Metrenin milyarda biri - Mehmet Altan

27 Ağustos 2007 07:51  

 

Metrenin milyarda biri - Mehmet Altan

"Nanoteknolojide atomlar düzeyinde çalışıyor, atomlardan sistemler yapıyorsunuz. Nanoteknoloji atomlarla bir tür oynama sanatı.



Nanoteknolojik malzemelerin gariplikleri kuantum dünyasında atomların "akıllı" ve tahminlerin ötesinde özellikler sergilemesine dayanır. Nanoteknolojinin en büyük özelliği, bu seviyeye inildiğinde malzemenin bir anda değişiklikler göstermesidir.



Bir metrenin milyarda biri gibi küçük bir ölçekte materyaller, cihazlar ve sistemler kurduğumuzda malzeme artık iç yapısından kurtularak, tamamen bir yüzey haline gelmektedir.



Nanoteknoloji ile süper maddeler yapabilirsiniz. Örneğin dünyadaki tüm filmleri nanoteknoloji ile yapılacak CD'lere sığdırabilirsiniz.



Bir küp kadar ama dünyadaki tüm bilgisayarların toplam gücüne eşit bilgisayarlar yapabilirsiniz.



Çelikten daha hafif ama ondan yüzler kat daha dayanıklı ve hafif malzeme üretilebilirsiniz.



Ya da insan vücudunda istenen yere gidebilen mikroskobik boyutta robotlar tasarlayabilirsiniz.

Nano boyutlu ilaçlar, son derece daha aktif iyileştirme sağlıyor. Vücudu kesmeden, biçmeden istediğiniz noktaya girebiliyorsunuz. Derideki, mikron mertebesindeki gözeneklerden rahatça cihazınızı damarını içine sokup, gerekli operasyonları yapabilirsiniz."



***



"Nanoteknolojik malzemelerin diğer bir özelliği de kendi kendini monte edebilmesi, çoğalabilmesidir.



Montajcı adı verilen, programlanabilir moleküler makineler kullanılarak, başka moleküler makineler yapılır. Montajcılar, tıpkı minik sanayi robotları gibi çalışıyor.



Bu gelişme özellikle bilgisayar sektöründe önümüzdeki yıllarda kullanıldığında tümüyle daha temiz, daha dayanıklı, daha hafif ve daha hassas ürünlerin üretilmesi mümkün olacaktır.



Nano makineler aslında günlük hayatta kullanılan aletlerin ve sistemlerin çok küçük birer kopyaları olacaktır.



Nanoteknolojik sistemlerin iki özelliği hayret uyandırıyor: Mikro montaj ve kendi kendine çoğalma. Bu şekilde moleküler boyutlarda ve hassasiyette robotlar üretilmesi söz konusu olabilecek.



Kendi kendini monte edebilen tüketici ürünleri, şu andakinden milyarlarca kez daha hızlı bilgisayarlar, hastalıkları önleyen, yaşlanmayı yavaşlatan teknolojiler, kirlenmenin kendiliğinden temizlenmesini sağlayan malzemeler, seramik, plastik malzemelerde devrimler..."



Kısacası çok başka bir dünyaya yol almaktayız..



***



"Yeni malzeme, cihaz ve sistemlerin tasarlanmasını ve üretilmesini konu alan nanoteknolojide iddia sahibi ülkeler geleceği şekillendirecek bu teknolojileri geliştirip ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürme ve güç kazanma peşindeler."



ABD eski Başkanı Bill Clinton "önümüzdeki yıllarda gelişmiş ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki en önemli farkı nanoteknoloji belirleyecek" diye boşuna söylemiyor..



Çin gelecek 10 yıl içinde 1 milyon nanoteknoloji uzmanı yetiştirmeyi boşuna planlamıyor...



Dünya gündeminde nanoteknoloji var derken, boşuna demiyoruz..



***



Bu konuya yeniden döndüm..



Çünkü..



Dün Yeni Şafak'ta Murat Aksoy'un yönettiği Yorum Sayfasında Prof. Dr. Osman Çakmak'ın "Nanoteknolojinin neresindeyiz ?" başlıklı, yukarıda özetlediğim koca bir yazısını gördüm.



Bakarsınız nanoteknoloji bizde de ana gündem maddesi olabilir bir gün.



O zaman yeni bir dünyanın, kendini yenilemiş bir üyesi oluruz biz de...



Mehmet Altan

Star Gazetesi

27.08.2007

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0