BÝR BÜTÜNDÜR YAÞAM
07 Aralýk 2010 01:32 / 2527 kez okundu!
Doruk torunuma; dedesi gibi uslu olmasý dileðiyle...
Heyecanlý ve sabýrsýzdý ihtiyar adam. Anlatacaklarý, gösterecekleri vardý.
Bardakçý, Deðirmenburnu, deniz, çalý çýrpý, kaktüsler; neler anlatacaktý torununa neler. Nasýl týrmanmýþtý kayalýklara, suya nasýl dalmýþtý; bilsindi torunu, öðrensindi.
Birden çocuðu gördü. Soluk soluða Bardakçý’ya varmýþ çocuðu.
Aferindi çocuða aferin! Atlatmýþtý yine babaannesini. Koþmaca Bardakçý’daydý. Bir solukta evrenin merkezindeydi. Bardakçý! Gümbet’le Bodrum arasýnda, Deðirmenburnu’nun saklýsý koy. Çocuðun evrenle bütünleþtiði yer. Bir O bilirdi bura büyüsünü. Bu nedenleydi her bir türlüsünü göze alýp cezanýn, kaçmasý Bardakçý’ya. Suyundan içerdi önce kaynaðýn. Sonra, tez yönelirdi denize dimdik yamaca. Göðsünü dayardý yamaca. Baþlardý yürümeye. Denize bakmaz, giderdi Deðirmenburnu’na kadar; kâh basarak parmak uçlarýyla ayaklarýnýn, kâh avuçlayarak çýkýntýlarýný kayalýklarýn. Göðsü sürttükçe dik yamaca, yüreði güp güp ederdi. Bir daha yeni yetmeliðinde Gönül ile dans ederken yaþayacaktý yüreði böylesi çarpýntýyý. Deðince göðsü Gönül’ün bu taþlar gibi dik diri göðüslerine. Þimdi dikkatliydi. Düþmemeliydi denize. Ne kötü olurdu! Ama Gönül’leyken bir düþselerdi. Ah bir düþselerdi! Ne iyi olurdu!
Deðirmenburnu’na vardýðýnda koyuverirdi kendini denize çocuk.
Deniz! Güzelim deniz! Ne varsa karada, bir fazlasýna sahip deniz!
Yatardý sýrtüstü denizine. Deniz taþýrdý çocuðu sevgiyle. Gökyüzü þaþardý. Nasýl da uzanýrdý çocuðun elleri kendisine? Parmak uçlarýndan çýkan damarlarý, dolaþýrdý gökyüzünü. Siz bilemezsiniz gündüzleyin yýldýzlarýn yerlerini. O bilirdi ama. Parmaklarý bilirdi. Damarlarý bilirdi. Dolaþýrdý damarlarýndaki kan yýldýzlarý. Alýþkýndý onlar bu yolculuða. Döner gelirdi bedenine tekrar. Þaþardý bu kez deniz. Ayak parmak uçlarýndan çýkardý yýldýzlarý dolaþmýþ kaný. Giderdi denizyýldýzlarýna. Giderdi tüm balýklarýn bedenlerine, süngerlere, eriþtelere, Gökova’ya, okyanuslara. Giderdi. Gider dolaþýrdý, varlýklarýna katardý canýný çocuðun. Döner gelirdi bedenine yine. Yorulur çýkardý kýyýya. Yatardý Deðirmenburnu’nun tuzlu kayalýklarýna. Bu kez, yýlanlarla, süleymancýklarla, dikenlerle, otlarla bütünleþirdi. Canýnda duyumsardý canlarýný hepsinin. Evren kadardý bedeni! Atlasý taþýrdý, okyanuslarý taþýrdý. Tüm, ama tüm varlýðý taþýrdý bedeninde mutlulukla birlikte…
Çocuk kayboldu birden. Gitti geldiði gibi ansýzýn. Kayalýklara týrmanan, suya sýrtüstü yatan, dalan baþkacasý da yoktu. Heyecanlýydý, anlatacaklarý, gösterecekleri vardý torununa ihtiyarýn. Vardý, vardý; ama anlatacaklarý, gösterecekleri yoktu artýk! Dondu kaldý. Ne boþ bir yer býrakýlmýþtý, ne de bir can, karada ve denizde. Her yan otel, motel; beyaz kaplamýþ, kirletmiþti doðayý. Þaþtý kaldý. Yoktu dikenler, çalýlýklar; denizde balýklar, yýldýzlarý denizlerin. Yoklardý. Yok edilmiþlerdi. Oysa canlar bir bütündü. Yaþam bir bütündü. Varlýk bir bütündü. Bunu böyle bilirdi O. Baþka bilenler de vardý elbette. Ölürse bir balýk, kurutulursa bir ot, biz de eksilirdik. Eksilirdi yaþam. Eksilirdi canlar. Eksilirdi dünya. Yaþam sürmeliydi kendi hâlince ve bizim olmadan. Sustu kaldý.
Oysa ne anlatacaktý dedesi, ne gösterecekti; merakla bekliyordu torunu.
Ertuðrul Barka
Aralýk - 2010
Son Güncelleme Tarihi: 10 Aralýk 2010 13:36