YEDÝ GÜNLÜKLER

27 Aralýk 2006 12:12 / 2265 kez okundu!

 

Eski bir yazýdan yeni bir yorum yaratmak için ve "geride kalan ruhlarýmýzýn" bize yetiþmeleri için koþtuðumuz yolda býraktýklarýmýz ve görmezden geldiklerimiz için bir hatýrlatma P.M.'den.


Ofisten çýktým. Canhýraþ koþuyorum. Güneþ yazlýk ýþýklarýný bahþetmiþ sýmsýcak. Eve çýktým. 7.kata Plevne’de. Elimdekileri býraktým. Üstümü deðiþtim. Aþaðý indim. Hala koþuyorum. Ellerim yani týrnaklarým þeytani vaziyette. Gül’e manikür’e yetiþiyorum. Toplam yarým saat vaktim var. Sonra þehir dýþýnda bir habere koþucam. Atatürk Lisesi’nin önünde Papatya bekleyecek, ayný yere Oðul da yetiþecek. Koþuyorum. Önümde tanýdýk biri, Nur’u geçiyorum. Hem koþup hem de ondan özür diliyorum. Sollayýp elli metre geçmiþken Nur baðýrýyor “Pervin”, sonra da koþmaya baþlýyor. “Seninle konuþmam için koþmam gerekiyor, biliyorum “diyen Nur nefes nefese kalana kadar sohbet koþusunu sürdürüyor. Ardýndan da ekliyor ; “Bir kova öbür kovayla her koþulda gevezelik edebilir.” Bu koþan sohbetin ardýndan kan ter içinde Gül’ün iþ yerine girdim. Oley! Tam zamanýnda... Ellerim gül yapraklý sulardan, papatyalar dökülmüþ sularýn ve aroma terapik esanslarýn koyulduðu pirinç kaselerin içine girdiðinde “Ne iþ, bahar geldi galiba?” Dedim. Bir týrnak sanki heykeltraþca yontuluyor. Bitmek bilmiyor. Ojeler her zaman ki gibi kurumadan bozuluyor. Koþuyorum.
Koþuyorum...Yetmiyor. Taksiye biniyorum. Telefon ediyorum. Okulun önünde ipi göðüslüyorum. Birinci gelmemiþim. Papatya da, Oðul da benden önce gelip, bekliyorlardý iþte. Ýnsanlar benim hep koþtuðumu ve dakik olduðumu sanýyorlar.
Oysa her yere kýtýkýtýna yetiþmeye çalýþan ben, üstüne üstlük hep beþ dakikada hazýrlanacaðýmý sanýrým. Ucu açýk saatlerde ise iyice çarçur ederim zamaný.
Ne yaparsýnýz iþte nakýþ tutmayan kadýnlardaným. Düþmanlarýma hala yalakalýk edenlerden, herkese ve herþeye sorumlu olanlardan. Utananlardan, suçu hep kendinde arayanlardan. Kazýk atanlardan deðil kazýk yiyenlerden. Hem þen ruhlu bir yazar hem çaresiz insana hayat öpücüðü veren poplin dudaklý insanlardan olamaz mýyým caným? Elbette olurum. Yalnýzca kediler ve çocuklar sevmez disiplini, yetiþkinler de disipline ihtiyaç duyarlar. Özellikle benim gibi nakýþ tutmayanlar. Özgürlüklerine gölge inecek diye ödü kopanlar en çok disipline ihtiyacý olanlardan.
Haftanýn beþ günü koþuyorum, hep ipi ikinci, beþinci göðüslüyorum. Birinci olduðum hangi konu var diye düþünüyorum. Pat diye bir birincilik öyküsü gelmiyor aklýma. Ama ikinciliklerim küt diye düþüyor önüme. Ýlkokulu Bayýndýr Kazým Dirik Ýlkokulu’nda okudum. Okul ikinciliðime çok sinirlenmiþtim. Al yanaklý tombak okul müdürümüz Ýrfan bey’e havuz baþýndaki törende kafa tutmuþtum bücür halimle. Seher, okul birincisi yani ölesiye kýskandýðým sýnýf arkadaþým. Ne beþ sene mandolin çalmýþtý ne flüt ne harmonika. O hep çöpten adam yapmýþtý, ben sahicisinden. Hadi diyordum bütün derslerden yýldýzlý pekiyi alýyoruz kabul ama sanat da eþit deðiliz diye yakarmýþtým. Müdür de ukalalýðým karþýsýnda morararak hayatýmý alt üst eden cevabý yapýþtýrmýþtý.; “Sen de çok çalýþsaydýn, birinci olsaydýn” Yaldýzlý hatýra defterini alamayýp kalem takýmýný kös kös cepleyip gitmemin üzerinden epey geçti. Ve ben daha yeni düþünüyorum galiba sýnýfa her geliþimde ter içindeydim ve Seher hep sýrasýnda uslu ve olgun öðretmenini beklemekteydi. Bu ilk büyük yenilgimdi. Sonrakileri sýralamaya sayfalar yetmez. Vakit öldürmenin bin bir yolu için iyi bir kaynakça olabilir.
Amaaaaaa... Öyle yok yaðma. Artýk bir disiplin duygusu oluþtu.Tabii bu benim her hangi bir yarýþmada beþinci ya da sonuncu olmamý deðiþtiremese de yedinci günüme muazzam bir kalite farký getirdi. Pazarlarým garantili. Na’aber. Artýk tatlý zamanlarda kendimi geri ödüyorum. Tam bir disiplin içinde ve efektif davranarak uyuz ve tembel pazar günlerimi dinamik, taze, iþtahlý ve yaratýcý ve hareketli hale getirdim Yedinci gün kýymetlidir, çabuk geçer. Sonuçta beþ gün koþuyorum, altýncý gün yavaþlayýp hafiften aðýz ayýrýyorum. Yedinci gün erkenden güne baþlayýp, yürüyorum, kitap okuyorum, gazete okuyorum, sinemaya gidiyorum, denizi, yeþili kokluyorum, müzik dinliyorum, sevdiklerime zaman ayýrýyorum. Bir þey söyleyeyim mi televizyon bile seyrediyorum.
Seher bunlarý yapýyor mu çok merak ediyorum?

Pervin Mýsýrlýoðlu

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.