TÜRKÜM, DOÐRUYUM, ÇALIÞKANIM, ÜZERÝNÝZE AFÝYET BÝ DE KADINIM!

06 Þubat 2011 23:33 / 2812 kez okundu!

 


Güney Anadolu’da çalýþýrken, bölgeye doðudan gelen göçerlerin çocuklarý okullarýndaki and içme töreninde, yerel aðýzla candan gönülden höykürürdü, bayýlýrdým; ‘Kürdem, dorgiyem, çalýþkaanem, hee iþte ele…’ Sonra bunu hikayelerime aldým, o yarým dilli, cin fikirli, sumsuklana ezile kendini esirgemeyi erkenden öðrenip yaþamýn usta neferi olan (bi kýsmý da kayýp olan) çocuklarýmýzý hikayelerime kahraman yaptým.

Hayatta kahraman olabildiler mi, yanýtý ‘zor’ elbet. Sonradan kurþunlandýlar, ellerinde bombalar patladý, ama, elleri ne hikmetse sapasaðlam kaldý, bi tek canlarý gitti. Mapuslarda büyüdüler, yalnýz çocuklar hayattan yasaklanmadý, mapusa gönderilen balonlarýn sarý, yeþil, kýrmýzý renk olanlarý da yasaklandý, çocuklar büyüdü biz büyümedik, o da ayrý…
Zati Oral Çalýþlar döktürmüþ gene, ‘sevdikleri mezarsýz kadýnlar ülkesi’ yazýsýnda… ‘Topraklarýndan kendi yurttaþlarýnýn kemikleri fýþkýran bi ülkede demokratikleþme sanýldýðý kadar kolay, basit olamaz’ diye… Bir kadýn yazara yaraþýrdý bu esaslý tümce, velakin iþte gördüðünüz gibi ne Türk olmak kurtarýyor, ne doðru olduðumuzu sanmamýz, buna vehmetmemiz, ne çalýþkanlýk, ne de erkek yahut kadýnlýk…
Aslýnda bu topraklar öyle topraklar ki, býrakýn içinden yurttaþýnýn kemiklerinin fýþkýrdýðýný, gencini çocuðunu vadesiz topraða soktuðunu o ülkenin, bir þeyi sahiden olmak bin bir acýya müstehak olmak demek… Türk olmak, doðru olmak, çalýþkan, akýllý, akýlsýz, milliyetçi, aþýk, hasret, cumartesi hýsýmý, kendi cinsine meyilli, çocuk, kadýn, ilkeli, zarif, esaslý kiþi olmak da cezayý gerektiren haller bu topraklarda…
Yerli yerine oturamayan biþeyler var, adýna defo diyorlar, demokrasi ve vicdan noksanlýðý diyorlar, yahut o otursa kendi oturamayanlar var.
Hadi bu aðýr söylem, kaldýrmasý müþkül, geçelim, dayatýlan bir örnek hayatlara ve sevgisizliðe ne demeli?
Ki bunun düzelmesi için akýl, yürek, saðduyu yeterli.
Öyle mi acaba? Belki demokrasi asýl burada gerekli. Toplumsal barýþ için duyarlýlýk ve vicdanlý olmak da…
Tanýmak, gümrah kýlmak için deðil, unutmak için besleniyor sevgi… Bu yeni moda günübirlik sevgiler en büyük handikapýmýz deðil mi?
Ýnsanlar, ille de erkekler hem kendilerinden kaçýyor hem sevdiklerinden, yahut sevgi kavramýndan. Ne hastalýklý bir tutum bu böyle.
Anarþist aþkla baþ edebilmek için mi yoksa, sevgiden ve kendinden kaçýþ?
Böl ve yönet ilkesi uyarýnca, zeka, cinsellik, ruh, beden, yarar, kiþisel çýkar, heves, porno, internet üstü vuslat, günübirlik heveslerle, ne büyük bir kaçýþtýr bu, hayattan?
Sonra, artýk bir çýlgýnlýk halini alan sevgililer günü kutlamalarý sökün ediyor, aþk ilminde bunu hak etmiþiz gibi… Oysa yapýlmasý gereken tek þey, dostluðun, sevginin, yakýnlýðýn ve kavuþmanýn yeniden icadý…
Günlerden bir gün biri Rum, öteki ikisi Ermeni yurttaþýmýz kadýnla koð ederken, ki bunlar dünyasýný bitirmiþ, dýþ ülkeleri gezmiþ dil bilen esaslý kadýnlar, ufku bizimkinden biraz farklý kadýnlar, sorasým tuttu, hangi ülkenin erkeði sevmelere daha deðer, aþktan kadýndan daha iyi anlayan, sevgide usta adamdýr diye?
Sözbirliði etmiþçesine ‘Alman erkekleri’ dedi hepsi.
Ben de bu yanýta þaþtým, hele dillerinin marþ marþ komutlu, sesli oluþu dikkate alýndýðýnda… Bu kuralcý, kendine hayran ülkenin erkekleri, seni seviyorum derken Hitler ordularýna hücum emri veriyor sanki… Öyle deðilmiþ, böyle sanmak benim bilgisizliðimmiþ… Onlarýn yalancýsýyým elbet…
Bir hýnzýr Ermeni asýllý kadýnýmýz kalkýp dedi ki, ‘zaten bu memlekette büyüyen bütün azýnlýk erkeklerin mayasý ayný, Osmanlý. O yüzden Rum’u, Ermeni’si, Türk’ü hiç fark etmez, buradan bir ýrkdaþýmý alacaðýma gittim elin Alman’ýný aldým, çok mutluyum…’
Tartýþmaya açýk bir hüküm…
Ama elbet ne ýrký, ne hüneri, adamýn esaslý sevgili olmasý bence, kadýnlardan sorulmalý… Birlikte olduðu kadýnlardan kýrmýzý kurdeleyi hak etmeyen erkek, aþkta saf dýþýdýr mirim… Bakmayýn hot zotlarýna, sevgi üstüne, sevgililer gününe yaklaþýmýna, malum elinde olmayanýn dilinde olur…
Her sevgililer gününde, genç yaþta ölüveren bir doktor arkadaþýmýz düþer aklýma. Niyeyse, sanýrým o gece nöbetçi diye, sevgililer günü için çiçek alamadýðýndan yapmýþtý bunu, hastanenin hemþirelerinin bir etkinliði için gönderilmiþ olan (hani o ayaklý, kazulet, kýrýk çiçeklerin tele geçirilip üstüne iliþtirildiði) çelengi bir yardýmcý personel yardýmýyla yürütüp, sevgilisinin çalýþtýðý okulun kapýsýna koydurmuþ, üstüne koca bi bez kuþaða, ‘senin için ölüyorum Dilek’ yazýp asmýþtý. Sonradan durumu çakan ve elbet çok kýzan hemþirelere çukulata alýp özür dilemesi zaman ve para israfý olmuþtu, ayrý…
O yýl uslanmayýp ve Dilek’ten yüz bulamayýp, ertesi yýl, gene, bu kez kýzýn çalýþtýðý okula sahilden tekneyle yanaþýp, elindeki megafondan, ‘seni seviyorum, bennen evlensene Dileek’ diye baðýrmýþtý. Ýþte olay budur sayýn seyirciler, televizyonu okuyup, kitabý seyreden canlarým benim, ben aþýða aþýk demem, böylesini yapmayýnca…
Dostluk, sevgi, yakýnlýk ve vuslat yeniden icad edilecek yahut yapýlandýrýlacaksa, iþbu olay ibretliktir…
Ufukta sevgililer günü gibi önemli bir olay varken, adalet, Pýnar Selek’i yeniden yargýlýyor öyle görünüyor ki boynu vurulmak isteniyor. Ýyi ya, hadi bakalým, bu ayýbý kendimize yakýþtýrýyorsak, bir büyük utanca daha katlanacaðýz. Ben katlanmýyorum anacým, yazdým yorumu mu, yolladým dayanýþma sitesine, beklerdim ki ezici bir gönderim olsun, sitenin yollarý kitlensin, herkes vicdanýnýn sesini dinlesin ve söylesin… Söyleyen çok elbet, daha söyleyecek olan da…
Gündemin önemi ortadayken biz cümbür cemaat bir televizyon yýldýzý kýzcaðýzýn ölümü üstüne hoþ olmayan atýþmalardayýz, gereksiz büyütmelerdeyiz, erkek aðzý söylemlerdeyiz, yoksa biz yerli film atraksiyonu ve senaryosu baðýmlýsý mýyýz? Akýl ve vicdan gerektiren iþler bizi bozuyor da ondan mý týrýþka konularda kendimizi paralýyoruz. Bunu nasýl beceriyoruz, anlamak benim zekamý aþýyor.
Saðduyuyla ve zekayla düþünmeyi beceremiyoruz…
Aþký da, ayrýlýðý da, vuslatý da.
Ne Kanuni’yi ne de demokrasiyi…
Demokrasiye bayýlýyor ancak ondan kenar geziyoruz.
Kemal’e eremedik, çakma Kemal’den söz etmiyorum. Onunla varýlacak menzil iyice belirsiz, varýlacak yer belli de, dibe vuran emanetçilikle bu haller ne haller bilemem artýk…
Müracaat gene zat-ý alinize Yarabbicim.
Tanrým siyaset yaptýðýný sananlardan bizi koru.
Tanrým bizi aþktan da koru.
Kör milliyetçilikten (kör olmayanýndan da), dil vurgusunu benim sinirimi zýplatmak içinmiþ gibi inatla yanlýþ hecede yapýp bütün iç dengemi bozan sunuculardan, seslendirmecilerden, tramvay ve otobüslerdeki otomatik durak adýný yanlýþ vurguyla okuyanlardan da bizi koru.
Tanrým sevgililer günü, analar günü, dul karýlar günü, boþtaki erkekler günü, baldýzlar, kayýnpederler, kaynanalar gününden, Yeþilay, Kýzýlay haftalarýndan, milli bayram kutlamalarýnda uçurulan jetlerin masrafýndan, kadýn olmaktan, töreden, kimi zaman yargýnýn geri dönüþü olmayan aðýr kararlarýndan…
Tanrým sen bizi asýl darbekarlardan koru, esas onlardan ve onlarýn þakþakçýlarýndan, bir gece ansýzýn geliversene’cilerden…
Sahtekarlardan, kitapsýzlardan, çakma aþýklardan, uyuþturucudan, gönülden, iðneden, dilden, medyadan gelmiþ ve gelecek olan bütün uyuþturmalardan koru…
Kerameti kendinden menkul çakma yazar ve þairlerden, dini pencere yorumcularýndan, sanat sanýlandan, sanat eserine hüküm biçenlerden, caným kendim’cilerden, en iyi ben bilirimcilerden, kodum mu oturturum’culardan, bi vururum bi de yerden yersin’cilerden…
Ehliyetsiz olunuveren ana babalýktan, kendine demokrat ve kendine Müslüman olanlardan, evlilikle aþký karýþtýranlardan, ikincisinden olmak ister iken sahip olduðu evlad ü ayalinden kolaycacýk geçenlerden, gözüyle diliyle zina edenlerden, namuslu namussuzlardan, faþist olduðundan bihaber demokratlardan, en üstün benimkiler diyenden, ya sev ya terk etçilerden, bin laf edip diþe dokunur tek kelam edemeyenlerden, muhalefet özürlülerden, iktidara gelmekten ödü kopanlardan koru ya Rab-bül alemin…
Gelmiþini geçmiþini kazanç kapýsý edenlerden, milli münafýklar ve milli yargýcýlardan da koru… 'Milli etiketinin olur olmazýn baþýna konmasýndan da koru bizi. Coðrafyanýn, tarihin, eðitimin millisinden Allahým, o nasýl oluyorsa?
Karada, denizde ve havadaki cansiparane gayretle bu yurdu koruyanlarýn hakkýndan ve hýþmýndan, ülke sevicilerin zulmünden, Kürt söylemiyle konuþanlarýn attýðý fazla A'larý alýp kelimelerine ekleyen liderlerin bol A'lý, A çöplüðü olmuþ kelimelerinden de koru, Kardak kayalýklarý gazisi ilan edilmekten de, milliyetçinin sevgisindeen, sosyal demokratýn kimisinin zekasýndaaan, toprakta olup da halen daha biz canlýlarý koruyan evliyanýn þefkatinden, kaderiynen ya da emir ilen þehadet þerbetini içen, ya da zorla içirtilenin günahýndan, durduk yerde kendini intihar ettirilen kimilerinin hakkýndan, edebi eser intihal edenlerin pervasýzlýðýndan da koru...
Beþ dakkada Beþiktaþ’çýlardan, çalýmlýlardan, kitapsýzlardan, ilkeli ve zarifim diye davul çala çala gezer iken en büyük hamhalatzade olanlarýn yolunu üstümüze uðratma Allah’ým…
Gencecik çocuklarý birbirine kýrdýrtanlardan koru bizi, bu kýrýmdan kurtulan çocuklarý mapusa týkan, çocuklarýn sütünü, etini, dilini, ilacýný esirgeyenlerden, yaþama sevinçlerini köreltenlerden bizi koru, en sevdiklerinin aþkýna…



Ayþe Kilimci

06.02.2011


 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
08 Þubat 2011 00:22

msakaryalý

AMÝNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNN !

Muammer

Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.