BERABER VE GÖNÜLDEN ÞARKILAR DÝNLEDÝNÝZ…

19 Nisan 2020 22:52 / 1666 kez okundu!

 

 

Þarkýlar gönülden ve gündelik hayatýmýzdan çekip gideli, renkler de gitti sanki…

Ev hapsinde temizlik, dolap düzleme, kýþlýklarý kaldýrýp baharlýklarý indirme, kitaplarý, albümleri olduðu kadarýyla düzenleyip tozunu alma ve mutfak elbet hiçbirimize yetmiyor. Aklýmýza, gönlümüze þarkýlar düþmeden edemiyo…

Ahbap sohbeti, görüntülü misafirlik, balkondan balkona sesleniþler de corona günleri muhabbeti…

 

****

 

BERABER VE GÖNÜLDEN ÞARKILAR DÝNLEDÝNÝZ…

 

Þarkýlar gönülden ve gündelik hayatýmýzdan çekip gideli, renkler de gitti sanki…

Ev hapsinde temizlik, dolap düzleme, kýþlýklarý kaldýrýp baharlýklarý indirme, kitaplarý, albümleri olduðu kadarýyla düzenleyip tozunu alma ve mutfak elbet hiçbirimize yetmiyor. Aklýmýza, gönlümüze þarkýlar düþmeden edemiyo…

Ahbap sohbeti, görüntülü misafirlik, balkondan balkona sesleniþler de corona günleri muhabbeti…

Torunuma ”o güzel sesinle bana þarký söyle” deyince ’rap söylerim Ayþe’ dedi, “cartel bir numara en büyük, cehennemden çýkan çýlgýn Türk, yirmi beþ yaþýnda yüz binlik araba, nerden geldi diye sorma…” Yok, öylesi kalsýn çocum…

Kýzýmdan istedim, o güzelim lirik koleratür sesiyle daha bana bir þarký söylemedi, bundan dertlenmiþ olayým bu arada, aman üf makamýndan tek satýr söyledi, ben de ‘bununla bir yýl idare ederiz artýk, ‘dedim…

Þarký düþünülecek zaman mý? Belki de tam zamaný. Belki gönül yoksunluðumuz ve hevessizliðimize corona ayar verir, eski günlerdeki gibi olamasa da hayatýmýza renkler, þarkýlar, anlam çýkagelir…

Bedri Noyan güftesi, A.Rýza Avni bestesi düþtü aklýma:

“Düþtüm bir yol sevdâsýna/ Beni güldür deli gönlüm/ Götür yârin rüyasýna/ Sonra öldür deli gönlüm.”

Arif Sami Toker üstadýn “Gam çekme gönül n’olsa baharýn sonu yazdýr…” Biz þimdi corona karakýþýný yaþýyoruz, yazdan geçtim, baharla idare ederiz…

“Kime hâlim diyeyim, kime feryâd edeyim/ Kime rüsvay olayým kime þevkâ edeyim” (Faize Ergin)

Tevellüt ortaya çýkacak diye tasa etmiyorum, bunlar çünkü, evvel eski naðmeler, bize de eskilerden devroldu, yürürlükten kalksa da birçok kavramý, ‘Hancý’ gibi, “Gurbetten gelmiþim, yorgunum hancý/ Þuraya bir yatak ser yavaþ yavaþ/ Sana herþeyimi anlatacaðým/Otur baþucuma, sor yavaþ yavaþ…”

Gurbet neresi?Kapýnýn ardýcýðý gurbet…Hancý? Ara ki bulasýn…Yanýbaþýna uzanýp o sormadan anlattýðýmýz baþkasý, hancý deðil, psikiyatri uzmaný, eldeki yara duvardaki kovuk, ne anlar o bizi? Kantoron çayý iç, avun, intaniyelik yahut devasýz derdli deðilsen hastaneye düþmeyesin, bir hastaneye bi de aþka, ikisinde de ex olasýlýðý mutlu olmaktan çok. Sürünmesi garanti ama…

“Nane nane þahane” Ajdar söylerdi hani… Ne ara, nasýl geldik biz, “serahaten acaba, söylesem darýlmaz mý” diye iç geçirip, bir türlü sevgisini diyemeyen aþýktan, “bandýra bandýra ye beni, doyamazsýn tadýma” faslýna? Herþeyin ayaða düþmesi çaðýna bu çarpýtýlmýþ þarký sözleriyle koyulmuþ olabilir miyiz, týpký siyasetin ayaða düþürülmesi gibi…

Aþkýn akýlla iþi yok, var diyeni vururum ama siyasetin, gerçek edebiyatýn ve þarkýlarýn var, çizgi sanatýnýn da var. Sonuncularýn tamama yakýnýnda akýl mafiþ olunca, ömrümüz, gücümüz, keyfimiz zaye gidiyor, aradan dereye gitmekten ve iþbu vasatlýktan beni kurtar deli gönlüm yani Yarabbicim…

“Kuþu kalkmaz kuþu kalkmaz/Can’ýn kuþu kalkmaz” Bunu söyleyen Sultana, terk eden sevgilisine inat yapmýþ bu þarkýyý, rivayet o yönde, kuþa sormalý, kuþdilinden anlatsýn…(Bir garip zavallý Hatçe, düþmüþ bi kere, çalýþý pavyonda küsmüþ feleðe/Açmýþ kalçasýný tef def çalar/sallar çalkalar her gece/sulanýr hergele….diye ayýp ayýp gidiyor. Döndü’ye kalkmayaný Haççe’ye kalkar/hergeleye baksanýza hergeleye/maskesi düþmüþ dönmüþ keleðe…çýkýnca iþinden her gece/koþ koþ meyhaneye, kerhaneye hoþ hoþ/sonra gelir evine boþ boþ/Döndü’ye gelince hikaye…

Acýlý arabesk, acýsýz arabesk, acýmasýz arabesk…Onun bile ilk zamanlarý aranýr olmadý mý?

“Hadi yine iyisin, iyisin iyisin/sen iþini bilirsin/Reçeteni ister misin/ Muck…ister misin?”

Ölür müsün, öldürür müsün: “I love you, I love you/Do you love me?/Yes I do/Ýf you love me tell me, tell me/ Ýf you love me kiss me, kiss me…”

Ah annem, yandým tüttüm, Ümit Besen daðýttýn âlemi, budayýp indirdin beni…

El nasýl türkü yakýyor bi zahmet kulak verin:

“Ekinler sarardý, biçtik, güz geldi/ Hakk’a þükür bu yýl bire yüz geldi/ Nidem ki yokluðun pek öksüz geldi/ Sen yeterdin, ekinleri neyleyim…/Turnalar uçun, yayladan geçin, yârimi seçin turnalar…”

“ Ýnternetteyim/ vepkemi açtým/bana bi hareket yaptý, þok…/Vücudu tam 90 artý 90/ amanýn sýcacýk…” Bu þarký 19 milyon kere týk’lanmýþ, þimdi 19 milyon 1 oldu.

“Söyle, gerçek sevgi bu mu, yaptýðýna þantaj denir/böyle aþka montaj denir/þantaj, montaj, þantaj, montaj”

Küçük Emrah, “Yaz gazeteci yaz/Býktým yazý beklemekten/ Yazýver de gelsin bu yaz.”

Afrodit’in ‘Neremi neremi’ si…’ Hadi beni dansa kaldýr/kaldýramazsan kaldýrýrlar güzelim/ Anneni bize gönder/Beni evinize aldýr/Aldýramazsan aldýrýrlar caným/ Kaldýramazsan kaldýrýrlar gülüm…”

Biz neyi terennüm ediyoruz, Serahaten’de, ‘sakýn gücenme eðer anladýnsa sevdiðimi…’

Gökhan Tepe, “Pantolonunu çok sevdim/ çýkar onu bebeðim/ hadi gel bize gideliiim.” Tüh olsun, ben de ne severdim Eski radyolar gibi çatýya saklanmýþ aþk’ý terennüm edene yakýþtý mý?

Ý.Erkal döktürüyor, “onun o gözleri var ya/Vatan, millet Sakarya/insanýn aklý kaçar ya…”

‘Sevda yüklü trenler/boþ raylarda ilerler/sevenleri üzenler/hep o yolda giderler, Doðuþ’un içine doðmuþ zýrtapozluk…

“Anneme þimdi ne derim yar/ben seni sevmiþtim kör olasýna(belki kör olasýca demek istiyor)/ Bizim oranýn adetleri/meþhurdur cinayetleri/yanýna býrakmam ben senin/ bitene kadar ihanetlerin…”

Ortaç þarkýsý: “Geberiyorum caným geberiyorum, acý domates gibi kýzarýyorum”

Birinin de, ‘ayýlýk var senin hamurunda’ þarkýsý varmýþ…

Gene Ortaç, ‘seni çöpe atacaðým poþete yazýk/Bi sigara yakacaðým, ateþe yazýk.’

Bi de Barbaros Hayrettin varmýþ meðer, “sevgilim sevgilim nassýn/Burnun kapýya kýsýlsýn/çok güzel araban var ama/yolda tekeri patlasýn/ oh oh oh olsun, sevgilim nassýn?/Soðuk (su) iç sesin kýsýlsýn/Köpüklü banyo yaparken/Birden sular kesilsin…”

Çýlgýn Sedat, ‘bak çakarsam oturturum’u söylüyor.

Ýsmail Y.K. Allah Belaný versin þarkýsýný okuyor: ”Allah belaný versin/ Allah seni kahretsin/ Bana gelen sana gelsin/Hayatýmý maffettin/ Acýmadýn neler çektim/Kader seni de köretsin…

Çýlgýn Sedat buyuruyor: “Bitti dersen bana/inan iflah olmam bi daha/bir kurþun sýkarým/ çeker giderim delikanlý gibi.”

‘Saçým sarý, gözüm mavi/Güzelliðim Avrupai/sen görmezden gelirsen/neye yarar sarý mavi/ Sesim ince kafam dâhi/ Kalbim saf, belki enayi…” Ah Petek…

Semra söylüyor: “90_60_90, her gören hayran/of aman of aman/ne bir diyet ne masaj/Döndün kuru eriðe/ Helal olsun Hayriye.”

‘Aþk oyununda kötü ütüldüm…

Gönlünden taþýndým, gide gele aþýndým…’

S. Kaynak bestesi gönül þarkýsýný bileniniz var mý? Ne gönül denen gayyâ kuyusunu biliyoruz ne Gönül naðmesini: “Gönül seni ayýk bulsam/ Sorsam halim nedir diye, aymazsýn gönül/ Hicran adlý sâki olsam/ Doldursam biteviye doymazsýn gönül”

“Bakýnýz çok oldunuz siz, iððne yaparým/ Fazla konuþursanýz serum baðlarým/ Zýrlama bebeðim, Allah’ýný seveyim/Uðruna öleyim, sana Roman diyorlar, ben de doktor Erol bey”…Helal, hakketten aþkýn medikal açýlýmý, nice sahici müzik üstadý doktorlarý bilmesek…

Hekim, edip, þair H.Hatemi diyor, “Eski âþýklar ‘Kapý açýk, arkaný dön ve çýk, istenmiyorsun artýk” diyemezlerdi. Köþelerinde simit tüketir, çay içer, sigara tüttürür, zayýflar, kahrolurlardý. Onlýar Âþýk-ý Mahzun idiler. “Kodum mu oturturum” diye gözdaðý vermezlerdi sevdiklerine” (Türk Edebiyatý , 2007, S.405: Güfteler Semtinde Cevelan)

“Kalk gidelim de saraylý/ Bak dikiz aynam kalaylý/ Gel bi gel bi gel koynuma/Minderi kendinden yaylý…”

Neþet üstadýmýz ne diyor beri yanda? ‘Sevda sýrýnan olur’ diyo…Yaaaa….

Gelin de üstad Hatemi’ye hak vermeyin…”Sýrayla herkesin suda sureti kayboluyordu. By-pass ameliyatsýz, kemoterapisiz, nükleer magnetik rezonans’sýz ölümlerdi bunlar”

“Bir kendi gibi zâlimi sevmiþ yanýyormuþ/ Duydum ki beni, þimdi vefâsýz anýyormuþ” Lem’i Atlý bestesi, alttan alta ettiðini çekiyomuþ der gibi, ama’ oh olsun havasý yok’…

Lokman hekim, ki üç derde deva bulamamýþ, ölüme, aþka, kötü komþu belasýna. Adý kutsal kitaplarda da geçen Lokman M.Ö.VI.yüzyýlda yaþamýþ Alkmaion’dur ‘alýntý H.Hatemi, age) Türkü ne söyler, “Lokman Hekim gelse yaram azdýrýr/ Yaremi sarmaya yar kendi gelsin”

Bandýra bandýra ye beni demez ama…

Sorayým isterdim Hz.Lokman’a, aþk kaç kiþiliktir üstad, diye?

Þairler, þarkýlar yanlýþ biliyor, aþk tek kiþiliktir…

“Nesi var ömrün, nesi var?/ Vesvese hepsi, vesvese” derdi Lokman da mutlak…

Ya da derdi ki, “yârin yamacýnda bir bülbül idim/ Aldýrdým dillerim, feryatsýz kaldým”…

Yeldeðirmenlerine karþý Don Kiþot muyum/uçuyorum durmadan ben pilot muyum/ Yeldeðirmenlerine karþý Don Kiþot muyum/ Dilimde hep ayný þarký Ýdiyot muyum? diye þakýyor Ý.Ýrem

% Kaç oranla idiyot olduðumuzun yanýtýný týbba býrakýyorum..

‘Ah, bu þarkýlarýn gözü kör olsun…’

 

Ayþe KÝLÝMCÝ

19.04.2020

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.