BÝR EGE ÜNÝVERSÝTESÝ KLASÝÐÝ

07 Mart 2011 16:36 / 2120 kez okundu!

 


Gönüllü muhabirlik yaptýðým bu güzel siteye güzel bir yazý yazarak giriþ yapmak istemiþtim aslýnda. Ancak son zamanlarda –özellikle yaþadýðým kent Ýzmir’de- çok da güzel þeyler olmuyor. Konak Belediyesi'nde direnen iþçilerden mi bahsetsem, Ýzmir Büyükþehir Belediye binasýnýn boyasýný yaparken düþerek hayatýný kaybeden iki iþçiden mi bahsetsem, Ege Üniversitesinde baþörtüsü nedeniyle derslere giremeyen arkadaþýmdan mý, yoksa Kürt illerinde saða sola bomba yerleþtiren JÝTEM’le uðraþmak yerine iki gazeteciyle uðraþan Ergenekon savcýlarýndan mý bahsetsem? Görüldüðü gibi gündem baya bir yoðun sanki.

Bu yoðunluk içinde bunlarý düþünürken, “rahatsýz” bir Ege Üniversitesi öðrencisi olarak, bu üniversitede yaþanan bazý sorunlarý dile getirmenin faydalý olacaðýný düþündüm.

Bu sitede de yazan sevgili dostum Tülin Tezel geçtiðimiz dönem baþörtüsü yüzünden çok çekmiþti. Hem hocalarýndan, hem de kampüs içinde kendilerine “sol” diyen bir grup insan tarafýndan… Okulun ikinci dönemi henüz baþladý sayýlýr. Þimdi ikinci bir baþörtüsü vakasýyla karþý karþýyayýz. Geçtiðimiz günlerde bir dostumuz baþörtüsü ile derslere girmek istedi. Ancak derse giren hoca tutanak tuttu ve bölüm baþkanlarý diðer hocalara da baský yaparak tutanak tutmalarýný istedi. Þimdi büyük ihtimal hukuki bir mücadele baþlayacak ve Ege Üniversitesi rektörlüðü ikiyüzlülük yapmaya baþlayacak. Bunlarý biliyoruz, zira ayný durumlarý birinci dönemde de yaþamýþtýk.

Ýþin bürokratik saçmalýklarýný bir tarafa býraktým. Kendi kendime sormaya baþladým; bir kadýnýn okula (veya herhangi bir kamusal alana), derslerine baþörtüsü ile girmesinde ne gibi bir sakýnca olabilir? Aklýma bir cevap gelmiyor. Þeriat diyorum ama o da 8 yýldýr gelemedi bir türlü. Kimileri gericilik diyebiliyor, e ama kime göre gericilik? Kimsenin bu insanlara, bu þekilde zulüm etmeye hakkýnýn olmadýðýný düþünüyorum. Ayrýca neden Ege Üniversitesi bu þekilde bir uygulamayý kanýrtmakta, o da ayrý bir konu. Ege Üniversitesi dýþýnda, batýdaki üniversitelerde baþörtüsü yasaðýnýn daha çok uygulandýðýný görüyoruz. Ýç Anadolu ve Doðu bölgesindeki üniversitelerde böyle bir yasak yok. Geçtiðimiz yýl Dicle Üniversitesi'nde okurken bu yasakla hiç karþýlaþmadým. Herkes istediði gibi okullarýna girip çýkabiliyordu.

Bu iþin hukuki mücadelesi gerçekten önemli, ancak bu iþin bir de sokakta mücadelesi olmalý. Geçtiðimiz dönem Üniversitede Özgürlük Ýnisiyatifini kurarak bu iþin sokak mücadelesini baþlattýk. Ýlk olarak 25 Aralýk’ta Ankara caddelerinde “Anadilde eðitim, baþörtüsüne özgürlük!” diyerek baðýrdýk. Sözcü gazetesi tarafýndan “gerici” ve “bölücü” yaftasý yedik. “Solcu” arkadaþlar bu eylemin örgütlenmesini baltalamaya çalýþtýlar ancak yýlmadýk.Þimdi 2 Nisan’da Ýstanbul’da tekrar sokakta olacaðýz. Taleplerimiz çok açýk, bizi dahil etmeye çalýþtýklarý savaþa ayrýlan bütçenin eðitime harcanmasýný istiyoruz. Üniversiteler serbest piyasanýn deðil, serbest düþüncenin merkezi olsun ve harç paralarý kalksýn istiyoruz ve anadilde eðitim istiyoruz.

Onlar hukuken var olmayan bir yasakla baþörtülü öðrencileri öðrenim hakkýndan mahrum býrakýyor, biz baþörtüsüne özgürlük istiyoruz. Üç beþ örümcek kafalý bürokrat baþörtülü dostlarýmýzýn okuma hakkýný elinden almaya çalýþýyor, bunlar bizi yýldýrmamalý.

Baþörtülü bir arkadaþým sýrf baþörtüsü yüzünden okulundan mahrum kalýrsa, bu beni vicdanen çok üzer. Ve açýkça söylüyorum ki, bu durumda okuyup bitirdiðim okulun hiçbir manasý olmaz. O zaman þimdi sokaða çýkmanýn vaktidir.


Sinan Canbay

04.03.2011

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.