Üst akıl Kılıçdaroğlu'nun çapsızlığından bıkmıştır. CHP kitlesinin bir kısmı gerçeklere uyanmaya başlamıştır. Bu yüzden yeni bir hipnoza ihtiyaç oluşmuştur. Zamanında Kılıçdaroğlu'nun eline yalan yanlış belgeler tutuşturup yıldızının parlamasını sağlayanlar şimdi de İnce'ye; 'sen git cumhurbaşkanı adayı ol, iyi bir performans yakalarsan tabanın gözüne girersin, ondan sonra da muhalefet bayrağı aç, biz arkandayız, CHP'de bu değişime ihtiyaç var, bunu gerçekleştirelim' mi demişlerdir? Bunu Amerika'dan aradıkları zaman telefonda mı söylemişlerdir? Yoksa Erdoğan, Fethullah Gülen'e gittiğinde yanında olan şahıs eliyle mi iletmişlerdir.

 

****

 

MUHARREM İNCE YENİ PROJE Mİ?

 

Doğrusu Muharrem İnce konusunda kafamda çok net bir resim yok. Bir yandan çok kemiksiz bir seçim kampanyası yapmış olması, diğer yandan seçim sonucunda takındığı 'mert' görünümlü tutum arasında gidip gelmekteyim. Bakıyorsun Kılıçdaroğlu'na; kuyruğu dik tutmak adına 'seçimin tek kaybedeni AK Parti'dir' gibisinden akıllara ziyan bir açıklama yapıyor. Muharrem İnce ise 'adam'ın kazandığını kabul ediyor. Üstelik bu yüzden neredeyse lince maruz kalıyor. Sonra çark edip, bence ortaya ülkemizde çok ender görülen bir siyasi centilmenlik örneği koymuşken ve siyasi yumuşamaya büyük katkı yapacakken, bunun kazara olduğunu, sebebinin de samimi sandığı İsmail Küçükkaya'nın samimiyeti suistimal ettiği yollu tavrı alıyor.

Dahası; FETÖ eliyle uygulanan CIA'in algı operasyonları ile beyni iğdiş edilmiş CHP kitlesinin önemli bir bölümünün artık halüsinasyonlar görmeye başlamış olmasını çok doğru bir tıbbi tespitle şizofreni olarak tanımlıyor. Daha sonra kazanan 'adam'ı tebrik ederek bir pozitif adım daha atıyor... Bu işler böyle olmalı. Ama gerilimden medet umanlar, Muharrem İnce'ye kızıyor. Onlar aynı zamanda karşı tarafı 'kamplaştırmakla' suçlayanlardır. Mart kedisi gibiler. Hem bağırıp hem damlarda geziyorlar.

Fakat Muharrem İnce'den yanıtlarını beklediğim bazı sorular var. Önce şu telefonla arayan Amerikalılar; ardından Tayyip Erdoğan'ın Fethullah Gülen'i ziyarete gidip icazet istediği zaman yanında olan şahıs, kim bunlar?

Önce; Sözcü gibi yayınları okuya okuya, Halk TV'den başka survivor bile izlemeyen, halüsinasyonlar görmeye başlamış CHP kitlesinin şizofrenik kesiminin asla anlamayacağı şekilde CHP'nin 'Atatürk'ün partisi' olmaktan çoktan çıkmış; 'üst akıl' tarafından yönetilen bir partiye dönüşmüş olduğunu masaya koyalım. O operasyon aslında Deniz Baykal'a değil, CHP'ye yapılmıştır. Kılıçdaroğlu 'birileri' tarafından oraya getirilmiş, CHP adım adım bir başka mecraya çekilmiş, bu süreç içersinde CHP kitlesi de bir başka 'şeye' dönüştürülmüştür.

Muharrem İnce şimdi bu partide genel başkanlık mücadelesi başlatıyor. Acaba niyeti CHP'yi bu içine düşmüş olduğu durumdan çekip çıkararak doğru düzgün bir muhalefet partisi haline dönüştürmek midir; yoksa 'üst akıla' selam çakarak 'bakın ben daha iyi performans yakaladım, onu alın beni oturtun koltuğa' mı demektedir. Malum; bu günkü CHP'de artık tabanın etkisi sıfırdır. Muharrem İnce genel başkanlık koltuğuna öyle tabanı falan ayaklandırıp zor gelir. Hemen önünü keserler. Muharrem İnce nasıl bu kadar kendinden emin? İmza bile toplamayacağını söylüyor. Peki o zaman sırtını dayadığı yer neresi?

Şimdi geleyim işin komplo teorisi kısmına... Üst akıl Kılıçdaroğlu'nun çapsızlığından bıkmıştır. CHP kitlesinin bir kısmı gerçeklere uyanmaya başlamıştır. Bu yüzden yeni bir hipnoza ihtiyaç oluşmuştur. Zamanında Kılıçdaroğlu'nun eline yalan yanlış belgeler tutuşturup yıldızının parlamasını sağlayanlar şimdi de İnce'ye; 'sen git cumhurbaşkanı adayı ol, iyi bir performans yakalarsan tabanın gözüne girersin, ondan sonra da muhalefet bayrağı aç, biz arkandayız, CHP'de bu değişime ihtiyaç var, bunu gerçekleştirelim' mi demişlerdir? Bunu Amerika'dan aradıkları zaman telefonda mı söylemişlerdir? Yoksa Erdoğan, Fethullah Gülen'e gittiğinde yanında olan şahıs eliyle mi iletmişlerdir.

Doğrusu CHP'nin içindeki olayların normal seyrini izliyor olduğuna bir türlü inanamıyorum. Partinin izlediği politikaların hep FETÖ taktikleri doğrultusunda olması düşündürtüyor bunları bana. Men dakka dukka... Bir zamanlar Deniz Baykal'a olan şimdi de Kılıçdaroğlu'nın başına mı geliyor yoksa...?

 

Firuz TÜRKER

04.07.2018

 

Son Güncelleme Tarihi: 06 Temmuz 2018 16:28

 

Yorumlar
Uyarı
Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız. Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz. Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.