Beþiktaþ'tan Kadýköy'e dolunay'da vapur yolculuðu...

30 Eylül 2007 13:04 / 2115 kez okundu!

 


27 Eylül 2007, Perþembe, 19.10.. Kadýköy Vapuru Barbaros Hayrettin Ýskelesi... Kuzguncuk ile Üsküdar'ýn üstünde asýlý duran Dolunay!

Azýcýk solda Boðaziçi Köprüsü...
Hava henüz kararmadý. 
Ancak mavi renge, kül rengi ve lacivert karýþmaya baþladý.
"Ayýn þavký vuruyor suya"
Taa karþý kýyýya, vapura kadar geliyor.
Bu iki yakayý daha da yakýnlaþtýrýyor sanki.
Yavaþça hareket ediyor vapur,
Köprünün üstünden araçlar ýþýk seli halinde akýp gidiyor...
Dolunay þimdi tam saðýmda,
Beni gözlüyor gibi; öylesine yusyuvarlak ve yakýn ki!
Kendimi bildim bileli Ay'ýn her haline hayranlýk duyarým.
Ama bir sonbahar akþamýnda, Ýstanbul'da, Boðaz'da bir vapur yolculuðunda
sanki daha da güzel ve anlamlý geliyor.
25 dakikalýk bu olaðanüstü manzara karþýsýnda
hiç bir saniyeyi kaçýrmak istemiyorum.
Her aný bir kamera gibi gözlerim aracýlýðýyla kaydetmeye çalýþýyorum.
Ben Ýstanbul'u en çok vapurdayken seviyorum.
Vapurun kalabalýklýðýna, insanlardan ve vapurdan etrafa yayýlan
binbir çeþit kötü kokuya (maalesef) raðmen.
Gerçek anlamda su problemi yaþarken ne olacak Allah bilir?
Baþýmý bir an için sola çevirdim: Galata Kulesi!
Sarý-turuncu renklerle yanýyor sanki!
Sonra Sultanahmet, Ayasofya, Topkapý...
Ah Ýstanbul, sen ne güzel bir kentsin!
Seni hem çok seviyor, hem de her gün burada ne iþim var diyerek
nefret ediyorum.
Kaç kiþi þu anda farkýnda bu güzelliklerin?
Kaç kiþi þimdi bu çeliþkili duygularý yaþýyor?
Saðda mavi renk gittikçe laciverte dönüþüyor.
Iþýklý gemiler Boðaz'da salýnýyor.
Soldaki yangýn kýzýllýðýndan arýnýp, sarýlara bürünerek için için yanmaya
devam ediyor.
Az sonra lacivert tüm dominantlýðý ile sað sol demeden hakimiyetini
ilan edecek.
Þimdi Dolunay tam saðda...
Ýnsanlar gündelik konuþmalarýna devam ediyorlar...
Çok güzel bir sonbahar akþamý.
Bu sýcak havalarýn her an soðuyabileceðini bilmek, onlarý daha da
kýymetli yapýyor sanki.
Mekanik bir kadýn sesi "Deðerli Yolcularýmýz" diyerek yolcularý uyaran
konuþmasýna baþlýyor. "Deðerli" derken "e"leri açýk olarak
ve uzatarak söylüyor.
Her defasýnda içimden "e"leri inceltip, uzatmadan söyleyerek tekrar ediyorum.
Ve yýllar önce çalýþtýðým reklam ajansýnýn eski bir TRT'li olan patronu sevgili Ersin Salman'ýn böyle hatalar yaptýðýmýzda bizlere söylediði "dilinizi eþþek arýsý soksun" sözünü anýmsýyorum.
Belli belirsiz bir gülümseme yayýlýyor dudaklarýma.
Vapur Kadýköy'deki iskeleye yanaþýyor.
Ýnsanlar telaþla yerlerinden kalkýyor.
Dolunay arkamda kaldý artýk.
Vapurdan indiðimde göz göze geleceðiz tekrar.
Beni eve kadar takip edeceðini biliyorum.
Karþýlýksýz bir aþk olduðunu mu sandýnýz yoksa?
Yorgun kalabalýk karaya ayak basýyor ve akþamýn karanlýðýnda bu kez de
eve varabilmek için çýlgýnca bir koþturma baþlýyor.
Bense kararlý ve rahat adýmlarla kendimi bu kalabalýktan bir parça olsun
sýyýrmaya çalýþarak, caným Ýzmir'e çok benzettiðim Moda'ya doðru yürüyorum,
bir yandan mamalarýný yemek için beni yolumun üzerinde bekleyen
kedicikleri düþünerek...

Hürkuþ



 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.