Sevgili Þehidler

17 Temmuz 2018 15:22 / 1369 kez okundu!

 

 

Vatan olmazsa hiçbir þey olmazmýþ… Vatan dediðimiz de can bahasýna olurmuþ. Can borçluyuz…Haklarýnýz ödeþilmez. Vatan sevmek ne demek, demokrasi nasýl korunur, gözünüzü kýrpmadan ölümün üstüne yürüyerek, gösterdiniz… 

 

****

Sevgili Þehidler,

 

Bu vataný bize tekrar verenler.

 

Hepimizden diri olanlar.

 

Bugün 15 Temmuz, vataný, demokrasiyi, hepimizi can bahasýna kurtarýrken, öldüðünüz gün. Siz hepimizden iyi anladýnýz, derinden kavradýnýz, öyle olmasa candan geçilir miydi? Biz, anladýðýmýzý sandýk. Anladýkça anlaþýlmaz olanmýþ meðer.

 

Ne büyük dümenmiþ, kýrk diyarýn el verdiði, bütün hainlerin, içerdeki dýþardaki hainlerin elbirliðiyle ilmek ilmek dokuduðuymuþ. Birkaç kuþak biraradaydýnýz o meþ’um gecede. Ama ülkeyi iþgalden kurtardýðýnýz için aydýnlýk gecede.

 

O birkaç kuþak, ülke iþgal edilmek istenirken düþmana ‘dur’ dediðiniz, geride kalan her darbe ve muhtýrayý biliyordu. 27 Mayýs’ýndan 12 Mart’ýna, 28 Þubat’ýndan 12 Eylül’üne, rasmeres gelmez olasý 15 Temmuz’una…

 

Bir var ki, büyük çoðunluk darbe görmemiþti, gencecik sürgün idi. Taze þývgýnken biçildiler. Kimse yeni bir darbe olasýlýðýna inanmýyordu, 12 Eylül son darbeydi, artýk darbe marbe yapýlamazdý.

 

Hepbirlikte gördük, yapýlýr mýymýþ, yapýlmaz mýymýþ…

 

Siz de bir büyük, bitimsiz geceyi gördünüz. Bize özgür günler ve bir vatan baðýþlarken, geceye yazýldýnýz, þafaðý hiç  sökmeyecek, gecelerin en aydýnlýðýna…

 

Bazen isyan edesim geliyor.Yuvanýz dörme döküm kaldý, evladlarýnýz sizsiz kaldý, ana babanýz evladsýz kaldý, büyüdüðünü göremediðiniz çocuklarýnýz ve kapý eþikleriniz yolunuzu gözledi, biz güzel sözlerle andýk sizi, ama, geri getiremedik, boþ býraktýðýnýz yeri þenlendiremedik, orasý hep boþ, evladlarýnýz elinizi tutamaz, ana babanýzýn yüzü hiç gülemez, eþler budanýp indirildi, bu ne büyük, ne ödeþilmez bedel …

 

Utanýyorum sonra, sizin büyük tevekkül ve sarsýlmaz kararlýlýðýnýzý düþündükçe. Kiminiz haymatlos’tu, uluslararasý literatüre bakýlýrsa, vatansýz olarak algýlanandý misal Mustafa Cambaz…Vatan bildiði ülkemiz topraklarýný savunurken belgesi olmasa da bu ülke sonsuza kadar vataný oldu. Kiminin delikanlý evladý, ‘benim yerim senin yanýn’ dediði babasýyla birlikte þehadete erdi. Darbeciyi alnýn çatýndan kurþunladý, aldýðý emir gereði bir yiðit, komutaný ona ‘öl!’ emri verdiðinde gözünü kýrpmadan ‘baþüstüne!’ diyerek…Hangi birinizi diyelim, denmesi gereken ne varsa siz dediniz zaten, dediniz, öyle gittiniz…

 

Kimileri nereye saklanacaðýný þaþýrýp, korkudan tirim tirim titrerken…

 

Bu yazýyý yazarken ekrandan gazi yüzleri akýyor, hepsi güleç, temiz yüzlü, zerrece piþmanlýk getirmeyen, bedensel hasarlarý nedeniyle eski iþlerini yapamýyor olsalar da, yaptýklarý öyle büyük ve esaslý bir iþ ki, hem farkýndalar, hem fark edilerek, örnek alýnmasýný bekler gibiler…

 

Her darbe ve muhtýradan herkeste bir fotografi kalmýþtýr, unutamadýðý ve hepsi siyah beyazdýr bu fotografilerin. Keþke hepsi üç tümceyi geçmeyecek þekilde biraraya getirilse…Bilmeyenler bilse, gençler öðrenip ibret alsa, unutulmasa…Bütün darbeleri kastediyorum…

 

27 Mayýs’ta çok küçük olsam da, idam haberlerinde annemin aðladýðýný unutamam, bir de küçük teyzemin de oyuncusu olduðu ‘ Etnan Bey Duymasýn!’ oyununa gelmesini bekledikleri baþbakanýn bir baþka kötücül oyun gereði, derdest edildiðini, fýsýltý gazetesinin yaymak istediði yalanlarla insanlarýn dalga geçiþini…

 

12 Eylül gecesi Ýzmir-Ankara karayolunda birliðine gitmeye çalýþan subayý alýnca, bir darbenin ilk saatlerinin nasýl olduðunu öðrenirken, hiç unutamadýðým, unutulmasý mümkün olmayan Meclisin çift sýra askerle çevrili olduðuydu…Bir de üniversitelerin kapýsýna tanklarýn topunun çevrilmiþ olduðu…

 

Gecenin bir vakti gazete daðýtým kamyonundan yere yýkýlan dergi ve gazetelerin süngülendiði…Bir saðdan bir soldan gençlerin asýldýðý, yaþý yetmeyen çocuklarýn yaþýnýn büyütülüp öyle asýldýðý…

 

Sonuncusu, ona darbe demeye dilim varmýyor, iþgal giriþiminde jetlerin Meclisi nasýl bombaladýðýný görünce, o bombalar yirmi metre öteye düþse Meclisi koruyan vekillerden çoðunun ölebileceðini düþününce, asker çevrili Meclis devede kulak kalýyor elbet…Özel Harekatýn nasýl  toptan imha edilerek 47 cana kýyýldýðý..Ülkenin her köþesinde tanklarýn, silahlarýn vatandaþýn üstüne sürülüp, jetlerin ülkeyi bombaladýðý…

 

Siz ve sizin kar’atýnýzdakiler yürüdü, tanklarýn önüne yattý, üstüne çýktý, konuþup aðladý, kardeþ diye seslenerek silahlarý, tüfekleri çekip aldý. Düþman azýlýydý, acýmadý…Þimdi düþünmeden edemiyorum, içerdeki düþman dýþardakinden de azýlýymýþ…

 

Sizden sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlýðý bir andaç kitap hazýrladý, üç þehide aðýt yazar mýsýn dediler, onlar aðýt demedi elbet, þimdi dilimin ucuna gelen bu. Nasýl yazmam dedim, üç de yazarým on üç de…

 

Hiç tanýmadýðým üç yiðidi yazdým, birinin adý aklýmda, Ferhad, daðlar delmekten daha zor olaný yapýp, candan geçen Ferhad…

 

Aðlayarak yazdým, sonra kitap geldiðinde uzun zaman okumaya derman bulamadým. Bizim piþmanlýklarýmýz, gözyaþlarýmýz, aðýtlarýmýz, ah’larýmýz ney? Aslolan o gecenin direniþ, dayanýþma, kardeþlik ve onurlu duruþu…

 

Bunu öðrendik…Bunu öðrettiniz…Bütün kitaplardan, nutuklardan, hayatýn ývýr zývýrýndan, insanýn zayýflýk ve korkaklýðýndan öteye…

 

Vatan olmazsa hiçbir þey olmazmýþ… Vatan dediðimiz de can bahasýna olurmuþ. Can borçluyuz…Haklarýnýz ödeþilmez. Vatan sevmek ne demek, demokrasi nasýl korunur, gözünüzü kýrpmadan ölümün  üstüne yürüyerek, gösterdiniz…

 

Düþman hep dýþta deðil, içimizde de, içimiz dýþýmýz düþman. Akýldânesiyle, eli baðlamalýsýyla, elinde kan, dilinde kin izi varken, barýþ çýðýran, ‘silah býrakmayýn sakýn’ diye terörist týpýþlayan paþazâdesiyle, týrýþka prof’luklarýný süngü gibi kullananlarýyla, katýr gibi tepeni, her günü bayram olanýyla, fetö aðlaðýna yazýlý görsel basýn imamlýðý yapmaya utanmayanlarýyla, Fetö sorulduðunda ortada kuyu var yandan geç misali gýrgýr yanýtlar veren Cem’i, figüran derviþi, þapkasýný alýp da gitme zilletine müdanaa etmeyip, kitlenin önüne geçen essahlý liderden bihaber, kendinin devrimci olduðunu sanýrken, devrimi yapmýþ, yürüyüp gitmekte olaný görmezden gelenleriyle…Ah, geride býraktýklarýnýzdan kimileri  sütten çýkma ak kaþýk deðil…

 

Gecenin karasýný bir uçtan aðartan, kurtuluþ müjdesin söyleyen sabaha karþý salâ’larýndaki ferahlýk ve güzelliðine þaþarken biz ve siz hâlâ ölüp dururken…Vekiller Meclis nöbetindeyken, adalet bakaný ‘biz bu meclis çatýsý altýnda bu gece öleceðiz, borcumuz bu’dur’ diye haykýrýrken, gizlenmeye, susmaya, kontrollü darbe demeye nasýl utanmaz insan?

 

Lavgarlýðýmý hoþgörün, siz iþi ve sözü bu kadar dolandýrmadan, iþgali farkettiniz ‘vatan yoksa ha ölüm ha yaþamak’ deyip gittiniz, darbeye/iþgale direndiniz, sonra da öldünüz…Çünkü siz esaslý adamdýnýz, yiðit kadýnlardýnýz…

 

Ýki yýldýr izlenip zamaný gelince yüklenilen Adnan hoca nam fýrýldaðý da içeri aldýlar, söylemiþ olayým…Ýsrail ve Fetö ile ayný kansýzlýðýn yolcusu olduðu ve baþta casusluk, nice rezilliði gözünü kýrpmadan yapýp, vataný bir uçtan da onun satmakta olduðunu öðreniyoruz, deþtikçe neler çýkacak daha…

 

Nur içinde yatýnýz, haklarýnýzý helal ediniz…

 

Ayþe KÝLÝMCÝ

15.07.2018

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.