Bugün çok güzel bir gün... Mutlu Tönbekici

25 Şubat 2010 15:47  

 

Bugün çok güzel bir gün... Mutlu Tönbekici

Çünkü Aylinimiz serbest... Bugün güneş çok şahane parlıyor... Çünkü Aylinimiz serbest... Bugün bulutlar şen şakrak... Çünkü Aylinimiz serbest... Bugün kuşlar daha güzel uçuyor... Çünkü Aylinimiz serbest..

***

Bu ülkede yüzlerce, belki de binlerce insan suçsuz yere hapiste yatıyor. Yüzlerce suçlumuz ise elini kollunu sallaya sallaya dışarıda dolaşıyor.

Bana sorarsanız, bu ülkenin en büyük sorunu budur.

Adaletin, akıl almaz bir yavaşlıkta yürümesi.

Burada mesele Aylin ve 10 küsur kişinin niye suçlandığı ve niye tutuklandığı değil.

Dünyanın başka ülkelerinde olabilir bu. Zira terör pis bir konu. Sadece ifadesinin alınması gereken insanlar bakıyorsun suçlanıp tutuklanmış, mahkemeye verilmiş.

Delil yeterli veya değil. Önemli değil. Mahkemede nasılsa çıkacak ortaya.

Velakin mesele de bu işte.

O mahkemeler o kadar geç başlıyor ve o kadar uzun sürüyor ki hiç suçun yokken aylarca, yıllarca hapis yatabiliyorsun.. Hiç işlemediğin bir suçun davasının gerilimini yıllarca çekebiliyorsun..

Veya tam tersi.. Diyelim borçlusun.. Diyelim çatır çatır kul hakkı yedin.. Diyelim verdiğin sözü tutmadın, insanları zarara uğrattın.. Veya küfür kıyamet dümdüz gittin, gazete köşelerinde uluorta hakaret ettin..

Yediğin paralar, tutmadığın sözler, ettiğin hakaretler yanında en az beş yıl kâr kalabiliyor..

Dönemiyor çünkü.

Adalet çarkı dönmesi gereken hızda dönemiyor.

Kimse ne zamanında beraat edebiliyor ne de cezasını çekiyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sözleşmesinin 6. maddesi şöyle der: Herkesin makul bir sürede yargılanma hakkı vardır. 1 senelik davayı 6 senede çözmüşsen o mahkeme suçludur. Adalet tesis edilmemiş demektir. Geç gelen adalet, adalet değildir. Mahkeme pekala tazminat ödemeye mahkum edilebiliyor. Ve böyle davalar da oldu nitekim.

***

Bu ülkenin en çok altını oyan işte tam da bu: İyi ve gerekli hızda çalışmayan yargı sistemi yüzünden adalet duygusunun zedelenmesi.

İnsanlar kendilerini çaresiz ve yalnız hissediyorsa en büyük nedeni, hiç farkında olmadığın işte budur. Başına hiç mahkemelik bir şey gelmemiş de olsa, biliyorsun ki başına gelince yapacağın şey çok az.

Usul çok önemli değil diyor bazıları. Hayır en önemlisi usuldür. Ergenekon gibi büyük ve önemli davalar için de Aylin’in davası için de Ahmet’in Mehmet’e 3 bin liralık borcu için de önemlidir usul ve zaman.

Bir ülkede en önemli ve en telafi edilemez olan şey adalettir çünkü.

Bir devleti devlet yapan adalettir. Adalet yoksa orada devlet yok demektir.

Çünkü gidebileceğin tek bir kapı var: Mahkeme.

Eğitim ve sağlık gibi değil. Alternatifin yok. Devletin verdiği yetersiz ise özel sağlık sigortası yaptırırım, okullar kötüyse bankadan borç alır çocuğu kolejde okuturum diyemiyorsun iş adalete geldi mi.

Bir eylemle, bir örgütle hiç ilgin olmadığını kanıtlamak için de üç kuruş alacağın için beklemek zorunda kalıyorsun mesela 5 yıl.

Böyle bir ülkede insanlar neden borçlarını ödesin o vakit? Niye dolandırmasınlar birbirlerini? Niye iftiralar atmasınlar? Niye mafyozi işlere girmesinler?


Vatan

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0