"Endiþeliler" meydanlara - Yalçýn Ergündoðan
02 Aralýk 2007 11:52 / 1429 kez okundu!
Evet bu kez 'endiþeliler' meydanlarda. Endiþe duyanlar... Yaþamýndan endiþe duyanlar. Sadece kendi yaþamýndan deðil, gelecek kuþaklarýn yaþamlarýndan endiþe duyanlar. Yok, yok... Sadece gelecek kuþaklarýn deðil; tüm canlýlarýn yaþamýndan endiþe duyanlar.
'En akýllý', 'en zeki’ ve diðer türler karþýsýnda hayli mesafeli ve kibirli 'insan türü' eliyle kurulan -içinde yaþadýðýmýz- 'kapitalist düzen'de bu endiþenin farkýnda deðilmiþ gibi davrananlar, her türlü faaliyeti ile dünyayý 'toplu yok oluþa' sürüklüyorlar. Onlarýn güdüsü 'kâr', daha fazla 'kâr'. Bu uðurda yapamayacaklarý þey yok. Bu öyle bir güdü ki, canlý yaþamý ile birlikte toplu yok oluþa giderken, gözleri 'kör' edebiliyor. Günümüzde þimdilik bazý ülkelerde görmeye baþladýðýmýz, 'toplu intihar' yolunu seçen 'bazý tarikatlarýn' davranýþý gibi adeta. Ama önemli bir fark var tabii. 'Toplu ölümü' seçen tarikat üyeleri, belli bir inanmýþlýkla; 'birlikte davranma' yolunu seçiyorlar. 'Ýnsan türü'nü, diðer türler ve tüm canlý yaþamý ile birlikte yok oluþa sürükleyen kapitalizmin 'patronlarý' ise kimseye sormuyorlar. 'Kâr', daha fazla 'kâr' güdüsünün peþinde sürükleniyorlar. Ve tüm canlýlara 'dayatýyorlar'... Sonunda 'iklimi' bozdular... "Ýnsan türü, doðadaki ayak izlerini en aza indirmeli" diye, yazýlarýmda sýk sýk vurguluyorum. Temel olgu ve vurgu bu aslýnda. Ama kapitalizmin karar verici 'baronlarý', tekellerin sahibi bir avuç 'türdeþimiz' varlýðýyla ve devasa faaliyetleri ile aramýzdaki en zararlýlarýmýz. Bakýn, Antartika'da son 50 yýl içinde hava sýcaklýðý 2,5 C derece arttý ve 7 dev buzul kütlesinin alaný, 1974 yýlýndan bu yana 13 bin 500 km2 daraldý. Buzullarýn erimesiyle, göller, denizler ve akarsularda su düzeyi yükseliyor. Kýyý bölgeleri Okyanus'taki alanlar sular altýnda kalýyor. Diðer yanda da, küresel ýsýnma ile 'buharlaþma' arttýðýndan, 'kuraklýk' oluþuyor ve yaþamý tehdit eder hale geliyor. Çünkü insan faaliyetleri, endüstri, tüketim 'fosil yakýt' kullanýmý (petrol, kömür, doðal gaz) karbondioksit salýnýmýný artýrýyor. Karbondioksit de, atmosferi doldurarak güneþ ýþýnlarýnýn, enerjinin geri yansýmasýný engelliyor. Böylece de ýsý atmosferde sýkýþýyor. Dünya da doðal olmayan þekilde 'ýsýnýyor'...
* * *
Bu nedenlerle, "Küresel Isýnmayý durdur. Kyoto'yu imzala" mitingi çok önemli. Mitingler, Türkiye’de, 1 Aralýk'ta Ankara, 2 Aralýk'ta Ýzmir ve 8 Aralýk'ta Ýstanbul Kadýköy'de dünyayla eþzamanlý olarak "Küresel Eylem Grubu"nca yapýlacak. Duyarlý yurttaþlar, 'yaþam savunucularý'; "Ne petrol, ne kömür, ne nükleer. Güneþ, rüzgâr bize yeter" diye haykýracak alanlarda. Greenpeace (Yeþil Barýþ)'in "Zamanýmýz daralýyor. Ýklimi kurtarmalýyýz. 8 Aralýk'ta çalar saatlerinizi 12.00'ye kuralým" çaðrýsýna uyanlar, mitingte ya da bulunduklarý yerlerde 'alarm' verecekler. Dünyayý kirleten faaliyetlere son verilmesini daha yüksek sesle, -duymazlar diye de- çalar saatin 'irkiltici' "zil sesiyle" uyararak talep edecekler.
3 yýldýr tüm dünyada gerçekleþtirilen 'küresel eylemler'in Türkiye ayaðý ise; bu yýl çok önemli. Çünkü, 'küresel ýsýnma'yý durdurma yönündeki mücadelede þimdilik eldeki tek uluslararasý sözleþme olan 'Kyoto Protokolü'nü imzalamayan 3 ülkeden biri olan Avustralya'nýn protokolü bu günlerde (Endonezya/Bali'de gerçekleþecek 'iklim toplantýsý'nda) imzalamasý bekleniyor. Bu durumda, imzalamayan ülke olarak geriye sadece ABD ve Türkiye kalýyor.
Bu nedenle 8 Aralýk'ta Ýstanbul'da yapýlacak miting çok önemli ve anlamlý. Doðal olarak da, dünyanýn gözü Türkiye'deki 'yaþam savunucularý'nýn üzerinde olacak elbette...
Yalçýn Ergündoðan
