl geçmesine raðmen politikasýný deðiþtirecek reform yapmadý. 

Kuruluþundan Apo’nun yakalanýþýna kadar Kürt halký PKK’yý “kendi kaderini tayin hakkýnýn” þampiyonu, yýlmaz savunucusu olduðunu gördü, etrafýnda kenetlendi. 1999’da Abdullah Öcalan’ýn tutuklanmasýndan sonra PKK’nin mücadelesi durmuþtu. Faili meçhul cinayetler, aðýr saldýrýlar, iç ve dýþ bölünme ve parçalanmalar partide derin yarýlmalara neden olurken, silahlý mücadelenin ve belirlenen ideolojik rotanýn çýkmazda olduðu bilinmesine raðmen gerekli adýmlar atýlamadý.      

PKK’nin çýkmaza girdiði o yýllarda global ilerici güçler bir arayýþ içindeydi. Berlin duvarýnýn yýkýlmasý ve Sovyetlerin çökmesinden sonra sol radikal düþüncenin yeni toplum arayýþý aðýr da olsa belli ilerlemeler saðlamýþtý. Apo, Marksist-Leninist ideolojinin yerini alacak ve partiyi çýkmazdan çýkaracak ideolojik alternatifin arayýþý içindeydi. Önemli düþünürlerin içinden en çok Amerikalý Marksist anarþist Murray Bookchin’in düþüncelerine ilgi gösterdi.

PKK’nin “Demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü” toplum projesi Bookchin’in temel düþüncelerinden ilham alýnarak kaleme alýndý. Genelde manifesto niteliðindeki programda ilerici insanlýðýn kabul ettiði deðerler dizisi, hümanizm ve demokrasi, Kürt sorunuyla yoðrularak anlatýlmýþ. Fakat analizler çeliþkilerle dolu ve amaçlar boþluklar býrakarak sýralanmýþ. Ve en önemlisi Bookchin’in düþünce dünyasýndaki temel düþünce olan ‘baþka bir dünya’ hayalinden iyice uzaklaþýlmýþ.  Ana hedefteki bu çift baþlýlýðý PKK’nýn programýnýn her bölümünde görmek mümkün.

Sol radikal Bookchin’in demokrasi ve çevrebilim düþüncesi bir bütünlük oluþturur. Buna göre kapitalizm durmaksýzýn teknolojiyi geliþtirmek zorunda dolayýsýyla ekoloji ile barýþmasý mümkün deðil. Çevre ve kapitalizm arasýndaki çeliþki günümüzün temel çeliþkisi olarak görülür. Eko dengeyi korumak mücadelesi anti-kapitalist mücadeledir, ezilen halklarý ve dünyanýn sömürülenlerini birleþtirir.  Bookchin’in çalýþmalarýyla Marx’ýn Birikim teorisindeki eko denge boyutu geliþtirilmiþti. Ezilenler ve sömürülenler, kapitalist tüketim merkezlerine dönüþen ve merkezci yönetimlerin mekaný olan büyük kentlere alternatif yerleþim üniteleri, doðayý koruyan komünlerde yaþayarak direk demokrasiyle kendi kendilerini yönetirlerse doðayla barýþ içinde yaþayabilir. Halk yýðýnlarý kooperatifler ve demokratik kurumlarla örgütlenerek daha iyi bir dünya kurulabilir.

PKK programý, Bookchin’in fikirlerinden esinlenerek sýnýf mücadelelerinin ve devletçi politikalarýn yerine komünal politikalarý, Ortadoðu’da “demokratik konfederalizm” ve “öz yönetimler” liberal ve post modern çerçevede oturtulmuþ. Program bir manifesto niteliðinde, somut görev ve amaçlardan çok felsefi politik ilkeleri formüle etmiþ. Bu anlaþýlýr bir þeydir. Çünkü PKK ideolojik merkez olma misyonunu üstleniyor ve KCK aracýlýðýyla yerine getiriyor.  

Kandil’deki yöneticiler, kabul ettikleri programýn yeni bir “deðerler dizisi” gerektirdiðini, buna uygun radikal örgütlenmelere gitmenin kaçýlmaz olduðunu bilmelerine raðmen, tersi bir yola yöneldi. Silahlý çatýþmalara hazýrlýk yaptýlar ve ne zaman çatýþacaklarýný da “egemen rejimlerin klasik inkâr ve imha siyasetinin ifadesi olarak zorbalýkta diretmeleri ve hukuka saygýlý olmamalarý halinde, örgütlü ayaklanmalar ve öz savunmaya dayalý gerilla savaþlarýný” egemen güçlerin dayattýðý politik koþullara baðladýlar; hata tam da buradaydý. Egemen rejimin zorbalýðýna karþý insaný, hukuksuzluðuna karþý hukuku, toplumsal örgütler aracýlýðýyla “ öz savunmayý” geliþtireceðine, “öz savunmaya dayalý gerilla savaþlarýný geliþtirdi”. Program þiddetin her türünü dýþlýyordu ama Kandil varlýðý için bunda ýsrarlýydý.

TSK üstün silahlý gücüyle PKK’yý çatýþmalara çekerek, ýrkçý milliyetçiliðin fitilini yaktý ve savaþý sürdürüyor. PKK binlerce kayýp vererek kýrlara çekiliyor veya þehirlerde bireysel terör eylemlerine baþvuruyor. Kandil’in izlediði Türkiye Kürdistan’ýndaki aktif öz savunma stratejisi ancak büyük kayýplar verildikten sonra deðiþtirildi. 

PKK silahlý mücadelenin birini býrakýp ötekine geçecek durumda deðil. Sarayla anlaþarak görüþme yollarý aramanýn zamaný da geçti. Baþkanlýk sisteminin önünü kesecek, kalýcý barýþýn yollarýný açacak ve  demokratik, ilerici, dönüþümcü bir güç yaratma zamanýdýr. PKK’nýn önkoþulsuz desteklediði KSH Türkiye’nin demokrasi güçleriyle bütünleþerek halk hareketi yaratmanýn zamanýdýr. Aslýnda PKK için çok da yeni bir strateji deðil bu.

Program, PKK’nýn tarihsel bir dönemi bitirdiðini þu net ifadelerle belirtiyor. “Kürt sorununun açýða çýkarýlmasýnda, Kürt halkýnýn kendi öz dinamiklerine kavuþturulmasýnda ve Kürt sorununun çözüm sürecine taþýrýlmasýnda önemli kazanýmlar elde ederek, esas olarak baþarýlý bir tarihsel süreci tamamlamýþtýr...” (PKK program).  PKK programýndaki doðru analiz, kâðýt üstünde kalmamalý. Gerçekten savaþa endeksli bir dönemi kapatarak Kürt toplumunun “demokratik dönüþümü ve özgür geleceði açýsýndan...” yapýcý kuruculuk rolünü nasýl geliþtirebileceðini tartýþabilmelidir.

PKK, Kürt demokrasisini geliþtirip, Kürt toplumunu deðiþtirmek için programýnda formüle edilen politik önermeler demokratik halk hareketiyle pratiðe dönüþtürülebilir. Daha fazla geç kalmadan Kandil, silahlý mücadele ile demokratik özerklik sürecinin baðdaþmadýðýný, yýkýcý silahlý mücadele ile kurucu öz yönetimlerin yan yana getirilmesinin bir çýkmaz olduðunu görmelidir.    

 

Mehmet Taþ

 

*Dipnot

KCK- Koma Ciwaken Kürdistan (Kürdistan Topluluklar Birliði)  demokratik, toplumcu-konfederal bir sistemdir

DBP- Demokratik Bölgeler Partisi

HDP – Halklarýn demokratik Partisi    

  - See more at: http://kuyerel.org/yazarlarimizYaziGoster.aspx?id=2584&yazarId=34#sthash.EIvyjXMM.dpuf

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.