Barýþ…

18 Eylül 2013 16:14 / 1638 kez okundu!

 


Barýþ, son yýllarda, en çok dile getirilen bir kavram oldu. 1 Eylül Dünya Barýþ Günü’nde yine çok konuþuldu, çok talep edildi.

Barýþ ve Demokrasi Partisi (BDP), PKK, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) bu kavramý en çok kullananlardan ve barýþ talep edenlerden oldular.

Bu yazýda, son geliþmeleri de dikkate alarak, bu sürece iliþkin bazý duygularýmý ve düþüncelerimi belirtmeye çalýþacaðým.

BDP’nin, PKK’nin, barýþ konusunda çok talepkâr olmasý, barýþý sýk sýk dile getirmesi, bende her zaman bir tebessüm yaratmaktadýr. Kendi içinde barýþý dile getirmeyen, kendi içinde, Kürdler içinde, barýþý hiç aramayan PKK’nin devletle barýþmak için çok yoðun bir çaba içinde olmasý ne kadar anlamlýdýr?

Devletin güvenlik güçleri tarafýndan gerçekleþtirilmiþ üç bine yakýn cinayet vardýr. Aileler sürekli ve kararlý çabalarý sonunda yakýnlarýnýn kemiklerine ulaþabilmiþler, onlar için bir mezar yapabilmiþler.

Yine devletin güvenlik güçleri tarafýndan iþlenmiþ üç bine yakýn cinayet daha var. Aileler bütün çabalarýna, aramalarýna raðmen yakýnlarýnýn kemiklerine bile ulaþamamýþlar.

Bu cinayetlerin zorla kaçýrma-kaybetme sürecinde iþlendiði, iþkenceli sorgularda, gözlerin çýkarýldýðý, kulaklarýn, burunlarýn kesildiði biliniyor.

“Faili meçhul” denen bu cinayetlerle birlikte köylerin yakýldýðý, temel geçim kaynaklarýnýn tahrip edildiði, yüzbinlerce Kürdün, ailenin, yerini yurdunu terke zorlandýðý biliniyor.

BDP/PKK yaþanmýþ bu sürece raðmen devletle barýþmak için yoðun bir çaba sarfediyor. Ama, kendi örgütünden ayrýlmýþ, yollarýný ayýrmýþ Kürdlere karþý her zaman itici davranýyor. Onlara, “hain”,”ajan” þeklinde suçlamalar getiriyor.

PKK’den ayrýlýp, ayrý bir yol izleyen bu kiþiler de siyasal faaliyetlerini sürdürüyor. Çeþitli olaylara iliþkin düþüncelerini açýklýyorlar. Bu yazýlarda, örneðin, PKK’ye karþý bir düþmanlýðýn dile getirilmediði de hemen fark ediliyor.

Buna raðmen, PKK bu kiþilere karþý her zaman düþmanca bir tutum izlemektedir. Bu yetmiyormuþ gibi, Qendil’deki PKK yöneticileri, PKK’den yollarýný ayýrmýþ bu kiþilere zaman zaman suikastler de düzenliyor. 24 Aðustos 2013'de, Güney Kürdistan’da Qoysancak’da, Partiya Welatparêzên Kürdistanê üyelerine düzenlenen suikast giriþimi üzerinde durulmasý gereken bir olgudur. Suikast giriþiminde bulunanlar suçüstü yakalanmýþtýr. Barýþýn konuþulduðu, talep edildiði, Kürdistan Ulusal Kongresi toplama hazýrlýklarýnýn devam ettiði bu ortamda böyle bir suikast planý yapýlmasý çok þaþýrtýcý bir geliþme oluyor. Kürd aydýnlarý tarafýndan imzalanan “Kürd Aydýnlarý tarafýnda Mesut Barzani’ye Mektup” bu bakýmdan dikkat çekici bir metindir. (www.kurdistanaktuel 6.9.2013) Bu mektupta aydýnlar, Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Kürdistan Baþkaný Mesut Barzani’den, Partiya Welatparêzên Kürdistanê üyelerinin can güvenliklerinin saðlanmasýný istiyorlar.

Dünyada birçok ulusal ve toplumsal kurtuluþ mücadelesi yürüten örgüt var. Bu örgütlerden ayrýlýp siyasete farklý yapýlarda devam edenler de var. Fakat, kanýmca bu örgütlerin hiçbirinde, PKK’de olduðu gibi, ayrýlanlar için, “ajan”, “hain” tipi suçlamalar yapýlmýyor. Örgütlerde ayrýlanlara þu veya bu þekilde maddi yardýmlar da yapýlýyor.

PKK’den, çeþitli nedenlerle ayrýlanlarýn PKK’deki yaþantýlarýna baktýðýmýz zaman mücadeleye büyük katkýlar saðladýklarý, mücadeleye büyük emek verdikleri görülmektedir. Bu kiþilerin önemli bir kýsmý farklý alanlarda mücadeleyi sürdürmektedir. Ama, büyük sýkýntýlarla karþý karþýya olduklarý da bellidir. 30 yýllýk mücadelenin büyük kýsmýnda bu kiþilerin emeði göz ardý edilemez.

Bu mücadelenin çok zor bir mücadele olduðu biliniyor. Mücadele toplumsal bakýmdan tahribat da yaratýyor. Aileler mekanda parçalanýyor, çocuklar travmalar içinde büyüyor. Ailenin geçimini temin etmek, çocuklar için iyi bir eðitim saðlamak çok önemli bir meþgale oluyor.

Bu sýkýntýlarla boðuþan arkadaþlarýn baþýndan þöyle olaylar geçiyor. Çoðu zaman küçük bir dükkan açýlýyor. Ama kýsa bir süre sonra dükkanlar kapatýlýyor. PKK’liler, “hain”, “ajan”… diye bu dükkanlardan alýþ-veriþ yapmýyorlar. PKK dýþýndaki Kürdler de “bu PKK’lidir” diye o dükkana uðramýyor. Türkler de “bu Kürd'dür” diye o dükkana gitmiyor. Bu mücadelede toplumsal dayanýþma da önemli deðil midir? Kürdler arasýnda toplumsal dayanýþma neden geliþmiyor?

PKK/BDP bunlarý kazanç mý sayýyor, baþarý mý sanýyor? Bunlarýn bir bütün olarak Kürdleri zayýf kýldýðý çok açýktýr.

Devletle barýþ yapabilmek için yoðun bir çaba içinde olan, hatta bazen yalvar-yakar bir üslup bir söylem geliþtiren PKK/BDP’nin, kendinden ayrýlan gruplarla barýþý düþünememesi ilgi çekici bir durumudur. Halbuki Kürdleri güçlendiren, Kürdler arasýnda gerçekleþecek barýþtýr.

PKK/BDP’nin, Türk soluyla, iþbirliði geliþtirerek barýþý aramaya çalýþmasý olumlu bir durumdur. Ama, Kürdlerle, kendinden ayrýlan gruplarla barýþý oluþturamýyorsa, Türk soluyla geliþtirilen iþbirliðinin ciddi bir deðeri yoktur. Kürdleri, devlet-hükümet karþýsýnda güçlü kýlacak olan Kürdler arasýnda gerçekleþecek barýþ ortamýdýr.

Düþünelim ki, Kürd/Kürdistan sorunu her þeyden önce bir duruþ sorunudur. Saðlýklý, saðlam bir duruþ, “onlar kaç kiþiler ki…” küçümsemesinden çok daha belirleyicidir. Eðer, saðlam bir duruþunuz yoksa, çok büyük kalabalýklarý hareket ettirmeniz ciddi bir sonuç yaratmaz. Bu bakýmdan bugünlerde, “Komeleya Tevgera Ciwanên Kurdistanê” yöneticilerinin tavrý bilince çýkarýlmasý gereken bir tavýrdýr. “Biz Kürdistan ismini deðiþtirmeyeceðiz, siz yasalarýnýzý deðiþtirin” tavrý… Bu tavýrda kararlý olmak. Kürd/Kürdistan sorununu esas ilerleten bu tutumlardýr. Bu tutum Kürd/Kürdistan sorununun saðlýklý bir þekilde algýlanmasýna da hizmet etmektedir. Sorunun esasýna dikkat çekmeden, çözüm konusunda öneriler geliþtirmek de olumlu bir tutum deðildir.

PKK/BDP’nin böylesine çaba sarfetmesi, bazen yalvar-yakar bir tutum izlemesine raðmen, hükümetin, Kürdleri muhatap kabul ettiði, bu taleplere olumlu cevap verdiði de söylenemez. Örneðin, BDP heyetý Ýmralý’ya, Abdullah Öcalan’a gidip geliyorlar. Baþbakan bir defa bile, BDP heyetini dinleme, izlenimlerini, düþüncelerini alma gereðini duymamýþtýr.Devletin-hükümetin Abdullah Öcalan’la konuþmasý, Kürdleri, BDP’yi muhatap aldýðý anlamýna gelmemektedir. Baþbakan, Recep Tayyip Erdoðan, hala “anadilinde eðitim olmayacak hükümetin gündeminde böyle bir konu yoktur” diyebilmektedir. “Komeleya Tevgera Ciwanên Kurdistanê” deki Kürdistan isminin kabul edilmemesi süreç hakkýnda önemli bir fikir vermektedir. Abdullah Öcalan ise, Aðustos 2013 ortalarýnda, kendisini ziyaret eden BDP heyetine, “devletle görüþmelerim sürüyor” demektedir. Bu konuþmalarýn içeriði açýklanmamaktadýr.

Emekli yargýç Ümit Kardaþ, 27 Aðustos 2013 tarihli ve 31 Aðustos 2013 tarihli Taraf gazetelerinde, “Dünyada Bir Gezegen Türkiye” baþlýklý yazýlarýnda çeþitli devletlerin anayasalarýnda anadilinde eðitimin nasýl düzenlendiðine dair belirlemeler yapmaktadýr. Ýran-Ýslam Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti, Hindistan, Güney Afrika, Azerbaycan, Kazakistan, Ukrayna, Slovakya, Brezilya, Kolombiya, Gürcistan, Malezya dile getirilen devletler arasýndadýr. Bütün bu devletlerde, anadilinde eðitim konusunda bazý olumlu düzenlemeler vardýr. Þunca mücadeleye raðmen, hükümetin, bu konuda hala redde, inkara dayalý bir tutum içinde olmasý üzerinde durulmasý gereken bir olaydýr. Bu olgu, resmi ideolojinin özenle incelenmesi gerektiðini anlatmaktadýr. Askeri vesayete dayalý sistemde de, askeri vesayetin bir zamanlar baský altýnda tuttuðu dinsel- muhafazakar bir anlayýþa sahip hükümette de Kürd/Kürdistan sorununa iliþkin temel politikalar hiç deðiþmiyor. Bu sürecin de bilincine ulaþmak gereklidir.

Devlet-hükümet karþýsýnda güç oluþturmanýn en önemli yolu, Kürd kimliðine, kararlý, güçlü bir þekilde sahip çýkmaktýr. Kürdçeye verilen önem artmalý, yaygýnlaþmalýdýr. “Seçmeli dersler” elbette çözüm deðildir. Ama, þu aþamada, seçimlik Kürdçe derslerine talebin artmasý, yaygýnlaþtýrýlmasý önemlidir. Okulda, anadilinde eðitim için talepkar olmak, bu talebi durmadan arttýrmak, geniþletmek önemli olmalýdýr ama, evde bu sürecin geliþtirilmesi de ihmal edilmemelidir. Her ev bir okul olmalýdýr. Kürdler arasýnda barýþý gerçekleþtirmeye çalýþmak da önemlidir. Barýþ konusunda, sürekli olarak, devletten hükümetten talepkâr olmak yerine, Kürdler arasýnda barýþ ortamý oluþturmak daha önemli olmalýdýr. “Kürdler arasýnda birlik”e deðil, Kürdler arasýnda oluþturulacak barýþa vurgu yapmak daha önemlidir. Kürdler arasýnda barýþ yoksa birlik zaten.


Ýsmail BEÞÝKÇÝ

11.09.2013


 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.