Bitkisel hayat - Dr. Sivilay Genç

19 Mayıs 2011 12:10  

 

Bitkisel hayat - Dr. Sivilay Genç

Soru: Sevgili Sivilay Abla. Seçimlerde semt semt, mahalle mahalle seçmen seçmen dolaşan, oy isteyen genç milletvekili adaylarına hep aynı soru soruluyor: Genç vekil olarak meclise ne katacaksın. Siyasette ne gibi farklar yaratacak. Kimse elli yaşındaki adamlara bunu sormuyor. Genç olunca illaki takla mı atman lazım? Melike Gürel

Cevap: Sevgili Melike. Bu dünyanın düzeni böyle. Topuzu eline geçiren burası dünyanın merkezidir diyor. Japonya’ya Uzak Doğu ülkesi diyoruz. Kime uzak. Rusya’ya, Amerika’ya, Çin’e yakın. Avrupa’ya uzak. Orta Doğu dediğimiz yer Avusturalya için Kuzey Batıda.

Türkiye’de adamlar da kendilerini çok fazla önemsiyor, hayatın merkezine koyuyor. Güzel Türkçemizde ‘adam’ ve ‘erkek’ kelimeleri ilgili her türlü tamlama olumlu:

Adam akıllı

Adam gibi adam

Erkek adam

Erkek gibi kadın

Seni adam zannettik, değilmişsin.


Uzar gider.

Kadınlarla ilgili hemen hemen herşey kötü:

Karı gibi ağlamak

Karı gibi dırdır etmek

Sadece kadın değil, çocuk ve gençlerin durumu da hiç parlak değil. Rahmetli Erbakan, Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’ı küçümsemek için ‘bunlar çoluk çocuk‘ demişti. Çocuk olmayı bile aşağılayan bir dilimiz var. 23 Nisan Çocuk Bayramı’nın en şanslı çocukları kısa bir süreliğine büyük adam olmakla ödüllendirildiler ve başbakanın, valinin koltuğuna oturtuldular. ‘Büyük adam olmak neden çocuk olmaktan daha iyi bir şey olsun?’ diye soran yok. İlk ben soruyorum.

Bugün 19 Mayıs. Gençler geleceğimiz edebiyatının dibine vurulacak. Gençlerin de şimdi değil, gelecekte büyüyünce değerli olacaklarının altı çizilecek. Yoksa gençlik demek; cahillik demek, birilerinin maşası olmak, kandırılmaya müsait olmak demek.

Düzenin hakimi yetişkin erkekler kendi türlerini bu kadar aşağılarken, diğer türlerin canını okur haliyle.

Bakın hayvanlarla ilgili sözlerimize:

Hayvan herif

Hayvanlık bu

Hayvansın sen

Hayvan bazında bu listeyi uzatabiliriz. Bir tek ‘Aslan, kaplan’ olumlu. Onunla da yine yetişkin erkeklik vurgulanıyor.

Hele bir de bitkiler konusu var, ibretlik:

Asosyal, iletişim kurmayı beceremeyen, tekdüze bir hayat yaşayan insanlar için ‘ot gibi yaşıyor‘ deriz ve tam anlamıyla halt ederiz.

Ot savaşçıdır. Bir binanın onbeşinci katına bile tutunmaya çalışır. Havada uçuşan toprak tozları ve yağmur sularıyla beslenir. Matkapların delmekte zorlandığı betonları narin kökleriyle yarar.

Ot emperyalisttir. Bir toprak parçasına konmaya görsün. Bir yıl içinde bütün arazi otla kaplanır.

Ot eğlendirir. Toprak bir yerde mi piknik yapmak istersin, otlarla kaplı yeşil bir çayırda mı?

Ot korur. Beton zeminde maç yapsan kolun bacağın kan revan içinde kalabilir. Çimende yuvarlansan en fazla küçük sıyrıklarla atlatırsın.

Ot gurmedir. Toprağın en lezzetli krem tabakasından beslenir.

Daha bitmedi. Bitkiler sadece ot üzerinden eziklenmez. Doğrudan bitkileri hedef alan meşhur bir tanımlamamız vardır: Bitkisel hayat.

Yirmi tane destek makinesine bağlı, hareketsiz yatan, uyanıp uyanmayacağı belli olmayan hastalar için bitkisel hayat tanımlaması yapılır. Bu ifade insanoğlunun ulaştığı küstahlık seviyesinin şahikasıdır.

Bitkisel hayat yaşayan bir elma ağacını düşünelim. Üzerine kar yağar, hava buz keser dimdik ayaktadır. Bitkisel hayattaki insanın odasının kaloriferini kapatsak ne olur dersiniz.

Sonra ağacımız baharda bembeyaz çiçekler açar. Bir taraftan sürekli boyu uzar. Bitkisel hayattaki insanın ise her gün rengi solar, zayıflar.

Bitkisel hayatta olan elma ağacı polenlerini etrafa saçar, onlarca başka ağacı döller. Hastamızdan ilaç niyetine bir tanecik sperm çıkar mı? Sanmıyorum. Makinelerle uğraşılıp çıkarılsa da kendi başına o spermi yumurta ile buluşturabilir mi?

Yaz gelir, elma ağacı elma verir. Bitkisel hayattaki insan ne üretir. Sadece serumla giren besinlerin küspesini. Elma ile kıyas kabul etmez.

Dünyadaki en matah şey insan olmak değil. Erkek insan olmak da değil. Yetişkin erkek insan olmak da değil.

Adamlar! Kendinizi bir küspe zannetmekten vazgeçin artık.


Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı,
Ruh ve Sivil Hastalıkları Mütehassısı

sivilayabla@gmail.com

Taraf

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0