BÝR UYGARLIÐIN BATIÞI (1)
27 Aðustos 2022 00:16 / 632 kez okundu!
"Sen Beyrut doðumlusun, yani “Ortadoðu’nun Paris’i” olarak bilinen þehirden…
Ben Ýzmir doðumluyum; yani dün “Akdenizin Paris’i“, veya “Doðu’nun Paris’i”diye bilinen, bugün “adý var kendi yok bir þehir”denim.
Evet, sen iki vatanlý, ancak üç þehirlisin; hem Beyrutlusun, hem Kahirelisin ve öte yandan hem de Ýskenderiyelisin!
Benim, “adý var kendi yok” þehrimden baþka gidecek yerim yok Maalouf"
***
Yüzleþme Yazýlarý
BÝR UYGARLIÐIN BATIÞI (1)
“Ölmekte olan bir uygarlýðýn kucaðýnda saðlýklý bir bebek olarak doðdum…”
** ** **
Yukarýdaki cümle ile girer söze Amin Maalouf “Uygarlýklarýn Batýþý” [1]adlý kitabýnda.
Okunan kitap insaný sardý mý, okuyup bitirse de ondan kolay ayrýlamaz, uzun süre baþ baþa kalýrlar, yeri gelir yazar ile koyu bir sohbete dalarlar.
Otuz kadar dizi yazýyla size aktarmak istediðim “Bir Uygarlýðýn Batýþý”, iþte öyle kývamlý sohbetlerin ürünüdür.
Ýki kiþiyle baþlar kimi kahve sohbetlerinin misafiri çok olur, bilirsiniz; duyan gelir, seven gelir, kýzýp köpüren gelir, iþte Maalouf ile sohbette de böyle oldu, böyle de olacak gibi…
Oysa eleþtirecek, aydýnlatacak, katký koyacak misafirlerin daha çok olmasýdýr arzum…
** ** **
Biliyor musunuz, yazar ile, o saðlýklý bebek ile “uzaktan hemþehri” sayýlýrýz.
Ýkimiz de sýrtýný daðlara yaslamýþ iki liman þehrinin çocuklarýyýz.
O, kokulu sedir aðaçlarýna sýðýnmýþ daðlarýn þehrinden; ben iðne yapraklý aðaçlarýn yurdu Nif Daðý’ný sýrtlamýþ, Körfez’in enginlerine selam veren, geçmiþi servilerle süslü bir þehirdenim.
Bugün Lübnan daðlarýnýn sedirleri azalsa da yine var; gel gör ki Ýzmir’in servileri “cami-türbe-mezarlýk” aðacý diye þehrimden kovulmuþ ve Ýzmir senin diðer iki vatanýn Kahire ve Ýskenderiye gibi palmiyelerle dolmuþ…
Sen Beyrut doðumlusun, yani “Ortadoðu’nun Paris’i” olarak bilinen þehirden…
Ben Ýzmir doðumluyum; yani dün “Akdenizin Paris’i“, veya “Doðu’nun Paris’i”diye bilinen, bugün “adý var kendi yok bir þehir”denim.
Evet, sen iki vatanlý, ancak üç þehirlisin; hem Beyrutlusun, hem Kahirelisin ve öte yandan hem de Ýskenderiyelisin!
Benim, “adý var kendi yok” þehrimden baþka gidecek yerim yok Maalouf!
** ** **
“1949’da devlet ile Ýhvan’ýn[2] karþýlýklý darbeleri, ne kadar þiddetli olursa olsun henüz gündelik yaþamý etkilemiyordu. Bu nedenle annem, doðumumdan dört hafta sonra ablamla beni çekinmeden Kahire’ye götürebilmiþti… O sýrada Nil diyarý bizimkiler için ikinci bir vatandý…”[3] diyorsun.
Senin üç þehrinin önde gelen ortak yaný geçmiþlerinde çektikleri acýlarýn benzerliðidir desem yanlýþ olur mu?
“Evet, yanlýþ olur!”
Beyrut, “çok dilli, çok dinli, çok renkli” þehir karakterini, dertler ve acýlar içinde de olsa, inatla korumaya çalýþýyor.
Kahire ve Ýskenderiye, on yýllardýr askeri darbeler ve Ýhvan[4] arasýnda otoriter gelgitlerle boðuþuyor
Benim þehrim ise nice acýlar çekerek, “çok dilli, çok dinli, çok renkli” zengin bir þehir olmaktan çýkmýþ, çoktan “kurtarýlmýþ!”bir þehir.
Talat ULUSOY
[1] Amin Maalouf, “Uygarlýklarýn Batýþý”, s.11, Yapý Kredi Yayýnlarý 2.Baský, 2020
[2] Müslüman Kardeþler diye de bilinen Ýhvan; Mart 1928’de Ýsmâiliye’de Hasan el-Bennâ tarafýndan Cem‘iyyetü’l-ihvâni’l-müslimîn adýyla kuruldu… 15 Ocak 1954 tarihinde yayýmlanan bakanlar kurulu kararýyla teþkilât siyasî parti kabul edilerek kapatýldý… 26 Ekim 1954’te Cemal Abdünnâsýr’a baþarýsýz bir suikast teþebbüsünde bulunulmasý Ýhvân-ý Müslimîn’in tarihinde önemli bir dönüm noktasý oluþturur…” Bkz:https://islamansiklopedisi.org.tr › ihvan-i-muslimin
[3] Age,s.20-21
Kaynak: www.talatulusoy.com