SUİKAST
22 Mayıs 2018 02:32 / 1156 kez okundu!
Çok şükür Erdoğan Bosna'dan sağ salim ve başı dik olarak döndü. Binlerce gurbetçi, suikast söylentilerine rağmen Erdoğan'ı dinlemeye koşarak geldi. Böylece Bosna suikastı söylentileri de boşa çıktı. Bütün bu suikast girişimlerinin arkasında en başta CIA olmak üzere gizli servisler vardır. FETÖ bu işin aparatıdır. Erdoğan bunların Haşhaşi olduğunu boşuna söylemedi.
*****
SUİKAST
Tarih suikast girişimleri ve 'işinin ehli' suikastçılarla doludur. Öyle ki özel suikast timleri yetiştirilmiştir. İşin ilginci hiç bir suikast, istenen neticeyi vermez. İşler döner dolaşır yine tarihsel rayına oturur. Buna rağmen suikasttan medet umanlar yine de vazgeçmez.
Tarihten ilk aklıma gelen ünlü suikastlardan bazıları Jül Sezara, John F. Kennedy'ye, Olof Palme'e yapılanlar. Sezar cinayeti Roma'da cumhuriyetin sonunu hazırladı. Güya diktatör Sezar'ı ortadan kaldırmak için planlanmıştı. Roma cumhuriyeti de zaten zamanını doldurmuştu. Sezar'dan sonra Roma kaosa sürüklendi. Kennedy ve Palme suikastlarının neyi değiştirdiğini ise kafamda hiç netleştiremedim.
Tarihten bildiğim iki önemli suikast örgütü Rus Narodnikleri ve Haşhaşilerdir. Narodniklerin siyasi yaşamı Çar öldürme planları yapmak ve bunları uygulamaya çalışmakla geçti. Haşhaşilere gelince, onlar, batı dillerindeki suikastçı teriminin karşılığı olan 'assassin' terimini literatüre katmışlardır. Sayısız suikast düzenlediler. Yine de tarih olmaktan kurtulamadılar.
Suikast kelimesi Erdoğan'ın Bosna ziyareti nedeniyle bir kez daha gündeme geldi. Erdoğan'a bu güne kadar sayısız suikast girişimi planlandı. Ama MİT, bunları bir bir deşifre edip önlemini alarak etkisizleştirdi. Bunların hemen hiç biri kamuoyuna yansımış değil. Erdoğan, Fidel Castro'dan sonra en çok suikast yapılmaya çalışılan liderdir. Bakmayın siz, ortalıkta 'demokratım' diye dolananların pek çoğu böyle bir olay gerçekleşsin diye içinden geçirmektedir. Muhalif kitlelere, boşuna 'Erdoğan nefreti' enjekte edilmiyor. İşi o kadar ileriye götürdüler ki, batı televizyonlarındaki bir kaç programda 'Erdoğan'ı öldürmekten başka çare kalmadığını' defalarca ifade ettiler. Yapılan kitle gösterilerinde 'Kill Erdoğan' pankartları açtılar. Hatta Almanya'da 'Erdoğan'ı öldürme ödülü' olarak otomobil bile koydular ortaya.
Çok şükür Erdoğan Bosna'dan sağ salim ve başı dik olarak döndü. Binlerce gurbetçi, suikast söylentilerine rağmen Erdoğan'ı dinlemeye koşarak geldi. Böylece Bosna suikastı söylentileri de boşa çıktı. Bütün bu suikast girişimlerinin arkasında en başta CIA olmak üzere gizli servisler vardır. FETÖ bu işin aparatıdır. Erdoğan bunların Haşhaşi olduğunu boşuna söylemedi.
1977 1 Mayıs katliamı yaşanmış, kitleler sokak gösterilerine katılmaktan korkar hale getirilmişti. Bundan yaklaşık bir ay sonra Bülent Ecevit yine Taksimde bir miting yapacaktı. O zamanlar CHP, 'devlet partisi' özelliğinden uzaklaşıp halka yakın bir pozisyon almıştı. Ecevit'in halk nazarında popülaritesi vardı. Bu, ülkemizin üzerine bir heyula gibi çökmüş 'üst akıl'ın hoşuna giden bir şey değildi.
O zamanın başbakanı Süleyman Demirel, 'Taksim mitinginden vazgeç, sana suikast yapılacak' diye Ecevit'e haber salıyor. Ecevit bunu TV'den deşifre etti. 'Ben orada olacağım, başka kimse gelmesin' diye meydan okudu. O mitingde ben de vardım. 500 bin kişinin katıldığı konuşulmuştu. Cumhuriyet tarihinin o güne kadar gördüğü en kalabalık, en görkemli mitingdi. Bu durumu hazmedemeyen herkes kopup gelmişti. Tabi suikastçılar sahne almaya cesaret edemediler.
Bu yüzden Demirel'e hep kızmıştık. 'Senin görevin o mitingin güvenliğini sağlamak, suikastçıları yakalamak' diye düşünmüştük. Doğrusu düz bakıldığında öyle görünüyor. Ama derin devletin ve üst akılın ne olduğu, kimleri nasıl baskı altında tutabildiği hakkında bu günkü kadar netleşmemişti toplum bilinci. Aslında Demirel çok faydalı bir iş yapmış, Ecevit de bu pası çok iyi değerlendirmişti.
O günlerden bu günlere geldik. 15 Temmuzu yaşadık. Onlar hala aynı yerdeler. Ama toplum artık oralarda değil. Kendi kaderini eline almaya karar vermiş bir kere. Liderine suikast, darbe filan vız geliyor.
Firuz TÜRKER
22.05.2018
