DUVARDAKÝ FOTOÐRAFLAR
26 Nisan 2010 21:35 / 4370 kez okundu!
Anneanneme, dedeme…
Tüm yaþamýmýzýn ýþýðýndan ne kadarý sabitlenmiþ olabilir ki bir fotoðrafta?
Tüm yaþanmýþlýklar anlatabilir mi bir anlýk ýþýkla? Olasý mýdýr bu?
Çaresizdir fotoðraflar, ister siyah beyaz isterse renkli olsunlar. Ýþte duvardaki þu iki fotoðrafta da böyledir bu gerçeklik.
Siyah beyaz fotoðraftakilerin acý dolu yaþam öyküleri görünmüyor. Yaþamlarýnýn neredeyse tamamý acýlarla geçmiþtir oysa.
Genç bir adam ve karýsý, ikisi kýz, en büyükleri de erkek üç çocuklarý.
Baba pek gülmüyor. Gülenlerdeki de fotoðraf gülümsemesidir.
Sabitlenmiþ bu mutlu andaki gibi deðildir gerçekleri. Bu andan baþkaca bir gülümsemeleri olmamýþ dense yeridir. Hep acý, hep acý! Ama fotoðrafa ýþýðý düþmemiþ bu acýlarýn.
Adamýn acýlarý, doðup büyüdüðü, ilk gençliðini yaþadýðý yerde baþlýyor. Sökülüyor mübadele ile köklerinden. Girit’ten Ýzmir’e taþýnýyor sonrasýnda acýlarý. Anýlarý “Karþý kýyý memleket”te kalmýþtýr. Ýlk sesleri, ilk adýmlarý oralarda kalmýþtýr. Oralarda baþýboþ kalmýþtýr gençlik yýllarýyla birlikte, aþklarý da. Bundan mýdýr acep, gülümsemeyiþi fotoðrafta?
Bilecikli bir çocuklu bu kadýnla evlenir bir süre sonra Ýzmir’de.
Kadýnýn ikinci evliliðidir. Fotoðraftaki büyük olan erkek çocuk, birinci evliliðindendir. Ölmüþtür birinci adamý kadýnýn. Neyse ki ikincisi sahiplenmiþtir oðluyla kendisini. Ýzmir’de Eþref Paþa’da oturmaktadýrlar. Var olana, iki kýz ve bir erkek çocuk daha eklemiþlerdir. Bu fotoðrafta en küçük oðlan yoktur henüz. Havuzlu bahçesi, havagazý ve iki katýyla yetmektedir aileye ev. Sevmektedir kadýn adamýný. Bahar yaðmurlarý sonrasý bahçeden, salyangoz toplar sevgiyle Giritli’ sine. Karýsýný sevmediðinden deðil, her güzeli seven bir kalbi vardýr Giritlinin! Mübadillere, göç ettirildikleri yerlerdeki mallarý karþýlýðý verilenleri satýp yer güzellerle. Pasagaki, Alsancak’ta havagazý fabrikasýnda sayaç okuma iþine girer geçim zorluðundan. Acýlar sökün etmeye baþlamýþtýr artýk. Geçim kýt kanaattir. Sermaye dünyayý ikinci kez toptan savaþa sürükler bu yýllarda. Askere alýrlar adamý otuz yedi yaþýnda. Ýki sene sonra “veremsin” derler, hava deðiþimine yollarlar. Dönemez bir daha asker ocaðýna Pasagaki. Çoluk çocuk, yer demir gök bakýr, kalýrlar orta yerde. En büyüðü on birinde en küçüðü beþindedir henüz.
Kadýn toparlar dört çocuðunu. Doðru tornacý aðabeyinin yanýna Kýrýkkale’ye. Zaman savaþ zamanýdýr. Silah fabrikasýnda iþ bulunur hemen. “Kimin ekmeði kime yete?” yýllarýdýr. Yemez öðle yemeklerini. Ekmeðe emdirir suyunu. Sarar kaðýtlara. Çýkýþ aramasýnda “…yine mi Emine Haným?” derler. O memnundur, çocuklarýna yemek götürebilmektedir kendi emeðince.
Çocuklar okula gitmektedirler. Kýrýkkale’nin çamurunda kalsa da ayakkabýlarýnýn tabanlarý. Can ne kadar dayanýrdý ki bu yokluða? Savaþ da bitmiþtir artýk.
Büyük kýz on dördüne gelmiþtir. Bodrumlu bir asker, komþu fotoðrafçýda görmüþtür fotoðrafýný, beðenmiþtir kýzý. Terhis de olmak üzeredir. Ýzmir’e dönüþlerinin saðlanmasý karþýlýðýnda kýz evlendirilir bu askerle. Tezkere sonrasý Ýzmir’dedirler yine. Lakin görünmez bunlar siyah beyaz fotoðrafta.
Büyük kýz on beþinde ve on altýsýnda anne olur iki kez. Biri kýz, biri erkektir.
Anneanne, ”…yesin O’nu nenesi…” diye þarkýlar söyler torunlarýna. Söyler ama sesi tez yok olur evden. Otuz dokuz yaþýnda “kanser” denilen ne olduðunu anlayamadýklarý bir hastalýktan ölüverir. Fotoðraftan bir kiþi daha eksilmiþtir.
Siyah beyaz fotoðraftaki küçük kýz, saraç Mustafa’yý sevmiþtir. Eniþte, babadýr artýk. O’ndan istenir kýz. “Taþ olun, baþ yarýn” der O da.
Büyük oðlan ütücü olur. Ama acýlar, onu da alýr götürür genç yaþýnda.
Siyah beyaz fotoðraftan iki kýz kardeþ kalmýþtýr yaþamda. Evlat acýsý, koca acýsý, kardeþ acýsý, görmüþ iki kýz kardeþ. Fotoðrafta görünmez ama bunlarýn hiçbiri ve diðer acýlar. Zaten fotoðraf da bilemezdi ki o an böyle olacaðýný.
Renkli olanýnda fotoðraflarýn, iki yaþlý dul kadýn vardýr.
Gülümsemektedirler. Hatta tüm fotoðraftakiler de. Gerçek gülümsemelerdir bunlar. Çoluk çocuk, damatlar ve gelinler, torun torba ve hatta torun çocuklarý. Yani sürü sepet bir mutluluktur bu fotoðrafa sýðmayan.
Hiçbir acý ve hiçbir mutluluk sýðdýrýlamaz bir anlýk ýþýkla bir fotoðrafa. Ýster siyah beyaz olsun, isterse renkli; hiçbir fotoðraf anlatamaz acýlarýn ve mutluluklarýn bütününü.
Her evin duvarýnda fotoðraflar vardýr. Taþýrlar yýllar öncesinden köklerinizi bugünlere. Bakarsýnýz ve inceden hüzünlenirsiniz. Boðazýnýz yanar, yutkunamazsýnýz. Ýster hüznü isterse mutluluðu yansýtsýnlar, bu böyledir.
Anarsýnýz siyah beyaz fotoðraftan eksilenleri saygý ve hüzünle ve uzun ömürler dilersiniz renkli fotoðraftaki sevdiklerinize.
Siz de bakýn duvarlarýnýzdaki fotoðraflarýnýza neler göreceksiniz, görünmeyen…
Ertuðrul Barka
17 Nisan 2010