Devleti yýkmak veya ele geçirmek

29 Nisan 2015 16:02 / 1725 kez okundu!

 

 

Ýngiltere’de Sol Birlik kurulmasýndan kýsa bir zaman sonra Syriza ve PODEMOS’un baþarýlarýnýn etkisiyle önemli ideolojik ve politik tartýþmalar yaþandý. Gavin Mendel-Gleason & James O’brien (G.M.G & J.0.) tartýþmalarý Ýrlanda Sol Magazin’de yayýnlanan iki uzun makalede özetlediler. Devlet, demokrasi ve mülkiyet iliþkilerini 21. Yüzyýl koþullarýnda yeniden mercek altýna alan bu yazýlarýn, ilerici politikalarda uzak görüþlülüðe kapýyý aralamýþ olmasý bakýmýndan dikkatle üzerinde durulmasý gerektiðini düþünüyorum. Görüþlerimi kýsa tutarak uzun alýntýlarla yazarlarýn düþüncelerini özetlemeye çalýþacaðým.

 

Demokratik yol

“Farklý stratejiler üzerine tartýþmalar 1830’larda baþladý ve Birinci Enternayonel’de politikalarý belirlemenin anahtarý oldu. Marksistlerle Anarþistler arasýnda yollar bu yöndeki polemiklerden dolayý ayrýldý. 1905 ve 1917 Rus devrimlerinde ise iþçi konseylerinin oluþumu sürecinde tartýþmalar Marksistlerle Anarþistleri ayýran faktör olmaktan çýktý Marksist hareketin merkezine taþýndý.” (G. M G ve J O. 2014 ).

Avrupa’da olduðu gibi Türkiye’de de 1960’larda Dev-Genç ve TÝP arasýnda ve daha sonralarý 1970’lerde TKP ve diðer sol devrimci gruplar arasýnda düþmanlýða varan tartýþmalarýn merkezinde yine stratejik farklýlýklar yatýyordu.

Dün olduðu gibi bugün de devlete bakýþ stratejik tartýþmalarýn merkezi olmaya devam ediyor ve hala soldaki gruplaþmalarý belirleyen temel faktörlerden biridir. Sol gruplar arasýnda süre giden polemikleri uzun zaman takip eden G. M.G ve J.O tartýþmalarýn devleti ele geçirmek veya yýkmak üstünde odaklandýðýný söylüyorlar.

Devleti ele geçirmeyi amaçlayanlarýn politik stratejileri “devlet gücünü yasal demokratik yollardan ele geçirmeyi öngörüyor. Pratikte bunun anlamý özgür ve adil kabul edilen seçimler aracýlýðýyla çoðunluðun desteðini kazanmaktýr” (G. M G ve J O. 2014 ). Devletin yýkýlmasýný isteyenler 1917’den sonra Avrupa’da Anarþistlerle Troçkist’lerdir. Devleti yýkýp onu iþçi konseyleriyle deðiþtirmeyi hedefliyorlar. Çin, Vietnam ve Latin Amerika devrim deneyimlerinin yarattýðý büyük heyecanýn etkisiyle gerilla savaþlarýyla devletin zayýf olduðu kýrsal alanlardan baþlatýlacak silahlý mücadeleyle devleti yýkmak…

Birinci Enternasyonel’den bu yana, devleti yýkmak veya ele geçirmek tartýþýlýyorsa dikkate alýnmasý gerekir. “Parlamenter seçimler, mitinglere katýlmayan sýradan insanlara ulaþmanýn olanaklarýný yaratýyor. Parlamento karþýtý devrimci gruplar parlamentonun kapitali sýnýrlandýrmada ne kadar sýnýrlý olduðuna vurgu yapýyor. Parlamentodan yana olanlarla karþýt olanlar arasýnda ayýrým yapmak zor. Ýkisinin pozitif taraflarý olduðu kadar negatif taraflarý da az deðil” (G. M G ve J O. 2014 ).

Parlamenter seçimlerin lehinde ve aleyhinde geliþtirilen iki strateji farklý teorik kanýtlar taþýyor. Parlamentarizme karþý olan komünist hareketin geliþtirdiði mantýk þöyle: Seçimlere ve parlamentoya katýlma ancak iþçi sýnýfýnýn burjuva iktidarýný yýkmasýnýn çok zaman alacaðý ve devrimci hazýrlýðýn olmadýðý koþullarda mümkün olabilir. Proletarya diktatörlüðünü gerçekleþtirmek için burjuva parlamentosu eleþtiri, propaganda ve ajitasyon yapmak amacýyla kullanýlabilir. Parlamentoyu yýkmak komünist hareketin tarihsel görevlerinin baþýnda gelir, daha da önemlisi kapitalist mülkiyete son vermeden önce burjuva toplumunun ilk kurumu olan temsili demokrasinin iþlevine son verilmelidir.

21. yüzyýlýn baþlarýnda Latin Amerika ve Avrupa’da oluþan yeni sol hareketler demokrasiye, parlamentoya ve seçimlere komünistler gibi bakmýyor. Emekçi yýðýnlarýn iradesini sosyalizm yürüyüþünde zorunlu görüyor çünkü demokratik sol partiler parlamenter seçimleri meþruiyeti kazanmanýn tek yolu olarak anladýklarýndan demokrasiyi de deðiþimin amacý ve sonucu olarak görüyor.

Fakat egemen elit kendi kendini üretebilen devlet kurumunu iþlevsizleþtirmeye çalýþýyor. Dünya çapýnda yaygýnlaþtýrýlan baþkanlýk ve iki partili rejimler demokratik parlamenter meþruiyeti ve demokrasiyi boðuyor. Temsili demokrasiden uzaklaþýp otoriterliðe doðru yönelme devletin toplum yararýna radikal dönüþümleri durdurmak için yeniden yapýlanmasýdýr. Bu nedenle sol akýmlar devrim ve devlet arasýnda tarihsel geçmiþe dayanan politik görüþlerini pratiðin sýnavýndan geçiriyorlar. Nedir bu görüþler?

 

Devlet ve devrim

“Radikal solda yer alan tüm gruplarýn stratejilerinde devleti yýkma ana hedef olarak duruyor. Geliþtirdikleri bu görüþ 19. yüzyýl sosyalistlerinden kalma” (G. M G ve J O. 2014 ).

Sosyolojik, politik, felsefi ve bilimsel alanlarda devrim derin dönüþümleri radikal düþünceleri özlü ifade eden bir kavram. Tarihin her döneminde devrim farklý anlamlar taþýdý. “Bazen kadýn devrimi veya sanayi devrimi gibi onlarca yýl alan derin sosyal dönüþümleri gerçekleþtiren projeleri”, bazen emperyalist egemenliðe karþý baþkaldýrmayý anlatmanýn yoludur. Fakat kimi tarihsel süreçlerde bir sýnýfýn iktidarý ele geçirmesi olarak anlaþýlýr.

Bir sýnýfa dayanan iktidarlarý devretmenin çeþitli yollarý olduðunu tarihten biliyoruz. Syriza lideri Çipras ve Fransa sol cephe lideri Melenchon devrim terimini metaforik anlamda kullanýyorlar. Bu liderler tarafýndan “pasif devrim” ve “vatandaþ devrimi” kullanýlýrken “demokrasi geniþletilerek yapýsal reformlarla devlet aparatýnýn deðiþimini öngörüyorlar” (G. M G ve J O. 2014 ). Devletin ele geçirilip halkýn egemenliðine devredilmesi amaçlanýyor. Ne yeni demokratik kurumlarla deðiþtirilmesi ne de yýkýlmasý amaçlanýyor.

Devleti egemenlik altýna almanýn veya yýkmanýn etrafýndaki bitmek bilmeyen tartýþmalarda taraflar devlet kavramýndan ne anlaþýldýðýna göre duruþ belirliyorlar ve söylem geliþtiriyorlar. Sol radikal geleneklerden gelenler “devletin kapitalist olduðunu ve iþçi sýnýfýnýn kendi özgürlüðü için bunu kullanamayacaðýný belirtiyorlar. Bu nedenle yýkýlýp yenisiyle deðiþtirilmesi gerekir” (G. M G ve J O. 2014).

Komünist veya sosyalist bir partinin seçimlerde çoðunluðu elde etmesi durumunda egemen elit devleti bir güvence olarak yanýnda göremeyeceði için ekonomik yatýrýmlarýný durduracak, çeþitli yollarý deneyerek sosyalist iktidarý yýkma yoluna gidecektir. Þili 1973 ve Ýspanya 1936 buna verilebilecek öðretici örneklerdir.

Sosyalist emek hareketi demokratik yollardan iktidarý ele geçirdiðinde politik eliti mülkiyeti koruyamama korkusu sarýyor. Bu nedenle “ayaklanmalarý savunanlara göre kapitalist ülkelerde demokrasi aldatýcýdýr, sað isterse elindeki maddi olanaklarý ve medyayý kullanarak istediði zaman sosyalist bir programý uygulatmaz” (G. M G ve J O. 2014 ).

Devrim sosyal karakter aldýðýnda da devlet engelleyici bir rol oynamaya devam eder. Devrimci gruplar dünya çapýnda egemen kapitalist sistemin güç dengesini hesaba katarak en baþta devletin denklem dýþý býrakýlmasýný istiyor. “Ancak ondan sonra iþçi konseyleri oluþumu ve halk arasýnda sivil toplum faaliyetleriyle sosyalizmi inþa etmek mümkün olabilir” (G. M G ve J O. 2014 ) diyorlar. Devletin olanaklarýndan uzaklaþtýrýlan ve savunmasýz býrakýlan sermayenin emekçi yýðýnlar tarafýndan ele geçirilmesi garanti altýna alýnabilir.

Ayaklanmalarla devleti yýkma stratejisinin birbirine baðlý iki aþamasý var. Birinci aþamada devletin “devrimci durum oluþana kadar darbelerle yýpratýlmasý ve ikinci aþamada ise yeni oluþan demokratik kurum ve konseylerle halkýn devrime yýðýnsal katýlýmýný” (G. M G ve J O. 2014 ) gerçekleþtirmek.

Seçimleri izlemeden toplumsal devrimi hedefleyenlerin mantýðýnda þu noktalar dikkat çekiyor; “eðer devlet kapitalist devletse sosyalist dönüþümün aracý olamaz. Ýktidarý elde etmek için seçimlere girmenin stratejik anlamý yoktur. Sosyalist ayaklanmacýlar seçimlerle güç kazanma gibi bir derdi olmadýðýndan politik yýðýnsal örgütlenmeler yapmak da onlar için anlamsýzlaþýyor” (G. M G ve J O. 2014 ). Ýdeolojik düþüncelerine uygun bir parti ve yýðýnlarýn yer alacaðý emekçi sosyalist konseylerle yetiniyorlar. Ayaklanma stratejisini hedefleyen bir parti büyümeyi amaçlar, toplumsal çoðunluðu deðil. Bu görüþler anarþist, troçkist ve öteki sol gruplar içinde yaygýndýr.

Gerçek bir sol parti var olan çürümüþ kapitalist sistemi demokratik ve eþitlikçi olanla deðiþtirme hedefinden uzaklaþmamalý. Politikasýnýn her bir tuðlasý sistemi sarsma ve ona alternatif yaratma zemini üstüne inþa edebilmeli. Ýktidarda yozlaþmayacak, mevcut duruma uyum saðlamayacak, demokrasiyi önde tutarak strateji geliþtirebilecek sol bir parti kapitalizmi ve sosyalizmi demokrasiyle yönetebilmelidir. “Yirmi birinci yüzyýlýn sol partisinin kapitalizmi yöneterek sonunu getirebilecek gücü olabilmeli” (G. M G ve J O. 2014).

 

Kapitalist devlet

“Kapitalizmle devlet arasýnda iliþki Marksistler arasýnda uzun tartýþmalarýn konusu oldu. Görüþlerdeki farklýlýk çeþitliydi. Bir uçta devletin burjuva sýnýfýnýn yürütme aygýtýdýr diyenler öbüründe kapitalist sýnýftan görece özerk diyenler. Marksistler devleti egemen sýnýfýn yönetim aracý olarak görür” (G. M G ve J O. 2014).

Üretim araçlarýný elinde tutanlar sömürülenleri baský altýnda tutmak için devleti kullanýr. Maddi kaynaklarýn büyük bir kýsmý çalýþanlardan zenginlere devlet aracýlýðýyla aktarýlýr. Fakat modern çaðda toplumlar kapitalizm öncesi yapýlarýndan çok daha ileridedir, sömürülenler de eskisi gibi güçsüz deðiller. Mücadeleleriyle bazý olanaklar elde etti. Çocuk parasý, emeklilik, saðlýk ve eðitim gibi sosyal harcamalar neoliberalizm tarafýndan azaltýlmasýna raðmen hala yoksullarýn güvencesidir.

“Kritik dönemler hariç devlet sosyal gruplarýn etkisine açýk. Genelde devlet doðal olarak kapitalizmi yaratmaz fakat kapitalistlerin çýkarlarýný korumaya ve geliþtirmeye yöneltilir. Nüfusu doyurmak ve vergi toplamak için üretimin sürmesi, yatýrýmlarýn aralýksýz yapýlmasý gerekiyor. Devlet kendini üretebilme kapasitesine sahip, güçlü bir kurum, toplumdaki güçler arasýnda denge oluþturur. Günümüzde devlet kapitalistlerin çýkarlarýný koruyor. Devleti ve iþyerlerini demokratikleþtirmek paralel götürülmelidir. Birini diðerinin önüne geçirmek doðru bir yöntem olamaz. Kapitalist saflarda yer alan devlet özünde kapitalist ortamda faaliyet sürdürür sosyoekonomik koþullarýn deðiþmesi durumunda duruþunun deðiþmesi kaçýnýlmaz olur.” (G. M G ve J O. 2014)

Devam edecek...

– Gavin Mendel-Gleason & James O’brien Yýpratma stratejisi: Bölüm 1 Devleti yýkmak mý ele geçirmek mi? Ýnternational Sosyalist Network, 1 Þubat 2014

 

Mehmet TAÞ

29.04.2015

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.