Alevilikteki 4 kapı 40 makam açısından Fethullah Gülen

10 Ekim 2013 13:59 / 1632 kez okundu!

 


4 KAPI 40 MAKAM: “Her kim ki şeriatın on makamından birisini dahi yerine getirememişse Tarikat makamına, Tarikatın on makamından birisi dahi eksik olsa Marifet makamına , Marifetin on makamından birisi dahi eksik olsa, Hakikat makamına eremez. Ol kişi dört kapı kırk makamı eksiksiz olarak yerine getirirse, ancak sırrı Hakikat’e ulaşır”. Hünkar Bektaşi Veli

Pir Sultan bir nefesinde şöyle der: ‘Erenlerin yolu birdir, cümlesine dedik beli’ ‘yol bir sürek binbir‘ diyen Alevi kardeşlerimizi tanımaya çalışırken karşıma 4 kapı 40 makam çıktı.

Neydi 4 kapı 40 makam?

4 Kapı, 40 Makam, Hünkar Bektaşi Veli'nin “Her kim ki şeriatın on makamından birisini dahi yerine getirememişse Tarikat makamına, Tarikatın on makamından birisi dahi eksik olsa Marifet makamına , Marifetin on makamından birisi dahi eksik olsa, Hakikat makamına eremez. Ol kişi dört kapı kırk makamı eksiksiz olarak yerine getirirse, ancak sırrı Hakikat’e ulaşır.” diyerek tarif ettiği güzel bir yol bu anlayacağınız.

Dört Kapı şunlar:

1.Şeriat

2.Tarikat

3.Marifet

4.Hakikat

Yukarıdaki 4 kapı 40 makam doğrultusunda Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’yi incelediğimizde karşımıza inanılmaz bir hakikat çıkmaktadır. Bazılarını Hocaefendi’nin eserlerine havale ederek tek tek 4 kapı 40 makam etrafında Hocaefendi’nin hayatına bir göz atalım istedim. Her bir kapıda ki makamlarda Hocaefendi'nin o özellikle ilgili vasfını veya sözünü nazara vermeye çalıştım :
Şeriat Kapısı:

1. İman etmek,

’’Allah, kolu kanadı kırıkların melcei ve menceidir. O, ibadet edenlerin Ma’bududur. O, dertlilerin dermanı, yaralı gönüllerin derdinin şifasıdır. O, kâinatın nuru ve ziyasıdır. Her şey O’nunla hallolur. O’nu bulduğun zaman, hâdiselerin senin başına getirdiği dağdağalardan, sıkıntılardan, belâ ve musibetlerden kurtulursun.’’

2. İlim ögrenmek,

’’İnsanlar arasında kıymet ve şeref, ilim ve mârifet iledir. Hasis ve değersiz bir adam bile her zaman zengin olabilir; ama, kat'iyen şerefli olamaz. Bir insanın okuyup-öğrendikleri ne kadar çok olursa olsun, hiçbir zaman onu okuyup-öğrenmekten alıkoymamalıdır. Gerçek ilim adamları, daha çok, sürekli araştırmalarının yanında, bildiklerini yetersiz bulan kimseler arasından çıkmıştır. Mektepler gerçek muallimlerin elinde mâbet hâline getirileceği âna kadar, hapishanelerin boşalabileceğini beklemek beyhûdedir.’’

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin okuttuğu talebelerle kitap müzakeresi yapmadan önce yaptığı dualara göz attığımızda niyetinin enginliğini daha iyi kavrarız : "Rabbimiz bizim ilim, iman, yakîn, tevekkül, teslim, tefvîz, sika, itmi'nan, ihlâs, vefa, sadakat, mârifet, muhabbet, iffet, ismet, fetanet, hikmet, hafıza ve Sana olan itimadımızı, Sana kavuşma aşk ve iştiyakımızı artır Allah'ım. Allah'ım, Sen'den kâmil ve dâim sıhhat ve afiyet, selim kalb istiyoruz. Allah'ım, havl ve kuvvetinden bize lutfet. Ey erhamürrahimin."

3. İbadet etmek,

‘’İbadetler Eşitliği Talim Eder. İbadetler, toplum içindeki farklılaşmayı asgarî seviyeye indirir ve insanlığın, öteden beri rüyâlarını görüp durduğu müsavatı gerçekleştirir. Namaz, oruç, hac, böyle bir fonksiyonu eda ettikleri gibi zekatın da bu konuda değerler-üstü değer ifade eden bir yeri vardır. Evet, zekat, zengin ile fakir arasındaki farklılaşmayı asgarî seviyeye indiren dinamik bir formüldür. Fakirden zengine karşı takınılması muhtemel kin, nefret, kıskançlık gibi tavırlar, ancak zekat formülüyle regüle edilirken, zenginin kibir ve gurur gibi sevimsiz duygulara kapılarak fakir üstünde sulta kurması da yine ancak zekatla önlenebilir ve böylece toplumda sulh ve sükûn temin edilmiş olur.’’

4. Haramdan uzaklasmak,

‘’Helal, kalbin cilası olduğu gibi, haram da onun karasıdır. İbadetlerinin mûteber, dualarının makbul ve çocuklarının salih birer kul olmasını arzu edenler, helal dairesinden ayrılmamaya azamî îtîna göstermelidirler.’’

5. Ailesine faydalı olmak,

Fethullah Gülen Hocaefendi hiç evlenmemiş ve tüm ömrünü iman ve Kur'ân'a hizmete adamış birisi olmasının yanında Annesi,Babasına çok derin saygısı ve kardeşleri ve akrabaları hakkında sürekli onların fakir kalmaları ve ancak dünyevi geçinecek kadar bir rızkla geçinmeleri hususunda dualar eden birisidir. Bunun sebebi ise onların geçici dünya metaına meyletmelerini istememe ve en önemli sebebi ise İman ve Kur'ân hizmetinde bulunanların yakınlarını kayırmalarıyla gönülleri fethetme davasına en büyük ihanetin yapılacağı korkusu olsa gerektir.

6. Çevreye zarar vermemek,

Çevreye zarar vermemek denilince bunu biraz açmak gerekmektedir. Çevreyi,doğayı ve kainatı bir sanat-ı ilahi olarak gören Gülen, maddi ve manevi düzenin bu nizama uygun hareket edilmekle tatbik edilebileceğini ifade eder. İnsanlara karşı hoşgörüsü ve hiçkimseyi kırmadan insanlarla ilişkisi herkesin malumudur. Lavaboya düşen bir karıncayı saatlerce kurtarmaya çalışacak kadar canlılara merhametlidir. Tüm bunların yanında çevre bilinci F.Gülen'de had safhadadır. Sevenlerine Ekoloji ve Sızıntı gibi dergiler çıkarttırarak bu bilinci tüm halka yayma duygu düşüncesi onda görülmektedir. F.Gülen, hem madden hemde manen kimseye ve hiçbir canlıya zarar vermeyecek kadar şefkatli ve tüm yaratılanları Allah'ın sanatı olarak gören birisidir.

7. Peygamberin emirlerine uymak,

‘’Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) her zaman dinin objektif yanını esas almış ve dengeyi tavsiye etmiştir. Çünkü, Allah Resûlü, muvazzaf bir müşerrîdir; O'nun söz, tavır ve ikrarları birer dinî emirdir. O bir hususta "evet" derse, artık o mesele kural olur ve herkesi bağlayan bir hüküm haline gelir. O rehber ve imamdır; İmam, "Allahu Ekber" diye seslenince rükûa gidilir; "Semiallahu limen hamideh" deyince ayağa kalkılır; bir kere daha tekbir getirince secdeye varılır. Onun ardında iseniz, farklı hareket edemezsiniz, her sözünü emir bilir ve uygularsınız. Nitekim, Allah Resûlü, haccın farz kılındığını Ashab-ı kirâma duyurunca, içlerinden birisi; "Her yıl mı?" demiş; Resûl-ü Ekrem (aleyhi ekmelü't-tehâyâ) ona cevap vermeyip susmuştur. O zat sorusunu üç defa tekrar edince; Peygamber Efendimiz bundan memnun olmamış, "Eğer ‘evet’ deseydim, hac üzerinize her yıl farz olurdu, buna da güç yetiremezdiniz" buyurmuştur. Evet, O söz kesen, mühür basan ve beyanı hüküm olan bir insandır; O’ndan sadır olan bir söz kuraldır ve ona uyma mecburiyeti vardır. Dolayısıyla, O dinin objektifliğini, kolaylaştırıp zorlaştırmamanın bir esas olduğunu ve insanların fıtratlarını gözeterek hükümler vermiş; ashabının sorularını bu zaviyelerden cevaplandırmıştır.’’

Bu hususta Abdullah Aymaz'ın şu ifadeleri gayet manidardır: '' Bediüzzaman Hazretleri ve Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi Türkiye'de insanlara sadece savaşları ve siyaseti değil; İslâmiyet'in geride kalan % 99'unu ve Peygamber Efendimiz'in (sas) hayat-ı seniyyesinin 62 yıl 10 ayını da tanıttılar. '' Hocaefendi Peygamber efendimizin adı anıldığında yüreklerin hoplayıp gözlerin yaşardığı bir aile ve tekkede yetişmiş birisidir.

Sonsuz Nur adlı vaaz kürsülerinde irad edilmiş beyanatı kaleme alınarak kitaplaştırılmış ve şu an Dünya'da çok ciddi ilgi ve alakaya mazhar olup 55 dile çevrilmiş durumdadır.

8. Şefkatli olmak,

Bediüzzaman Said Nursi'nin Acz fakr şevk şükür ve tefekkür yolunu yol edinmiş ve bu yolun gereklerinden olan tüm yaratılanlara şefkat ve merhamet yolunu benimsemiştir.. Bedduaya kapalıdır.

9. Temiz olmak,

''Hayatımın belli dönemlerinde belki üç gün yiyecek bir şey bulamadığım olmuştur; fakat, hiçbir zaman giyeceğim elbiselerimden taviz vermedim. Çoğu zaman sadece bir kat elbisem olmuştur ama hep ütülü, hep temiz giyinmişimdir. Derbeder giyinerek başkalarını kendine acındırmak asla hoş görülemez. Odanızda yalnız oturuyorken dizlerinizi ellerinizle örtecek şekilde yamalı elbiseler giyebilirsiniz; o başka mesele.'' diyen Hocaefendi giyim kuşamına son derece dikkatli ve titiz ve İslâm'ın güzelliklerini temsil edici bir şekilde temizliğe çok dikkat eden birisidir.

10.Yaramaz işlerden sakınmak,

‘’Kulluğunun idrakinde bulunan bir iman erine düşen vazife, Sonsuz karşısında sıfır olmaktır.Kendini sıfırlamayanlar Sonsuz’a kat’iyen ulaşamazlar.‘’

‘’Ben de Hazreti Üstad gibi diyeyim; belki elli senedir dünya zevki namına bir şey bilmiyorum.’’

‘’Meselelerin hep cismaniyete bağlı götürüldüğü günümüzde kalbe doğru yönelişe, insanların nazarlarını kalbe çevirmeye ve şefkat hissini harekete geçirmeye çok ihtiyacımız var.’’

Aleviliğin yukarıdaki saydığımız Şeriat kapısının 10 makamından geçenler Tarikat kapısından içeri girmiş kabul ediliyorlar. O makamlarda şu şekilde sıralanıyor:

Tarikat kapısı:

1. Tövbe etmek,

‘’Yanlışlıkla gözüne, kulağına bir şey iliştiği zaman, hemen tevbe ve istiğfarla Rabbine yönelmeli ve: 'Allah'ım, bunu nasıl yaptım bilemiyorum! Böyle bir günah işlemekten dolayı Sen'den çok utanıyorum' deyip o günahtan duyduğu üzüntüyü dile getirmelidir. Öyle ki bu pişmanlıktan kaynaklanan hüzün, onun bütün benliğini sarmalı ve kalbinin ritmini değiştirmelidir.’’

2. Mürşidin öğütlerine uymak,

Hocaefendi, ilkin Allah'ın emirlerine ve Resulünün (aleyhisselam) sünnetine ittibaya ve selef-i salihinin düstur ve öğretilerine Küçük yaşlardaki hocası Alvarlı Hace Muhammed Lutfî (rh) hazretlerine, anne ve babasına ve tanıdığı andan beridir O'nu Pir-i Muğan bellemiş İmam-ı Ali'nin soyundan gelen ve hem Hasanî hem de Hüseynî olan Bediüzzaman'a karşı son derece saygılı ve edepli ve itaatlidir.

3. Temiz giyinmek,

Temiz titiz ve tertiplidir.

4. İyilik yolunda savaşmak,

Sanki bu iş için yaratılmış gibidir.

5. Hizmet etmeyi sevmek,

İyilik yolunda savaşmaktan kasıt tüm insanların gönüllerine hak ve hakikati duyurma aşk ve şevk ve isteği ve aksiyonudur. Bu özellikler Hocaefendi’nin olmazsa olmaz vasıflarıdır.

6. Haksızlıktan korkmak,

Hak rızasına kilitlenmiş yüce bir kamet olan Hocaefendi, Hakk’ın kullarına haksızlık karşısında ötelerde bunun hesabını ve hesabın şiddetini en iyi bilenlerdendir...

7. Ümitsizliğe düşmemek,

Ümitsizliğin kafir sıfatı olduğunu ifade buyururlar her dem.

8. İbret almak,

Tarihi hadiseleri hallaç eden ve Peygamberimiz aleyhisselam’ın asr-I saadeti ve devamındaki 5 asrı en iyi gözlemleyen,bilen ve ibretler alıp dersler çıkartan ve asrımızdaki insanlara ve talebelerine tenbihlerde bulunan birisidir.

9. Nimet dağıtmak

Kimse Yok mu Derneğinin faaliyet alanlarına baktığımızda bugün Uluslararası çapta Dünya'nın her yerine yardım eli uzattıkları görülecektir.

10. Özünü fakir görmek

(Ne enteresandır ki Bediüzzaman'ın Kur'an'dan en kısa ve kestirme ve salim tarik dediği ve yol edindiği ACZ,FAKR,ŞEVK ŞÜKÜR VE TEFEKKÜR yolu özünü fakir bilmenin ve Malikü'l Mülk'ün tüm herşeyin sahibi bulunduğunun ipuçlarını veriyor bizlere.

Tarikat kapısının makamlarından ilerleyen salik Marifet kapısına yaklaşır. Buradada 10 makam bulunmaktadır:

Marifet kapısının makamları:

1. Edepli olmak,

Hocaefendi bu hususta .ok hassastır. ''İnsanlara karşı edep çerçevesinde hareket etmeyenlerin, Allah’a karşı edepli olmaları beklenemez.'' buyurmaktadır.

2. Bencillik, kin ve garezden uzak olmak,

Bedduaya sonuna kadar kapalı ve 'Muhabbete muhabbet ve Düşmanlığa düşmanlık beslemek' tarzında hayatını örgülemiş Fethullah Gülen Hocaefendi, herşeyini Allah rızası yolunda Vatanı milleti ve inananlar ve tüm insanlığın selameti için seferber etmiştir.

3. Perhizkârlık,

O'nu tanıyan bilenler ne kadar az yiyecekle ve az uyku ile ve sadece kendisinin ifadeleri eşliğinde Sohbet-i Canan yani Allah ve Resulü ve Sahabe efendilerimiz ve İman ve Kur'ân hizmetleri doğrultusunda konuştuğunu bilirler...

4. Sabır ve kanaat,

'aktif sabır' tabirini terminolojimize kazandırmış ve pasif bir sabırdan ziyade aksiyon içerisinde Vatanına milletine ve tüm insanlığa hizmet ederek Peygamber yolunun gereği noktasında sabrı öğütlemiştir. Ve kesinlikle Sabredilen şeyin sonunun esasen gönüllerin fethi olduğunu belirtmiştir.

5. Haya,

F. Gülen Haya ve edep insanıdır. O'nda Haya ve Utanma çok derin çapta ele alınır. 1984'te söylenmiş şu ifadelere dikkatle bakın : '' Utanıyorum; yıkılıp giden hayâ hissinden ve ortalığı saran yüzsüzlükten! Utanıyorum, milletime karşı vefâsızlıktan ve onun çeşitli erozyonlarla aşınıp gitmesi karşısında hissizlikten, umursamazlıktan! Utanıyorum, hakkı tutup kaldıramamadan ve onu bâtılın savletinden kurtaramamadan! ...'' Keşke, toplumun manâ ve ruh sefâleti karşısında, ürpermeyen gönüllerimizden, yaşarmayan gözlerimizden utanabilseydik! Keşke, yıllar yılı insanımızın câhil ve görgüsüz bırakılışından, gençliğin insafsızca ihmâl edilişinden utanabilseydik! Keşke, bugünün işini yarına, yarınınkini de öbür güne bırakmış olmamızdan ve hâlledilmedik dağlar kadar problemlerden utanabilseydik! Tarihten ve gelecek nesillerden utanmasak bile, keşke Allah'tan utanabilseydik!

6. Cömertlik,

Hocaefendi, Cimriliğin Allah'ın sevmediği bir sıfat olduğundan bahisle Cömertliğin önemine sürekli işarette bulunurlar. Etrafındaki hayırsever insanları hep hayra teşvik etmiş ve tüm dünyada hangi millet ve ırk ve inançtan olursa olsun muhtaç gönüllerin imdadına koşturmuş ve teşvik etmiştir. Bu kişilerden merhum Hacı Kemal Erimez en güzel örneklerden birisidir. Tüm herşeyiyle cömertliğin temsilcisi olmuş ve Tacikistan'da birçok okul yaptırmıştır.

7. İlim,

Hocaefendi, zaman zaman latifevârî bir uslûpla: "Melekler talebe-i ulumun canını bal, kaymak yedirerek, acıtmadan alırmış." buyurarak sürekli öğrenme istiyaki içinde talebe olarak kalmayı teşvik etmektedir. Hasılı, Hocaefendi'ye göre ders, tedris ve ilim öğrenmekten asıl maksat imanın, mârifet ufkuna ulaştırılması, mârifetin muhabbetle derinleştirilmesi ve dur durak bilmeden hasbilik ve adanmışlık ruhuyla kanatlanarak ı'lâ-yi kelimetullah yoluyla Allah'ın hoşnutluğunu yakalamaya çalışmaktır.

8. Hoşgörü,

Aç herkese açabildiğin kadar sîneni, ummanlar gibi olsun! İnançla geril ve insana sevgi duy; kalmasın alâka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül..!

Sevgiyi sevip düşmanlığa düşman olmak, inançla coşan bir kalbin en mümeyyiz vasfıdır. Herkesten nefret ise, ya gönlü şeytana kaptırmışlık veya bir cinnet eseridir. Sen, insanı sev; insanlığa hayran ol..!

9. Özünü bilmek

''Her insanın ilk ve en birinci vazifesi, kendini keşfedip tanıması ve bu sayede aydınlanan mahiyet adesesiyle dönüp Rabbine yönelmesidir. Kendi mahiyetini tanıyıp bilmeyen ve Yüce Yaratıcısıyla münasebet kuramayan bahtsızlar, sırtlarında nasıl bir hazine taşıdıklarını bilemeyen hamallar gibi yaşar ve hamallar gibi göçer-geçer giderler.''

10. Ariflik

''Hakk yolcusunun bütün bütün ağyara kapandığı, tamamıyla nefsânîliğe karşı gerilime geçtiği ve kendini huzûrun gel-gitlerine saldığı bu nokta ma’rifet noktasıdır. Bu nokta etrafında dönüp durana irfan yolcusu, başı bu noktaya ulaşana da "ârif" denir.''

Hakikat kapısının makamları:

1. Alçakgönüllü olmak,

Son derece tevazu sahibidir.

2. Kimsenin ayıbını görmemek,

Bu hususta Peygamberimiz aleyhisselam’ın sünnetini rehber edinmiştir.

3. Yapabileceğin hiçbir iyiliği esirgememek,


Hiçbir iyiliği esirgemez. En temel ihtiyaçlardan eğitim alanında ve sağlık alanında ve fakirlere yardımda etrafındaki tüm herkese seferber eder.

4. Allah’ın her yarattığını sevmek,

‘’Sevgiyi sevip düşmanlığa düşman olmak, inançla coşan bir kalbin en mümeyyiz vasfıdır. Herkesten nefret ise, ya gönlü şeytana kaptırmışlık veya bir cinnet eseridir. Sen, insanı sev; insanlığa hayran ol..!’’

5. Tüm insanları bir görmek,

‘’Aç herkese açabildiğin kadar sîneni, ummanlar gibi olsun! İnançla geril ve insana sevgi duy; kalmasın alâka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül..!’’

6. Birliğe yönelmek ve yöneltmek,

Tüm inananları ve tüm insanları birliğe tevhide ve hak ve hakikatin güzellerden güzel aydınlık dünyasına yöneltmek ve herkesin cennete gitmesini istemektedir.. Hizmet alanları itibariyle eğitim ile marifet ehli nesiller yetiştirerek cehalete savaş açmıştır.

7. Gerçeği gizlememek,

Her doğruyu heryerde söylemek doğru değildir sözünden hareketle karşısındaki muhatabının kaldırabileceği kadarını İslâm’ın kolaylaştırın zorlaştırmayın ermine ittibaen ifade ederler. Gerçeğin gizlenmesi diye birşey mevzubahis olamaz. Gerçek yani Hakk açık ve seçiktir. Hakk’ın kullarına hak ve hakikatleri seviyelerine gore talim buyuran ve ilkin kendisi onları yaşayan seçkin bir Allah dostudur.

8. Manayı bilmek,

Her işin ve her şeyin maddiyatı ve dışyüzü kadar manası ve muhtevası ve maneviyatınada ve hikmet boyutunada önem veren son derece denge insanıdır.

9. Tanrısal sırrı öğrenmek ve 10.Tanrısal varlığa ulaşmak

İlahi sırlar, Fena fillah, beka billah gibi tasavvufî anlamda hem aklî hem ruhî hem de kalbî seyahatini içeren KALBİN ZÜMRÜT TEPELERİ adlı eseri bu hakikatleri bizlere fısıldar.

Son olarak ifade etmek isterim ki Said Nursî gibi seyyid ve şerif (Hasanî ve Hüseynî) bir zat kendi eserleri arasında çok önemli bir yere sahip olan İhlas risalesinde şu tespitte bulunur : ‘’İmam-ı Ali (radiyallahu anh) ve Gavsı Azam Abdülkadir Geylani (ks) Hazretlerinden bahisle; "böyle manevi kahramanları arkanızda zahir başınızda üstad bulmak isterseniz ihlası tammı (tam ihlası ) kazanınız" der. Hatta devamında ihlassızca hareketler neticesi bu manevi iki zatın biiznillah tasarrufatı neticesi şefkat tokatlarının ve ikazlarının gelebileceğini belirtir. Alevilik İmam Ali’nin yolu ise tüm sünni müslümanlar bu yoldadır demektir. Alisiz bir alevilik düşünülemez ve tasavvur edilemez. 4 kapı ve 40 makamıda okuyunca bu düsturlara itiraz edecek bir sünni müslüman bulunamaz diye düşünüyorum. Kimi itirazlar yükselsede Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Alevi dedesi İzzettin Doğan ile başlattığı Cami Cemevi projesi 4 kapı 40 makam doğrultusunda donanımlı ve manen aydınlanmış nesillerin yetiştirilmesine vesile olacaktır. 4 kapı 40 makamın gereklerine inanan her fert bu projeye destek olmalı. Bendeniz muhabbetten dolayı 4 kapı 40 makamı okurken Fethullah Gülen Hocaefendi’yi nazara verdim. Aleviliği aynen bir Mevlevilik gibi düşünüyorum. Öyle görmek istiyorum. Nasıl ki Mevlana’nın öğretileri düsturları seması varsa Aleviliğinde semahı ve öğretileri ve düsturları var olduğunu görüyor ve daha iyi anlıyor ve kavrıyorum. Tanışmaya ve kaynaşmaya ihtiyacımız var. Ehil kişiler bu sebeple alevileri ve sünnileri bölmeye çalışanlara prim vermemeliler diye düşünüyorum.


Salih G.Sevgican

08.10.2013


 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.