Nefret ve hürriyet - Hadi Uluengin

20 Ağustos 2014 21:33  

 

Nefret ve hürriyet - Hadi Uluengin

YAZISI basılmayınca Yılmaz Özdil adlı demagog Hürriyet gazetesinden ayrılmış.

Vah vah! Oldu olacak bari iki gözü iki çeşme ağlayayım...

Estağfurullah!

***

ESTAĞFURULLAH, çünkü böyle bir adama faşist bile diyemiyorum.

 

Dersem, Giovanni Gentile’den fütürist ekole, arkasında çok ciddi bir bilgi ve kültür birikimi barındıran ve ırkçılıkla da alâkası bulunmayan faşizme dahi hakaret etmiş olurum.

Oysa fikrî bavulu zaten hava cıva olan ve başta Kürtler olmak üzere de kendisini Türk ve laikçi addetmeyenlere dehşet bir nefret kusan bu patolojik ulusalcının; artı, aynı tıynetteki diğer kalemşorların “ifade hürriyetini” sahiplenmek benim kitabımda yazmıyor.

Şükür, asla ve asla da yazmayacak!

***

NİTEKİM haddi hesabı belli olmayan sayısız örnek arasında Roboski’de katledilen köylüleri “katır s...r” diye tanımladığı dehşet satırlarını hatırlıyorum.

Veya sonradan göz göre göre inkâra yeltense bile AKP’ye oy verdikleri için Soma faciasını “normal”, ölenleri de “müstahaktılar” diye yorumladığı mülâkat kulağıma geliyor.

 

Neymiş, hem fikir özgürlüğünü sahiplenmek, hem de iktidarın medya tasallutunu engellemek adına pespayeliği bu raddeye vardırmış bir kin tacirini dahi savunacakmışım...

Şaka mı ediyorsunuz?

***

DEMOKRASİ terbiyesinin yerleşiklik kazanmış olduğu hangi ülkeye giderseniz gidin, değilHürriyet gibi bir kitle organının sütun bahşetmesi, bu derece iğrençlik istifra eden bir gazeteciye o ülkenin en kıytırık medyasında bile ne tek satır verilir, ne de lâf hakkı tanınır.

Bunun adı da sansür falan değildir.

Yukarıdaki terbiye ve kültürün oturaklaştırdığı etiktir! Ahlaki değerler bütünüdür.

Zaten de ezkaza hastalıklı bir ruh Yılmaz Özdil ve ideolojik avenesi türünden herzeler yumurtlarsa nefret suçu işlemekten ve ırkçılığı kışkırtmaktan hakkında adli soruşturma açılır.

***

ÖYLE, çünkü her demokrasi asgari savunma mekanizmalarıyla donanmak zorundadır.

Bunlardan birisi de sözkonusu suçlara cezai müeyyide öngören yasalar bütünüdür.

2. Dünya Savaşı tecrübesinden beri “nefret kışkırtıcılığı” gibi bir hürriyet yoktur!

Ve vay canına, demek biz o demokraside artık herkesi öylesine yaya bıraktık ki, yasal müdafaaya ihtiyaç duymadığımız gibi bir de gazete patron ve yönetimlerinin doğal hakkına müdahale edip öldürülen Kürt köylüleri “katırlarla s...n”veya Soma madencilerini faciaya “müstahak” gören bir adama için de “ifade özgürlüğü” (!) isteyeceğiz...

Ne hacet, bari beynimize piştov sıkıp derhal intihar edelim de Özdil’in ve akranlarının ideolojisi nasılsa bizim işimizi bitireceğine göre onları zahmetten kurtaralım.

***

İŞİN diğer yanını Yılmaz Özdil’in beyaz Türkler nezdindeki “en muteber yazar”olması oluşturuyor. Bazıları da bunu “Cumhuriyet elitizmiyle” açıklanmak istiyor.

Hayır! Belki cumhuriyetçiliğe, evet... Fakat o bile ancak bir derece kadar...

Ama seçkincilik ve seçkinler asla!

Aksine, Özdil, fasilesi ve “hayranları” (!) aslında dehşet bir vasatlıkla özdeşleşiyor.

Ulusalcıdemagog zaten gerçek elitlere hitap edebilecek en ufak bilgi kırıntısından ve mantık silsilesinden yoksun olduğu gibi, bizatihi bu ucuz ama usta kalemşorluktan etkilenmek için aynı bilgi ve mantık yoksunluğuyla sınırlı bir vasat olmak gerekiyor ki, konuyu bir başka yazıya bırakıp nefret kışkırtıcılığınınifade özgürlüğü olamayacağını bir daha tekrarlıyorum.

 

hadiuluengin@taraf.com.tr

Taraf

20.08.2014

Son Güncelleme Tarihi: 20 Ağustos 2014 21:48

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0