Diyarbekir: Açýk Hava Müzesi

23 Eylül 2012 12:20 / 1619 kez okundu!

 


1973 yýlý Mart ayýnda, Diyarbakýr-Siirt Ýlleri Sýkýyönetim Komutanlýðý 1 No'lu Askeri mahkemesi tarafýndan verilen ceza Askeri Yargýtay tarafýndan onaylanmýþtý. Bunun üzerine, Saraykapý’daki cezaevine sevk gündeme gelmiþti.

Saraykapý’daki cezaevine, Halil Aða’yla (Halil Çiftçi) birlikte sevk edildik. Ýlk olarak ikimizin cezasý onaylanmýþtý.

Halil Aða Eruh’luydu. Eski ceza yasasýnýn 169. maddesine göre, yani çete reisi yargýlanýyordu Çetenin üyeleri de yeðenleriydi. Mele Mustafa Barzani’ye, peþmerge güçlerine yardým iddiasýyla yargýlanýyordu. O günlerde Halil Aða’nýn 76 yaþýnda olduðu söylenirdi. Diyarbakýr Cezaevi’nden Adana Cezaevi’ne de birlikte sevkedilmiþtik.

Saraykapý’daki cezaevinde ben atölye koðuþunda, Halil Aða yedinci koðuþta kalýyordu. Halil Aða’nýn yedinci koðuþta, Siirtli tanýdýklarý vardý. O dönemde koðuþ kapýlarý açýk olduðu için, hükümlüler, tutuklular birbirlerini her zaman ziyaret edebiliyorlardý.

Saraykapý’daki cezaevi eski bir yapýydý. Osmanlý döneminde bir kervansaray olduðu söylenirdi. Bu cezaevinde, eskilerde kimler kalmýþ diye meraklanmak, toplum bilinciyle, tarih bilinciyle ilgili bir sorundur. O günlerde böyle bir merakýn doðmamasý dikkate deðer bir durumdur.

11 Eylül 2012’deki Diyarbekir gezimizde Þeyh Said ve arkadaþlarýnýn da bu cezaevinde tutulduðunu öðrendim. Diyarbekir Büyükþehir Belediyesi, Basýn Danýþmaný Þeyhmus Diken, Araþtýrmacý-Yazar Malmisanij bu gezide bize eþlik ettiler. Ýsmail Beþikçi Vakfý baþkaný Ýbrahim Gürbüz’le yaptýðýmýz bu gezide Þeyhmus Diken’in ve Malmisanij’in bize eþlik etmesi bizler için büyük bir þans oldu. Þeyhmus Diken’in ve Malmisanij’in anlatýmlarý çok deðerliydi. Hamidiye Alaylarý’nýn koðuþlarýnýn, ahýrlarýnýn da bu bölgede, Diyarbekir Kalesi çevresinde olduðu dile getirildi

Malmisanij, kendi arþivinde bulunan bir fotoðraftan söz ederek Þeyh Said ve arkadaþlarýnýn idam edildiði alaný da gösterdi. Melik Ahmet Caddesi’nde, Ulu Cami'nin ve eski belediye binasýnýn önündeki geniþ alan. Hasanpaþa Haný’nýn karþýsýna düþüyor. Malmisanij fotoðrafta, Hasanpaþa Haný’nýn çatýsýnýn göründüðünü söyledi

Saraykapý’daki bu cezaevi restore ediliyor. Atölye koðuþunda kalmýþtým. O koðuþu da buldum.

Saraykapý’daki cezaevine ilk olarak 1970 yýlý yaz aylarýnda, Tuncer Sumer, Kadir Manga ve Hüseyin Ýnan’ý ziyaret için gelmiþtim. O zaman Atatürk Üniversitesi’nde asistandým. Kadir ve Tuncer orada öðrenciydiler. Hüseyin Ýnan’ý, 1969'da ODTÜ’de gerçekleþen bir konferans sýrasýnda tanýmýþtým.

Diyarbekir’e, Halit Güneþ’le birlikte ziyarete gelmiþtik. Halit Güneþ, Ziraat Fakültesi’nden henüz mezun olmuþtu. Ar Pasaj’a, Niyazi Usta’nýn ve Mehdi Zana’nýn terzi atölyesine uðramýþ, cezaevi ziyaretine Canip Aðabeyle (Canip Yýldýrým) birlikte gitmiþtik.

Tuncer Sumer, Kadir Manga, Hüseyin Ýnan, Filistin’den dönüp Urfa taraflarýnda Türkiye’ye giriþ yapmýþlar, Ankara’ya doðru hareket ederlerken, Diyarbakýr’da tutuklanýp cezaevine konulmuþlardý. 11 kiþiydiler. Müfit Özdeþ, Atila Kesin, Bahtiyar Emanet ve Ali Tenk onlar arasýndaydý. Ali Tenk Bahtiyar Emanet’in yeðeniydi ve çok küçük bir çocuktu.

Cezaevini giriþ kapýsýnýn hemen üzerindeki, sað taraftaki, idare bölümünün bir odasýnda kalýyorlardý. 11 kiþi de ayný odada kalýyordu. O odayý da buldum. Zatan Atölye koðuþu ile, sözünüm ettiðim bu oda, idare bölümünde karþýlýklý olarak yer alýyordu. Arada üst kata çýkan merdivenler vardý. Tuncer Sumer, yeni yayýmlanan Devrim Türkiye Halk Kurtuluþ Ordusu’nun Kuruluþu ve Kýsa Mücadele Öyküsü, ( Evrim Yayýncýlýk, Mayýs 2012 s. 83-94) kitabýnda bu cezaevini de anlatýyor.

Sur içinde kalan küçük sur içindeki bütün binalar restore ediliyor. Mahkeme, savcýlýk binalarý, jandarma, 1990’larda JÝTEM’in kullandýðý binalar restore ediliyor.

Sur içinde, çeþitli yörelerde yer alan birçok yapý restore ediliyor. Cemilpaþa Konaðý’nýn, Hançepek’deki Surp Gragos Kilisesi’nin restore edilmesi çok önemli ve deðerli. Büyükþehir Belediyesinin Baþkan Osman Baydemir’in bu süreçlerdeki rolü çok büyük.

Cemilpaþa Konaðý’nýn avlularýnda dolaþýrken, Kadri Cemil Paþa’yý, Ekrem Cemil Paþa’yý, yazdýklarýný düþündüm. Vecdi Bey’i, Vecdi Bey’in, Kürdistan yollarýndaki emeklerini, Irak’taki, Baðdat cezaevi’ndeki çilelerini düþündüm.

Nejat Cemiloðlu’nun anlatýmlarý zaten hiç aklýmdan çýkmýyordu. ‘Kürt olduðumuzu, zulüm gördüðümüzü, asimile edildiðimizi çoðumuz biliriz ama, Cemilpaþazadelerden Türkiye’de olanlarýn hiçbiri, Kürt sorunuyla, “Kürtçülükle” uðraþmamýþlardýr.” (Malmisanij, Diyarbekirli Cemilpaþazadeler ve Kürt Milliyetçiliði, Avesta, 2004, s. 402)

Cemilpaþazadeler, devlete bir uçak alacak kadar varlýklý bir aile. (Malmisanij, a.g.e. s. 183-184) Malýnýn-mülkünün küçük bir bölümünü bile koruyamayacak kadar güçsüz… Sürgünler görmüþ, sürgünlerde aðýr maðduriyetler yaþamýþ bir aile…Bu süreç ve Nejat Bey’in yukarýdaki sözü, hem Türk egemenlik sisteminin, hem de Kürt sorununun içeriðini açýklýyor. Nejat Bey, 1963-1973 yýllarý arasýnda Diyarbakýr Belediye Baþkanlýðý yapmýþ.

Cemilpaþa Konaðý’nýn restorasyonu, Surp Gragos Kilisesi’nin restorasyonu, Diyarbakýr Büyükþehir Belediye Baþkaný Osman Baydemir’in bu konuda çaba sarfetmesi, konaðýn, Diyarbakýr Büyükþehir Belediyesi’ne devri, çok deðerli bir geliþme. Sur Belediye Baþkaný Abdullah Demirbaþ’ýn çabalarý da öyle. Ýki dillilik, çok dillilik çalýþmasý dikkate deðer bir geliþme. Nejat Bey’in bu süreçdeki emeði, katkýsý da çok anlamlý, deðerli

Amed: Açýk Hava Müzesi

Kanýmca, Sur içindeki Diyarbekir, eski þehir, Amed, aynen korunmalýdýr. Burada yeni yapýlaþmalara engel olunmalýdýr. Eski þehrin, Amed’in kendisi bir müzedir. Canlý, günlük yaþantýnýn dinamik bir þekilde devam ettiði bir müze. Sur içindeki Diyarbekir, sokaklarýyla, çayevleriyle, lokantalarýyla, berber terzi ve ayakkabýcý dükkanlarýyla, sokak aralarýndaki tandýrlarýyla, kapý tokmaklarýyla… aynen korunmalýdýr. Yýkýlmaya yüz tutmuþ binalar restorasyonla virane hainle gelmeleri engellenmelidir.

Evlere, gösteriþsiz, küçük kapýlardan giriliyor. Kapý, geniþ, aydýnlýk bir mekana açýlýyor. Geniþ, aydýnlýk bir avlu, avlunun etrafýna dizilmiþ odalar. Evler genellikle iki katlý. Bir de bodrum var. Avluda havuz ve aðaçlar… Her evde bunlarý görmek mümkün.

Sur içindeki bazý tarihi binalarýn restore edilmesi önemli. Sülüklü Han bunlardan biri. Gençler tarafýndan restore edilen bu bina, gençlerin buluþup konuþtuðu, tartýþtýðý eðlendiði bir alan. Günün her saatinde dinamik yaþantýsý olan bir alan.

Diyarbekir, 1970’lere, 1980’lere nazaran, artýk, daha kürdi bir þehir. Kürdler, artýk yoðun bir kurumlaþma içinde. Dil, kültür konularýnda çok önemli çalýþmalar var. Amed Mala Dengbeja, Dicle-Fýrat Kültür merkezi, Ahmet Arif Kültür Müzesi, Mehmet Uzun Kültür merkezi, Ehmede Xani Kürd Dili ve Edebiyatý Akademisi, Diyarbakýr Cigerxwin Kültür Merkezi… etrafýnda çalýþmalar, kurumlaþmalar yaþanýyor.

Weþanen Þeradariya Bajare Mezýn Amede (Büyükþehir Belediye Baþkanlýðý’nýn) yayýnlarý dikkate deðer. Kakþar Oremar’ýn, Denge Azadiye Sembola Biratiye Aram Tigran (Amed 2012) ve yine Kakþar Oremar’ýn, Prensesa be tac u text (Ame 2012) yol açýcý yayýnlardýr.

Antologiya Dengbejan/Dengbejler Antolojisi/ The Antologie of the Dengbej iki cilt halinde, Þeredariya, Bajare Mezin Diyarbekire tarafýndan yayýmlanmýþtýr. Ýki cilt halinde yayýmlanan bu eserde, Mustafa Yýldýz, Muharrem Cebe Cevahir Sadak Düzgün, Ýrfan Uçar, Xezal Aslan, Azad Zal’ýn emeði vardýr. Birinci cilt 460 s. Ýkinci cilt 344 s.

Çaredariya Sure ya Amede (Diyarbakýr Sur Belediyesi) yayýnlarý da önemlidir. Sur Belediyesi, Naum Faik’in (1868-1930) Beth –Nahrin kitabýný, Lis Yayýnevi’yle ortaklaþa, Kürdçe, Türkçe ve Süryanice olarak yayýmlamýþtýr. Mýgýrdýç Margosyan’ýn Taxa Fille ( Gavur Mahallesi ) kitabýný, Aras Yayýnlarý ile ortaklaþa içinde Kürdçe, Türkçe ve Ermenice olarak yayýmlamýþtýr. Þeyhmus Diken’in, Diyarbakýr El Sallýyor anlatýsýný, Udi Yervant’ýn müziðiyle birlikte, Kürdçe, Türkçe ve Ýngilizce olarak yayýmlamýþtýr. Bütün bu sireçte, Sur Belediye Baþkaný Abdullah Demirbaþ yanýnda, Mýgýrdýç Margosyan, Pedr Gabriel Akyüz, Simon Barmano, Eliyo Dere, Kawa Nemir, Lal Laleþ, Þeyhmus Diken, Miran Janbar, Þener Özmen gibi yazarlarýn, aydýnlarýn büyük rolü görülmektedir.

Dil-kültür konusundaki bu geliþmeler, Kürdler yanýnda Ermeni, Süryani, Ezidi Kürd gibi Yakýndoðu’nun yerli halklarýný da olumlu etkileyecektir.


Ýsmail BEÞÝKÇÝ

22.09.2012

-----

> Kýrk yýl sonra Sarî Xoce Dîyarbekir'de - Þeyhmus Diken

> Ýsmail Beþikçi 38 yýl sonra Diyarbakýr'da





 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.