Geçmiþ sevgililer - Ayça Þen

15 Þubat 2012 13:49  

 

Geçmiþ sevgililer - Ayça Þen

Siz bu satýrlarý okurken sevgililer günü çoktan kutlanmýþ olacak. Gün doðumunda sokaklar hediye paketi cesetleriyle dolacak, yollara saçýlmýþ rafyalar akþama doðru sokaklardaki delilerin kafalarýný süsleyecek. Ve kimbilir kaç sevgili umduðunu bulamadýðý hediyeler yüzünden birbirinden içten içe tiskiniyor olacak.

Sanýrým kapitalizm böyle bir þey. O hediyeyi verene kadarki hevesini en iyi deðerlendiren ve o hediyeyi alana ve açana kadarki birimin adýný “zaman” koyan, kapitalizmin ve sanayinin ta kendisi. Ondan sonrasý tufan.

(Ayrýlýklarda ya da tutkulu aþk kavgalarýnda bile kazanan hep telekomünikasyon þirketleri olduðundan gülmem gelir. Ýnsanoðlu kendini ancak bu kadar eþþek yerine koydurabilir çünkü.)

Bu yüzdendir ki vermeler beþ dakikalýðýna. Hediyeyi açtýktan sonraki beþ dakika içinde o hediyenin de, o hevesin de hükmü kalmýyor. Ýçi doldurulamayan o paketler, maddi deðeri ne olursa olsun ruhunu tatmin edemeyeceði için insanýn içinde büyük bir boþluk duygusu, hayal kýrýklýðý yaratýyor. (Sýrf “sevgililer günü” diye adýna hörmeten, kabalýk olmasýn diye hafifçe, efendi gibi kutlayanlarý tenzih ederim. Mesele bunu bir yarýþ, bir ezber, bir mecburiyet halinde yaþayanlar.)

Sevgi, sevgililik gibi durumlarýn içi kültürle, aidiyetle, safiyanelikle doldurulmadýkça, zamaný yazacak, adýný koyup içini dolduracak olan kapitalizmdir. Allah onu kahretsin!

Fakat þimdi düþündüm de, yine de kahretmesin. Çünkü büyük ihtimalle boðazýma kadar batmýþ durumdayým.

Google çok güzel bir sevgililer günü animasyonu yapmýþ logosuna. Bir çocuk, âþýk olduðu ip atlayan kýza Google’dan yazarak hediyeler sipariþ ediyor. Çiçek getiriyor, kýz almayýp ip atlamaya devam ediyor. Çikolataya bile aldýrmýyor, ip atlýyor. Oðlan kazak getiriyor, balonlar, hayvancýklar getiriyor, kýz hiç birine bakmadan ip atlamaya devam ediyor. Sonunda aþktan ümidini kesmiþ oðlan elinde bir iple yýlgýn yýlgýn kýzýn yanýna geliyor, o da ip atlamaya baþlýyor. Küçük kýz sevinçle duruyor ve oðlana sarýlýyor, birlikte ayný iple atlamaya baþlýyorlar. Esas hediye paylaþmaktýr hesabý. (Þu an aðladýðýnýzý hissedebiliyorum deðerli okur.) Aslýnda buradan kapitalizmin ne kadar kurnaz olduðunu da anlýyoruz; elindeki bütün kozlarý kullanýyor pezevenk; maneviyatsa elindeki tüm varlýðýný ve hatta insani deðerlerini de maddeye çevirene kadar her tür oyunu oynuyor.

Geçenlerde radyoda iþime yarar diye her zaman yarým yamalak bildiðimiz Leyla ile Mecnun’un hikâyesine baktým. Son derece psikopat bu hikâye canýmý sýktý. (Zaten bütün ‘büyük’ aþk hikâyeleri ekseriye bu tip, kavuþamama, hatta ölme gibi marazlý bir sona varýyor.)

Ýdeal aþkýn (ki bu da Allah’a varýyormuþ) cinsellik yaþamadan, ayrýlýk acýsýyla yaþanabileceðini anlatan, birbirine kavuþamadan ölen iki ilkokul çocuðunun hikâyesiymiþ Leyla ile Mecnun! Dinsel toplumlarda (özellikle de Arap ülkelerinde) aþk bu þekilde gazlanýyor: Ne kadar tene dökülmezse, aþk o kadar aþktýr, o kadar yücedir. Fakat çocukken cinselliði saðlýklý yaþayamayan bireylerin yetiþkinlik dönemleri hem kendilerine, hem de topluma çok zararlý.

Cinselliði özgür yaþayan Avrupa’nýn ekonomik krizde olmasý, acaba bunu haklý mý çýkarýr, haksýz mý. Belki de kapitalizmi çökerttiði için uzun vadede haklý çýkarýyordur.

aycazen@yahoo.com

Taraf

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0