EXPO vaziyetleri - Sýtký Þükürer

11 Þubat 2013 11:57  

 

EXPO vaziyetleri - Sýtký Þükürer

EXPO 2020 oylamasýna 10 aylýk bir süre kaldý. Galiba artýk gerçekçi bir deðerlendirme yapma zamaný geldi.

Bakýnýz, her ne kadar EXPO meselesine Ýzmir kamuoyu etkin bir þekilde dahil edilmemiþse de insanlarýn yüzeysel kanaati odur ki, biz bu defa EXPO’yu kazanacaðýz.
Deðil mi ki EXPO 2015’i, ilk defa müracaat etmemize raðmen Milano’ya kýlpayý kaybettik, bu sefer tecrübeli halimizle rahatlýkla ipi göðüsleriz.
Maalesef kazýn ayaðý öyle deðil gibi gözüküyor.
Zira EXPO 2020 þartlarý bir öncekinden çok daha deðiþik.
Her þeyden önce bu defa yarýþma derin bir ekonomik kriz ortamýnda yapýlmýyor. Yaný sýra aday þehir sayýsý 5 ve her biri birbirinden iddialý.
Dubai daha þimdiden oy verecek delegeleri hediye yaðmuruna tutmaya baþladý bile.
Ayrýca bir hususu belirtmek gerekir.
Beþ aday þehir her biri itibariyle özel müþteriye sahip.
Brezilya Güney Amerika’nýn, Birleþik Arap Emirlikleri Müslüman ülkelerin, Rusya eski Sovyet ülkelerinin, Tayland Güneydoðu Asya ülkelerinin oylarýný alacak gibi gözüküyor.
Bizim doðrudan dayandýðýmýz bir blok yok gibi. Ha, ortalýkta dolaþan efsaneye itibar edeceksek, yurtdýþýndaki ‘Cemaat okullarý’ ve sayýn Baþbakan tüm iþini gücünü býrakýp bu iþi bize kotaracak.
Þüphesiz bu faktörleri yok sayamayýz. Ama sadece bunlara bel baðlamayý takdirlerinize býrakýyorum.
Diyeceksiniz Ýzmir kadrosu çalýþmýyor mu?
O cephe de ayrý bir alem. Sayýn vali adeta tek kiþilik ordu gibi gayret gösteriyor. Ancak Yönlendirme Kurulu dahil Ýzmir STK’larýnýn katký imkaný bulamamaktan þikayetçi olduðunu biliyoruz.
Büyükþehir Belediyesi’nin de motivasyonunun eksik göründüðü aþikar. Sanki meseleyi merkezi hükümete býrakmýþ izlenimi veriyorlar.
Son olarak belirtelim ki, bize en büyük fayda sanki Avrupa ülkelerinden gelecek gibi. Zira 2015 oylamasýnda Avrupa’dan çok ciddi oy çýkmýþtý.
Bizce en önemli mesele ilk turda elenmemek. Biliyorsunuz, sistem en az oy alanýn elenmesi ve kalanlarla tekrar oylama esasýnda göre çalýþýyor.
Hani Dubai veya Rusya elenirse sanki bizim þansýmýz artacak gibi. Bu arada þunu unutmayalým. 2020 Olimpiyatlarý’nýn oylamasý EXPO’dan önce yapýlacak. Þayet Ýstanbul kazanýrsa EXPO Ýzmir þansýmýz çok düþecektir.
Ama her þeye raðmen ben çok ümitli olmadýðýmý tekrar belirtmek istiyorum. Devletin en üst kademelerinin de farklý düþünmediklerini hissediyorum.

ARTIK BAHAR GELSÝN

Hepsi Allah’ýn günleri ama, kim ne derse desin sevmem mümkün deðildir aralýk ve ocak aylarýný.
Günlerin kýsalýðý, havalarýn soðukluðu, iþin gücün azami tempoya ulaþmasý, para kazanmanýn zorluklarý… Hepsi bir arada kendinizi mutlu hissetmeniz için sebeplerinizi azaltýyor.
Tabiat da bilirmiþ gibi o hýnzýr ve acýmasýz yüzünü bu mevsimde fütursuzca gösteriyor. Tüm zayýf halkalarý sanki bir bir ayýklanýyor. Duyduðumuz her vefat haberi, artýk bitsin isyanýna getiriyor hepimizi.
“Þu cemreler” lütfen bir an önce düþün.

DEVLETÝMÝZ ETNÝK KÖR MÜ?

Ulusalcýlar ýsrarla cumhuriyetimizin baþlangýçtan itibaren, ülkedeki dini ve etnik kimliklere ayrýmcý yaklaþmadýklarýný ifade eder.
Deniz Baykal “Devlet etnik kördür” diye tarifler bu anlayýþý.
Resmi söylem, cumhuriyetin “kaynaþmýþ, sýnýfsýz, imtiyazsýz bir toplum” oluþturduðunu iddia etmiþtir.
Bu ülkede yaþayan tüm insanlarý, anladýklarý anlamýyla tek bir potada eritmek için kullandýklarý kapsayýcý kavram Türk’dür.
Türk kavramý bütün alt kimlikleri kavrayan, herhangi bir etnisiteyi ve mezhebi öncelemeyen bir “kültürel kod” þeklinde tanýmlanmýþtýr.
Ancak realite geçmiþten bugüne böyle tecelli etmemiþtir.
Cumhuriyet, bu kimliði itirazsýz kabul eden, Türkçe konuþan ve Sünni mezhebine mensup insanlarý ideolojik tarifinin imtiyazlýsý kýlmýþtýr.
Ýstiklal marþýmýz “kahraman ýrk”a vurgu yapar, Yargýtay’ýmýz azýnlýklarý “yabancý” diye nitelendirir, derin devlet 6-7 Eylül’ü tezgahlar, Türk Dil ve Tarih kurumlarý bu uðurda kendilerini helak eder, Askeriye’de Kürtlerin esasýnda “dað Türk’ü” olduklarý anlatýlýr, cem evleri asla ibadethane deðildir, Etem belki haindir ama mutlaka Çerkez olduðu tarih kitaplarýnda yer alýr. Anayasamýzda Kürdün adý yoktur…
Böylesi yüzlerce, binlerce örnek verilebilir.
Neticede Devletin bu aðýr empozesine karþý çýkmayan, çerçeveyi kabullenen, örtülü bile olsa kendini belli etmemeye çalýþan her farklý kimlik, temkin elden býrakýlmadan, “makbul vatandaþ” statüsüne sahip olabilmiþtir.
Herkesi hizaya sokan bu anlayýþ, oluþturduðu fiili durum sonrasýnda “bizim devletimiz etnik kördür”, diyebilmiþtir.
Þimdi pandora kutusu açýlmýþ gözüküyor. Beklenen, tarihi yanlýþlarýn demokratik olgunlukla tasfiyesi. Ancak maðdur diye bellediklerimizin bazý laflarý da, Sýrrý Sakýk gibileri kastediyorum, hepimizin kanýný donduruyor, moralleri yerle bir ediyor.

Hürriyet, 10.02.2013

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0