Sosyalist, Kürt ve başörtülü öğrencilerden kol kola özgürlük yürüyüşü...

26 Aralık 2010 04:13  

 

Sosyalist, Kürt ve başörtülü öğrencilerden kol kola özgürlük yürüyüşü...

Ankara'da Sosyalist, Kürt ve başörtülü öğrenciler kol kola, 'birleşik özgürlük yürüyüşü' gerçekleştirdi... 'Antikapitalist Öğrenci Hareketi' ve Demokrasi ve Özgürlük Hareketi Gençliği (DÖH-Genç)'in aralarında olduğu 'Üniversitelerde Özgürlük İstiyoruz İnisiyatifi' , Ankara'da düzenlediği yürüyüş ve mitingte, polis baskısına ve paralı eğitime karşı çıktı, 'anadilde eğitim' ve 'başörtüsüne özgürlük' taleplerini dile getirdi.

Ankara Üniversitesi Cebeci Yerleşkesi önünden başlayan yürüyüş Sakarya Meydanı'na dek sürdü. Yürüyüşte, sık sık 12 Eylül faşist darbesinin ürünü olan YÖK, darbeciler, Ergenekon ve hükümet protesto edildi. Yürüyüş ve mitinge, İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli gibi illerin de aralarında bulunduğu bir çok kentten yoğun katılım oldu. Türkçe ve Kürtçe olarak "Üniversitelerde Özgürlük İstiyoruz", "Parasız, Özgür, Anadilde Eğitim" pankartlarının açıldığı yürüyüşte, başörtülü ve Kürt öğrencilerle kol kola yürüyen sosyalist öğrenciler; sık sık "Kürtler Kürtçe konuşur", "Be ziman jiyan nabe", "Başörtüsü içeri polis dışarı, anadil içeri YÖK dışarı", "Başörtüsü okula, ordu kışlaya, anadil okula, ordu kışlaya", "Bedenimden, başörtümden, kimliğimden elini çek", "Paşa paşa susacaksınız" sloganları attı. Kürtçe'nin yasak harfleri Q, W, X maketlerini taşıyan öğrenciler her sloganı Türkçe ve Kürtçe atarak iki dilli bir eylem yaptı. Sakarya Caddesi'nde son bulan yürüyüşün ardından gerçekleşen mitingte bir başörtülü, bir de Kürt öğrenci okullarda yaşadığı sorunları anlattı. 'Üniversitelerde Özgürlük İstiyoruz İnisiyatifi' adına Ece Yıldız'ın yaptığı açıklamada şu görüşler dillendirildi:

"12 Eylül'de YÖK'ü kurdular, 80'li ve 90'lı yıllar boyunca öğrencilerin sesini kısmaya çalıştılar, 28 Şubat'ta başörtülü öğrencileri okuldan attılar, yoksullara, Kürtlere üniversitelerin kapılarını kapadılar. Özgürlük isteyenleri engellemeye çalıştılar.

Üniversitelerde özgürlük istemek için yan yana geliyoruz. Anadilde eğitim hakkı istemek için geliyoruz. Düşündüğümüz dilde öğrenim görebilmek için, Kürt öğrencilerin üzerindeki baskıya karşı çıkmak için geliyoruz.

28 Şubat darbesiyle, başörtülü öğrenciler okullardan atıldılar. Başörtüsünün yasak olduğuna dair hukuki bir dayanak olmadığı halde, başörtülü kadınlar öğrenim hakkından mahrum bırakılıyorlar. Şu anda rektörlerin "iyi hal" inisiyatifine bırakılan başörtüsü özgürlüğünün güvence altına alınmasını istiyoruz.

Başörtülü öğrencilerin, hukuken var olmayan bir yasakla öğrenim hakkından mahrum bırakılmasına dur demek için yürüdük, yürümeye de devam edeceğiz. Her ne sebeple olursa olsun, başörtülü öğrencilerin ayrımcılığa uğramasına karşı çıkmak için buradayız. Kadına yönelik ayrımcılığı teşvik eden eğitim sisteminin değişmesini istiyoruz.

İkna odalarına, endişeli darbecilere karşı, başörtüsü, ifade ve inanç özgürlüğü üzerindeki baskılar kalkmalıdır. Kampüslerimizde başörtülü kadınların uğradığı ayrımcılığa karşı özgürlük istiyoruz.

Son günlerde üniversite gençliği sıkça tartışılır oldu. Tartışmanın içeriğinde, üniversitelerdeki mevcut durum yok. Üniversite öğrencilerinin sorunları yok. Üniversitelilerin taleplerinin ne olduğu, nasıl bir üniversite istedikleri hala tartışma konusu değil.

Biz üniversite öğrencileri özgürlük istiyoruz.

Askeri darbe ürünü YÖK ile yönetilen üniversite istemediğimiz için bu alandayız.

12 Eylül 1980 darbesinin ürünü olan YÖK üniversiteleri, cuntacı zihniyetin hakim olduğu, öğrencilerin soruşturmalarla okuldan uzaklaştırıldığı ancak polislerin kol gezdiği ticarethaneler haline getirildi.

Kampüslerden postal izlerinin silinmesini istiyoruz. Kürt halkının uğradığı baskı, kampüslerde de sürdürülüyor. Tutuklanan Kürt siyasetçilerinin Kürtçe savunma hakları gasp edildiği gibi Kürt öğrencilerin de anadilde eğitim hakkı gasp ediliyor. Yıllarca "Kürt diye bir şey yoktur" a bizleri inandırmaya çalışanlar, şimdi de Kürtçe'nin "bilinmeyen bir dil" olduğuna inandıracaklarını zannediyorlar. Anadilde eğitim meşru bir taleptir. Kürtçe bilinmeyen bir dil değildir.

Kampüslerimizin ırkçı, milliyetçi, ayrımcı fikirlerden temizlenmesini istiyoruz. Kürt öğrencilerin üzerindeki baskıya karşı özgürlük istiyoruz. Ankara'da geçtiğimiz ay tutuklanan Kürt öğrencilerin hemen serbest bırakılmasını istiyoruz.

Kapıları yoksul öğrencilere, başörtülü kadınlara, Kürt öğrencilere kapalı; içeride ise polisi, özel güvenliği, kameraları ile hapishaneyi andıran üniversiteler istemiyoruz. Okullarımızda baskıya maruz kalan her öğrencinin yanında, bütün meşru özgürlük taleplerini sahipleniyoruz.

Bugün, artık özgürlük seslerini ve taleplerini birleştirme zamanı.

Başörtüsüne de, anadile de; üniversitenin YÖK'ün emrinde ticarethaneye dönüşmesine de; birlikte yüksek bir ses çıkarma zamanı. Şimdi darbelere, muhtıralara, okulların ticarethanelere dönüştürülmesine karşı birleşik bir özgürlük yürüyüşünün ilk adımını atıyoruz.

Bizler, tek kelimeyle, özgürlük istiyoruz!.."


Sesonline.net



 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0