İzmir Sevgilim
29 Ocak 2009 02:02 / 3221 kez okundu!
Onca yıllara ne oldu? Zaman mı değişiyor, sen mi değişiyorsun, biz mi, onlar mı. Zamanla her şey yitip gidiyor. Seni seviyorum. Seni kırmak istemem. Kıyamam. Bir suçun yok ki. Seni değiştirmeye çalışanlar…
Sen gururla, asilce ayakta duruyorsun, direniyorsun. Biz bazen “ah İzmir vah İzmir” diyoruz. Günümüzün çocukları da ileride yine sana “ah İzmir” diyecekler, “benim İzmirim” diyecekler. Onlar da bugünkü seni, çocukluklarındaki, gençliklerindeki İzmir’i anacaklar. Böyledir. Sen, İzmir’sin. Tüm zamanlar içinde İzmir’sin. Öyle kalacaksın.
İzmirim. Güzel İzmirim. Binlerce yıldır, kültürünle, güzelliğinle, semtlerinde, mahallelerinde yaşayan insanları mutlu ettin. İmbatın, tramvayın, cumbalı evlerin, martıların, körfezin, yalıların ile. O güzelim eski sokak isimlerin ile. Akşam Yıldızı, Ay, Akgüvercin, Duygu, Evren, Hürriyet, Kızhasan, Letafet Sokakları gibi.
Mitoloji ve tarih dolu ölümsüz güzelliğin. Yaklaşık 40 yüzyıldır varsın. 2300 yıl kadar önce de kendini yeniledin. Sen zaten bir Amazon kraliçesisin. Geçmişine saygı duyup sahip çıkarken her zaman genç kalmayı ve hep gelecek kuşak olmayı da bildin. Homeros, Demeter, Meryem Ana, Poseydon bile seninle yaşadılar. Limanın ve göç yolların sayesinde tüm kültürleri batıya taşıdın.
Yağmurların. Dik yokuşlu sokaklarında tek katlı, iki katlı evlerin. Kırmızı kiremitli, pencereleri fesleğenli. Akşam sefaları, erikler, asmalar. Buz gibi kuyu suları. Ramazanlarda kuyularda sıra beklenirdi. Akşam saatlerinde fenerciler omuzlarında fener yakmaya yarayan sopaları ile sokakları dolaşır, fenerlerin camını açar, sopanın ucundaki alev ile fenerleri yakardı. Pişmiş ayvacı, akordeonlu macuncu. Ramazan topu patladığında çocuklar ellerindeki taşlarla direklere vururdu. Halk evlerinde gençler temsil verirdi. Yazlık bahçelerde Karagöz oynatılırdı. Gaz yağı lambası. Arnavut kaldırımı sokaklarda, arsalarda, tozlu ilkokul bahçelerinde futbol oynanırdı bezden yapılmış toplarla.
Zamanla unutuluyor her şey. Koşuyeri, Kızılçullu, Şirinyer, Buca. Fıstık ağaçlı koruluklar, bağlar, haralar, fındıklar. Kadifekale’nin bakla tarlaları. Yangın gözetleme kulesi. Kardeş ilkokullar. Ortak müsamereler. Kemeraltı. İzmir’in nabzının attığı yer.
Zamanla siliniyor kimlikler. İzmirli birbirini tanır. Bakışını tanır. Dilini bilir. Gözünüzün içine gülümser. İzmirli yürüdüğü yolun taşını bilir. Birbirine merhaba der. Yol verir, yer verir. Ayaküstü bir çift tatlı söz eder.
Hıdrellezlerde Konak sahili dolar taşardı. Genç kızlar, delikanlılar, sandallara doluşurdu. Denize niyet kağıtçıkları atılırdı. Göz süzmeler, ufak çapkınlıklar. Eski nesiller gözle anlaşırdı. Ve çocuklar dümbelek ile bir çocuk konvoyu oluşturur ve gece boyunca sokak sokak dolaşırdı.
Ve tramvaylar. Nazlı nazlı gelir Konak’ta Saat Kulesinin etrafında turunu atar tekrar Karataş tarafına nazlı gelin gibi giderdi. Bayramlar. Bayramyeri. Salıncaklar, fayton sefaları, çatapatlar.
İzmirli asma yaprağına, duta para vermezdi. Her evin bahçesinde vardı bunlar. Hatta nar ve incir de. Bakla zamanı Kadifekale’ye bakla, zeytin, ekmek yemeğe gidilirdi. Evlerde toplanılır akşamları helva yapılır, sohbetler edilir, monologlar söylenirdi.
9 Eylüller. Resmi geçitte askerler, efeler. Ve fuar. Civardan gelenlerle geceleri dolar taşardı. Basmane meydanı açık otel olurdu. Ve fuardaki Gül Bahçesi.
Elhamra Sinemasının 5.15 seansları. Yeni Sinema, Tayyare Sineması. Balçova’nın yemyeşil bahçeleri. Mendille balık tutulan Balçova derecikleri. Göztepe’nin yasemenli sakız evleri. Bornova yolu bahçeleri. Denizden çıkarılan çipuralar. Bozacılar. Tahaaan-pekmeezciler. Haşlanmış limonlu karides satıcıları. Kıyıdaki yüksek binalar nedeniyle imbat artık sokaklarını soluklayamıyor.
İzmirim. Kokuna, tuzuna, bademine, sırma saçlarına tutkunum. Kordon’una, Meserret’ine. Çıkar kaleden seyrederim bazen seni. 2300 yıllık körpe, çıtır sevgilimi. Sen hepimizi eskitirsin. Seni seviyorum. İzmir sevgilim.
28.01.2009