ÇATIDAN AKAN YAÐMUR SUYUNU TOPLAMAK BÝLE YASAKLANACAK

18 Mart 2009 16:07  

 

ÇATIDAN AKAN YAÐMUR SUYUNU TOPLAMAK BÝLE YASAKLANACAK

Her ülkede suyun özelleþtirilmesine yönelik adýKimi ülkelerde, sadece para karþýlýðýnda suyun kullanýlabileceðine iliþkin yasalar bile çýkartýldý. Artýk hava durumlarýndan sonra barajlardaki doluluk oranlarýný izler kentliler olduk...

Türkiye’nin ev sahipliði yaptýðý 5. Dünya Su Forumu tepkilerle baþladý. ‘Farklýlýklarýn Suda Yakýnlaþmasý’ olarak belirlenen ve 140 ülke temsilcisinin katýlýmýyla gerçekleþtirilen forumun yapýlma nedeni “küresel ýsýnmayla birlikte tüm dünyada yaþanan su sýkýntýsýna çözüm bulunmasý” olarak açýklanýrken, su hakký savunucularý foruma, “Türkiye’deki su havzalarýnýn ve suyun özelleþtirileceði” gerekçesiyle karþý çýkýyor ve suyun insanlar için bir “hak” olduðunu savunuyor.

‘SU KITLIÐINI KÖRÜKLÜYORLAR’
Çevre Mühendisleri Odasý (ÇMO) Ýstanbul Þube Baþkaný Eylem Tuncaeli “Yeni kâr ve pazar alanlarý artýk suyu da kapsýyor. Su yaþam için vazgeçilmez bir öge olduðu halde dünyada su ve su hizmetlerinin özelleþtirilmesi yönünde yürütülen politikalar yaþamý tehdit ediyor”, Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngör “Su özel firmalara teslim edildiðinde fiyatlar yükseliyor, hizmet kalitesi düþüyor” deðerlendirmesinde bulundu. Araþtýrmacý yazar Gaye Yýlmaz “Akan sularý durdurmak, önüne set çekmek, bir yerlerde hapsetmek ve akan suyun doðal çevrimini engellemek. Sonra da bunu parayla satmak su kýtlýðýný ve dünyadaki çölleþmeni süreci tetikleyecektir” diyor. Bir baþka eleþtiri de Küresel Eylem Grubu (KEG) Sözcüsü Gökþen Þahin’den geldi: “Herhangi bir þirketin su hakký üzerinde ‘hak’ iddia etmesi ve bunu para karþýlýðýnda satýyor olmasý kabul edilemez.”

***
Tanýk: Ankaralý bunlarý savunduklarýný çok iyi biliyor
CHP Çankaya Belediye Baþkan adayý Bülent Tanýk, Ýstanbul’da bugün baþlayan Dünya Su Forumu’na karþý oluþturulan Alternatif Su Forumu’na destek verdi. Tanýk, Suyun küresel piyasa faktörleri tarafýndan ekonomik bir mal olarak tanýmlanmasýnýn insan haklarý ile baðdaþmadýðýný vurguladý.
Dünya Su Konseyi’nin, düzenledikleri forumlarla Türkiye’deki tüm sularýn özelleþtirilmesini amaçladýðýna dikkati çeken Tanýk, “Forumdaki politikacýlarýn savunduklarýnýn en acý örneklerini Ankara’da yaþadýk. Ankara’da su fiyatlarý hýzla arttý, halkýn su ihtiyacý arýtýlmamýþ Kýzýlýrmak suyu ile temin yoluna gidildi. Bu yetmiyormuþ gibi bir de kirli suya zam yapýldý. Beceriksiz yönetim sonucu su þebeke borularý patladý, halk saðlýðý tehdit edildi, sorununun çözümü ise takdir-i ilahiye havale edildi” diye konuþtu. Fuat Uzan Ankara

***
Su, özel þirketlere kalýnca dertler daha da artacak. Liberal politikacýlar iþte bunu savunuyor
Son yýllarda su ticari bir mal haline getirtilerek suya olan eriþim kýsýtlandýrýlmaya çalýþýlýyor. Üstelik suyu sadece þiþe içerisine koyup satmak ile ticarileþtirme gerçekleþtirilmiyor. Su için para istenmeyip hizmetine bedel istenebilir. Türkiye’de kentsel su daðýtýmý hizmetlerinin taþeronlaþtýrýlmasý ile ilgili projeler yapýlýyor. Bu projenin gerçekleþtiði yer olarak Antalya’yý gösterebiliriz. Buradaki firma su hizmetine yüzde 34 zam istediði için ve bu karþýlanamadýðý için iþi býraktý ve konu uluslararasý tahkime gitti.

SUYU ÖZELLÝÞTÝRMEK KITLIÐI GETÝRÝR
Dünyada yaþanan örneklere baktýðýmýzda ise özellikle Güney Amerika’da suyun daðýtýmýnýn özelleþtirilmesini ele alabiliriz. Burada yaðmur sonrasý çatýlardan akan suyun insanlar tarafýndan toplanmasý bile yasaklandý ve sadece para karþýlýðýnda suyun kullanýlabileceði þeklinde yasalar çýkartýldý. Su, özel firmalara teslim edildiðinde fiyatlar yükseliyor, hizmet kalitesi düþüyor. Para ödeyemeyen abonelerin abonelikleri hemen kesiliyor.
Dünya Su Forumu suyun bir insan hakký olduðunu ve herkese eriþim hakkýnýn saðlanmasý gerektiðini söylüyor. Ama su ticarileþmemelidir, kamu hizmeti olmamalýdýr demiyor. Çünkü dünya su formunu bankalar, inþaat firmalarý hükümetler, finans kuruluþlarý düzenliyor. Forum dünyadaki su ile ilgili gündeme gelen sorununu çözmek için deðil su pazarýný düzenlemek için kurulan bir kuruldur.
Suyun fiyatlandýrýlmasýnýn önünü açmak için de kýtlýðý gerekçe gösteriyorlar. Kýtlýða neden olarak da bulaþýk makinesi kullanýlmamasý, diþlerin fýrçalanýrken musluðun açýk býrakýlmasý gibi örnekleri sýralýyorlar. Böylece suyu pahalaþtýrýrsak insanlar suyu daha tutumlu tüketir þeklinde bir öngörüleri var. Ancak bu istatistiklere uymuyor çünkü dünyanýn toplamýnda tüketilen suyun yüzde 75’i tarýmda kullanýlýyor. Sadece yüzde 10’u kentlerde tüketiliyor. Bu nedenle hiçbir þekilde suyun özelleþtirilmesi kabul edilemez. Formu düzenleyenlerin temiz suya eriþim hakký umurlarýnda deðil, gözleri sadece parada.

***
Su kýtlýðý, suyu parayla satmak için bahane

Su yaþam için vazgeçilmez bir öge olduðu halde dünyada su ve su hizmetlerinin özelleþtirilmesi yönünde yürütülen politikalar yaþamý tehdit ediyor. Yeni kâr ve pazar alanlarý artýk ne yazýk ki hava ve su gibi yaþamsal deðerlerimiz olmaya baþladý. Bünyesinde Çok Uluslu Þirketleri (ÇUÞ) ve büyük yatýrým bankalarýný barýndýran Dünya Su Forumu ile asýl amaçlanan diðer ülkelerde olduðu gibi Türkiye’de de suyun ticari bir metaya dönüþtürülmesidir.
Bu noktada Ýller Bankasý ve Devlet Su Ýþleri Genel Müdürlüðü gibi kurumlarý iþlevsizleþtirmeye, belediyeleri dýþ kaynaklý yüksek ölçekli kredilerle uzun vadeli borçlandýrmaya, akarsularýmýzý bile özelleþtirmeye yönelik politikalar birer birer hayata geçirilmeye çalýþýlýyor. Dünya Su Konseyi, su kýtlýðýnýn tüm insanlýðýn ortak sorunu olduðu varsayýmýndan hareketle su kaynaklarýnýn serbest kullaným ve ticaretini savunuyor. Bu suyun sermaye tarafýndan küresel düzeyde kontrol altýna alýnmasý için izlenen politikalar, suyu kamusal bir hizmet olmaktan çýkartýlarak, suyun kaynaktan temini iþlenmesi, iletimi, arýtýmý hizmetlerinin serbest piyasa koþullarýnda yapýlmasýnýn önü açýlýyor. Her ülkede suyun özelleþtirilmesine yönelik adýmlar ayný. Önce susuzluk dillendiriliyor bu þekilde su kýtlýðýnýn yaþandýðý insanlarýn beynine yerleþtiriliyor. Artýk hava durumlarýndan sonra barajlardaki suyun doluluk oranlarýný izler bir kentli olduk. Diðer yandan dünya nüfusunun sadece yüzde 5’i suyunu, uluslararasý su tekellerinden ya da þirketlerden alýrken, yine de bu þirketlerin yýllýk gelirleri dünya petrol ticaretinin yýllýk gelirinin yarýsýna ulaþmýþ durumdadýr. Sadece bu potansiyel bile suya ulaþma hakkýnýn nasýl bir tehdit altýnda olduðunu göstermek için yeterlidir. Öte taraftan dar gelirli hane halkýnýn ödeyemediði su faturalarý ile yoksulluk ve alt yapý yetersizlikleri ve kamusal bir görev olan su hizmetlerinin (içme ve kullanma suyu, kanalizasyon) özel sektöre devredilmesiyle ortaya çýkan yoksunluk insanlarýn suya eriþimini engelleyen önemli sorunlardýr.

***
TÜSÝAD ve devlet, su pazarý için bir arada

Dünya Su Forumu, Dünya Su Konseyi tarafýndan kurulmuþ bir kurumdur. Konseyin kuruluþunu öngören ve ciddi anlamda sponsoru olan kurum Birleþmiþ Milletler’dir ve bu kuruma da 1972’de ‘Uluslararasý Su Kaynaklarý Birliði’ adlý yönetiþim yapýsý konseyin kurulmasý önerisinde bulunmuþtur. 1972 yýlý krizin en derin yaþandýðý yýl olmasý bakýmýndan önemlidir. Dolayýsýyla sistemin krize girmesiyle dünya ölçeðinde su kaynaklarýnýn metalaþmasý yönünde ilk önemli adýmlarýn atýlmasý ayný tarihlere denk düþüyor. 

Herkes bildiri daðýtýrken þunu soruyor: “Zaten su ticari deðil mi? Faturasý var. Biz para ödüyoruz, fark ne diye soruyorlar?” Oysa özelleþtirme ile fatura ödeme çok farklý bir durum. Ticarileþme dediðimiz anda yeraltýnda ve yerüstündeki bütün su kaynaklarýnýn depolanmýþ, ölçülebilir miktarlar haline gelmesinden söz ediyoruz. Çünkü suyun piyasalaþtýðý anda suyun talebi olduðu gibi arzýnýn da ölçülebilir stoklanmýþ, depolanmýþ olmasý lazým. 

Fiyatta piyasaya göre oluþacaðý için kendi kendine akan bir nehirde de böyle bir þey söz konusu olamayacaðý için önce su kaynaklarýnýn envanterinin çýkartýlmasý gerekiyor. Ancak envanter tek baþýna yetmiyor. Su kaynaklarý, özellikle akan kýsmý depolanmalý, stoklanmalý ve rezerve edilmeli. Bunun tüm dünya açýsýndan anlamý ise þu; Akan sularý durdurmak, önüne set çekmek, bir yerlerde hapsetmek ve akan suyun doðal çevrimini engellemek. Bu ise su kýtlýðýný ve elbette dünyadaki çölleþmeni süreci çok daha hýzlandýran bir etkendir. Ýroniktir aslýnda su kýtlýðýna çare olarak suyun ticarileþtirilmesini öneriyorlar, ama tam da tersi önerilen bu yöntem su kýtlýðýný çok daha derinleþtirecektir. 

Dünyada toplam suyun sadece yüzde 2,5’i temiz sudur. Bu suyun sadece yüzde 1’ine insanlar ulaþabiliyor. Bu nedenle yüzde 1’i arttýrma þansý yok. Suyun özelleþtirilmesi yasalaþtýðý anda çok fazla miktarlarda su tüketimi olacaktýr. Bu da su kýtlýðýný giderek arttýracak, dolayýsýyla su fiyatlarý piyasada çok hýzlý bir þekilde yükselecek. Bunun örneklerini dünyada görüyoruz. Ýngiltere’de su ticarileþtirildiði anda yüzde 450 artmýþtý fiyatlar. Gana’da suyun ticarileþtirilmesinin ardýndan bir aylýk su faturasý bedeli ortalama bir iþçinin aldýðý maaþýnýn yarýsýna eþit hale gelmiþti. Dolayýsýyla bu Türkiye’de de aynen yaþanacak. Kapitalist devletlerde esas olarak hangi sýnýf güçlüyse onun çýkarlarý temsil edilir. Bütün dünyada da þu anda sermaye sýnýfý güçlü ve bu sýnýf suyun ticaretleþmesini istiyor. 

TÜSÝAD Dünya Su Forumu ile ortak atölyeler düzenliyor örneðin ve Türkiye’de ticarileþtirmenin “Yap-Ýþlet-Devret” modeli olmasýný öngörüyorlar. Bunun yanýsýra ‘kamu iþbirliði’ adý verdikleri farklý devletlerin Devlet Su Ýþletmeleri’nin (DSÝ) ortak çalýþmasý söz konusudur. Almanya’daki DSÝ ile Türkiye’deki DSÝ kendi kaynaklarýný ve su þebeke sistemlerini dünya ölçeðinde pazarlayacaklarý þekilde iþbirliði yapýyorlar. Almanya’nýn devlet su iþletmesi bu konuda çok deneyimli ve bu deneyimlerini bizim gibi ülkelere aktarýyor. Bunu da bir ortaklýk projesi üzerinden yapýyor. Ýkili bir strateji izleniyor ve birlikte dünya pazarýna çýkýp sularý birlikte pazarlýyorlar.

***
1400 þirket baraj için baþvurdu bile

Türkiye’de gerçekleþtirilecek su forumu hakkýnda diðer ülkelerde yapýlan formlardan feyz alarak konuþacak olursak eðer 2006 yýlýnda Meksika’da yaþanan süreçle Türkiye’de yaþanan sürecin birbirine çok benzediðini görebiliriz. Meksika’da da bu forum düzenlenmeden önce suyun özelleþtirilmesi gerektiði konuþulmaya baþlanmýþtý. Ve forum bittikten sonra suyun özelleþtirilme süreci burada hýzlandý.

50 MÝLYARLIK PAZAR
Türkiye’deki yetkililer ise birinci dereceden suyun özelleþtirilemeyeceðini ancak baraj yatýrýmlarý ve þebeke aðý üzerinden özelleþtirilmesinde 50 milyarlýk pazar payý bulunduðunu dile getirdiler. Zaten þirketlere baktýðýmýzda birçoðunun geçmiþinde baraj inþaatýyla ilgilendikleri görülüyor. 

Dünya Su Forumu’nun 5’incisinin Ýstanbul’da düzenlenme nedeni de Ilýsu Barajý gibi bitirilmesi tehlikeye giren barajlar için fon bulmaya çalýþýlmasýdýr. 

Türkiye’de þu anda 1400’e yakýn þirketin baraj yapýmý için baþvurusu var. Devlet Su Ýþleri’nde yanlýþ hatýrlamýyorsam 630’a yakýn baraj projesi bulunuyor. 2020 yýlýna kadar 40 milyar dolarlýk baraj yapýmý alaný açacaðýmýz belirtiliyor. Bu sayede enerji üretimi olacak ancak çevreye verilecek zarar ne olacak? 

Liberal politikalarla birlikte birçok þey özelleþtirildi ancak suyun özelleþtirilmesi her þeyden farklý bir durum. Çünkü su kamusal bir maldýr. Herhangi bir þirketin su hakký üzerinde hak iddia etmesi ve bunu para karþýlýðýnda satýyor olmasý kabul edilemez. Su ayrýca yaþamsal bir haktýr. 

Dolayýsýyla bir insanýn yaþamasý için gerekli bir maddeyi þirkte satarsanýz insanlarýn yaþam hakkýný þirketlere devretmiþ olursunuz. Karadeniz’de sadece bir ýrmak zerinde 50 barajýn inþa edilmesi planlanýyor. 

Dicle Nehri üzerine yapýlacak Ilýsu Barajý Projesi ise 313 km2’yi sular altýnda býrakacak. Bu da Hasankeyf’in yok olmasý anlamýna geliyor. Avrupa ve Türkiye’den önerilen baraj yapýmý ile ilgili projeler ise forum tarafýndan reddedildi. 

16.03.2009
Birgün

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0