'Yasak… Sakıncalı… Müstehcen'

15 Ocak 2013 02:04  

 

'Yasak… Sakıncalı… Müstehcen'

Edebiyatçılar Derneği Üyeleri, geçtiğimiz günlerde John Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar” ile Jose Moura De Vasconcelos’in “Şeker Portakalı” kitaplarının müstehcen gösterilip, rapor tutularak sakıncalı bulunması ve son zamanlarda yasaklanan tüm kitaplarla ilgili yaptıkları basın açıklamasında, "düşüncenin ve sanatın her dalında özgürce yaşayabildiğimiz, aydınlarıyla barışık bir ülke istiyoruz" dedi.

Edebiyatçılar Derneği İzmir Temsilcisi Murat Şahin tarafından yapılan açıklama şöyle:

"Bugünlerde en çok duyduğumuz bu kelimeler okuyan, düşünen ve yazan tüm insanları ve aydınlarımızı tehdit etmeye başladı.

İlk olarak William S. Burroughs’un Yumuşak Makine kitabına arkasından ABD'li yazar Chuck Palahniuk'un 'Ölüm Pornosu' kitabına ve çevirmenine soruşturma açılmıştı. Çevirmen Funda Uncu, ifade vermek için çağrıldığı karakolda, “Bu kitabı çevirmeye utanmadın mı, Manken misin?” gibi sorulara hedef olmuştu.

İzmir’de Gogol’un ‘Palto’sunu sahneleyen tiyatro sanatçılarının ‘halkı askerlikten soğutma’ gerekçesiyle hapis cezasına çarptırılmaları şaşırtıcı ve korkutucudur.

Bu olumsuz örnekler bitmek bilmiyor. Dünyada milyonlarca satan John Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar” ile Jose Moura De Vasconcelos’in “Şeker Portakalı” kitaplarının müstehcen gösterilip, rapor tutularak sakıncalı bulunması karşısında adeta nutkumuz tutuldu. Aslında bu kitapların yasaklanma önerisi tam bir akıl tutulmasıdır...

En son yasaklanan kitaplar ise Bilgin Adalı’nın Çatalhöyük Öyküleri 1- Dünyamızın İlk Şafağı, Muzaffer İzgü’nün “Zıkkımın Kökü” romanı. Ayrıca Muallim Naci’nin Ömer’in Çocukluğu ve Zeynep Cemali’nin Çılgın Babam adlı kitapları Türk örf ve adetlerine uymadığı iddiasıyla şikâyete konu olmuştur. 154 kitabın yazan 80 yaşındaki Edebiyatçı Muzaffer İzgü şöyle bir açıklama yaptı. "Bursa’nın Osmangazi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde toplanan kurul ergenlik çağındaki çocukların hayallerini çalmıştır. Hayal kuran insan düşünüyor demektir. Düşünen insan soru sorar, soru soran insan değişmiştir. Düşünen insan artık sürünün bir koyunu değil, bir bireydir. İktidar birey istemiyor, başını eğen insan istiyor ve daha okul çağında bu tip insanların üretilmesi için çalışmaktadır. Bu yapılanları şiddetle kınıyorum. Unutmamak gerekir ki eğitim; insana, insanı tanıma ve insan olma bilincini kazandıran evrensel bir süreçtir. Bu süreçte klasik yapıtlar yaşam boyu kişinin yanında yer alabilecek en değerli arkadaşlardır."

Çocukluk ve ilk gençlik çağlarında, okul yıllarından başlayan güzel, anlamlı bir arkadaşlık, değerli bir yoldaşlıktır. Okumayı sevmemizi, insanı ve yaşamı tanımayı biraz da klasik yapıtların içeriğindeki evrensel gerçeklerden ve insani değerlerden süzerek aldıklarımıza borçluyuz. Ünlü bir romancımızın dediği gibi “insan okuduklarının ve yaşadıklarının bir toplamı” değil midir aslında? O nedenle, hem daha eski yüzyıllarda yazılmış olanların hem de “çağdaş klasik” niteliği taşıyan edebiyat yapıtlarının çocuk ve gençlere okul yıllarında okutulmasının büyük bir önem taşıdığı kanısındayız.

Yüz temel eser içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı olan ve tavsiye edilen bu kitaplar yine Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yasaklı, müstehcen bulunuyor. Bunu anlamak, yorumlamak mümkün değildir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın ders kitaplarında Yunus Emre’nin ve Kaygusuz Abdal’ın satırlarının sansürlendiğini de unutmayalım.

Bizce asıl özgürlük, zihindeki zincirleri kırmakla; düşünsel kalıpları, şablonları, dogmaları ve koşullanmaları aşmakla gerçekleşir. Akla özgürlük tanımayanlar, hayatı büyük bir hapishaneye çevirirler.

Bizler Edebiyatçılar Derneği Üyeleri olarak, düşüncenin ve sanatın her dalında özgürce yaşayabildiğimiz, aydınlarıyla barışık bir ülke istiyoruz."

***

Editörün Notu:

> Sakıncalı bulunan kitaplar çok satanlar listesine girdi

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0