Kuran, þiir ve kadýn dövmek

06 Nisan 2017 22:16 / 1405 kez okundu!

 

 

Kuran'ýn ortaya çýktýðý dönem, o coðrafya þairler diyarýdýr. Bu nedenle de kitabýn þiir yönü kuvvetlidir. Þiir demek de katmanlý anlatým demektir. Herkes kendi meþrebince, düzeyince o katmanlarý anlar. Kimi ilk katmanda idare eder kimi son katmanlarýndan seslenir. Kimileri de kiþisel, sýnýfsal, cinsiyetçi tutumlarla kötücül yorumlarý tercih eder. Acý olan bu kötücül yorumlarýn tarih içinde sosyolojik, hukuksal ve politik olarak kazandýðý mevzilerdir. Bu mevzilerin sahipleri, bulunduklarý avantajlý noktalarý terk etmemek için, diþleriyle týrnaklarýyla, yalanlarýyla savaþacaklardýr. Öyle de yapýyorlar. 

*****

Kuran, þiir ve kadýn dövmek

Dil, yaþayan bir organizmadýr. Yaþadýklarý gibi öldükleri de olmuþtur. Bugün dünyada her yýl bir kaç dil; onu okuyan, yazan ya da konuþan son kiþinin ölümüyle birlikte, ölmektedir.

Bir dil yaþýyorsa ayný zamanda geliþiyor, deðiþiyordur. 

Kuran üzerine bir tartýþma yapýyorsak, yaklaþýk 1400 yýl öncenin diliyle yazýya dökülmüþ bir metinden söz ediyoruz demektir.

Metindeki yüzlerce sözcükte, geçen bu sürede kimi farklýlýklarýn oluþmasý doðaldýr. 1000 yýl uzun zamandýr. Bu sürede anlamý bozulan, anlamý deðiþen, anlamý tam tersine dönen sözcükler her dilde olur. Yaklaþýk bin yýl önce Yusuf Has Hacip tarafýndan yazýlan "Kutadgubilig" kitabýný dikkatli okuyanlar iyi bilir, sözcüklerin bu macerasýný...  

Þiir ise, bir dilin en yoðunlaþtýrýlmýþ formudur. 

Kuran'ýn ortaya çýktýðý dönem, o coðrafya þairler diyarýdýr. Bu nedenle de kitabýn þiir yönü kuvvetlidir. Þiir demek de katmanlý anlatým demektir. Herkes kendi meþrebince, düzeyince o katmanlarý anlar. Kimi ilk katmanda idare eder kimi son katmanlarýndan seslenir. Kimileri de kiþisel, sýnýfsal, cinsiyetçi tutumlarla kötücül yorumlarý tercih eder. Acý olan bu kötücül yorumlarýn tarih içinde sosyolojik, hukuksal ve politik olarak kazandýðý mevzilerdir. Bu mevzilerin sahipleri, bulunduklarý avantajlý noktalarý terk etmemek için, diþleriyle týrnaklarýyla, yalanlarýyla savaþacaklardýr. Öyle de yapýyorlar. 

Tam bu noktada unutmayalým; þiir esas olarak çevrilemez. Bir þairi anlamanýn en iyi yolu o þairi kendi dilinden okumaktýr. O dili en az þairi kadar iyi bilmeyen ise, o þiire tam vakýf olamaz.

En iyi Þekspir "çevirilerini" ülkemizde rahmetli Can Yücel yapmýþtýr. Ancak birebir çeviri yapmamýþ, "Þekspir Türkçe yazsaydý bu þiiri böyle söylerdi" diyerek þairin ruhunu dilimize aktarmýþtýr.

Kuran'ýn Türkçe meallerinin varlýklarý ve kaliteleri, onun doðru anlaþýlmasý açýsýndan çok önemlidir. Bu mealler hem "þairi"nin ruhunu yansýtmalý hem de zamanýn ruhuna uygun olmalýdýr.

Bunu yansýtmayanlar süreci sadece geciktirmeye yarar. Zaten zamanýn ruhunun önünde direnmek olanaksýzdýr.

Erkek egemen toplumun ve onun erkek egemen zihniyetteki bireylerinin (ateist, dindar ayrýmý olmadan) Kuran'da yer alan Arapça "darabe" sözcüðünü karýsýný "dövmek" olarak yorumlayýp benimsemesi, hatta geleneðin ayrýlmaz parçasý haline getirmesi konusunu tartýþýrken, bunlarý akýlda tutmak gerekir. Bu konuyu bugün tartýþmaya açanlarýn, din maskesi arkasýna saklanmýþ erkek egemen toplumun bilinçli ya da bilinçsiz savunucularý tarafýndan þeytanlaþtýrýlmasý ise asla kabul edilemez.

Zaman, etiðin estetiðe dönüþmesi yönünde akýyor. Kazanan þiir olacak; kadýn ile erkek arasýnda akýlcý, fonksiyonel eþitlik mutlaka galebe çalacaktýr.

 

Ýlhami MISIRLIOÐLU

Not: Bu yazý, aþaðýdaki not Dr. Ýbrahim Yanýk'ýn sosyal medyadaki bir paylaþýmý üstüne kaleme alýndý.

"Geçmiþ çevirmenlerin tamamýna yakýnýnýn “o kadýnlarý dövün” diye çevirdikleri ayetteki “darabe” sözcüðünü bazýlarý yumuþatarak "azýcýk dövün", “acýtmadan dövün” diye çevirmiþler, Kuran dýþý kaynaklardan gerekçeler sunmuþlardýr. Oysa Kuran’ýn Arapçasýnda “acýtmadan dövün” diye bir anlam yoktur. Eðer “darabe” sözcüðü “acýtmadan azýcýk dövün” anlamýna geliyorsa, ayný “darabe” sözcüðü, ayný kipte, Enfal Suresi 12. Ayette, “Hiç acýtmadan parmaklarýný doðrayýn” ya da “Hiç acýtmadan boyunlarýný vurun” anlamýna gelsin. Evet, ayette “o kadýnlarý darb edin” deniliyor. Ancak bu, o kadýnlarý dövün mü, yatýrýn mý, gönderin mi, ayrýlýn mý, yollayýn mý, doðrayýn mý, örtün mü yoksa örnekleyin mi anlamýna geliyor?

Arapça'da, kitap darb etmek, kitap yayýnlamak demektir. Arapça'da “Darb-ül evvel” deyimi ilk yaratýklar anlamýna gelir. Arapça'da iki insanýn darblaþmasý dövüþmeleri anlamýna gelmez. Tersine birbirleriyle ortak olup bir iþletme kurmalarý anlamýna gelir. Birinin kendi parasýný darb ettiði, diðerinin de yalnýzca emeðini darb ettiði ortaklýklara Arapça'da darblaþma (Mudaraba) adý verilir. Öyleyse Kuran’ýn bu ayetinde geçen “o kadýnlarý darb edin” cümlesi nasýl olur da “dövün” demek olabilir? Arapça'da kitap darb etmek, bir kitabý pataklamak, dövmek midir ki bir kadýný darb etmek “o kadýný dövün” anlamýna gelsin? Arapça çadýr darb etmek, çadýr kurmak anlamýna gelir, yoksa çadýrý dövmek deðil. 

Ayrýca yine ateistler tarafýndan sýklýkla dile getirilen konulardan biri de, “darabe” fiilinin vurma anlamý dýþýnda kullanýlabilmesi için yanýna bir harf-i cer almasý gerektiði þeklindedir. Oysaki Kuran’da çok sayýda örnek vardýr ki, darabe fiili harf-i cer almadan kullanýlmýþtýr ve bu kullanýmlar dövme manasýna gelmezler. Kuran’da 14:24-45, 16:75-76, 16:112, 15:13, 13:17 ve daha çok sayýda ayette harf-i cer olmadan kullanýlan “darabe” kelimesi, aðýrlýklý olarak “örnek verme” anlamýnda kullanýlýr. Eðer biz 13:17 ayetinide, -bir kesimin iddia ettiði gibi- harf-i cer olmadýðý için “dövme” olarak alýrsak, ayetin anlamý “Allah hakký ve batýlý böyle döver” þeklinde olacaktýr. Sonuç olarak darabe fiili, harf-i cer almadan da dövme anlamý dýþýnda kullanýlabilir. 4:34 ayetindeki kullanýmý da bu þekildedir."

Çiðdem Ersöz
Kerim Bayýcý

Son Güncelleme Tarihi: 07 Nisan 2017 13:17

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.