Acýmasýz Tanrý - Carnage
24 Aralýk 2011 10:06 / 1356 kez okundu!
YETÝÞKÝNLERÝN OTURMA ODASI TERAPÝSÝ
Yetiþkinler dünyasýnýn uzaktan her þeyi kontrol etmek isteyen sözde doðrucu dünyasý Polanski tarafýndan yerle bir ediliyor. Bu durum tüm dünyayý yönettiðini sanan Batý medeniyetlerine de yansýtýlabilir.
---------------------------------------------------------------------------------------
ACIMASIZ TANRI - CARNAGE
YÖNETMEN: ROMAN POLANSKI
OYUNCULAR: JODIE FOSTER, JOHN C. REILLY,
KATE WINSLET, CHRISTOPHER WALK
Roman Polanski dört duvar arasýnda yaþananlarý anlatmayý seven bir yönetmendir. Apartman üçlemesi olarak adlandýrýlan “Tiksinti-Repulsion”, ”Kiracý-Le Locataire” ve “Rosemary’nin Bebeði-Rosemary’s Baby” kahramanlarýnýn yalnýzlýðýný, dýþlanmasýný, seksüel dürtülerini bastýrmasýný kapalý mekanlarýn klostrofobik atmosferleri içinde anlatýr. “Acýmasýz Tanrý-Carnage” ile bir kez daha apartman dairesine giriyor. Bu sefer 11 yaþýnda iki çocuðun parktaki kavgasý sonrasý onlarý barýþtýrmak amacýyla bir araya gelen Longstreet ve Cowan ailelerinin tartýþma ve yüzleþme alanýna dönüþüyor kapalý mekan. Fransýz yazar Yasmine Reza’nýn çok ödüllü oyununu sinemaya uyarlayan Polanski teatral havayý baþtan sona baþarý ile koruyor. Burada en büyük desteði Jodie Foster, Kate Winslet, John C. Reilly, Christopher Waltz’dan kurulu bol ödüllü oyuncu kadrosundan alýyor.
Michael (John C.Reilly) satýþlarý iyi bir hýrdavatçý, karýsý Penelope (Jodie Foster) yazarlýkla uðraþan dünya meselelerine duyarlý ev kadýný, Alan (Christopher Waltz) avukat, karýsý borsacý Nancy (Kate Winslet) her iki aileyi oluþturan bireylerdir. Her iki ailenin 11 yaþlarýndaki erkek çocuklarýndan birisi kavga sýrasýnda diðerinin iki diþini kýrdýðý için çocuklarý tekrar bir araya getirmeyi görev edinen ebeveynler konuþmaya baþlar. Konuþma ilerledikçe birbirlerini suçlayan, kendi gerçeklerini dile getiren insanlara dönüþürler. Baþlangýçta misafirlerini gayet konuksever bir þekilde karþýlayan Michael Longstreet iyice gerilen ortamý viski ikramý ile gevþetmeye çalýþýr. Bu kez de alkolün etkisi ile kontrolü yitiren bireyler birbirlerine söyleyemedikleri her þeyi söylemeye baþlar. Ýþ kontrolden çýkar baþtaki nezaket histeriye dönüþür.
Diyaloglardaki yýkýcý kara mizah hikayenin doruk noktalarýnda, karakterlerin gerçek yüzlerine dönmelerini kaçýnýlmaz kýlýyor. Örneðin Michael karýsý Penelope’a karþý sözü “ben bu parayý kazanmasaydým sen bu dünyayý kurtarma meseleleri ile nasýl uðraþýrdýn?” noktasýna getiriyor. Nancy ise kafayý bulduktan sonra kocasý Alan’ýn cep telefonunu vazodaki suyun içine atar ve kadýn cephesi bir zafer kazanmýþçasýna sevinir. Alan ise telefonunu kastederek “tüm dünyam ordaydý” diye haykýrýr. Finalde erkeklerin çocuksu dünyalarý, kontrol manyaðý olmuþ kadýn dünyasýna karþý ayný cephede dayanýþýr. Modern yaþamýn meslekler arkasýna sakladýðý kimlikler en ufak travmada tökezler. Gerçekle çarpýþmaktan hoþlanmayan Nancy “en kötü günümdü” demekten geri kalmaz. Nazik konuþmalardan, kusulan (Nancy bunu gerçekten odanýn ortasýna yapýyor) gerçeklere geçiþ kimseyi mutlu etmez. Orta sýnýfýn kendisini dünyayý yönetiyormuþ gibi kasmasý, oturma odasýnda yaþanan ironik bir "katliam”a dönüþüyor. Hikayenin orijinal adý olan “Carnage-Katliam” da bunu vurguluyor. Büyükler kendi aralarýnda kapýþýrken, çocuklarýn iþlerini kendi aralarýnda hallediyor olmalarý ayrý bir ironi oluyor.
Polanski eski suçundan dolayý ev hapsi günlerinde orijinal eserin yazarý Reza ile birlikte kaleme aldýðý senaryo sadece diyaloglara dayanmasýna raðmen son derece akýcý. Seksen dakikayý ayný kapalý mekanda kesintisiz yaþatýyor seyirciye. Jodie Foster ve Kate Winslet gergin, histeri sýnýrýnda dolaþan dominant karakterleri canlandýrýyorlar. Sempatik olduklarý iddia edilemez. Erkekler cephesi ise kadýnlarý fazla ciddiye almayan, kadýnlarýn en histerik anlarýnda bile aralarýnda umursamazca “viski iyi deðil mi?” sohbeti yapabilen tipler. Yetiþkinler dünyasýnýn uzaktan her þeyi kontrol etmek isteyen sözde doðrucu dünyasý Polanski tarafýndan yerle bir ediliyor. Bu durum tüm dünyayý yönettiðini sanan Batý medeniyetlerine de yansýtýlabilir.
Polanski’nin en iyisi olmaktan uzak, yine de derli toplu bir filmi.
Emin YEÐÝNBOY
19.12.2011
