Gerçekler acýtýr, yüzleþme rahatlatýr...

29 Nisan 2009 23:28 / 1701 kez okundu!

 


Yüzleþme çoðu zaman insaný daha saðlýklý kýlýyor. Bu yüzleþme, insanýn kiþisel tarihinde yaþadýklarýyla, gündelik hayatýnda karþýlaþtýrdýklarýyla da olsa; sonucundaki ‘gerçeði bulma hali’, çok rahatlatýcý, hafifletici. Üstelik hem fiziksel, hem de ruhsal açýdan. Hele, söz konusu olan, koca koca topluluklarýn, toplumlarýn tarihiyle yüzleþmesi ise...

Süreç hem çok sancýlý, hem çok uzun olabiliyor. Kolay deðil tabii, yýllarca ve yýllarca beyinlerin içine zerk edilerek pompalananýn, ortaya çýkan gerçeklerle taban tabana zýt olmasýnýn kiþilerde yarattýðý yýkým hali. Ama yaþanan geçici yýkýmýn ortaya çýkardýðý ruh halinin, gerçeklerle yüzleþme sonunda yarattýðý “arýnma” ve hafifleme...

* * *

Merdiven kenarlýklarýna dizilmiþ yanan mumlar, duvarlara asýlmýþ kýrýma uðramýþ dönemin aydýnlarýnýn resimleri... 24 Nisan 2009 günü, Ýnsan Haklarý Derneði Ýstanbul þubesince düzenlenen “Ermeni Aydýnlar ve 24 Nisan 1915 / Tutuklandýlar, Sürüldüler, Mezar Taþlarý Bile Olmadý” temalý etkinliðin yapýldýðý Tophane’deki ‘Tütün Deposu Kültür Merkezi’nin daha merdivenlerini çýkarken yaþadýðým duygu seli de bu ruh halinin yansýmasý gibiydi. Zorlu mücadelelerle bir tabu” yýkýlmýþ, bu topraklar üzerinde, aslýnda çok da uzun sayýlmayacak bir süre önce yaþananlarla yüzleþme olanaklarý düne göre, biraz daha artmýþtý sanki. Neden tutuklanmýþlardý, neden sürülmüþlerdi, neden bir mezar taþlarý bile yoktu? O zamanki nüfus yoðunluðu içinde büyük bir dilimi ifade eden 2 milyonluk bir toplulukken, bugün nasýl 50 bin kiþi kaldýlar?.. (Ýstanbul Patrikhanesi’nin 1913’te yaptýðý nüfus sayýmýna göre Ermeni nüfusu yaklaþýk 2 milyondu. Cumhuriyet dönemine intikal eden ve 170 bini Anadolu'da, 130 bini Ýstanbul'da yaþayan Ermeni nüfusu 300 bindi.)

Hep sorulmasý aydýnlanmasý gereken, tarihiyle yüzleþmezse insaný çok rahatsýz eden sorular, sorular ve acýtan gerçekler!..

Yakýn tarihi konusunda bu kadar ‘bilgisiz’ ve þiþirilmiþ yalan yanlýþ bilgilerle donatýlmýþ bir toplum saðlýklý davranabilir mi? Kaçýmýz, insan yaþamý için uzak, fakat toplumsal olaylar açýsýndan çok da uzak sayýlmayacak bir zaman diliminde yaþanan “1896, Osmanlý Bankasý baskýnýný” biliyoruz mesela? Örnekler çoðaltýlabilir. (Merak edenler, Attila Tuygan’ýn Türkçe’ye çevirip, bizzat baskýný yapan kiþilerden biri olan Garo’nun anýlarýndan yayýna hazýrladýðý Belge Yayýnlarý’ndan çýkan “Osmanlý Bankasý / Armen Garo'nun Anýlarý” kitabýna baþvurabilirler.)

ABD BAÞKANININ AÐZINA BAKMAK

Her yýl ABD baþkanlarýnýn aðzýndan “soykýrým” tanýmlamasý çýkmasýn diye milyarlarca dolarlýk bütçelerle lobi þirketlerine ülkenin kaynaklarý peþkeþ çekilen 24 Nisan’da gerçekte ne oldu peki?

Yüzleþme, merak etmekle baþlar elbette...

Merak edenlerin ve gerçeklerle yüzleþmek isteyenlerin çoðalmasý için aþaðýdaki satýrlarý, “Ermeni Aydýnlar ve 24 Nisan 1915 / Tutuklandýlar, Sürüldüler, Mezar Taþlarý Bile Olmadý” toplantýsýnda Av. Eren Keskin’in yaptýðý sunumdan aldým.

“24 Nisan 1915 Ýstanbul tutuklamalarý bir toplumun tüm maddi ve manevi varlýðýyla birlikte imha edilmesi sürecinin baþlangýcýný simgeledi. 24 Nisan 1915’te Ýstanbul’da, zamanýn Osmanlý toplumunun, sanat, edebiyat, düþünce ve kültür dünyasýnýn en parlak temsilcilerinin de aralarýnda bulunduðu 220 kiþi tutuklandý. Ýlk önce Merkez Cezaevi olarak kullanýlan Mehterhane’ye, ertesi gün Sarayburnu’na götürüldüler ve orada kendilerini bekleyen bir gemiye bindirildiler. Gemi onlarý Haydarpaþa tren istasyonuna götürdü. Oradan da Anadolu’nun içlerine doðru yola çýkarýldýlar. Kendilerine, nereye götürüldüklerine iliþkin bir bilgi verilmedi. Geceyi Eskiþehir’de geçirdikten sonra doðuya doðru yolculuklarý devam etti. Bir grup Ayaþ’a, bir grup Çankýrý’ya götürüldü. Ayaþ’a götürülen 70 kiþiden 58, Çankýrý’ya gönderilen 150 kiþiden 81’i öldürüldü...

Öldürülenler arasýnda, döneminin önde gelen entelektüelleri, eline kalemden baþka silah almamýþ ve geriye bir mezar taþý bile býrakmadan yok olup giden þairler, yazarlar, gazeteciler, doktorlar, milletvekilleri vardý. Onlarýn yalnýzca Ermeni dili, kültürü, düþünce ve bilim dünyasý için deðil, o zamanýn Osmanlý toplumu için de, bugün hepimizin dünyasý için de bir kayýptýr...”

* * *

Gerçekler acýtýr, yüzleþme ise, rahatlatýr... Yüzleþme, bir toplum ve o toplumun siyasi temsilcileri için, her yýl ABD baþkanlarýnýn aðzýna bakýp “o kelimeyi” söylememesi için çýrpýnmaktan ve dua etmekten daha alçaltýcý deðildir....

29.04.2009

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.