Gupse Özay, Kazdağları ve Bergama gerçeği - Fuat Uğur
16 Ağustos 2019 13:18
Hakikaten fotoğrafı görünce insanın yüreği daralıyor.
Kusura bakmayın, o alanda 13 bin 500 ağaç kesildiği savını inandırıcı bulamadım. Yerine 14 bin fidan dikildiyse o zaman böyle bir görüntü olmaması gerekirdi. Belli ki 100 bini aşkın ağaç kesilmiş Kanadalı altın madeni firması tarafından.
Üç gün önce binlerce kişi protesto için oradaydı. AK Parti Çanakkale Milletvekili Bülent Turan maden izninin 2001 yılında çıktığını (AK Parti ortada yok), maden sahasının Kazdağılarına 40 kilometre uzaklıktaki Kirazlı mevkiinde olduğunu içeren çeşitli bilgileri paylaştı ama bu çok geç kalmış açıklamalar ortadaki gürültüye kurban gitti. AK Parti hükûmeti her zamanki gibi kriz yönetiminde gecikti. Kanada firması ise sırra kadem bastı. Sanki bu açıklamayı yapmak hükümetin boynunun borcuymuş gibi. Duyduğuma göre bir basın toplantısı yapacaklarmış. Yapmasalar da olur artık.
Ben yine de “Kazdağları hikâyesine” biraz temkinli yaklaşıyorum.
Çünkü Bergama’dan şerbetliyim. Bunu da bana sinema oyuncusu ve senarist Gupse Özay hatırlattı. Meğer “direnişçi” Bergama köylülerinin avukatı olan Senih Özay, onun babasıymış.
Gupse Özay İnstagram hesabında Kazdağları'ndaki ağaç kesimine tepki göstererek, Bergama’yı ve babası Senih Özay’ın o köylülerin avukatı olarak neler yaptığını anlatıyor.
Hatırlamamak mümkün mü?
Bergama köylülerinin direnişi müthiş bir organizasyondu ve hepimiz çok heyecanlanmıştık o dönem. Boğaziçi köprüsünden bile yürümeyi başarmışlardı çizgili pijamalı asteriksler (vefat etti) ve belden yukarısı çıplak köylüler, Ege şalvarlı köylü kadınları. Yeni Yüzyıl gazetesinde haber müdürüydüm ve heyecanımı gazeteye de yansıtmak istiyordum doğal olarak ama Genel Yayın Yönetmenim rahmetli Okay Gönensin bana “Oğlum anlamıyor musun, işin içinde iş var. Birileri altın madeni çıkarmamızı istemiyor. Bu köylüler kendi kendilerine bu eylemi yapabilir mi?” diye çıkışıp duruyordu.
Solculuğum, çevreciliğim had safhadaydı ve sinirimi bozuyordu Okay Abi.
Sonrasında neler neler ortaya çıktı? Anlaşıldı ki “çevreci” sivil toplum kuruluşlarını, Bergama köylülerini ve onların arkasındaki avukatları “Çevreci hissiyatla” Türkiye’deki Alman vakıfları destekliyormuş. Hem maddi hem de “manevi” olarak.
Türkiye o zaman büyük kısmı Almanya’dan olmak üzere yılda 200 ton altın ithal etmekte. Bergama’dan altın çıkarılması, Türkiye’nin Almanya’dan ithal ettiği altında yüz milyonlarca dolarlık bir azalma demek. Almanya meseleye ta Ocak 1990’da dikkat çekmiş. Ülkenin İktisadi İş Birliği ve Kalkınma Bakanlığı tarafından yayımlanan “Türkiye’de Altın Konsepti” başlıklı raporda bu ilginin sebebi net biçimde açıklanmıştı:
“Eurogold şirketince Bergama-Ovacık’ta bulunduğu açıklanan altın yatağı Almanya açısından göz ardı edilmemesi gereken çok önemli bir gelişme olarak algılanmalıdır.”
İşte bu gerçeği tüm çıplaklığıyla göz önüne seren de Alman vakıflarını mahkeme önüne çıkarmayı başaran Ankara Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’ndan başkası değildi.
Hablemitoğlu, Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası adlı kitabında açık açık şöyle demekteydi:
“Bergama’da altın aranmasına direnen bazı köylüler ve onlara destek çıkan sözde çevreciler aslında bir Alman komplosunun parçasıdır. Elinde ciddi bir rezervi bulunan Almanya rekabet kaygısıyla Türkiye gibi zengin rezervlere sahip ülkelerin altın çıkarmasını istememektedir. Alman vakıfları yöre insanını örgütlemiş, çevrecilik kisvesiyle Türkiye’nin altın üretmesini engellemektedir.”
Necip Hablemitoğlu, Bergama komplosu ile ilgili Alman vakıflarının duruşmaya çıkarılmasından tam sekiz gün önce bir suikasta kurban gitti ve katledildi Gupse Hanım.
Babanıza bir sorun “Neden?” diye.
Bu davayı açan Başsavcı Nuh Mete Yüksel’e de o zaman Hürriyet’in manşete taşıdığı ve şimdi FETÖ tarafından yapıldığını öğrendiğimiz bir itibar suikastı tezgâhlandı ve savcılık hayatı sonlandırıldı.
Necip Hablemitoğlu cinayetinin failleri kimdi peki?
Bingo! Tabii ki FETÖ.
Bunu da geçtiğimiz yıl FETÖ’cü polis şefi Akın Güneri’nin Hablemitoğlu suikastıyla ilgili delilleri kararttığı ortaya çıktığında anladık. (*)
Yıllar süren direnişin ardından Bergama’daki Ovacık altın madeni kapatıldı ve sonra yeniden açıldı. Açıldıktan sonra neden hiçbir direnişle karşılaşılmadı? Sorunun cevapları belli…
1- Alman vakıflarının çevreci görünen ajanları ortadan kaybolmuştu. Para akışı kesilmişti.
2- Şimdi İngiltere’de firari olan FETÖ’cü iş adamı Akın İpek, 8,3 milyar dolar gelir beklentisi bu maden sahasını 44,5 milyon dolar gibi komik bir bedelle satın almıştı. Yıl 2005. (**)
Çektiği filmlerine ve oyunculuğuna bayıldığım, beni kahkahalarla güldüren Gupse Hanım’a bir hatırlatmada daha bulunayım. Akın İpek, Kanaltürk ve Bugün TV’nin sahibi olan adam. Hani kendisinin de desteklediği CHP’nin, tüm milletvekilleriyle kapatılmasın diye bariyer olduğu FETÖ’cü televizyonların sahibi!
Bugün FETÖ’cüleri en çok koruyan ülkenin Amerika’dan sonra Almanya olması tesadüf değil.
Konuyla ilgili yazılacak o kadar çok bilgi var ki… Gupse Hanım’ın kapasitesini fazla zorlamayalım ama son olarak internette gezinirken gözüme ilişen bir haberi de paylaşmak istiyorum. Mutlaka ilgisini çeker. Zira çevrecilerin de “babası” olan, babası Avukat Senih Özay hakkında.
Haber Aydın Doğan’ın gazetesi Vatan’dan... (***)
Tate (****) Senih Özay Bergama köylülerinin avukatlığından 500 bin lira para kazanmış Gupse Hanım. Dolar kuru o sırada 1,30 TL civarında. Yani o günkü parayla 333 bin dolar. Bugün 2 milyon liraya tekabül ediyor. Hiç fena değil. (!)
Haberde daha neler okuyoruz? Babanız Senih Özay meğer bununla kalmamış, köylülere AİHM’den kazandıkları paralardan vekâlet ücreti almak üzere icra göndermiş ve o şirin mi şirin ablalardan, teyzelerden, amcalardan binlerce liralarını çatır çatır almış.
Ne hoş değil mi, bugün Kazdağları diye diye Bergama güzellemesi yapmak!
Sonuçta Kazdağları diye istismar edilen, aslında dağlara 40 kilometre uzaklıktaki Kirazlı mevkiinde olan görüntüden ciddi olarak ben de çok rahatsızım. Ama kesinlikle bu taife ile aynı yerde durmuyorum.
Çünkü altın madeni gibi stratejik bir konuya daha farklı yerden yaklaşıyorum.
Çünkü 90 yıl boyunca sahillerin, şehirlerin ve ormanların canına okuyan ahlaksız zihniyetin, CHP ve sol kuyrukçuların çevrecilik kasmasından tiksinti duyuyorum.
(*)http://www.gazete2023.com/gundem/necip-hablemitoglu-cinayetini-feto-mu-isledi-h88416.html
(**) https://www.yeniasir.com.tr/yazarlar/zafer_sahin/2016/09/19/bergamadaki-feto-alman-kumpasi
(***)http://www.gazetevatan.com/avukat-ozay--bergama-davasindan-500-bin-ytl-kazandi-iddiasi-104790-gundem/
(****) Tate: Çerkesçe (Adiğece) BABA demek. Senih Özay ve dolayısıyla Gupse Özay Çerkes, yani Adiğe’dir.
Fuat Uğur/ m.turkiyegazetesi.com.tr
08.08.2019