Bilgin: 28 Þubat döneminde basýn uydurma haberler yayýnladý

13 Nisan 2012 17:21  

 

Bilgin: 28 Þubat döneminde basýn uydurma haberler yayýnladý

Eski Sabah Gazetesi'nin Sahibi Dinç Bilgin, 28 Þubat döneminde, basýnýn, yargýnýn, siyasetin, üniversitelerin ve birçok kurumun ordununu baskýsý altýnda kaldýðýný söyledi. Bir yemekte Çevik Bir ve Erol Öskasnak'ýn Sabah Gazetesi yazarlarýný kendisine þikayet ettiklerini belirten Bilgin, "Basýn demokratik mücadele yerine, uydurma haberleri yayýnladý." dedi.

28 Þubat soruþturmasý ve bu kapsamda yapýlan gözaltýlar Türkiye'nin gündemine oturdu. Dönemi yakýndan gören eski Sabah Gazetesi sahibi Dinç Bilgin, ordunun basýn ve diðer kurumlar üzerindeki baskýsýný Cihan Haber Ajansý'na deðerlendirdi.

28 Þubat döneminde bir çok kurum gibi basýnýn da askerin baskýsý altýnda olduðunu ifade eden Dinç Bilgin, askerler tarafýndan davet edildiði bir yemekte yaþadýklarýný aktardý. Yemekte, Çevik Bir ve Erol Özkasnak'ýn kendisine gazetesinin köþe yazarlarýný þikayet ettiðini söyleyen Bilgin, "Ben Ankara'da Genelkurmay'a bir defa davet edildim. O dönemde Genelkurmay Baþkaný Ýsmail Hakký Karadayý beni yemeðe davet etti. Yemekten önce bir odada Çevik Bir ve Erol Özkasnak ile beraber oturduk. Aramýzda pek tatlý olmayan bir tartýþma geçti. Sabah yazarlarýný þikayet etti. Sabah'ta yazanlardan þikayet etti. Yani yazarlarýn, onlarýn istediði tarzda yazý yazmadýklarýndan þikayetçi oldular. Ben de elimden geldiði kadar anlatmaya çalýþtým ki; gazetelerin iþleyiþi askeri iþleyiþe benzer iþleyiþ deðil. Fakat o adamlara onu anlatmak, o tarihte pek mümkün deðildi. Buna pek nazik olmayan tepkiler gösterdiler. Ben de o tarihte güçlü, kocaman bir basýn patronu olduðum için biraz küstahça cevap verdim. Aramýzda tatlý olmayan þeyler geçti. Onlar bana birtakým örnekler verdi. Ben onlara Türk ordusunun, Fransýz ordusu, Ýngiliz ordusu gibi olmasý gerektiðini söyledim. O konuþma bittikten sonra, Genelkurmay Baþkaný'nýn yanýna gittik. Orada kýsa bir konuþmadan sonra mükellef bir yemek yedik çýktýk." dedi.

'BASIN DEMOKRATÝK MÜCADELE YERÝNE UYDURMA HABERLERÝ YAYINLADI'

28 Þubat döneminde askerin en büyük müttefikinin yargý olduðunu belirten Bilgin, basýnýn bu kurumlarla mücadeleye girecek gücünün olmadýðýný ileri sürdü. Bilgin," Dediðim gibi o tarihte en güçlü kurum askeriyeydi. Ondan sonrada en büyük müttefikleri yargýydý. Bunlarla iyi geçinmeyen, karþý duranýn gideceði yerde, iþte Nuh Mete Yüksel'in karþýsýna gitmek olurdu. O zamanýn savcýlarýný, o zamanýn yargýsýný bir düþünün. Þöyle bir aklýnýza getirin. Bu tür baskýlara basýn demokrat bir tepki vermedi, veremedi. Hükumetler de veremedi, yargý da veremedi, üniversiteler de veremedi. Türkiye'nin 700 bin mevcutlu ordusu var. Tanklarý, toplarý var. Basýnýn onlarla mücadeleye girecek gücü yok. Mücadele etse gidecekleri mahkeme, Sabih Kanadoðulu'nun, Nuh Mete Yüksel'in yargýsý. Ne yapabilirdi basýn? Yani yeterli derecede demokratik kavga yapmadý basýn. Tam tersine þimdi uydurmasyon olduðunu öðrendiðimiz haberleri yayýnladý. Mücadele edemediðim için üzüntü duyuyorum. Ama insaflý sorduðumda yapabilir miydik diye, belki cesur davranabilirdik doðrusu." þeklinde konuþtu.

'TÝYATRO AKTÖRLERÝNÝ MÜRTECÝ DÝYE SOKAÐA SALMIÞLAR'

Askerlerin uydurma haberler yaptýrdýðýný vurgulayan Bilgin, tiyatro sanatçýlarýný 'mürteci' diye sokaða çýkardýklarýný söyledi. Bilgin sözlerini þöyle sürdürdü; " Merkez medya için söylüyorum. Genelde bu tip haberler Ankara bürolarý aracýlýðýyla oluyordu. Yani Ankara bürosunun baþýnda kim varsa, Genelkurmayla daha iyi iliþkiler içinde olmak istiyor. Türkiye'nin en güçlü kurumu, o tarihte ordu olduðu için en önemli haber kaynaðý da askeriye. Gazeteci öyle büyük menfaat elde etmek için deðil de, haber elde etmek için onlarla iyi geçinmek istiyor. O tarihteki askerler de þimdi öðreniyoruz ki uydurmasyon haber yayýnlamak, andýçlar yayýnlamak gibi iþlere bulaþmýþlar. Tiyatro aktörlerini mürteci diye sokaða salmýþlar. Bunu samimiyetle söylüyorum, bunlarý o tarihte bilmemiz mümkün deðildi. Ankara bürolarý da büyük gazetelere servis ettiler. Bu gibi basýn rekabeti var. O iþi daha da alevlendirdi. Mesela þimdi size enteresan bir þey anlatayým: 28 Þubat'taki tanklar yürümüþtü. Sincan'da yürüyen tanklarýn resmini Sabah muhabiri çekiyor, Hürriyet atlýyor. Ondan sonra büyük gürültü yapýyorlar bir daha yürütüyorlar tanklarý, Hürriyet resim çeksin diye. Yani o derecede rekabet var gazeteler arasýnda."

Medyanýn o dönemde iyi bir imtihan veremediðine dikkat çeken Bilgin, "O dönem merkez medya iyi imtihan vermedi. Askeri vesayetin organlarýna karþý durma iþlevini yerine getirmedi. Yerine getirilebilir miydi diye sorarsanýz? Biraz insaflý davranmak lazým. O dönemde kimse karþý duramadý. Yargý, üniversiteler, profesörler kimse karþý duramadý. Ben kendi hesabýma diyorum, daha demokratik olabilirdik o tarihte. Olamadýk." þeklinde konuþtu.

'ÇAÐIRIRLARSA ÝFADE VERÝRÝM'

Dava sürecinde, çaðýrýldýðý takdirde seve seve ifade vermeye gideceðini söyleyen Bilgin, demokrasiden ve her türlü vesayetin sona ermesinden yana olacaðýný söyledi. Bilgin, "Elbette demokrasiden yana, her türlü vesayetin sona ermesinden yana olacaðým. Tarafým belli her türlü militarist yapýya karþýydým eskiden beri oda devam etti zaten. Bu 28 Þubat dönemlerinde kötü imtihan verdiðimiz doðrudur. Ama iþin evveliyatýna bakmak lazým. Ben Demokrat Parti kökenli bir aileden geliyorum. Biz hiçbir zaman vesayet yanlýsý olmadýk. Nama vesayetle etkili bir þekilde mücadele edebildik mi? Etmedik. " þeklinde sözlerini tamamladý.

Zaman

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0